Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 3643
| İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
| Doesn't look like nothing. | Hiçbir şeymiş gibi görünmüyor. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Nothing to worry about. False tip. | Endişelenecek bir şey yok. Yanlış ipucu. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Anyone arrested? | Kimse tutuklandı mı? | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Someone must've tipped 'em off about Yusuf. | Birisi Yusuf'u ihbar etmiş olmalı. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| And I know who. | Kim olduğunu biliyorum. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Harrison, what's going on? | Harrison, neler oluyor? | American Odyssey-1 | 2015 | |
| I trusted you about Yusuf. | Yusuf konusunda sana güvendim. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| How could you! | NasıI yaparsın! | American Odyssey-1 | 2015 | |
| What...? | Ne...? | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Call the police. | Polisi aradın. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| I was this close to finding out who killed my father, | Babamı kimin öldürdüğünü bulmaya çok az kalmıştı, | American Odyssey-1 | 2015 | |
| and you blew it. | onun da içine sıçtın. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| You had no right to do that. | Bunu yapmaya hiç hakkın yoktu. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Harrison, he's a terrorist. | Harrison, o bir terörist. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| See, you don't know that. | Bak, bunu bilmiyorsun. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| It doesn't matter what I know or don't know. | Biliyorum ya da bilmiyorum ne olduğunun önemi yok. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| According to the US government, he's a terrorist. | ABD hükümetine göre, o bir terörist. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| And until they determine otherwise... Harrison? | Ve aksi takdirde onlar karar verene dek... Harrison? | American Odyssey-1 | 2015 | |
| You're putting... Harrison? | Sen... Harrison? | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Harrison, what's happening? | Harrison, ne oluyor? | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Harrison Walters? What's happening? | Harrison Walters? Neler oluyor? | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Yes. Homeland Security. | Evet. İç Güvenlik. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Wait, why? What's going on? Harrison? | Bekle, niçin? Neler oluyor? Harrison? | American Odyssey-1 | 2015 | |
| We found your prints at the home of a known terror suspect. | Bilinen bir terör zanlısının evinde parmak izlerini bulduk. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| What? You're under arrest. | Ne? Tutuklusun. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Where are you taking my son? Keep her back. | Oğlumu nereye götürüyorsunuz? Onu geri çekin. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Keep her back. You can't! | Onu geri çekin. Yapmayın! | American Odyssey-1 | 2015 | |
| What? Where... they're taking my son! | Ne? Oğlumu... nereye götürüyorsunuz! | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Harrison! Let me go! | Harrison! Gidelim! | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Harrison? Harrison? | Harrison? Harrison? | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Get down! Why did you come here? | Yere yat! Neden buraya geldiniz? | American Odyssey-1 | 2015 | |
| He's not going to help us, is he? | Bize yardım etmeyecek, değil mi? | American Odyssey-1 | 2015 | |
| No reporters, especially that Ruby woman. | Muhabir yok, özellikle Ruby adlı şu kadın. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| She could be helpful. Trust me, she isn't. | Yararlı olabilir. Güven bana, onun yararı olmaz. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Harrison Walters? Yes. | Harrison Walters mi? Evet. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Homeland Security. Stay the hell away from Maya. | İç Güvenlik. Maya'dan uzak dur. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Or what? | Yoksa ne? | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Protect it with your life. 1 | Hayatın pahasına koru. 1 | American Odyssey-1 | 2015 | |
| They are in my suite. I'm in danger... I'm afraid. | Onlar odama girdiler. Tehlikedeyim... Korkuyorum. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| I need to hear from you, please. | Senden duymak istiyorum, lütfen. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Ne oldu? | American Odyssey-1 | 2015 | ||
| O iyi mi? | American Odyssey-1 | 2015 | ||
| Onu rahat bırakın! | American Odyssey-1 | 2015 | ||
| Bunu Osela'lar yaptı. | American Odyssey-1 | 2015 | ||
| Şehrin çıkış yollarının tümüne kontrol noktaları kurulmasını istiyorum. | American Odyssey-1 | 2015 | ||
| DURMAYIN! | American Odyssey-1 | 2015 | ||
| Cameron broke up with her. | Cameron ile ayrıldılar. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| You know, you should really go talk to her. | Gerçekten onunla konuşman gerektiğini biliyorum. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| In a minute. | Bir dakika içinde. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| First I need to talk to you. | Önce seninle konuşmak istiyorum. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Outside. | Dışarda. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Please, Sarah. | Lütfen, Sarah. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Just... outside. | Sadece... dışarda. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Peter, what's going on? | Peter, neler oluyor? | American Odyssey-1 | 2015 | |
| They may have bugged the house. | Evde dinleme cihazı olabilir. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Societele. | Societele. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| I have information about their criminal activity. | Onların suç faaliyetleri hakkında bilgim var. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Black Sands. The cover up. | Black Sands. Örtbas ediyor. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Murder, extortion, on and on. | Cinayet, gasp, durmadan. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Well, did you call the police? I can't. | Peki, polisi aradın mı? Yapamam. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| It's complicated. But you have evidence. | Karışık bir durum. Ama senin kanıtın yok. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Will you just listen? There's more. | Sadece dinler misin? Daha da fazlası var. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| I discovered a file about a Societele project | Societele'nin bir projesini buldum.. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| called Socrates. | adını Socrates koymuşlar. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| It's why Simons Wachtel recruited me, | Neden Simons Wachtel beni işe aldı, | American Odyssey-1 | 2015 | |
| why I was assigned the SOC merger. | bu yüzden beni SOC ile birleşme işine atadılar. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| They think I can influence Sophia bec... | Sophia'yı etkileyebileceğimi düşünüyorlar... | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Because... because of our past. | Çünkü... onunla geçmişimi biliyorlar. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| You mean affair. | İlişkiniz demek istiyorsun. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| An affair that ended four years ago. | Dört yıl önce biten bir ilişki. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| So why would they think you could influence her now? | Peki neden şimdi onu etkileyebileceğini düşünsünler ki? | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Look, I don't know, okay? Look, it doesn't matter why. | Bak, bilmiyorum, tamam mı? Bak, neden olduğu önemli değil. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| The point is they expect us to cooperate. | Onlar bizimle uzlaşma noktası arıyor. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| They know things about us. | Onlar hakkımızda bir şeyler biliyorlar. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| About our lives. | Hayatlarımız hakkında. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Where you shop. | Nereden alışveriş ediyoruz. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Josh's route to school. | Josh okula hangi yoldan gidiyor. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Maya's... Maya's Facebook page. | Maya'nın... Maya'nın Facebook sayfası. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| So what are you saying? | Yani ne diyorsun? | American Odyssey-1 | 2015 | |
| If you don't do what they want, they'd hurt the children? | Eğer isteklerine yok dersen, çocuklara zarar verirler mi? | American Odyssey-1 | 2015 | |
| I think they're capable of anything. | Bence, her şeyi yapabilirler. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| So I want you to take the kids | Senin çocukları alıp | American Odyssey-1 | 2015 | |
| and stay with your mother for a while. | bir süre annenin yanında kalmanızı istiyorum. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Peter, what have you done? | Peter, sen ne yaptın? | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Just know, | Şunu bil, | American Odyssey-1 | 2015 | |
| whatever I have to do, I will get our life back. | Yapmam gerekeni yapıp, hayatımızı geri alacağım. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| I promise you. | Söz veriyorum. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| You tell me the truth. | Bana gerçeği söyle. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Is Maya right? | Maya haklıydı değil mi? | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Did you have something to do with that boy getting hurt? | O çocuğun zarar görmesiyle bir ilgin var mıydı? | American Odyssey-1 | 2015 | |
| I had no choice, Sarah. | Başka çarem yoktu, Sarah. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| He worked for SOC. | O SOC için çalışıyordu. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| He... he was hired to spy on me. | O... beni gözetlemek için işe alınmıştı. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| On us. | Bizi. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| To intimidate me. | Beni korkutmak için. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| I'm going to go pack. | Ben toparlanmaya gidiyorum. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| How many days will it take to get to Algiers? | Cezayir'e varmamız kaç gün sürer? | American Odyssey-1 | 2015 | |
| 12, maybe 13. | 12, belki 13. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| 15 at most. | En fazla 15. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| On bir günden fazla kalırsan öldün demektir. | American Odyssey-1 | 2015 |