Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 9044
İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
So, what do you care? | Ee, ne diye kafana takıyorsun? | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
Fuck 'em. We get paid to catch 'em. After that... | Siktir et. Biz onları yakalamak için para alıyoruz. Ondan sonrası... | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
it's out of our hands. | ...bizim işimiz bitiyor. | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
I gave two years of my life to this case, Gary. | Bu davaya hayatımın iki yılını verdim Gary. | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
I lost my marriage to this case. I lost my fucking son to this case. | Evliliğimi bu davada yitirdim. Oğlumu bu davada kaybettim. | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
Who cares? | Kim takar ki? | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
Are you gonna cry? Fuck you. | Ağlayacak mısın? Canın cehenneme. | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
No, I mean if you want I'll step out of the car and give you a couple minutes. | Hayır, demek istediğim arabadan inip birkaç dakika verebilirim. | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
like to cry. | ...ağlamayı sever. | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
Gary, what the hell do you know about women? | Gary, sen kadınlar hakkında ne bok bilirsin ki? | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
Nothing. Thank you. | Hiçbir şey. Teşekkür ederim. | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
You know, that girl's description match the one in Tony T.'s case? | Şu kızın açıklaması Tony T. davasıyla eşleşiyor. | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
Hey, all that hooker said was that the guy was wearing black. | Bütün fahişeler adamın siyah giydiğini söylüyor. | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
I mean, this is New York. | Yani, burası New York. | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
Tell you what, | Bak ne diyeceğim,... | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
Why don't we go over to the coroner's office. | ...neden sorgu yargıcının ofisine gitmiyoruz. | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
If it's the same gun, then we got something to talk about. | Eğer aynı silahsa konuşacak bir şeylerimiz olur. | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
Hey, man. You looked good today. | Hey, adamım. Bugün iyi görünüyordun. | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
You should try out for the tournament. | Turnuvaya katılmayı denemelisin. | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
What do you mean, why? To see if you could win. | Ne demek neden? Kazanıp kazanamayacağını görmek için. | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
You know, for fun? | Anlarsın, eğlence için. | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
I don't do this for fun. | Bunu eğlenmek için yapmıyorum. | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
Look up I.C.W. | I.C.W'ya bak. | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
Twenty three and a quarter. Ah, shit. I'm getting killed. | Yirmi üç ve bir çeyrek. Siktir ya. Öleceğim şimdi. | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
All right. Check out E.R.C.M. | Pekalâ. E.R.C.M.'i dene. | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
Twelve and three eights. Ah, shit. | 12 ve üç sekiz. Ah, siktir. | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
All right, Artie, how much longer is this going to take? We got lives to save out there. | Pekalâ Artie, bu daha ne kadar zaman alır? Dışarıda korumamız gereken hayatlar var. | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
A little while longer. All right. Well, I'm gonna take a piss. | Az kaldı. Pekalâ. Ben işemeye gidiyorum. | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
I'll be back. | Birazdan dönerim. | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
Hey, can you look something up for me? | Hey, benim için bir şeye bakabilir misin? | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
Sure, what's the symbol? | Tabii, işaret nedir? | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
No, it's not a stock. It's, uh, a word. | Hayır, bir madde değil. Bir, kelime. | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
Triceleron. Whoa. | Triceleron. | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
Pretty exotic for a Brooklyn Homicide. | Bir Brooklyn Cinayet Dedektifi için çok garip. | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
You've heard of it before? Of course. | Daha önce bu kelimeyi duydun mu? Tabii ki. | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
I've never worked on a case with it, but I know what it is. | Hiç bir dava üzerinde çalışmadım, ama ne olduğunu biliyorum. | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
What is it? What is what? | Peki nedir? Ne nedir? | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
The detective was just asking about triceleron. | Dedektif triceleronun ne olduğunu soruyordu. | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
Oh. Cool. Pretty exotic for a Brooklyn Homicide. | Müthiş. Bir Brooklyn Cinayet Dedektifi için çok garip. | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
Fuck, is that the word of the day? What is it? It's a poison. | Lanet olsun, günün kelimesi bu mu? Nedir bu? Bu bir zehirdir. | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
Well, some would argue against it being classified as a poison. | Bazıları bir zehir olarak sınıflandırılmasında karşıt görüşlü. | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
It's technically an irritant. | Teknik olarak tahriş edici madde. | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
It poisons the muscular system, Artie. It is thus a poison. | Kas sistemini zehirliyor Artie. Bu nedenle bir zehir. | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
It doesn't actually poison anything, Roy. | Aslında hiçbir şeyi zehirlemiyor Roy. | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
Okay, guys, talk to me, not to each other. What is it? | Tamam, beyler, benimle konuşun, birbirinizle değil. Nedir bu? | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
The thing that makes triceleron so interesting... | Bu triceleronun yaptığı şey çok ilginç... | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
is that it doesn't actually poison the system. | ...aslında sistemi zehirlemiyor. | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
And that is what makes it virtually untraceable. | Aslında izinin bulunmamasının sebebi bu. | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
It causes a chemical reaction in your esophagus. | Yemek borunda kimyasal bir reaksiyona neden oluyor. | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
It swells the muscles and suffocates you in your own body. | Kaslarını şişiriyor ve seni kendi bedenin içinde boğuyor. | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
You die of asphyxiation. So it's not the poison that kills you per se. | Oksijen yetmezliğinden ölüyorsun. | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
It's your own body that does you in. | Bunu sana yapan kendi vücudun. | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
And all you need it just the slightest taste and it's over. | Bunun için tek yapman gereken tatmak, ve bitti. | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
So it's a poison? Exactly. | Yani bu bir zehir mi? Kesinlikle. | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
It is not a poison. Shell fish, peanuts... | Bir zehir değil. Kabuklu deniz hayvanları, fıstıklar... | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
These cause the same reaction in some people, and those aren't poisons. | Bunlar, bazı insanlarda aynı reaksiyona neden oluyor, ve bunlar zehir değil. | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
If you have a peanut allergy, they are. | Eğer fıstığa alerjin varsa, zehirdirler. | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
Cyanide, potassium chloride. These are poisons. | Siyanür, potasyum klorid. Bunlar zehirdir. | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
Peanuts are not a poison. Artie, come on. | Fıstık zehir değildir. Artie, hadi ama. | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
Less talking, more digging for that bullet. You got it. | Az konuşma, çok iş. Tamamdır. | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
It's a nine millimeter slug. Same make as your dealer. | 9 milimetrelik bir kesme kurşun. | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
Ballistics will need a couple of days to get an exact match. | Balistiğin kesin bir eşleşme için birkaç güne ihtiyacı olacak. | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
Call me when you know for sure. | Emin olduğunda beni ara. | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
Still think I got "look at me" syndrome? | Hâlâ bende "bana bakın" sendromu olduğunu düşünüyor musun? | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
No. Now it's more like you're a pain in my ass syndrome. | Hayır. Şimdi, daha çok "kıçımdaki ağrısın" sendromuna dönüştü. | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
What do you think of those potatoes? | Patatesler nasıl olmuş? | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
They're fine. | Güzeller. | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
Got the recipe from one of those cooking shows. | Tarifi şu yemek programının birinden aldım. | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
I never thought I'd be watching cooking shows. | Yemek programı izleyeceğim hiç aklıma gelmezdi. | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
Just leave me alone. | Git başımdan. | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
Listen to me. Just leave me alone. | Beni dinle. Sadece beni yalnız bırak. | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
I'm over it already. I'm sorry. That's it. | Bunu çoktan bitirdim. Üzgünüm. Hepsi bu. | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
Just let it go. | Oluruna bırak. | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
The next time you hit your sister, I'm telling your father! | Bir daha ablana vurursan seni babana söylerim! | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
What did I tell you, Richie? | Sana ne demiştim Richie? | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
Next time you hit your sister, I'm telling your father. | Bir daha ablana vurursan seni babana söylerim! | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
In the worst way. | En kötü yolla. | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
Just the guy I'm looking for. Really? | İşte aradığım adam. Gerçekten mi? | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
Why are you looking for me? | Neden beni arıyorsun ki? | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
I read up on your case. I wanted to talk to you about it. | Özgeçmişini okudum. Bunun hakkında konuşmak isterim. | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
I'm going to lunch if you want to join me. | Yemeğe gidiyorum, eğer bana katılmak istersen. | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
Come on. It's just an egg roll. It's not a date or anything. Come on. | Hadi ama. Sadece bir yumurta rulosu. Randevu ya da başka bir şey değil. Hadi. | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
Let's go. They're good, I promise. | Hadi gidelim. Tadı güzeldir, görürsün. | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
So you get straight A's. | Sürekli A alıyorsun. | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
You like classical music. | Klasik müzikten hoşlanıyorsun. | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
You don't play any sports, and you don't have a girlfriend. | Herhangi bir spor yapmıyorsun ve bir kız arkadaşın yok. | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
A little different for the average high school boy. | Sıradan bir lise öğrencisi için biraz farklı. | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
You have to admit. | Kabullenmek zorundasın. | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
You ask a lot of questions, you know that? | Çok soru sorduğunu biliyor musun? | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
I know. It's my job. I can't help myself. | Biliyorum. İşim bu. Kendime hâkim olamıyorum. | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
But you're right, so go ahead. Ask me a question. | Ama haklısın, devam et. Bana bir soru sor. | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
How long were you married for? | Ne kadar evli kaldın? | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
How do you know I was married? | Evlendiğimi nerden biliyorsun? | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
I... I read an article in the paper. It said you were married. | Gazetede bir makale okudum. Evlendiğin yazıyordu. | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
Okay, so how do you know I'm divorced? | Peki, boşandığımı nerden biliyorsun? | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
Well, for starters, you're not wearing a ring. | Çok kolay, yüzük takmıyorsun. | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
What if it gets in the way of my work? | Peki ya iş icabı takmıyorsam? | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
Nah, you're not married anymore. I can tell. | Ondan sonra evlenmedin. Açıklayabilirim. | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
And how can you tell, Detective Donovan? Tell me. | Ve nasıl açıklayabilirsin Dedektif Donovan? Açıklayın. | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
There's a sadness in your eyes. | Gözlerinin içinde keder var. | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |