Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 160359
İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
An immortal, perfect creature. A serpent eatng itself... | Ölümsüz. Kusursuz bir yaratık. Kendi kuyruğunu... Ölümsüzl, mükemmel bir yaratik. Bir yilan kendi kendini yiyen... | The Big Bang-1 | 2010 | ![]() |
swallowing its own tail. | ...yemeye çalışan bir ejderha. kendi kuyrugunu yutan. | The Big Bang-1 | 2010 | ![]() |
Everything has meaning. | Her şeyin bir manası vardır. Herseyin bir anlami vardir. | The Big Bang-1 | 2010 | ![]() |
Thats sweet. I bet you made her feel better. | Çok tatlısın. Bahse varım daha iyi hissetmesini de sağlamışsındır. Çok sirin. Bahse girerim onun kendini daha iyi hissetmesini saglamissindir. | The Big Bang-1 | 2010 | ![]() |
So, I suppose you never went to Zooey Wigner's apartment that night? | Sanırım, o gece Zooey Wigner'ın dairesine de gitmemişsindir? Sanirsam Zooey Wigner'in dairesine o gece asla gitmedin? | The Big Bang-1 | 2010 | ![]() |
No. You're not going to surprise me this time? | Hayır. Bu sefer beni şaşırtamazsınız. Hayir. Bu defa beni sasirtamayacaksin. | The Big Bang-1 | 2010 | ![]() |
Yesterday, Zooey Wigner was found with the left side of her head caved in... | Ertesi gün, Zooey Wigner kafasının sol tarafı yarılmış bir halde... Dün, Zooey Wigner yüzünün sol tarafi oyulmus ve sirtustu yüzer sekilde... | The Big Bang-1 | 2010 | ![]() |
floating face up in that shithole basement apartment. | ...boktan evinde yüzüstü yüzerken bulundu. bu boktan apartmanda bulundu. | The Big Bang-1 | 2010 | ![]() |
Floating? | Yüzerken mi? Yüzer sekilde? | The Big Bang-1 | 2010 | ![]() |
Somebody must've left the water running in her tub. | Birisi giderken küvetinde ki musluğu açık bırakmış. Birisi kuvetteyken suyu acik birakmis olmali. | The Big Bang-1 | 2010 | ![]() |
But you didn't go there, and I suppose, neither did Anton. | Ama sen oraya gitmedin, ve sanırım Anton'da gitmedi. Ama oraya gitmiden ve sanirsam Anton da gitmedi. | The Big Bang-1 | 2010 | ![]() |
No. I wet to Kepler's. | Hayır. Ben Kepler'e gitmiştim. Hayir. Kepler lere gittim. | The Big Bang-1 | 2010 | ![]() |
So, whats tickened you, Right Man? | Peki seni buraya hangi rüzgar attı? Peki neden, dogru adammiydi gittigin? | The Big Bang-1 | 2010 | ![]() |
Who broke your doll? I'm fine. | Biri oyuncağını mı kırdı? Ben iyiyim. Elindeki bebegi kim aldi? Problem yok iyiyim. | The Big Bang-1 | 2010 | ![]() |
You killing me when you say 'The Band'. | Bize "Grup" demen beni öldürüyor. 'The Band' dediginde beni inctiyorsun. | The Big Bang-1 | 2010 | ![]() |
I'm thinking of becoming a Tele Evangelist. This business blows. | Tele misyoner olmayı düşünüyorum. İşim iyice kötüleşti. Tv'de vaiz veren birisi olmayi düsünüyorum. Bu is artik unutuldu. | The Big Bang-1 | 2010 | ![]() |
Like a sand, wind went out of you. So, what is it this time? | Tıpkı rüzgarın kumları savurduğu gibi. Peki bu sefer ne oldu? Kum gibi, rüzgarin bitti. Anladim bu sefer sorun ne? | The Big Bang-1 | 2010 | ![]() |
I'm looking for someone who is supposed to exist when nobody has seen. | Birden kaybolan ve kimsenin nerede olduğunu bilmediği birini arıyorum. Kimsenin görmemesine ragmen var oldugu sanilan birisini ariyorum. | The Big Bang-1 | 2010 | ![]() |
Ah... That again? Yeah. | Yine mi? Evet. Ah... Yine mi? Yeah. | The Big Bang-1 | 2010 | ![]() |
You're always looking for that, the ultimate missing person... | Sen her zaman garip bir şekilde birden kaybolan birilerini ararsın... Devamli üst düzey kayip insanlari ariyorsun... | The Big Bang-1 | 2010 | ![]() |
The theoretical other, the soul mate. This isn't about me. Nobody want. | ...teorik olarak, diğer ruh eşini. Bu benimle ilgili değil. Kim aramıyor ki? | The Big Bang-1 | 2010 | ![]() |
Sure it is... No, it's for a client. | Eminim öyledir... Hayır, bir müşterim için arıyorum. Eminim öyledir... Hayir, Bir müsteri için. | The Big Bang-1 | 2010 | ![]() |
It's a job. OK. | Sadece iş. Tamam. Sadece bir is. Anliyorum. | The Big Bang-1 | 2010 | ![]() |
I've picked up a tail. It could be my client or it could be somebody else onto them. | Peşime biri takıldı. Büyük ihtimalle müşterim ya da olayla ilgili başka biri. Biseyler yakaladim, müsterimle ilglii de olabilir yada baska birileriyle... | The Big Bang-1 | 2010 | ![]() |
So you think its later for crashville? | O yüzden bulmak için çok geç olduğunu düşünüyorsun? Yani sirada crashville var? | The Big Bang-1 | 2010 | ![]() |
Nothing much. Skin marks and treader's fault. | Cilt lekeleri gibi küçük şeyler haricinde pek iz yok. Fazla bisey yok. Vücutta isaretler, yürürken birakilan izler. | The Big Bang-1 | 2010 | ![]() |
I dig it in you. Just remember... | Senin için araştırırım. Sadece unutma... Kafana kazimistim. Sadece hatirla... | The Big Bang-1 | 2010 | ![]() |
Love looks not with the eyes, but with the mind. | ...aşkın gözü kördür, ancak akıl görebilir. Askin gözü kördür fakat akliyla görür. | The Big Bang-1 | 2010 | ![]() |
Cupid is blind. Yeah. | Aşk tanrısı bile kördür. Evet. Ask tanrisi Eros kördür. Yeah. | The Big Bang-1 | 2010 | ![]() |
What the fuck was that about? Love and... longing. | Bu anlattıkların da ne anlama geliyor? Bu neydi simdi? Ask ve... arzu. | The Big Bang-1 | 2010 | ![]() |
He knew what was going to happen. He always knows. | O neler olacağını biliyordu. Her zaman bilir. Her zaman ne olacagini bildi. Devamli bilir. | The Big Bang-1 | 2010 | ![]() |
Holy Shit! He's doing it again. Cruz, what the fuck you talking about? | Kahretsin! Yine başladı. Cruz, sen neden bahsediyorsun? Pislik! Yine ayni seyi yapiyor. Cruz, kahrolasi neden bahsediyorsun? | The Big Bang-1 | 2010 | ![]() |
Jazz. Huh? | Jazz. Ne? Jazz. Huh? | The Big Bang-1 | 2010 | ![]() |
Sex, your heartbeat... your soul. | Seks, kalbinin atması, ruhun. Seks, senin kalp atisin... ruhun. | The Big Bang-1 | 2010 | ![]() |
Skeres, you're a married man, right? Divorced. | Skeres, sen evli bir adamsın değil mi? Boşandım. Skeres, Evlisin dimi? Bosanmis. | The Big Bang-1 | 2010 | ![]() |
You still remember love, right? | Aşkı hala hatırlıyorsun değil mi? Askin ne demek oldugunu hala biliyorsun, dimi? | The Big Bang-1 | 2010 | ![]() |
I got kids in college and I've already paid. | Üniversite de çocuklarım var ve aşkın bedelini ödedim. Kolejde çocuklarim var ve ödemelerini yapmis durumdayim. | The Big Bang-1 | 2010 | ![]() |
I dont have time for fucking love stories. I'm sorry. | Lanet aşk hikayeleri için zamanım yok. Üzüldüm. Soktugumun ask hikayelerine ayiracak zamanim yok. Özür dilerim. | The Big Bang-1 | 2010 | ![]() |
Close your eyes... | Gözlerini kapa... Gözlerini kapat.... | The Big Bang-1 | 2010 | ![]() |
and I will show you my secrets. | ...ve bende sana sırlarımı göstereyim. Sana sirrimi gösterecegim. | The Big Bang-1 | 2010 | ![]() |
You gonna love me... without shame or fear. | Bana aşık olacaksın... Beni seveceksin... utanmadan ve korkmadan. | The Big Bang-1 | 2010 | ![]() |
Your search ends with me. | Arayışların benimle son bulacak. Arastirman benimle bitecek. | The Big Bang-1 | 2010 | ![]() |
I am missing person... of your heart. | Ben kalbinde ki... Ben kalbinden kaybolmus bir insanim. | The Big Bang-1 | 2010 | ![]() |
Your one true love. | Senin biricik... Sen gerçek bir asksin. | The Big Bang-1 | 2010 | ![]() |
Anton is right. There is nothing at the La Riviera's return address. | Anton haklıydı. La Riviera'daki adreste hiçbir şey yoktu. Anton hakli. La Riviera's adresinde hiçbir sey yoktur. | The Big Bang-1 | 2010 | ![]() |
Wherever she's writing from, Lexie Persimmon prefers in hiding. | Lexie Persimmon mektupları yolladığı, yeri saklamayı tercih ediyor. Nereden yaziyorsa yazsin, Lexie Persimmon gizlenmeyi tercih ediyor. | The Big Bang-1 | 2010 | ![]() |
Excuse me. Lady... Lady... Excume me. What you say to me? | Affedersiniz. Bayan... affedersiniz. Bana ne dedin sen Pardon. bayan... Bayan... Pardon. Ne istiyorsun? | The Big Bang-1 | 2010 | ![]() |
Just a second. | Bir dakika. Bir saniye. | The Big Bang-1 | 2010 | ![]() |
Until recently, a letter has come this vacant lot every week. | Her hafta düzenli olarak mektuplar bana bu adresten geliyordu. Yakin geçmise kadar, bu bos arsaya her hafta bir mektup geldi. | The Big Bang-1 | 2010 | ![]() |
It would be forwarded by the mail carrier... | Mektuplar adres farklılığını kabul eden... Postaci tarafindan, geri dönüs formuyla... | The Big Bang-1 | 2010 | ![]() |
to whoever submitted a change in Further's form. | ...bir postacı tarafından yollanmış olmalı. gönderene tekrar iade edilmis olmalari gerekti. | The Big Bang-1 | 2010 | ![]() |
Okay, so? | Evet, yani? Evet, sorun ne? | The Big Bang-1 | 2010 | ![]() |
I'm a U.S. postal employee. I dont take bribes. | Ben A.B.D. posta görevlisiyim. Rüşvet kabul etmem. Ben Birlesik Devletler postasinda calisiyorum. Ben rüsvet almam. | The Big Bang-1 | 2010 | ![]() |
No, no. Dont making money, but please help me. | Hayır, hayır. Parayı almayın tamam, ama lütfen bana yardım edin. Hayir, hayir. Parayi almayin, ama lütfen bana yardim edin. | The Big Bang-1 | 2010 | ![]() |
I need this address. Its very important. | Bu adrese çok ihtiyacım var. Benim için çok önemli. Bu adrese ihtiyacim var. Çok önemli. | The Big Bang-1 | 2010 | ![]() |
General Deliveries, San Celeritas. | Genel teslimatlar San Celeritas'ta olur. General Deliveries, San Celeritas. | The Big Bang-1 | 2010 | ![]() |
What was that? San Celeritas, New Mexico. Okay? | Neresi dedin? Terkrarlar misiniz? San Celeritas, New Mexico. Okay? | The Big Bang-1 | 2010 | ![]() |
Thank you. I appreciate it. | Teşekkürler. Size minnettarım. Tesekkür ederim. Size minnettarim. | The Big Bang-1 | 2010 | ![]() |
I go back to the office to grab a couple of shirts and some clean underwear. | Birkaç gömlek ve temiz, iç çamaşırları almak için... Bir kaç gömlek ve alltan giyecek biseyler almak için ofisime geri döndüm. | The Big Bang-1 | 2010 | ![]() |
Thats when I realized that it isn't my client who's tailing me. | ...ofise döndüğüm de takip edenin müşterim olmadığına karar verdim. Bu beni takip eden kimsenin müsterimin olmadigini ögrendigim zamandi. | The Big Bang-1 | 2010 | ![]() |
Anton 'The Pro' has no reason to toss my office. | Anton "Pro'nun" ofisimi dağıtması için hiçbir sebep yoktu. Anton 'The Pro'nun ofisimi dagitmasi icin bir nedeni yoktu. | The Big Bang-1 | 2010 | ![]() |
So, someone must've been following him when he first came to see me. | Birisi onu ofisime geldiği ilk gün takip etmiş olmalı. O halde birisi onu buraya ilk geldigi gün takip etmisti | The Big Bang-1 | 2010 | ![]() |
He had a duffel bag when he came in, | Geldiğinde yanında spor bir çanta vardı.Ama giderken... Iceriye girdiginde kamp cantasi vardi. | The Big Bang-1 | 2010 | ![]() |
but not when he left. So, they either know whats in the bag... | ...yanında yoktu. Çantanın içinde ne olduğunu biliyorlar. Fakat ayrildiginda elinde degildi. O halde ikisi de cantada ne oldugunu biliyordu. | The Big Bang-1 | 2010 | ![]() |
or they know about the letters or together who'd sent them. | Ya da mektuplardan ve onu kimin gönderdiğinden haberleri var. veya ikisi de mektuplari biliyordu yada onlari kimin gönderdigini. | The Big Bang-1 | 2010 | ![]() |
Oh yeah? Why? I didn't know, Poley. | Öyle mi? Neden? Bilmiyorum Poley. Oh yeah? Niçin? Bilemedim, Poley. | The Big Bang-1 | 2010 | ![]() |
I hadn't quite read them all yet. | Hepsini daha okumamıştım. Henüz onlarin tamamini okumamistim. | The Big Bang-1 | 2010 | ![]() |
San Celeritas, New Mexico, is a ghost town in the land of enchantment. | New Mexico'daki San Celeritas. Büyülü ülkedeki hayaletli kasaba gibiydi. San Celeritas, New Mexico, cazibe topraklarda hayalet sehirlerdir. | The Big Bang-1 | 2010 | ![]() |
Wait a minute. So, Anton and this stripper, she's never even met him. | Dur bir dakika. Yani Anton ile bu kız daha önce hiç tanışmamışlar. Bir dakika. Yani, Anton ve striptizci, asla karsilasmadilar. | The Big Bang-1 | 2010 | ![]() |
But shes writing him letters? Yeah. | Ama kız ona mektup yazmış öyle mi? Evet. Fakat ona mektuplar yaziyordu? Yeah. | The Big Bang-1 | 2010 | ![]() |
This is fucking stupid. I dont wanna listen to this shit. | Bu çok saçma. Artık bunu dinlemek istemiyorum. Aptalca. Bu uydurmalari dinlemek istemiyorum | The Big Bang-1 | 2010 | ![]() |
I dont know if Anton said that because Space and time are relative, Poley. | Öyle olsaydı Anton söylerdi. Çünkü uzay ve zaman görecelidir Poley. Anton'un bunu söyleyip söylemedigini bilmiyorum çünkü uzay ve zaman birbiriyle iliskilidir, Poley. | The Big Bang-1 | 2010 | ![]() |
Time slows down when you approach the speed of light. | Işık hızına yaklaştığında zaman yavaşlar. Isik hizina yaklastikca zaman yavaslar. | The Big Bang-1 | 2010 | ![]() |
Things get shorter, more dense. | Nesneler daha küçük ve yoğun hale gelir. Birseyler azaldikça veya kisaldikca, daha yogundur. | The Big Bang-1 | 2010 | ![]() |
The faster you travel, the slower and even dumber you appear. | Sen hızlandıkça her şey daha yavaş ve daha saçma görünür. Hizli dolastikca, daha yavas ve hatta daha sersem görünürsün. | The Big Bang-1 | 2010 | ![]() |
Oh god... thats so funny. | Tanrım... gerçekten çok komik. Aman Allahim... Çok eglenceli. | The Big Bang-1 | 2010 | ![]() |
Yeah. Well, its just the laws of physics, Poley. | Evet. Bunlar sadece fizik kuralları Poley. Evet. Sadece fizik kanunlari, Poley. | The Big Bang-1 | 2010 | ![]() |
You know what you are? You think you're a smart guy. | Sen nesin biliyor musun? Kendini akıllı sanıyorsun. Kim oldugunu biliyor musun? Kendini zeki bir herif saniyorsun. | The Big Bang-1 | 2010 | ![]() |
I hate such a smart guys. I hate 'em more when they think they're tough guys. | Akıllı adamlardan nefret ederim. Sert olduğunu düşünenlerden ise daha çok. Bu tür zeki heriflerden nefret ederim Kendilerinin daha dayanikli olduklarini düsündüklerinde onlardan daha da fazla nefret ederim. | The Big Bang-1 | 2010 | ![]() |
You're one of them too, aren't you? | Sen de onlardan birisin değil mi? | The Big Bang-1 | 2010 | ![]() |
Stay on trail. | Karışmadan izle. Geride dur. | The Big Bang-1 | 2010 | ![]() |
I know your fucking ways. Remember I can read your mind. | Senin saçma yollarını biliyorum. Unutma aklını okuyabilirim. Bütün numaralarini biliyorum. Hatirla, aklindan gecenleri okuyabilirim dedim. | The Big Bang-1 | 2010 | ![]() |
You couldn't read even a picture book. | Sen resimli kitabı bile okuyamazsın. Resimli bir kitap bile okuyamazsin | The Big Bang-1 | 2010 | ![]() |
What? What's you say? | Ne? Ne dedin? Ne? Ne diyorsun? | The Big Bang-1 | 2010 | ![]() |
What, huh? | Ne? Ne, huh? | The Big Bang-1 | 2010 | ![]() |
You know, Poley, I know. I know you're gonna hit me, but listen to this... | Biliyor musun Poley? Biliyorum bana vuracaksın ama bir de şunu dinle... Biliyorsun, Poley, Biliyorum. Biliyorum bana vuracaksin fakat sunu dinle... | The Big Bang-1 | 2010 | ![]() |
You hurt me, you hurt me too bad... | ...canımı çok ama çok yakabilirsin... Beni incitiyorsun, beni fazlasiyla incitiyorsun... | The Big Bang-1 | 2010 | ![]() |
You will never find out where the diamonds are! | ...eğer bunu yaparsan elmasların yerini asla öğrenemezsin! Asla elmaslarin nerede oldugunu bulamayacaksin! | The Big Bang-1 | 2010 | ![]() |
What diamonds? Okay, okay. | Ne elması? Ne elmaslari? Tamam, tamam. | The Big Bang-1 | 2010 | ![]() |
I'm on my way to New Mexico, and I am moving very fast. | New Mexico yolundaydım ve çok hızlı bir şekilde gidiyordum. Meksikoya gidiyorum ve çok hizli hareket ediyorum. | The Big Bang-1 | 2010 | ![]() |
Lexie Persimmon is as good as found. | Lexie Persimmon'ı neredeyse bulmuştum. Lexie Persimmon neredeyse bulunmak üzere | The Big Bang-1 | 2010 | ![]() |
She's in San Celeritas where her mail is forwarded. | Mektuplar San Celeritas'tan yollanıyordu. O San Celeritas'ta mektuplarinin sevkedildigi adreste. | The Big Bang-1 | 2010 | ![]() |
I chose to drive, to clear my head. Think about quitting this shit business. | Kafamda ki düşüncelerden... Arabayla gitmeyi tercih ettim, kafami bosaltmam gerekiyordu. Bu boktan isi birakmayi dusundum. | The Big Bang-1 | 2010 | ![]() |
Settling down... Something real. | Sakinleşmek için gerçek bir şey. Sakinleserek... Kimi gerçekler. | The Big Bang-1 | 2010 | ![]() |
But is no good. | Ama olmadı. Ama iyi degil. | The Big Bang-1 | 2010 | ![]() |
I keep wondering why Skinny Faddeev... | Sürekli Sıska Faddeev'in neden... Skinny Faddeev'in Anton'a neden | The Big Bang-1 | 2010 | ![]() |
would pay Anoton 30 million upfront. | ...Anoton'a 30 milyonu önceden verdiğini düşünüp durdum. pesinen 30 million dolar ödedigini düsünüp durdum. | The Big Bang-1 | 2010 | ![]() |
And where is the money now? | Ve para şimdi nerde? Ve Para simdi neredeydi? | The Big Bang-1 | 2010 | ![]() |
And why would a streeter, who is god's own wet dream, chose to be pampered... | Atomlarına ayrıldı. Ve kendi islak dusleri olan bir striptizci neden | The Big Bang-1 | 2010 | ![]() |
with a Darwin's worst nightmare? | ...kendine Darwin'in en kötü kabusunu seçti? Darwin'in en kötü düsleriyle pofpoflanmayi tercih eder ki? | The Big Bang-1 | 2010 | ![]() |