Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 152351
İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
They all got sensory deficiency. | Hepsinin sorunu da duyusal yetersizlik. Bir gün Porcupine buradan dönmüştü... | Stalker-6 | 1979 | ![]() |
What hell of a writer am l if I hate writing? | Artık yazmaktan nefret ediyorsam, nasıl bir yazar olabilirim ki? | Stalker-6 | 1979 | ![]() |
My goodness, now... You're going to live a hundred years! | Aman Tanrım, şimdi... Yüz yıl boyunca yaşayacaksın! | Stalker-6 | 1979 | ![]() |
This pipe is a horrible place! The most horrible in the Zone! | Şimdi gidebilirsiniz. Tüm bunlar Bölge'de bütün dileklerin gerçekleştiği bir yerin olduğuna dair... Bu boru korkunç bir yer! Bölge'nin en korkunç yeri. Bu boru korkunç bir yer! Bölge'nin en korkunç yeri. | Stalker-6 | 1979 | ![]() |
No evil was slighted In the good aftermath, | Geriye güzellikler kaldı. Kötülük zayıfladı. | Stalker-6 | 1979 | ![]() |
You've chosen it yourself! | Ama anlamıyorsun, sen bunu daha önceden, kendin seçmiştin. | Stalker-6 | 1979 | ![]() |
Yes? No, it's not a clinic! | Evet? Hayır, burası bir klinik değil. | Stalker-6 | 1979 | ![]() |
You may do it. You may inform on me, | Yapabilirsin. Benim adımı kötüye çıkarabilirsin, | Stalker-6 | 1979 | ![]() |
And now you're delighted that you've made even with me. | Aman tanrım! Nerede?... Ve şimdi ödeştiğimizi düşündüğün için kendini harika hissediyorsun. Ve şimdi ödeştiğimizi düşündüğün için kendini harika hissediyorsun. | Stalker-6 | 1979 | ![]() |
An appliance exploring human souls! Soulmeter! | İşte bu, Bölge. | Stalker-6 | 1979 | ![]() |
ALlSSA FRElNDLlKH | ALISSA FREINDLIKH | Stalker-7 | 1979 | ![]() |
ALEXANDER KAlDANOVSKY | ALEXANDER KAIDANOVSKY | Stalker-7 | 1979 | ![]() |
NlKOLAl GRlNKO | NIKOLAI GRINKO | Stalker-7 | 1979 | ![]() |
based upon the story ''Roadside Picnic'' | "Roadside Picnic" adlı öyküden uyarlama based upon the story "Roadside Picnic" "Roadside Picnic" adlı öyküden uyarlama | Stalker-7 | 1979 | ![]() |
Verses by F.l. TlUTCHEV Ar.A. TARKOVSKY | Verses by F.I. TIUTCHEV Ar.A. TARKOVSKY | Stalker-7 | 1979 | ![]() |
''What was it? A meteorite? | "Neydi o? Göktaşı mı? "Neydi o? Bir göktaşı mı? "Neydi o? Göktaşı mı? | Stalker-7 | 1979 | ![]() |
Perhaps, that was the right thing to do. Though, I don't know...'' | Belki de, doğru olan buydu. Ama, bilmiyorum." Belki de yapılması gereken en doğru şey buydu. Belki de, doğru olan buydu. Ama, bilmiyorum." | Stalker-7 | 1979 | ![]() |
l can't wait for you forever. I'm going to die! | Seni sonsuza kadar bekleyemem. Öleceğim! | Stalker-7 | 1979 | ![]() |
And l'll be dead in the meantime. | ve bu arada ölmüş olacaksın. Ve ben de ölmüş olacağım. ve bu arada ölmüş olacaksın. | Stalker-7 | 1979 | ![]() |
God himseIf has cursed you by giving you this child! | Tanrı zaten bu çocuğu vererek seni lanetlemiş! Başarısız. Başarısız. Çok argo. Başarısız. Başarısız. Çok argo. Tanrı zaten bu çocuğu vererek seni lanetlemiş! Tanrı zaten bu çocuğu vererek seni lanetlemiş! | Stalker-7 | 1979 | ![]() |
l am. There is no Bermuda Triangle. | Edeceğim. Bermuda Üçgeni diye bir şey yok. Edeceğim. Bermuda Şeytan Üçgeni diye bir şey yok. Edeceğim. Bermuda Üçgeni diye bir şey yok. | Stalker-7 | 1979 | ![]() |
lt's so boring, my angel. | Çok sıkıcı meleğim. Bu çok sıkıcı, meleğim. Çok sıkıcı meleğim. | Stalker-7 | 1979 | ![]() |
lt must be boring, too, all those laws, triangles, | Yine de sıkıcı olmalı, tüm bu kanunlar, üçgenler, Yine de sıkıcı olmalı tüm bu kanunlar, üçgenler,... Yine de sıkıcı olmalı, tüm bu kanunlar, üçgenler, | Stalker-7 | 1979 | ![]() |
lt's for me! Great! | Benim için! Mükemmel! Bu benim için mükemmel. Benim için! Mükemmel! | Stalker-7 | 1979 | ![]() |
l beg your pardon, your name is..? | Özür dilerim, adınız...? Affedersiniz, adınız...? Özür dilerim, adınız...? | Stalker-7 | 1979 | ![]() |
Wait... l'll explain everything. | Bekle... Her şeyi açıklayacağım. | Stalker-7 | 1979 | ![]() |
l had a drink, like one half of the population does. | Yalnızca bir içki içtim. Nüfusun yarısının yaptığı gibi. Nüfusun yarısının yaptığı gibi, yalnızca bir içki içtim. Yalnızca bir içki içtim. Nüfusun yarısının yaptığı gibi. | Stalker-7 | 1979 | ![]() |
The other haIf gets drunk. lncluding women and children. | Diğer yarısı sarhoş oluyor. Çocuklar ve kadınlar dahil. Diğer yarısı da sarhoş oluyor. Kadınlar ve çocuklar dahil. Diğer yarısı sarhoş oluyor. Çocuklar ve kadınlar dahil. | Stalker-7 | 1979 | ![]() |
l just had a drink though. | Sadece bir içki içtim. Sadece bir kadeh içtim. Sadece bir içki içtim. | Stalker-7 | 1979 | ![]() |
l see. Dry law. Alcoholism is a scourge of mankind. | Anlıyorum. Kuru hukuk. Alkolizm insanlığın baş belasıdır. Anlıyorum. Kuru hukuk. Alkolizm, insanlığın baş belasıdır. Anlıyorum. Kuru hukuk. Alkolizm insanlığın baş belasıdır. | Stalker-7 | 1979 | ![]() |
l see. I'm a writer, | Anlıyorum. Ben bir yazarım. Anlıyorum. Ben bir yazarım... Anlıyorum. Ben bir yazarım. | Stalker-7 | 1979 | ![]() |
so, naturally, everyone calIs me Writer for some reason. | Yani, doğal olarak herkes beni bir nedenle Yazar diye çağırıyor. ...o yüzden, doğal olarak, herkes bir nedenle beni ' Yazar ' diye çağırıyor. Yani, doğal olarak herkes beni bir nedenle Yazar diye çağırıyor. | Stalker-7 | 1979 | ![]() |
lt's hiding and you keep searching for it. | O saklanıyor ve siz onu aramayı sürdürüyorsunuz. O gizleniyor ve siz de onu aramaya devam ediyorsunuz. O saklanıyor ve siz onu aramayı sürdürüyorsunuz. | Stalker-7 | 1979 | ![]() |
l dig up a heap of, pardon... l'd better not name it. | Epey kazdım, özür dilerim... En iyisi adlandırmamak. Çok derine daldım, özür dilerim. En iyisi adlandırmamak. Epey kazdım, özür dilerim... En iyisi adlandırmamak. | Stalker-7 | 1979 | ![]() |
lt was used at its time as a receptacle of food leftovers, | Zamanında yiyecek artıklarını saklamak için kullanılıyordu. Zamanında, yiyecek artıklarını saklamak için kullanılıyordu... Zamanında yiyecek artıklarını saklamak için kullanılıyordu. | Stalker-7 | 1979 | ![]() |
In fact, I don't think much. lt's not good for me. | Gerçekte, çok düşünmüyorum. Bu benim için iyi değil. Aslında, çok fazla düşünmüyorum. Bu benim için iyi değil. Gerçekte, çok düşünmüyorum. Bu benim için iyi değil. | Stalker-7 | 1979 | ![]() |
lt's impossible to write, thinking all the time of success or failure. | Durmadan başarıyı ve yenilgiyi düşünerek yazmak imkansız. Sürekli, başarıyı ve yenilgiyi düşünerek yazmak imkansız. Durmadan başarıyı ve yenilgiyi düşünerek yazmak imkansız. | Stalker-7 | 1979 | ![]() |
Tell me, Professor, why did you let yourseIf be mixed up in all this? | Anlat bana Profesör, neden bütün bunların arasında kaybolmanıza izin veriyorsunuz. Söyleyin bana Profesör, neden bütün bunlarla kafanızın karışmasına izin veriyorsunuz? Anlat bana Profesör, neden bütün bunların arasında kaybolmanıza izin veriyorsunuz. | Stalker-7 | 1979 | ![]() |
You're an ''in'' writer. | Siz bir "iç" yazarsınız. Siz popüler bir yazarsınız. Siz bir "iç" yazarsınız. ve güçlüler ve her özgür adam, | Stalker-7 | 1979 | ![]() |
Well, l'd better leave it for a rainy day. | Bunu yağmurlu bir güne bıraksam iyi olacak. Şey, bunu yağmurlu bir güne bıraksam iyi olacak. Bunu yağmurlu bir güne bıraksam iyi olacak. | Stalker-7 | 1979 | ![]() |
You didn't forget the jerry can? No. lt's full. | Benzin bidonunu unutmadın değil mi? Hayır, dolu. Bidonu unutmadın değil mi? Hayır. Bidon dolu. Benzin bidonunu unutmadın değil mi? Hayır, dolu. | Stalker-7 | 1979 | ![]() |
is a lie. l don't give a damn about inspiration. | ...bir yalandı. Esin falan umrumda değil. ...her şey yalandı. İlham falan umurumda değil. ...bir yalandı. Esin falan umurumda değil. | Stalker-7 | 1979 | ![]() |
How would I know that actually l don't want what I want? | İstediğim şeyi gerçekte istemediğimi nasıl bilebilirim? İstediğim şeyi, aslında istemediğimi nasıl bilebilirim? İstediğim şeyi gerçekte istemediğimi nasıl bilebilirim? | Stalker-7 | 1979 | ![]() |
And my subconscious is yearning for a piece ofjuicy meat. | Ama bilinçdışım, bir parça kanlı et için çıldırıyor. Ve bilinçaltım bir parça et için çıldırıyor. Ama bilinçdışım, bir parça kanlı et için çıldırıyor. | Stalker-7 | 1979 | ![]() |
lt services the outpost. lt won't go any farther. | İleri karakola hizmet ediyor. Daha ileriye gitmeyecek. | Stalker-7 | 1979 | ![]() |
Go back, l'll do it. | Geri dön, ben bakarım! Geri dön. Ben giderim. Geri dön, ben bakarım! | Stalker-7 | 1979 | ![]() |
lt's strange that flowers don't smell. Or have l... | Çiçeklerin kokmuyor olmaları tuhaf. Ya da... Çiçeklerin kokusu olmaması çok garip. Ya da ben... Çiçeklerin kokmuyor olmaları tuhaf. Ya da... | Stalker-7 | 1979 | ![]() |
l feel the stench of the bog. | Bataklık kokusu alıyorum. Bataklığın pis kokusunu alıyorum. Bataklık kokusu alıyorum. | Stalker-7 | 1979 | ![]() |
l asked him why, too. | Ben de sordum nedenini. Bunu ona ben de sordum. Ben de sordum nedenini. | Stalker-7 | 1979 | ![]() |
And he said: ''You'll understand later.'' | Porcupine. Bu mu adı? Bana "Daha sonra anlayacaksın" dedi. O da, "Daha sonra anlarsın." dedi. Bana "Daha sonra anlayacaksın" dedi. | Stalker-7 | 1979 | ![]() |
l think he just came to hate the Zone. | Sanırım Bölge'den nefret etmeye başlamıştı. Bence Bölge'ye, buradan nefret etmek için geldi. Sanırım Bölge'den nefret etmeye başlamıştı. | Stalker-7 | 1979 | ![]() |
l need to do something... | Bir şey yapmam gerek... Bir şey yapmam gerekiyor. Bir şey yapmam gerek... | Stalker-7 | 1979 | ![]() |
He has a mutant daughter, ''a victim of the Zone'' as they call it. | Mutasyona uğramış bir kızı var, "Bölge'nin kurbanı" diyorlar. Mutant bir kızı var. Bölge'nin kurbanı dediklerinden. Mutasyona uğramış bir kızı var, "Bölge'nin kurbanı" diyorlar. | Stalker-7 | 1979 | ![]() |
What does it mean, ''was punished''? | "Cezalandırıldı" ne demek? Ben ruhumu pisliklerden temizleyeceğim, ve bunu da kapışmak isteyecekler. Ben ruhumu pisliklerden temizleyeceğim, ve bunu da kapışmak isteyecekler. "Cezalandırıldı" da ne demek? "Cezalandırıldı" ne demek? | Stalker-7 | 1979 | ![]() |
Or was itjust a figure of speech? | Ya da sadece bir mecaz mıydı? Yoksa sadece lafın gelişi miydi? Ya da sadece bir mecaz mıydı? | Stalker-7 | 1979 | ![]() |
lt had burned down the settlement. | Yerleşim alanını yakıp kül etti. Her şeyi küle çevirmiş. Yerleşim alanını yakıp kül etti. | Stalker-7 | 1979 | ![]() |
Why ''of course''? | Neden "elbette"? Neden "tabii ki" dedin? Neden "elbette"? | Stalker-7 | 1979 | ![]() |
l told you, no one knows. | Söyledim ya, kimse bilmiyor. | Stalker-7 | 1979 | ![]() |
l'll show the direction. | Ben yolu göstereceğim. Gideceğimiz rotayı ben çizeceğim. Ben yolu göstereceğim. | Stalker-7 | 1979 | ![]() |
l remember them packing at the station, getting ready to come here. | İstasyonda toparlandıklarını anımsıyorum, buraya gelmeye hazırlanıyorlardı. | Stalker-7 | 1979 | ![]() |
l was just a boy. | Yalnızca bir çocuktum. | Stalker-7 | 1979 | ![]() |
Why were you hiking up the price? lt's so close at hand. | Neden fiyatı yüksek tuttun? Elimizin altındaymış. Neden fiyatı yükseltip duruyordun? Bir kol mesafesindeymiş. Neden fiyatı yüksek tuttun? Elimizin altındaymış. | Stalker-7 | 1979 | ![]() |
lt's not the place for leisurely strolls. | Burası başıboş bir gezinti yeri değil. Burası, tatil gezintisi yapmaya uygun bir yer değil. Burası başıboş bir gezinti yeri değil. | Stalker-7 | 1979 | ![]() |
l warned you, didn't l? | Seni uyardım, değil mi? Seni uyarmıştım. Seni uyardım, değil mi? | Stalker-7 | 1979 | ![]() |
And making a detour's not dangerous? lt is. But they don't go this way. | Alternatif bir yoldan gitmek tehlikeli değil mi? Evet ama onlar bu yoldan gitmez. Ve koca bir tur atmak tehlikeli değil mi? Tehlikeli. Ama onlar buradan geçmez. Alternatif bir yoldan gitmek tehlikeli değil mi? Evet ama onlar bu yoldan gitmez. | Stalker-7 | 1979 | ![]() |
You're insane. lt's you who are... | Sen delisin. Sensin deli. Sen delisin! Asıl sen delisin. Sen delisin. Sensin deli. | Stalker-7 | 1979 | ![]() |
Professor be my witness, l didn't sent you there. | Profesör şahidimdir, seni oraya ben göndermedim. Profesör, siz şahitsiniz, sizi oraya ben göndermiyorum. Profesör şahidimdir, seni oraya ben göndermedim. | Stalker-7 | 1979 | ![]() |
orjust feel something, | Ya da bir şey hissediyor musun? ...ya da herhangi bir şey hissederseniz... Ya da bir şey hissediyor musun? | Stalker-7 | 1979 | ![]() |
l didn't stop you. | Seni ben durdurmadım. Ben seni durdurmadım. Seni ben durdurmadım. | Stalker-7 | 1979 | ![]() |
So you gave yourseIf a command. Fear has made you come to your senses. | Yani kendine bir emir verdin. Korku aklını başına getirdi. Kendi kendinize bir emir verdiniz. Korku aklınızı başınıza toplamanızı sağlamış. Yani kendine bir emir verdin. Korku aklını başına getirdi. | Stalker-7 | 1979 | ![]() |
l don't know what's going on here in the absence of people, | İnsanlar yokken burada neler olduğunu bilmiyorum. Burada insanlar olmayınca neler olduğunu bilmiyorum... İnsanlar yokken burada neler olduğunu bilmiyorum. | Stalker-7 | 1979 | ![]() |
lt may even seem capricious. | Kaprisli bile görünebilir. Her an yeniden değişebilir. Kaprisli bile görünebilir. | Stalker-7 | 1979 | ![]() |
lt happened that people had to stop halfway and go back. | İnsanların yarı yolda durmak zorunda kalıp geri döndükleri bile olmuştur. Daha önce yolun yarısında vazgeçip dönmek isteyen insanlar oldu. İnsanların yarı yolda durmak zorunda kalıp geri döndükleri bile olmuştur. | Stalker-7 | 1979 | ![]() |
So it lets the good ones pass and kilIs the bad ones? | Yani iyi olanların geçmesine ve kötülerin ölmesine mi neden oluyor? Yani iyi insanların geçmesine izin verip kötü olanları öldürüyor mu? Yani iyi olanların geçmesine ve kötülerin ölmesine mi neden oluyor? | Stalker-7 | 1979 | ![]() |
l don't know. | Bilmiyorum. Bilmiyorum. Gerçekten, bilmiyorum. Bilmiyorum. | Stalker-7 | 1979 | ![]() |
l think it lets those pass who... | Sanırım tüm umutlarını yitirmiş olanların... Bence içeriye girmesine izin verdiği kişiler... Sanırım tüm umutlarını yitirmiş olanların... | Stalker-7 | 1979 | ![]() |
You have been lucky, itjust warned you. | Şanslıymışsın, seni sadece uyardı. Seni sadece uyarmakla yetindiği için çok şanslı bir adam olduğunu bilmelisin. Şanslıymışsın, seni sadece uyardı. | Stalker-7 | 1979 | ![]() |
l guess l'll wait for you here | Sanırım seni burada bekleyeceğim. Sanırım ben, burada oturup sizi bekleyeceğim. Sanırım seni burada bekleyeceğim. | Stalker-7 | 1979 | ![]() |
l'll return your money minus a certain sum | Paranı geri vereceğim, belli bir kısmı hariç. Size, içine girdiğimiz bu bela karşılığında bir kısmını kestikten sonra... Paranı geri vereceğim, belli bir kısmı hariç. | Stalker-7 | 1979 | ![]() |
let them be helpless like children, | İzin ver çocuklar gibi çaresiz olsunlar, | Stalker-8 | 1979 | ![]() |
l thought you just wanted to show us something. | Senin bize bir şeyler göstermek istediğini düşünmüştüm. | Stalker-8 | 1979 | ![]() |
l left it there. l didn't know we were going. | Onu orada bıraktım. Nereye gittiğimizi bilmiyordum. | Stalker-8 | 1979 | ![]() |
lt's impossible! I can't do without my knapsack! | İmkansız! Sırt çantam olmadan yapamam! | Stalker-8 | 1979 | ![]() |
Really. lt will drown you in knapsacks. | Gerçekten. Seni sırt çantalarına boğacak. | Stalker-8 | 1979 | ![]() |
lf you go straight, about 200 meters, but there's no going straight here. | Eğer düz gidersen, 200 metre kadar, ama düz gidemeyiz. | Stalker-8 | 1979 | ![]() |
lt's the Zone, don't you understand? Let's go, quick. lt's... | Bu Bölge, anlamıyor musun? Gidelim, çabuk! | Stalker-8 | 1979 | ![]() |
lncredible. How did you manage to overtake us? | İnanılmaz. Bize yetişmeyi nasıl başardın? | Stalker-8 | 1979 | ![]() |
What do you mean, ''overtake''? l came back here for the knapsack. | Ne demek "yetişmek"? Buraya sırt çantası için geldim. | Stalker-8 | 1979 | ![]() |
l don't like it. | Bundan hoşlanmadım. | Stalker-8 | 1979 | ![]() |
l never know beforehand what kind of people I'm taking with me. | Önceden beraberimde ne tür insanlar getirdiğimi hiç bilmem. | Stalker-8 | 1979 | ![]() |
and declares: ''Mene mene, tekel, uprasin.'' | ...ve dedi ki: "Mene mene, tekel, uprasin." | Stalker-8 | 1979 | ![]() |
and shouting: ''He deserves a Nobel Prize!'' | ...ve bağırıyor: "Bir Nobel ödülünü hakediyor!" | Stalker-8 | 1979 | ![]() |
l don't care a damn about mankind. Of all your mankind | İnsanoğlunun canı cehenneme! | Stalker-8 | 1979 | ![]() |
You know, Mr. Einstein, l have no wish to argue with you. | Biliyorsunuz Bay Einstein, sizinle tartışmak gibi bir isteğim yok. | Stalker-8 | 1979 | ![]() |
lt's not that wishes come true immediately. | Bu, dileklerin hemen gerçekleştiği anlamına gelmez. | Stalker-8 | 1979 | ![]() |
Great illusions! lmages of the absolute truth! | Sizin için bir sakıncası yoksa. | Stalker-8 | 1979 | ![]() |
I'm so happy! lt's not often that everyone who goes makes it. | ...bazı turistlerden söz etmiştin. | Stalker-8 | 1979 | ![]() |
l already see you hanging from your suspenders in your prison cell. | Sonra hepimiz, birilerinin bizi ele geçirmek istediğini düşündük. | Stalker-8 | 1979 | ![]() |
l understand, it's not easy, but it will pass. | Ne oldu? Neden beni durdurdun? Neler oluyor? Beni neden durdurdunuz? Ne oldu? Neden beni durdurdun? | Stalker-8 | 1979 | ![]() |
l bring here people like me, desperate and tormented. | Onu orada bıraktım. Nereye gittiğimizi bilmiyordum. | Stalker-8 | 1979 | ![]() |