Ara

İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 8725

İngilizce	Türkçe	Film Adı	Film Yılı	Ayrıntılar
“Face Story” prepared a 100% chance of winning for Family Day…	“Face Story”'den Aile Günü için sizlere %100'lük kazanma şansı...	Boolkkotnoli-1	2006
Close your eyes and choose a ball.	Gözlerinizi kapatın ve bir top seçin.	Boolkkotnoli-1	2006
Congratulations…	Tebrikler!	Boolkkotnoli-1	2006
Welc	Hoş...	Boolkkotnoli-1	2006
Hey, hey, hey… where are you going in?	Nereye gidiyorsun?	Boolkkotnoli-1	2006
Hurry up and go out.	Hadi çık dışarı.	Boolkkotnoli-1	2006
What are you doing here, Kim Jae Soo?	Burada ne yapıyorsun Kim Jae Soo?	Boolkkotnoli-1	2006
Na In Jae…	Na In Jae…	Boolkkotnoli-1	2006
Come here and choose.	Buyurun, seçin.	Boolkkotnoli-1	2006
I want to buy something that that hyung recommends.	Hyung'un önerdiği bir şeyi almak istiyorum.	Boolkkotnoli-1	2006
Come this way and choose, customer.	Şöyle gelin ve seçin müşteri bey.	Boolkkotnoli-1	2006
This one is a waterproof one that has a lot of good ingredients and is good for dry lips.	Bu birçok yararlı madde içeren ve suya dayanıklı...	Boolkkotnoli-1	2006
Is there anything else?	Başka bir şey var mı?	Boolkkotnoli-1	2006
Is this one bad also?	Bu da mı kötü?	Boolkkotnoli-1	2006
This one seems good.	Bu güzel görünüyor.	Boolkkotnoli-1	2006
You can wrap it, right?	Paketleyebilirsiniz değil mi?	Boolkkotnoli-1	2006
Use it.	Al, kullan.	Boolkkotnoli-1	2006
Why are you like this?	Neden böyle davranıyorsun sen?	Boolkkotnoli-1	2006
Oh my, he’s so cute!	Çok tatlı!	Boolkkotnoli-1	2006
Go out with him, Na Kyung.	Onunla çık Na Kyung.	Boolkkotnoli-1	2006
In Jae is being jealous.	In Jae kıskanmış görünüyor.	Boolkkotnoli-1	2006
You know that repeater, I thought that he was immature. But when I saw him today, he was quite manly.	Şu hiç vazgeçmeyen çocuk var ya, toy olduğunu düşünüyordum.	Boolkkotnoli-1	2006
Go out with him…	Onunla çık...	Boolkkotnoli-1	2006
Color is good.	Rengi güzel.	Boolkkotnoli-1	2006
Yes, I’ll see you tomorrow, Bak Chan.	Tamam, yarın görüşürüz Bak Chan.	Boolkkotnoli-1	2006
I’m sorry.	Özür dilerim.	Boolkkotnoli-1	2006
I forgot…	Unuttum…	Boolkkotnoli-1	2006
Always forgetting, forgetting.	Hep unutuyorsunuz.	Boolkkotnoli-1	2006
Do you always get over accidents by just saying you forgot?	Olayları sadece unuttuğunuzu söyleyerek mi atlatırsınız?	Boolkkotnoli-1	2006
Why are you talking back to the team leader?!	Takım liderine ne hakla karşılık verirsin sen?	Boolkkotnoli-1	2006
Who’s Shin Na Kyung’s mentor?	Shin Na Kyung’un danışmanı kim?	Boolkkotnoli-1	2006
I was going to put you up as the best gallery manager in the upcoming promotion event, Miss Kim Choon Hae.	Önümüzdeki promosyon etkinliğinde sizi en iyi mağaza...	Boolkkotnoli-1	2006
But if you take care of the people lower than you like this, it will be difficult for me to do that.	Ama kendinizden alt seviyede olan kişilerle bu şekilde ilgileniyorsanız...	Boolkkotnoli-1	2006
Are you going to be responsible if I don’t make it to the higher class? Are you?	Eğer yükselemezsem sorumluluğu alacak mısın? Alacak mısın söyle?	Boolkkotnoli-1	2006
If you talk back to the team leader as well as your seniors, I’m not going to take it anymore.	Şayet bir daha takım liderine ve üstlerine karşılık verecek olursan...	Boolkkotnoli-1	2006
Seonbae! (Senior)	Seonbae!	Boolkkotnoli-1	2006
Senior?!	Vay canına, küçük, toy bir kız!	Boolkkotnoli-1	2006
Let’s go! Let’s fight! Let’s win!	Hadi gidelim! Savaşalım ve kazanalım!	Boolkkotnoli-1	2006
Hwae Sung, fighting!	Hwae Sung, bastır!	Boolkkotnoli-1	2006
Let it go…	Kendine bırak.	Boolkkotnoli-1	2006
Oh, that parent, chosen!	Evet, oradaki velimiz, siz seçildiniz!	Boolkkotnoli-1	2006
Then, who will volunteer to participate in this side?	Peki, o zaman bu taraftan kim gönüllü olacak?	Boolkkotnoli-1	2006
Oh, this young mother can do it.	Bu genç anne olabilir.	Boolkkotnoli-1	2006
I’m really bad at running.	Koşmada gerçekten çok kötüyümdür.	Boolkkotnoli-1	2006
I really can’t…	Ben gerçekten yapamam...	Boolkkotnoli-1	2006
You two, when they come to our side, attack together...	Siz ikiniz, karşı takım bizim sahaya gelince birlikte saldırın.	Boolkkotnoli-1	2006
Here!	Hadi!	Boolkkotnoli-1	2006
Let’s go! Let’s fight! Let’s win! Aja! Aja! Fighting!	Hadi gidelim! Savaşalım ve kazanalım! Aja! Aja! Fighting!	Boolkkotnoli-1	2006
You guys are funny.	Siz çok komiksiniz.	Boolkkotnoli-1	2006
Why? Are you jealous?	Ne oldu? Kıskandın mı?	Boolkkotnoli-1	2006
That fighting spirit, sacrificing your whole body... it was amazing, noona!	Şu savaşçı ruhun, tüm vücudunu feda etmen... Muhteşemdi noona!	Boolkkotnoli-1	2006
Anyways, are your boobs okay?	Bu arada göğüslerin iyi mi?	Boolkkotnoli-1	2006
Hyung, here it is.	Hyung, işte.	Boolkkotnoli-1	2006
My brother and I will go now.	Ağabeyim ile ben gidiyoruz.	Boolkkotnoli-1	2006
Have a good time.	Hoşça kalın.	Boolkkotnoli-1	2006
Hey, I’ll wash the dishes, and you can clean things over there.	Bulaşıkları ben yıkarım.	Boolkkotnoli-1	2006
Can’t you see? I’m cleaning the house.	Görmüyor musun? Evi topluyorum.	Boolkkotnoli-1	2006
I can’t live because of you.	Senin yüzünden öleceğim.	Boolkkotnoli-1	2006
Where are these underwears from?	Bu iç çamaşırları nereden çıktı böyle?	Boolkkotnoli-1	2006
Give that to me!	Onu bana ver!	Boolkkotnoli-1	2006
What kind of girl touches a man’s underwear?	Ne tür bir kız, bir adamın iç çamaşırlarına dokunabilir?	Boolkkotnoli-1	2006
Does that look like an underwear to you? It’s a dust cloth.	Sana göre onlar iç çamaşırı gibi mi görünüyorlar? Toz bezi gibi bunlar.	Boolkkotnoli-1	2006
I can’t take this anymore. I’ll wash your clothes.	Buna daha fazla katlanamayacağım. Elbiselerini yıkayacağım.	Boolkkotnoli-1	2006
Oh my…	Aman Tanrım...	Boolkkotnoli-1	2006
It washes well even if I wash them together.	Hepsini birlikte yıkasam da temiz oluyorlar.	Boolkkotnoli-1	2006
And you have to wash this kind of clothes with your hands, not with the machine.	Ayrıca bu tür şeyleri elde yıkamalısın, makinede değil...	Boolkkotnoli-1	2006
Then why don’t you do it?	O zaman neden sen yıkamıyorsun?	Boolkkotnoli-1	2006
Why are you even washing the blanket?	Battaniyeyi neden yıkıyorsun?	Boolkkotnoli-1	2006
Just wash it together now	Sadece başlamışken hepsini yıkayayım dedim.	Boolkkotnoli-1	2006
If it's procrastinated, it'll likely be procrastinated forever.	Şimdi yıkamazsam, büyük ihtimalle sonsuza kadar yıkanmayacaklar.	Boolkkotnoli-1	2006
Don't just stand there.	Orada öylece durma.	Boolkkotnoli-1	2006
Come over and help.	Gel buraya da yardım et.	Boolkkotnoli-1	2006
So tiring!	Çok yorucu!	Boolkkotnoli-1	2006
We have to coordinate well.	Uyumlu olmalıyız.	Boolkkotnoli-1	2006
So tiring and sleepy.	Çok yoruldum, uyku da bastırdı.	Boolkkotnoli-1	2006
I knew it.	Anlayabiliyorum.	Boolkkotnoli-1	2006
If you are tired, just sleep.	Yorgunsan uyu.	Boolkkotnoli-1	2006
Why? It's still hurting?	Ne oldu? Hala acıyor mu?	Boolkkotnoli-1	2006
Let me see. Is there a bruise?	Dur bir bakayım. Herhangi bir morluk var mı?	Boolkkotnoli-1	2006
Is this the reason for insisting on not going home?	Eve gelmeme konusunda ısrar etmenin sebebi bu mu?	Boolkkotnoli-1	2006
That's true. If you were at home, you wouldn't be able to get any girls to come.	Doğru. Eve gelmiş olsan...	Boolkkotnoli-1	2006
That's why they say it's better to die early as you age.	Yaşlandığında hemen ölmenin daha iyi olduğunu...	Boolkkotnoli-1	2006
I disturbed you all.	Sizi rahatsız ettim.	Boolkkotnoli-1	2006
Please take a seat.	Otur lütfen.	Boolkkotnoli-1	2006
Her face's almost penetrated by you.	Sayende neredeyse kızın yüzü eskidi.	Boolkkotnoli-1	2006
Stop staring at her.	Ona bakmayı kes.	Boolkkotnoli-1	2006
What's your occupation?	Mesleğin nedir?	Boolkkotnoli-1	2006
I'm In Jae's colleague.	In Jae'nin iş arkadaşıyım.	Boolkkotnoli-1	2006
What's your name?	İsmin nedir?	Boolkkotnoli-1	2006
Shin Na Kyung.	Shin Na Kyung.	Boolkkotnoli-1	2006
What's your age?	Kaç yaşındasın?	Boolkkotnoli-1	2006
Are you investigating her household?	Ailesini mi sorguluyorsun?	Boolkkotnoli-1	2006
I'm not asking you.	Sana sormadım.	Boolkkotnoli-1	2006
20 years old.	20 yaşındayım.	Boolkkotnoli-1	2006
A worthy son of your dad, indeed.	Tam babasına layık bir oğul, cidden.	Boolkkotnoli-1	2006
Only like young girls.	Sadece genç kızlardan hoşlanıyorsunuz.	Boolkkotnoli-1	2006
I've already said that it's not that relationship.	Daha önce de söyledim, bu senin sandığın gibi bir ilişki değil.	Boolkkotnoli-1	2006
When I caught your dad and that bitch in the same room,	O fahişeyle babanı aynı odada yakaladığımda...	Boolkkotnoli-1	2006
that's what they said, too.	...onlar da aynı şeyi söylemişlerdi.	Boolkkotnoli-1	2006
Said that it's not what you imagine it to be.	Tahmin ettiğim gibi bir şey olmadığını...	Boolkkotnoli-1	2006