Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 73
İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
This is the first time Miles has been out in the open in two years. | Miles iki yıldır ilk kez bu kadar açığa çıkıyor. Miles iki yıldır ilk kez bu kadar açığa çıkıyor. Miles iki yıldır ilk kez bu kadar açığa çıkıyor. | 12 Rounds-3 | 2009 | |
The director has no idea you're about to cut a deal. | Yöneticinin bir anlaşmayı bozduğunuzdan haberi olmayacak mı? Anlaşma diye bir şey yok. | 12 Rounds-3 | 2009 | |
We use Samuel and Joshua to get to Miles. We bring 'em all down. | Samuel ve Joshua'yı sadece Miles'a erişmek için kullanıyoruz. Hepsini yakalayacağız. Samuel ve Joshua'yı sadece Miles'a erişmek için kullanıyoruz. Hepsini yakalayacağız. Samuel ve Joshua'yı sadece Miles'a erişmek için kullanıyoruz. Hepsini yakalayacağız. | 12 Rounds-3 | 2009 | |
Nobody's going anywhere, Ray. This time, he's not getting away from me. | Kimsenin bir yere gittiği yok, Ray. Bu kez elimden kurtulamayacak. Kimsenin bir yere gittiği yok, Ray. Bu kez elimden kurtulamayacak. Kimsenin bir yere gittiği yok, Ray. Bu kez elimden kurtulamayacak. | 12 Rounds-3 | 2009 | |
Just give me the scoop, man. So, you gonna pop the question, or what? | Yeni haberler sende, adamım. Şimdi de evlenme mi teklif edeceksin? Yeni haberler sende, adamım. Şimdi de evlenme mi teklif edeceksin? Yeni haberler sende, adamım. Şimdi de evlenme mi teklif edeceksin? | 12 Rounds-3 | 2009 | |
I'm just saying, you know, you move in with the lady, the ring usually comes next. | Yani, bilirsin, bir kızla eve çıkıyorsan, bunun ardından genelde yüzük gelir. Yani, bilirsin, bir kızla eve çıkıyorsan, bunun ardından genelde yüzük gelir. Yani, bilirsin, bir kızla eve çıkıyorsan, bunun ardından genelde yüzük gelir. | 12 Rounds-3 | 2009 | |
Bro, it's been two weeks. | Ahbap, daha iki hafta oldu. Ahbap, daha iki hafta oldu. Ahbap, daha iki hafta oldu. | 12 Rounds-3 | 2009 | |
And? Yeah, you've lived with, like, 14 different girls. | Yani? Evet, bugüne kadar yaklaşık 14 farklı kızla birlikte yaşayan sensin. Yani? Evet, bugüne kadar yaklaşık 14 farklı kızla birlikte yaşayan sensin. Yani? Evet, bugüne kadar yaklaşık 14 farklı kızla birlikte yaşayan sensin. | 12 Rounds-3 | 2009 | |
Why, yes, I did. But I'm sexier than you. [Laughing] | Evet, aynen öyle. Ama ben senden daha seksiyim. Evet, aynen öyle. Ama ben senden daha seksiyim. Evet, aynen öyle. Ama ben senden daha seksiyim. | 12 Rounds-3 | 2009 | |
I mean, if a freakishly large man such as yourself... | Yani, senin gibi çok rahat biri, Molly gibi hoş bir... Yani, senin gibi çok rahat biri, Molly gibi hoş bir... Yani, senin gibi çok rahat biri, Molly gibi hoş bir... | 12 Rounds-3 | 2009 | |
is gonna keep a fine woman like Molly, you're gonna have to put her in cuffs. | ...kadını elinden kaçırmak istemiyorsa, onu kelepçelese iyi eder. ...kadını elinden kaçırmak istemiyorsa, onu kelepçelese iyi eder. ...kadını elinden kaçırmak istemiyorsa, onu kelepçelese iyi eder. | 12 Rounds-3 | 2009 | |
E.T.A: two minutes. Cameras are up inside the wharf. | Varış zamanı 2 dakika. Rıhtımdaki kameralar hazır. Varış zamanı 2 dakika. Rıhtımdaki kameralar hazır. Varış zamanı 2 dakika. Rıhtımdaki kameralar hazır. | 12 Rounds-3 | 2009 | |
[Miles On Radio] Punctual, Sam. I like that. | Tam vaktinde, Sam. Bu hoşuma gitti. Tam vaktinde, Sam. Bu hoşuma gitti. Tam vaktinde, Sam. Bu hoşuma gitti. | 12 Rounds-3 | 2009 | |
We got audio now. Reading five by five. Okay, we're in first position. | Sesi alıyoruz. Gayet net geliyor. Pekâlâ, ilk pozisyondayız. Sesi alıyoruz. Gayet net geliyor. Pekâlâ, ilk pozisyondayız. Sesi alıyoruz. Gayet net geliyor. Pekâlâ, ilk pozisyondayız. | 12 Rounds-3 | 2009 | |
All teams, on my mark. | Tüm ekipler, işaretimle birlikte. Tüm ekipler, işaretimle birlikte. Tüm ekipler, işaretimle birlikte. | 12 Rounds-3 | 2009 | |
We get Miles to lead us to the location of the guns, we proceed with extract. | Miles, bizi silahların yerine yönlendirince harekete geçiyoruz. Miles, bizi silahların yerine yönlendirince harekete geçiyoruz. Miles, bizi silahların yerine yönlendirince harekete geçiyoruz. | 12 Rounds-3 | 2009 | |
Okay, so... this is how this rodeo is gonna work. | Pekâlâ... İşin nasıl yürüyeceğini söyleyeyim. Pekâlâ... İşin nasıl yürüyeceğini söyleyeyim. Pekâlâ... İşin nasıl yürüyeceğini söyleyeyim. | 12 Rounds-3 | 2009 | |
You give me the briefcase... | Siz o çantayı bana verirsiniz... Siz o çantayı bana verirsiniz... Siz o çantayı bana verirsiniz... | 12 Rounds-3 | 2009 | |
I give you the P.D.A. with the coordinates to the weapons. | ...ben de size silahların yerini gösteren avuçiçi bir bilgisayar veririm. ...ben de size silahların yerini gösteren avuçiçi bir bilgisayar veririm. ...ben de size silahların yerini gösteren avuçiçi bir bilgisayar veririm. | 12 Rounds-3 | 2009 | |
It's all very simple. No. | Hepsi bu kadar basit. Hayır. Hepsi bu kadar basit. Hayır. Hepsi bu kadar basit. Hayır. | 12 Rounds-3 | 2009 | |
I can't do this. | Bunu yapamam. Bunu yapamam. Bunu yapamam. | 12 Rounds-3 | 2009 | |
Don't you do this, you son of a bitch. | Bunu yapamaz mısın? Seni aşağılık herif. Bunu yapamaz mısın? Seni aşağılık herif. Bunu yapamaz mısın? Seni aşağılık herif. | 12 Rounds-3 | 2009 | |
You can't do what? | Neyi yapamazsın? Neyi yapamazsın? Neyi yapamazsın? | 12 Rounds-3 | 2009 | |
[Static Crackling] I set you up. | Seni oyuna getirdim. Seni oyuna getirdim. Seni oyuna getirdim. | 12 Rounds-3 | 2009 | |
The F.B.I. knows you're here. They're watching us right now. | FBI burada olduğunu biliyor. Şu anda bizi izliyorlar. FBI burada olduğunu biliyor. Şu anda bizi izliyorlar. FBI burada olduğunu biliyor. Şu anda bizi izliyorlar. | 12 Rounds-3 | 2009 | |
They They know you're here. | Burada olduğunu biliyorlar. Burada olduğunu biliyorlar. Burada olduğunu biliyorlar. | 12 Rounds-3 | 2009 | |
And now I'm never gonna see my brother again. | Ve ben kardeşimi bir daha asla göremeyeceğim. Ve ben kardeşimi bir daha asla göremeyeceğim. Ve ben kardeşimi bir daha asla göremeyeceğim. | 12 Rounds-3 | 2009 | |
Half an hour, Lake Pontchartrain Causeway. | Yarım saat içinde, Lake Pontchartrain Geçidi'nde. Yarım saat içinde, Lake Pontchartrain Geçidi'nde. Yarım saat içinde, Lake Pontchartrain Geçidi'nde. | 12 Rounds-3 | 2009 | |
You bring me my brother, I'll bring you Miles. | Bana kardeşimi getir, ben de Miles'ını sana vereyim. Bana kardeşimi getir, ben de Miles'ını sana vereyim. Bana kardeşimi getir, ben de Miles'ını sana vereyim. | 12 Rounds-3 | 2009 | |
That is, of course, if he makes it that long. | Tabii, o kadar uzun süre dayanabilirse. Tabii, o kadar uzun süre dayanabilirse. Tabii, o kadar uzun süre dayanabilirse. | 12 Rounds-3 | 2009 | |
Holy shit. Hey, let's move. | Lanet olsun. Hadi yürüyün. Lanet olsun. Hadi yürüyün. Lanet olsun. Hadi yürüyün. | 12 Rounds-3 | 2009 | |
Get me an outside feed. Give me the outside feeds! | Bana dış alan beslemelerini gönder! Hemen geliyor. Bana dış alan beslemelerini gönder! Hemen geliyor. Bana dış alan beslemelerini gönder! Hemen geliyor. | 12 Rounds-3 | 2009 | |
Sir, we need to stop 'em before they get to the bridge. | Efendim, köprüye ulaşmadan onları... Efendim, köprüye ulaşmadan onları... Efendim, köprüye ulaşmadan onları durdurmalıyız 20 dakika içinde Joshua'yı getirin. | 12 Rounds-3 | 2009 | |
Samuel is gonna try to get his brother. You want to make a deal? | Samuel, kardeşini kurtarmaya çalışacaktır. Anlaşma yapmak ister misiniz? Samuel, kardeşini kurtarmaya çalışacaktır. Anlaşma yapmak ister misiniz? Samuel, kardeşini kurtarmaya çalışacaktır. Anlaşma yapmak ister misiniz? | 12 Rounds-3 | 2009 | |
Ray, pick up the phone! | Ray, aç şu telefonu! Ray, aç şu telefonu! Ray, aç şu telefonu! | 12 Rounds-3 | 2009 | |
The F.B.I. told us exactly where they were positioned. Go around. | FBI tam olarak nerede konuşlanacağını bize söylemişti. Çevresinden dolaş. FBI tam olarak nerede konuşlanacağını bize söylemişti. Çevresinden dolaş. FBI tam olarak nerede konuşlanacağını bize söylemişti. Çevresinden dolaş. | 12 Rounds-3 | 2009 | |
Okay. | Tamam. Tamam. Tamam. | 12 Rounds-3 | 2009 | |
You all right? | İyi misin? İyi misin? İyi misin? | 12 Rounds-3 | 2009 | |
It's gonna bruise like a bitch. | Çok kötü çürüyecek. Çok kötü çürüyecek. Çok kötü çürüyecek. | 12 Rounds-3 | 2009 | |
You're lucky I didn't aim any lower. | Daha aşağıya nişan almadığıma dua et. Daha aşağıya nişan almadığıma dua et. Daha aşağıya nişan almadığıma dua et. | 12 Rounds-3 | 2009 | |
Man, it's just like those pansy ass feds. | Adamım, fedareller çok korkak oluyor. Adamım, fedareller çok korkak oluyor. Adamım, fedareller çok korkak oluyor. | 12 Rounds-3 | 2009 | |
I mean, they call us, we jump right away. | Yani, onlar bizi arayınca, biz hemen olaya atlıyoruz. Yani, onlar bizi arayınca, biz hemen olaya atlıyoruz. Yani, onlar bizi arayınca, biz hemen olaya atlıyoruz. | 12 Rounds-3 | 2009 | |
We call them, city's under seven feet of water Hey, five days. Take it easy. | Biz onları arayınca, cehennemin dibine... Biz onları arayınca, cehennemin dibine... Biz onları arayınca, cehennemin dibine giriyorlar. Aynı, "Five Days"deki gibi. Ağır ol | 12 Rounds-3 | 2009 | |
Those guys skin my ass, Danny, they really do. | Bu herifler canımı sıkıyor, Danny, gerçekten sıkıyorlar. Bu herifler canımı sıkıyor, Danny, gerçekten sıkıyorlar. Bu herifler canımı sıkıyor, Danny, gerçekten sıkıyorlar. | 12 Rounds-3 | 2009 | |
Look at this guy arms trafficking, espionage, murder. | Şu herife bir bak, silah kaçakçılığı, casusluk, adam öldürme. Şu herife bir bak, silah kaçakçılığı, casusluk, adam öldürme. Şu herife bir bak, silah kaçakçılığı, casusluk, adam öldürme. | 12 Rounds-3 | 2009 | |
Hell, he even sold two dirty bombs in Paris last year. | Geçen yıl Paris'te iki tane radyolojik bomba bile satmış. Geçen yıl Paris'te iki tane radyolojik bomba bile satmış. Geçen yıl Paris'te iki tane radyolojik bomba bile satmış. | 12 Rounds-3 | 2009 | |
Interpol says he's got two more on the market. | Interpol, elinde iki tane daha olduğunu söylüyor. Interpol, elinde iki tane daha olduğunu söylüyor. Interpol, elinde iki tane daha olduğunu söylüyor. | 12 Rounds-3 | 2009 | |
Like the city needs more to deal with? | Sanki şehir bundan fazlasını kaldırabilecek de. Sanki şehir bundan fazlasını kaldırabilecek de. Sanki şehir bundan fazlasını kaldırabilecek de. | 12 Rounds-3 | 2009 | |
I mean, really, why can't they take that crap someplace else Kansas, Iowa? | Yani, neden bu lanet şey başka bir yerde olmuyor ki, Kansas, Iowa mesela? Yani, neden bu lanet şey başka bir yerde olmuyor ki, Kansas, Iowa mesela? Yani, neden bu lanet şey başka bir yerde olmuyor ki, Kansas, Iowa mesela? | 12 Rounds-3 | 2009 | |
Helsinki. [Laughs] | Helsinki. | 12 Rounds-3 | 2009 | |
[Dispatcher] All units, we're at black. F.B.I. requests assistance. | Tüm birlikler, cinayet ihbarı alındı. FBI yardımımızı istiyor. Tüm birlikler, cinayet ihbarı alındı. FBI yardımımızı istiyor. Tüm birlikler, cinayet ihbarı alındı. FBI yardımımızı istiyor. | 12 Rounds-3 | 2009 | |
Sending target information. | Hedef bilgileri gönderiliyor. Hedef bilgileri gönderiliyor. Hedef bilgileri gönderiliyor. | 12 Rounds-3 | 2009 | |
Eight male suspects, three vehicles heading to Lake Pontchartrain Causeway. | Sekiz erkek şüpheli üç araçla Lake Pontchartrain Geçidi'ne doğru ilerliyor. | 12 Rounds-3 | 2009 | |
Sounds like the feds dropped the ball again. Surprised? | Fedareller topu tekrar bize atmış gibi görünüyor. Çok mu şaşırdın? Fedareller topu tekrar bize atmış gibi görünüyor. Çok mu şaşırdın? Fedareller topu tekrar bize atmış gibi görünüyor. Çok mu şaşırdın? | 12 Rounds-3 | 2009 | |
Someone broke into the safe house. They took Joshua and killed our agents. | Birileri güvenli eve sızmış. Joshua'yı alıp ajanlarımızı öldürmüşler. Birileri güvenli eve sızmış. Joshua'yı alıp ajanlarımızı öldürmüşler. Birileri güvenli eve sızmış. Joshua'yı alıp ajanlarımızı öldürmüşler. | 12 Rounds-3 | 2009 | |
He did it again. How do you want to proceed with the convoy? | Tekrar yaptı işte. Konvoyu nasıl ilerletmek istersiniz? Tekrar yaptı işte. Konvoyu nasıl ilerletmek istersiniz? Tekrar yaptı işte. Konvoyu nasıl ilerletmek istersiniz? | 12 Rounds-3 | 2009 | |
Well, take 'em! | Hepsini yakalayın! Hepsini yakalayın! Hepsini yakalayın! | 12 Rounds-3 | 2009 | |
Take 'em. | Hepsini yakalayın. Hepsini yakalayın. Hepsini yakalayın. | 12 Rounds-3 | 2009 | |
I threw in an extra five percent, for treating my brother and I so well. | Kardeşim ve bana gösterilen iyi muamele için fazladan %5 daha ekledim. Kardeşim ve bana gösterilen iyi muamele için fazladan %5 daha ekledim. Kardeşim ve bana gösterilen iyi muamele için fazladan %5 daha ekledim. | 12 Rounds-3 | 2009 | |
Was it any trouble getting him out? For me? | Onu çıkarmak sorun olur mu? Benim için mi? Onu çıkarmak sorun olur mu? Benim için mi? Onu çıkarmak sorun olur mu? Benim için mi? | 12 Rounds-3 | 2009 | |
Nah. For the two guards I had to kill, maybe. | Hayır. Öldürmem gereken iki koruma için belki öyle olmuştur. Hayır. Öldürmem gereken iki koruma için belki öyle olmuştur. Hayır. Öldürmem gereken iki koruma için belki öyle olmuştur. | 12 Rounds-3 | 2009 | |
And he's waiting at the airfield? Yeah, he's there right now. | Yani havaalanında bizi mi bekliyor? Evet, şu anda orada. Yani havaalanında bizi mi bekliyor? Evet, şu anda orada. Yani havaalanında bizi mi bekliyor? Evet, şu anda orada. | 12 Rounds-3 | 2009 | |
Why don't you give him a call? | Neden onu bir aramıyorsun? Neden onu bir aramıyorsun? Neden onu bir aramıyorsun? | 12 Rounds-3 | 2009 | |
You know what the funny thing is, Sam? | Tuhaf olan ne biliyor musun, Sam? Tuhaf olan ne biliyor musun, Sam? Tuhaf olan ne biliyor musun, Sam? | 12 Rounds-3 | 2009 | |
If I hadn't have found out the F.B.I. was holding your brother... | FBI'ın beni yakalamak için seninle pazarlık yapmak adına... FBI'ın beni yakalamak için seninle pazarlık yapmak adına... FBI'ın beni yakalamak için seninle pazarlık yapmak adına... | 12 Rounds-3 | 2009 | |
as a bargaining chip to catch me... | ...kardeşini ellerinde tuttuğunu öğrenmiş olmasaydım... ...kardeşini ellerinde tuttuğunu öğrenmiş olmasaydım... ...kardeşini ellerinde tuttuğunu öğrenmiş olmasaydım... | 12 Rounds-3 | 2009 | |
you'd have gone along with this whole double cross without so much as a consideration. | ...bu durumun üstünde hiç düşünmeden bana kazık atardın. ...bu durumun üstünde hiç düşünmeden bana kazık atardın. ...bu durumun üstünde hiç düşünmeden bana kazık atardın. | 12 Rounds-3 | 2009 | |
[Cell Phone Ringing] And I'd be out of my hard earned cash. | Ben de kazandığım nakit paradan olurdum. Ben de kazandığım nakit paradan olurdum. Ben de kazandığım nakit paradan olurdum. | 12 Rounds-3 | 2009 | |
The F.B.I. would probably have me in custody... | FBI da muhtemelen beni göz altına alır ve... FBI da muhtemelen beni göz altına alır ve... FBI da muhtemelen beni göz altına alır ve... | 12 Rounds-3 | 2009 | |
and you and your douche bag brother... | ...senle o dangalak kardeşin de... ...senle o dangalak kardeşin de... ...senle o dangalak kardeşin de... | 12 Rounds-3 | 2009 | |
would be holding hands somewhere in the south of France. | ...Fransa'nın güneyinde bir yerlerde el ele tutuşuyor olurdunuz. ...Fransa'nın güneyinde bir yerlerde el ele tutuşuyor olurdunuz. ...Fransa'nın güneyinde bir yerlerde el ele tutuşuyor olurdunuz. | 12 Rounds-3 | 2009 | |
[Echoing] Yeah? Hello. | Efendim? Merhaba. Efendim? Merhaba. Efendim? Merhaba. | 12 Rounds-3 | 2009 | |
I'm sorry. Joshua can't come to the phone right now, but thanks for the ride. | Üzgünüm. Joshua şu anda telefona... Üzgünüm. Joshua şu anda telefona... Üzgünüm. Joshua şu anda telefona gelemez ama beni bıraktığınız için teşekkürler. | 12 Rounds-3 | 2009 | |
Oldest trick in the book, Sam. | Kitaptaki en eski hiledir, Sam. Kitaptaki en eski hiledir, Sam. Kitaptaki en eski hiledir, Sam. | 12 Rounds-3 | 2009 | |
Turn their heads with one hand... | Tek elinle kafasını,... Tek elinle kafasını,... Tek elinle kafasını,... | 12 Rounds-3 | 2009 | |
quietly slip out the back with the other. | ...diğer elinle de sessizce arkaya doğru çevirirsin. ...diğer elinle de sessizce arkaya doğru çevirirsin. ...diğer elinle de sessizce arkaya doğru çevirirsin. | 12 Rounds-3 | 2009 | |
Later. | Görüşürüz. Görüşürüz. Görüşürüz. | 12 Rounds-3 | 2009 | |
Right on time, baby. Aren't I always? | Tam zamanında, bebeğim. Her zaman öyle değil miyim? Tam zamanında, bebeğim. Her zaman öyle değil miyim? Tam zamanında, bebeğim. Her zaman öyle değil miyim? | 12 Rounds-3 | 2009 | |
Mmm! | Mmm! | 12 Rounds-3 | 2009 | |
Show me. | Hadi göster bana. Hadi göster bana. Hadi göster bana. | 12 Rounds-3 | 2009 | |
We can finally afford that pony that you've always wanted. | En sonunda şu çok istediğin midillinin parasını karşılayabileceğiz. En sonunda şu çok istediğin midillinin parasını karşılayabileceğiz. En sonunda şu çok istediğin midillinin parasını karşılayabileceğiz. | 12 Rounds-3 | 2009 | |
[Giggles] I'll drive. | Arabayı ben kullanırım. Arabayı ben kullanırım. Arabayı ben kullanırım. | 12 Rounds-3 | 2009 | |
Whoo! Right. | Whoo! Tamam. | 12 Rounds-3 | 2009 | |
[Man On Radio] F.B.I. update. Suspects in custody, but Miles Jackson is still at large. | FBI'nın güncellemelerine göre, Miles Jackson dışındaki tüm şüpheliler yakalandı. FBI'nın güncellemelerine göre, Miles Jackson dışındaki tüm şüpheliler yakalandı. FBI'nın güncellemelerine göre, Miles Jackson dışındaki tüm şüpheliler yakalandı. | 12 Rounds-3 | 2009 | |
Looking for gray van, Louisiana plates: Alpha Golf November 803. | Gri bir karavan arıyoruz, A G N 803, Louisiana plakası taşıyor. Gri bir karavan arıyoruz, A G N 803, Louisiana plakası taşıyor. Gri bir karavan arıyoruz, A G N 803, Louisiana plakası taşıyor. | 12 Rounds-3 | 2009 | |
Stand by. Unit 14 en route for Lower Nine. | Beklemede kalın. 14. Birlik Lower Ninth'da seyir halinde. Beklemede kalın. 14. Birlik Lower Ninth'da seyir halinde. Beklemede kalın. 14. Birlik Lower Ninth'da seyir halinde. | 12 Rounds-3 | 2009 | |
Whoa! [Truck Horn Honks] | Hay aksi. | 12 Rounds-3 | 2009 | |
Uh, my bad. | Hay aksi. Hay aksi. Geldiğini görmedim. | 12 Rounds-3 | 2009 | |
I didn't even see that guy. | Geldiğini görmedim. Geldiğini görmedim. Geri dön. | 12 Rounds-3 | 2009 | |
Turn around. | Geri dön. Geri dön. Geri dön. | 12 Rounds-3 | 2009 | |
Turn What are you talkin' about? Danny, we're at black. We gotta get over there. | Döneyim mi, ne diyorsun sen? Danny, cinayet ihbarı aldık. Oraya gitmeliyiz. Döneyim mi, ne diyorsun sen? Danny, cinayet ihbarı aldık. Oraya gitmeliyiz. Döneyim mi, ne diyorsun sen? Danny, cinayet ihbarı aldık. Oraya gitmeliyiz. | 12 Rounds-3 | 2009 | |
We gotta stop that car. That's the girl the girl in the car. | O arabayı durdurmalıyız. Bu kız, o arabadaki kızla aynı kişi. O arabayı durdurmalıyız. Bu kız, o arabadaki kızla aynı kişi. O arabayı durdurmalıyız. Bu kız, o arabadaki kızla aynı kişi. | 12 Rounds-3 | 2009 | |
Oh, Jesus. All right. | Tanrım. Pekâlâ. Tanrım. Pekâlâ. Tanrım. Pekâlâ. | 12 Rounds-3 | 2009 | |
[Man On Radio] Headquarters to 5 21. | Merkezden 5 21'e. Merkezden 5 21'e. Merkezden 5 21'e. | 12 Rounds-3 | 2009 | |
[On Loudspeaker] Pull over, please. | Aracı kenara çekin, lütfen. Aracı kenara çekin, lütfen. Aracı kenara çekin, lütfen. | 12 Rounds-3 | 2009 | |
Come on. You heard Dispatch. We're lookin' for an Irish dude in a gray van. | Hadi ama. Gelen raporu sen de duydun. Gri karavanlı bir İrlandalıyı arıyoruz. Hadi ama. Gelen raporu sen de duydun. Gri karavanlı bir İrlandalıyı arıyoruz. Hadi ama. Gelen raporu sen de duydun. Gri karavanlı bir İrlandalıyı arıyoruz. | 12 Rounds-3 | 2009 | |
You think this is a good idea? Just ask her the questions. | Sence bu iyi bir fikir mi? Ona soruları yönelt yeter. Sence bu iyi bir fikir mi? Ona soruları yönelt yeter. Sence bu iyi bir fikir mi? Ona soruları yönelt yeter. | 12 Rounds-3 | 2009 | |
Such a waste of time. | Zaman kaybından başka bir şey değil. Zaman kaybından başka bir şey değil. Zaman kaybından başka bir şey değil. | 12 Rounds-3 | 2009 | |
License and registration, ma'am. | Ehliyet ve ruhsat, hanımefendi. Ehliyet ve ruhsat, hanımefendi. Ehliyet ve ruhsat, hanımefendi. | 12 Rounds-3 | 2009 | |
Evening, Officer. What'd I What seems to be the problem? | İyi akşamlar, memur bey. Ne yapmış olabilirim ki? İyi akşamlar, memur bey. Ne yapmış olabilirim ki? İyi akşamlar, memur bey. Ne yapmış olabilirim ki? | 12 Rounds-3 | 2009 |