Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 134
İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
But there's a kind of historical trajectory that we can trace here, um, | Ama medya ve teknoloji vasıtasıyla izini sürebileceğimiz | 13th-1 | 2016 | |
We went back to, um, the slavery era, | Otobiyografiler veya köleliğe dair anlatılar yazıldığında | 13th-1 | 2016 | |
when people were writing autobiographies or slave narratives. | kölelik dönemine geri döndük. | 13th-1 | 2016 | |
Later in the 19th century, | Daha sonra 19. Yüzyılda, | 13th-1 | 2016 | |
when people began to use photographs | fotoğraf kullanmaya başlandı | 13th-1 | 2016 | |
and they showed images. | ve imgeler gösterdiler. | 13th-1 | 2016 | |
that is evidence of the whippings that he received. | Yediği kırbaçların kanıtı bu. | 13th-1 | 2016 | |
Or the images of lynchings, which white people produced. | Veya beyazların ürettiği linç imgeleri. | 13th-1 | 2016 | |
The murder of Emmett Till was really thought of as being | Emmett Till'in öldürülmesi gerçekten de | 13th-1 | 2016 | |
The willingness of his mother | Annesi cenazede... | 13th-1 | 2016 | |
to have an open casket funeral. | MAMIE TILL EMMETT TILL'İN ANNESİ | 13th-1 | 2016 | |
Hundreds and hundreds of black folks filed past | Yüzlerce siyah, tabutun önünden geçip | 13th-1 | 2016 | |
and see this young boy | Güney'de beyaz ırkın üstünlüğüne inananların | 13th-1 | 2016 | |
who had been killed by white supremacists in the South. | öldürdüğü bu genç çocuğu görmüşlerdi. | 13th-1 | 2016 | |
To publish those photographs in black publications | O fotoğraflar siyah medyada yayınlanmıştı. | 13th-1 | 2016 | |
so the entire black world, like our Facebook or our Twitter now, right? | Şimdiki Facebook veya Twitter gibiydi. | 13th-1 | 2016 | |
In the 1950s, Dr. King and the civil rights movement | 1950'lerde Dr. King ve vatandaşlık hakları hareketi | 13th-1 | 2016 | |
used television in this way. | televizyonu bu şekilde kullanmıştı. | 13th-1 | 2016 | |
"Look, this is what segregation looks like. | "İşte ayrımcılık böyle bir şey. | 13th-1 | 2016 | |
These are dogs attacking children. These are people being fire hosed." | Bu köpekler çocuklara saldırıyor. Bunlar yangın hortumuna maruz kalanlar." | 13th-1 | 2016 | |
Searching for the medium of technology, that will confirm your experience | Deneyiminize uygun teknolojiyi kullanarak | 13th-1 | 2016 | |
such that your basic humanity can be recognized. | insanlık durumunuzun tanınmasını sağlıyorsunuz. | 13th-1 | 2016 | |
The difference now is somebody can hold up one of these, | Şimdi farklı olan şey şu, bunlardan birini kullanarak | 13th-1 | 2016 | |
They can put it on YouTube, and the whole world has to deal with it. | YouTube'a koyabilirler ve bütün dünya bununla uğraşır. | 13th-1 | 2016 | |
We have been consistently been murdered as a result of police aggression. | Polis şiddetinin sonuncu olarak sürekli öldürülüyorduk. | 13th-1 | 2016 | |
They generally would excuse it by calling us criminals. | Genellikle bize "suçlu" diyerek bahane buluyorlardı. | 13th-1 | 2016 | |
When they got to Eric Garner... | Eric Garner'ı yakaladıklarında... | 13th-1 | 2016 | |
I can't breathe. | Nefes alamıyorum. | 13th-1 | 2016 | |
"Why are you always stopping me? | "Neden hep beni durduruyorsunuz? | 13th-1 | 2016 | |
Why is it, day in and day out, week in and week out, you're stopping me?" | Neden her gün, her hafta beni durduruyorsunuz?" | 13th-1 | 2016 | |
And that, I think, is hugely important. | Bence bu çok önemli. | 13th-1 | 2016 | |
When we think about the children who were killed at the hands of the state, | Devletin elinde öldürülen çocukları düşündüğümüzde | 13th-1 | 2016 | |
I think about Tamir Rice at 12 years old, | on iki yaşındaki Tamir Rice'ın... | 13th-1 | 2016 | |
and the way that he was killed, you know, it hits my heart. | TAMIR RICE'IN AİLESİNİN İZNİYLE | 13th-1 | 2016 | |
Go ahead and take your seat belt off. Stop. Stop! | Hadi, emniyet kemerini çöz. | 13th-1 | 2016 | |
He shot me, man. I was shot. | Beni vurdu. | 13th-1 | 2016 | |
Stay with me. | Benimle kal. | 13th-1 | 2016 | |
We got pulled over for a busted taillight in the back. | Arka farımız yanmadığı için durdurulduk. | 13th-1 | 2016 | |
that isn't the problem in and of itself. | Polis şiddeti tek başına bir sorun değil. | 13th-1 | 2016 | |
It's reflection of a much larger, brutal system | Çok daha büyük ve vahşi bir sistemin yansıması. | 13th-1 | 2016 | |
of racial and social control known as mass incarceration, | Topluca hapsetme olarak bilinen ırksal ve sosyal kontrol mekanizması | 13th-1 | 2016 | |
That's why, for me, the brilliance of Black Lives Matter... | Bana göre Siyahların Yaşamları Değerlidir'in mükemmelliği burada. | 13th-1 | 2016 | |
They have a distributed leadership model. You can't find their address. | Dağıtılmış bir liderlik modelleri var. Adreslerini bulamıyorsunuz. | 13th-1 | 2016 | |
I mean, Black Lives Matter is not a stoppable phenomenon, | Siyahların Yaşamları Değerlidir bir kurşunla veya başka bir şeyle | 13th-1 | 2016 | |
And so, there's hope there because of that. | Ve bu sayede bir ümit var. | 13th-1 | 2016 | |
everybody's life matters, | herkesin yaşamı değerlidir, | 13th-1 | 2016 | |
and this prison industrial complex. | giren her bireyin yaşamı önemlidir. | 13th-1 | 2016 | |
It's not just even about only black lives, right? | Mesele sadece siyahların yaşamları değil. | 13th-1 | 2016 | |
The system of mass incarceration has grown, | Topluca hapsetme sistemi büyüdü, | 13th-1 | 2016 | |
that it began with a group of people defined by race, | önemsememeyi öğrendiğimiz ırkla tanımlanmış bir grupla | 13th-1 | 2016 | |
that we as a nation have learned not to care about, | başlamış olmasaydı, | 13th-1 | 2016 | |
we wouldn't be talking about two million people behind bars today. | bugün parmaklıkların arkasındaki iki milyon insandan söz ediyor olmazdık. | 13th-1 | 2016 | |
People say all the time, | Sürekli şöyle söyleniyor, | 13th-1 | 2016 | |
"I don't understand how people could've tolerated slavery. | "Köleliği nasıl hoş görebildiler? | 13th-1 | 2016 | |
How could people have gone to a lynching and participated in that? | İnsanlar nasıl linç etmeye gidebildi ve buna katılabildi? | 13th-1 | 2016 | |
How did people make sense of the segregation, | Ayrımcılığa, beyaz ve sadece renkliler ayırımına | 13th-1 | 2016 | |
this white and colored only drinking... That's so crazy. | nasıl mana verebildiler? Delilik bu. | 13th-1 | 2016 | |
If I was living at that time, I would have never tolerated anything like that." | Ben o zaman yaşıyor olsaydım böyle bir şeyi asla hoş görmezdim." | 13th-1 | 2016 | |
♪ Now whips and chains are subliminal ♪ | Şimdi kamçılar ve zincirler bilinçaltında | 13th-1 | 2016 | |
♪ Instead of nigga They use the word criminal ♪ | Zenci yerine Suçlu diyorlar | 13th-1 | 2016 | |
♪ Sweet land of liberty Incarcerated country ♪ | Tatlı özgürlük ülkesi Hapsedilmiş memleket | 13th-1 | 2016 | |
♪ Shot me with your Reagan And now you wanna Trump me ♪ | Reagan'la vurdun beni Şimdi Trump'la vurmak istiyorsun | 13th-1 | 2016 | |
♪ Prison is a business America's the company ♪ | Hapishane bir iştir Amerika bir şirket | 13th-1 | 2016 | |
♪ Investing in injustice, fear And long suffering ♪ | Yatırım yapar adaletsizliğe, korkuya Ve uzun acılara | 13th-1 | 2016 | |
♪ We're staring in the face Of hate again ♪ | Yine kaldık Nefretle karşı karşıya | 13th-1 | 2016 | |
♪ The same hate they say Will make America great again ♪ | O nefret ki Amerika'yı yeniden yüceltecekmiş | 13th-1 | 2016 | |
♪ No consolation prize For the dehumanized ♪ | İnsanlıktan çıkarılana Yok teselli | 13th-1 | 2016 | |
♪ For America to rise Is a matter of black lives ♪ | Amerika'nın yükselmesi için Siyahların yaşamları önemli | 13th-1 | 2016 | |
♪ And we gonna free them So we can free us ♪ | Özgürleştireceğiz onları Özgürleştirmek için kendimizi | 13th-1 | 2016 | |
♪ America's moment to come to Jesus ♪ | Amerika'nın İsa'ya kavuşma fırsatı | 13th-1 | 2016 | |
♪ Freedom ♪ ♪ Freedom ♪ | Özgürlük Özgürlük | 13th-1 | 2016 | |
♪ Freedom come ♪ ♪ Yeah ♪ | Gelsin özgürlük Evet | 13th-1 | 2016 | |
♪ Hold on ♪ | Dayanın | 13th-1 | 2016 | |
♪ Won't be long ♪ ♪ Won't be long ♪ | Yakındır Yakındır | 13th-1 | 2016 | |
♪ Freedom come ♪ ♪ Freedom come ♪ | Gelsin özgürlük Gelsin özgürlük | 13th-1 | 2016 | |
♪ Hold on ♪ ♪ Hold on ♪ | Dayanın Dayanın | 13th-1 | 2016 | |
♪ Freedom ♪ ♪ Won't be long ♪ | Özgürlük Yakındır | 13th-1 | 2016 | |
♪ Freedom come ♪ ♪ Freedom ♪ | Gelsin özgürlük Özgürlük | 13th-1 | 2016 | |
♪ Freedom come ♪ | Gelsin özgürlük | 13th-1 | 2016 | |
♪ Won't be long ♪ ♪ Hold on ♪ | Yakındır Dayanın | 13th-1 | 2016 | |
♪ Won't be long ♪ ♪ Freedom come ♪ | Yakındır Gelsin özgürlük | 13th-1 | 2016 | |
♪ Freedom ♪ | Özgürlük | 13th-1 | 2016 | |
♪ Won't be long ♪ | Yakındır | 13th-1 | 2016 | |
♪ Oh, freedom ♪ | Ah, özgürlük | 13th-1 | 2016 | |
In 1604, Polish king Sigizmund has accepted a runaway monk Gigory Orep'ev... | 1604'te Leh Kral Sigizmund, Gigory Orep'ev isimli kaçak bir rahibi... | 1612 Khroniki smutnogo vremeni-1 | 2007 | |
...as a son of Ivan the Terrible, and has proclaimed him the Tzar Dmitry | ...Korkunç İvan'ın oğluymuş gibi gösterdi ve onu Çar Dimitri olarak ilan etti. | 1612 Khroniki smutnogo vremeni-1 | 2007 | |
The False Dmitry converted to catholicism... | Sahte Dimitri Katolik olmayı seçti,... | 1612 Khroniki smutnogo vremeni-1 | 2007 | |
Moscow, Summer of 1605 | Moskova, 1605 Yaz'ı | 1612 Khroniki smutnogo vremeni-1 | 2007 | |
After the sudden death of Boris Godunov... | Boris Godunov'un ani ölümünden sonra hükümdarlık... | 1612 Khroniki smutnogo vremeni-1 | 2007 | |
...the power went to his underaged son Fedor, but his reign did not last... 1 | ...küçük oğlu Fedor'a geçti, ancak saltanatı fazla sürmedi. 1 | 1612 Khroniki smutnogo vremeni-1 | 2007 | |
They've brought out the Tzar! | Çar'ı çıkardılar! | 1612 Khroniki smutnogo vremeni-1 | 2007 | |
It has ended!... The foul lineage of Godunovs | Godunovların kokmuş neslinin sonu geldi! | 1612 Khroniki smutnogo vremeni-1 | 2007 | |
Tzar! Tzar! | Çar! Çar! | 1612 Khroniki smutnogo vremeni-1 | 2007 | |
I am the Tzar now! The righteous sun! | Çar şimdi benim! Erdemli güneş! | 1612 Khroniki smutnogo vremeni-1 | 2007 | |
Get out! | Geri çekil! | 1612 Khroniki smutnogo vremeni-1 | 2007 | |
They've hurt a God's fool! Such a sin. | Bir budalanın canına kıydınız! Ne büyük bir günah! | 1612 Khroniki smutnogo vremeni-1 | 2007 | |
And now my blood has been spilled... | Madem ki kanım aktı... | 1612 Khroniki smutnogo vremeni-1 | 2007 | |
Now I've been proclaimed a Tzar! | ...artık Çar benim! | 1612 Khroniki smutnogo vremeni-1 | 2007 | |
A month later the army of False Dmitry has entered Moscow. | Bir ay sonra, Sahte Dimitri'nin ordusu Moskova'ya girdi. | 1612 Khroniki smutnogo vremeni-1 | 2007 | |
The Boyars have sworn their allegiance to the impostor | Boyarlar sahtekara bağlılık yemininde bulundu. | 1612 Khroniki smutnogo vremeni-1 | 2007 |