Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 7778
İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
It wasn't about Mother. | Mesele annem değildi. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
It wasn't about an oversight. | Yanlış yapman falan değildi. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
You left me here because I wasn't your son. | Beni kaderime terk ettin çünkü erkek çocuğu değildim. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
I was focused on the work | İşime odaklanmıştım. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
and I saw no future in which a daughter | Bir kız çocuğunun bu işte anlamlı bir geleceğini olmayacağını sanmıştım. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
But, Eleanor, | Ancak Eleanor... | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
look how wrong I was. | ...nasıl da yanılmışım. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
Look at what you've accomplished here. | Başardığın onca şeye baksana. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
Pirate crews... | Korsanlar... | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
repurposed as merchant shippers and showing profits. | ...tacir rolüne bürünerek kar peşine düşüyorlar. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
You have proved the conceit possible. | Bunun mümkün olduğunu ispatladın. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
You are making real | Yılların hayalini... | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
what was for decades a fantasy. | ...gerçekleştiren sensin. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
The idea that this place can be transformed, | Buranın kendi başına karlı bir yere... | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
You are doing this without any help from me, | Ne benden ne de Londra'daki hükümetten... | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
It is entirely of your own making. | Tamamıyla senin başarın. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
And it is miraculous. | Tam bir mucize. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
One day, years from now, | Bundan yıllar sonra bir gün... | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
someone in London will sit down, | ...Londra'da birileri... | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
light his pipe and tell his children | Ayrıca artık gitmeniz gerektiğini düşünüyorum efendim. ...piposunu yakıp çocuklarına... | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
of the unlikely success story that was Nassau. | ...Nassau'da imkansızın başarılış öyküsünü anlatacak. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
And he will say it all began with a woman | Ve her şeyin başarılı olmaya kararlı bir kadınla başladığını söyleyecek. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
You have proven me so very wrong. | Yanıldığımı kanıtladın. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
And I could not be prouder of you for it. | Seninle bundan daha fazla iftihar edemezdim. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
Miss Guthrie? Miss Guthrie? | Bayan Guthrie? Bayan Guthrie? | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
I have Flint here. It would be best if we could be alone. | Doğru gitmeyen bir şeyler var. Flint burada. Onunla baş başa konuşabilsek fena olmazdı. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
You can use the parlor upstairs. | Üst kattaki odayı kullanın. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
Everyone out. | Herkes dışarıya. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
While you were gone, | Sen yokken... | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
Captain Vane and his men | ...Kaptan Vane'le adamları... | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
slaughtered another pirate crew in the bay. | ...körfezde başka bir tayfayı kılıçtan geçirdi. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
There are whispers it was to avenge an offense against Eleanor Guthrie. | Eleanor Guthrie'yi gücendirdikleri için intikam alındığına dair dedikodular oldu. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
There are also whispers | Başka dedikoduların konusu ise... | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
that it was to steal a hostage being held by that crew. | ...o tayfanın elinde rehine olan kızı çalmak için yapıldığı idi. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
A girl who is now held in that fort. | O kız şu anda hisarda tutuluyor. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
A girl who would be in harm's way if you were to launch your attack. | Saldırıyı sürdürürsen başına er geç bir iş gelecek o kızın. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
You pulled me away from my men out of concern for a girl? | Beni adamlarımın yanından bir kız için kaygılandı diye mi ayırdın? | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
The girl's name is Abigail Ashe. | O kızın adı Abigail Ashe. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
Peter's daughter? | Peter'ın kızı mı? | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
You need to obtain her from Captain Vane. | Onu Kaptan Vane'in elinden kurtarman lazım. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
Alive and unharmed. | Sağ salim olarak. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
And you need to return her to Carolina, to her father. | Ve Carolina'daki babasının yanına ulaştırman lazım. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
I understand you have feelings over the girl's welfare, however... | Kızın iyiliğini gözetmeni anlayabiliyorum ancak... | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
And when you return her, | Onu geri götürürsen... | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
you're going to explain to Peter | ...Peter'a burada başarmaya çalıştığın şeyi açıklayacaksın. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
A Nassau that can self govern, | Kendi kendini yöneten bir Nassau'yı. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
pardons for your men, and a stake in their own future. | Adamların için af çıkmasını ve geleceklerini buraya bağlamalarını. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
What you want. What Thomas wanted. | İstediğin şeyi. Thomas'ın istediği şeyi. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
What we all wanted. | Hepimizin istediği şeyi. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
And he is going to help you achieve it. | O da bunları başarman için sana yardımcı olacak. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
He's gonna help me? Yes. | O mu bana yardım edecek? Evet. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
And how exactly is he gonna do that? | Bunu nasıl yapacak? | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
Thomas knew no one more skilled or effective | Thomas, parlamentoda kimsenin Peter'dan daha etkili olmadığını biliyordu. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
If he wanted to convince them | Burayla ilgili görüşlerin için onları ikna etmek isterse bunu yapar. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
You know he could do that. | Sen de biliyorsun yapabileceğini. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
We tried it before, it didn't work. | Daha önce denedik. İşe yaramadı. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
It was a different time. | Devir değişti. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
There's no Alfred Hamilton now. | Artık ne Alfred Hamilton var. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
There's no war with Spain now. | Ne de İspanya ile olan savaş. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
Peter was faced with both those things and almost succeeded. | Peter bunlarla yüz yüze geldiği halde az kalsın başarıyordu. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
Without them, it is well within his reach. | Bunlar olmaksızın başarıya erişebilir. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
Miranda, Peter Ashe isn't the man that you remember. | Miranda, Peter Ashe eskiden tanıdığın gibi bir adam değil. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
Six months ago, he hanged four men in his harbor | 6 ay önce kendi limanından dört adamı sırf ellerinde... | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
This is not a man that we can negotiate with... | Pazarlık edemeyiz. Pazarlık edemem onunla. Tabii ki de edebilirsin. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
Because you will have just presented him with his only daughter. | Onu kızına kavuşturan kişi olacaksın. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
Safe and unharmed and without conditions. | Sağ salim, hem de koşulsuz. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
And you will have reminded him that you are still the man | Mantık, erdem ve bağışlamanın önemine dair Thomas'ın... | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
That found inspiration in him. | Ondan ilham alan aynı adam olduğunu. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
And you will remind Peter that somewhere in his heart, | Peter'a onun da içinde hala bir parçanın aynı kaldığını hatırlatacaksın. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
This is too important | Kaderimizi tek bir adamın eline bırakamayacağımız kadar mühim bir mesele bu. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
Especially a man so committed | Özellikle de bu adam beni ve tanıdığım... | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
There is no other way to achieve what you want to achieve... | Başarmak istediğin şeyi sağlayacak başka yol yok. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
Yes there is! | Bal gibi de var! | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
It is sitting on a beach filled with Spanish soldiers, | İspanyol askerleriyle dolu bir sahilde yatıyor o neden. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
and I'm through delaying. There is no other way | Ve her geçen dakika ondan uzaklaşıyorum. Başka yolu yok... | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
once you're willing to tell the truth about your intentions here. | ...niyetinin ne olduğu konusunda dürüst olmayı seçersen şayet. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
I think that I've made my intentions very clear. | Niyetimi olanca açıklığıyla ifade ettim sanıyordum. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
No. | Etmedin. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
You've been anything but clear. | Açıkça ifade etmek hariç her şeyi yaptın. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
You say you fight for the sake of Nassau, for the sake of your men, | Nassau için, adamların için, Thomas ve... | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
But the truth of the matter is, it isn't for any of those things. | Ama doğrusu bunların hiçbirisi için savaşmıyorsun. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
What the fuck do you think I am fighting for? | Ne bok yemeye savaştığımı sanıyorsun o zaman? | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
I think you are fighting for the sake of fighting. | Sırf savaşmış olmak için. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
Because it's the only state in which you can function. | Çünkü başka türlü hareket edemiyorsun. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
The only way to keep that voice in your head | Kafanın içinde seni deli eden sesleri... | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
What are you talking about? What voice? | Ne saçmalıyorsun? Ne sesi? | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
The one telling you to be ashamed of yourself... | Yaptığın şey için kendinden utanmanı söyleyen seslerden. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
for having loved him. | Onu sevdin diye. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
You were told that it was shameful. | Sana bunun utanç duyulması gereken bir şey olduğu öğretilmiş. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
And part of you believed it. | Bir yanın da buna inanmış. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
Thomas was my husband. | Thomas kocamdı. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
I loved him and he loved me. | Onu çok sevdim. O da beni sevdi. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
But what he shared with you... | Ama seninle paylaştığı şey... | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
it was entirely something else. | Bambaşka bir şeydi. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
It's time you allowed yourself to accept that. | Artık bunu kabullenmen lazım. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
The only thing I am ashamed of... | Utandığım tek şey... | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
is that I didn't do something to save him | ...onu kurtarma fırsatım varken... | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
when we had the chance. | ...sana kulak asıp... | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
That instead I listened to you. | ...hiçbir şey yapmamaktı. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
James. Sevgilim. Bunda utanılacak bir şey yok. Thomas Hamilton. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |