Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 9048
İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
Why did you bring me here? | Beni niye buraya getirdin? | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
I wanted you to remember this. | Sana bunu hatırlatmayı istedin. | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
You think I forgot about this? | Bunu unutacağımı mı sandın? | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
No. No, I know you haven't. | Hayır, unutmayacağını biliyorum. | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
I know this memory is... | Biliyorum bu an... | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
still fresh in your mind. | ...aklında hâlâ canlı. | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
I see it in your eyes every day. | Onu gözlerinde her gün görüyorum. | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
What I wanted you to remember, Sean, | Benim sana hatırlatmak istediğim şey, Sean. | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
is that your mother died that night. | ...o gece annenin burada öldüğü. | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
Your mother died here. She did. | Annen burada öldü. O öldü. | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
You have a life to lead. A long life. | Yaşayacağın bir hayatın var. Uzun bir hayat. | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
I... I... I think it's time you start living it. | Bence onu yaşamaya başlamalısın. | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
I know we haven't been the best of friends. | Çok iyi arkadaş olmadığımızı biliyorum. | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
You don't think I know, but I know what a piece of shit I was back then. I do. | Bilmediğimi sanıyorsun fakat bir zamanlar ne kadar pislik bir adam olduğumu biliyorum. | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
And I can't explain to you how sorry I am for the things that I did to you. | Ve yaptıklarımdan dolayı sana ne kadar üzgün olduğumu anlatamam. | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
And to your mother. | Ve annene. | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
And I'll never forgive myself for the person that I was. | Ve öyle bir insan olduğum için kendimi asla affetmeyeceğim. | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
But I gotta start living my life. | Fakat hayatımı yaşamaya başlamam lazım. | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
But I... I need my son back to do that. | Fakat... oğlumu geri istiyorum. | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
That's the last of it. No golf today? | Bu da sonuncusuydu. Bugün golf yok mu? | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
Detective Ames, what's going on? | Dedektif Ames, neler oluyor? | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
If I was retired, I'd be playing golf. | Eğer emekli olsaydım, golf oynardım. | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
What are you doing here, Detective? | Burada ne işin var, dedektif? | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
I wanna finish our conversation from the other night. | Dün akşamki konuşmamızı bitirmek istiyorum. | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
I was a little drunk that night. I might have been a little out of line. | Dün akşam biraz sarhoştum. Sınırı biraz aşmış olabilirim. | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
No. You were a lot out of line. | Hayır, sınırı aşmadınız. | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
Well, you're out of line coming to my house uninvited. | Ama sen evime davet edilmeden gelerek sınırı aşıyorsun. | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
I need some answers about Sean. | Sean ile ilgili bazı cevaplara ihtiyacım var. | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
Leave him alone. That's your answer. | Onu rahat bırak. Al sana cevap. | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
I can't do that anymore. | Artık bunu yapamam. | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
Let's have a drink. | Hadi bir şeyler içelim. | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
I was 10 years on the squad... | Onu merkeze getirdiklerinde... | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
when they brought that kid into the station. | ...ekipteki onuncu yılımdı. | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
They should have brought him to the hospital. He was in shock. | Onu hastaneye götürmelilerdi. Şoka girmişti. | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
No emotion. | Duygulanmıyordu. | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
No crying. | Ağlamıyordu. | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
He'd just stare. | Sadece öyle bakıyordu. | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
Those eyes looking right through you. | Gözleri direkt sana bakıyor. | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
I wanted him to have a look at the mugs... | Failin yüzü hâlâ aklındayken... | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
while the perp's face was still on his mind. | ...onunla biraz muhabbet etmek istedim. | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
Him and his father. His father saw this guy up close. | Onunla ve babasıyla. Babası, adamı yakından görmüş. | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
He pistol whipped him outside the car. | Arabanın dışında silahın arkasıyla babasına vurmuş. | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
Sean was all for it. | Sean olanların hepsini görmüş. | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
Sat there for three hours straight. | Orada öyle 3 saat oturdu. | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
Sure enough... | Bu kadar yeter... | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
picks this guy out just like that. | ...elinle gösterip adamları seç. | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
But when we showed the photo to his father, | Fakat babasının fotoğrafını gösterdiğinde... | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
he says, "No. That's the wrong guy." | ...babası "Hayır, yanlış adam" dedi. | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
The kid looks at his father like he's crazy. | Çocuk babasına, sanki çıldırmış gibi baktı. | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
Sean knows this is the guy. | Sean adamın o olduğunu biliyordu. | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
Mr. Donovan pulls Sean to the side. | Bay Donovan çocuğu kenara çekti. | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
Gives him a lecture about the consequences of his action. | Ona hareketlerinin sonuçları hakkında bir ders verdi. | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
The first time he'd dealt with consequences. | İlk defa sonuçlarıyla uğraşmak zorunda kalıyordu. | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
Sean takes another look at the photo. | Sean başka bir fotoğrafa baktı. | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
Says he made a mistake. His father's right. It's not the guy. | Hata yaptığını söyledi. Babası haklıydı. Adam o değildi. | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
I felt bad for the kid. | Çocuk için kötü hissettim. | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
He's about my son's age. | Kendi çocuğumun yaşlarında. | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
You know, he never talked about his mother. | Biliyor musun, annesiyle ilgili hiç konuşmadı. | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
Never talked about that night. | O gece hakkında hiç konuşmadı. | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
I remember that con's name though. | Yine de o mahkumun ismini biliyorum. | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
I didn't even know it was still in my head till about six months ago... | 6 ay önce resminin gazetede çıkana dek... | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
when I saw his picture in the paper. | ...aklımda olduğunu bile bilmiyordum. | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
Seemed some hotshot detective... | Bazı becerikli dedektifler onu... | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
arrested him for the murder of Angela Delany. | ...Angela Delany'nin öldürülmesinden tutukladılar. | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
Jesus Christ. 1 | Tanrı Aşkına! | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
Larry Childs. | Larry Childs. | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
Yeah. Larry Childs. | Evet, Larry Childs. | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
Do you think he killed his mother? | Annesini, onun öldürdüğünü mü düşünüyorsun? | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
He was a career criminal before you busted him. | Sen onu yakalamadan önce hayatı suçlarla dolu olan biriydi. | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
All I know is, when that article came out, | Şunu biliyorum ki, o yazı çıktığında... | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
something snapped in that kid. | ...çocukta bazı şeyler ortaya çıktı. | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
He was different after that. | Ondan sonra değişti. 1 | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
He was convinced... | Annesini öldürenin Childs olduğuna... | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
Childs killed his mother. | ...ikna oldu. | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
Sad thing is, I know his father must have seen that article too. | Üzücü olansa, babasının da o yazıyı görmüş olması lâzım. | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
Can you imagine having your son look at you every day... | Çocuğunun sana baktığı her gün,... | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
thinking you betrayed him? | ...ona ihanet ettiğini düşünebiliyor musun? | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
Can you imagine that? | Düşünebiliyor musun? | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
This yours? Yeah. | Bu senin mi? Evet. | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
There you go. How's it going? | Al bakalım. Nasıl gidiyor? | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
Is that your mom? Oh, yeah. | Şu annen mi? Evet. | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
He's pretty cute. | Çok tatlıymış. | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
What are you doing here, Sean? | Burada ne arıyorsun, Sean? | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
Hey, you like cake? Yeah. | Pasta sever misin? Evet. | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
Yeah? Yeah. | Sever misin? Evet. | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
You should really think about taking him to Tina's in Bushwick. | Onu Bushwick'teki Tina'nın yerine götürmeyi gerçekten bir düşünmelisin. | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
Best cake in New York. | New York'da ki en iyi pastalar orada. | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
Give the ball back. Come on. We gotta go. | Topu geri ver. Hadi, gidiyoruz. | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
You know, you really shouldn't be here, Sean. | Burada olmaman gerekiyor, Sean. | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
I wanted to talk to you about something. | Seninle bir şey hakkında konuşmak istiyorum. | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
I I got your address from the station, | Adresini merkezden aldım. | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
and, um, I looked it up, | Ve bir uğradım... | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
and there was only two parks in your area. | ...ve bodrum girişinde yalnızca iki park yeri vardı. | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
And I figured this one's better suited for kids, | Bende bunun çocuklar için daha uygun olduğuna karar verdim... | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
so I thought I'd probably find you here. | ...o yüzden seni burada bulabileceğimi düşündüm. | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
Every other Wednesday, right? | Her çarşamba, değil mi? | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
Is that his father? Come on. We'll talk about it tomorrow, Sean. | Babası bu mu? Hadi. Bu konuyu yarın konuşuruz, Sean. | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
There he is. How was your day with your mom? | İşte geldi. Annenle günün nasıldı bakalım? | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
Richard, please, just give me one second. Please. | Richard, bana bir dakika izin ver, lütfen. | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
Sean, you gotta leave right now. I am leaving. | Sean, hemen gitmen gerekiyor. Gidiyorum. | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |