Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 160669
İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
is only found in a dictionary of fools. | sadece aptalların sözlüğünde vardır. Peki gemide bizim gibiler kaldı mı? ..olan bir kelimedir Bayım. | The Black Hole-1 | 1979 | ![]() |
Are there any more like us left on board? | Bizim gibi güvertede kalan başkaları var mı? Ben sonuncuyum. Bazen bir kaçık olduğumu düşünüyorum. Peki gemide bizim gibiler kaldı mı? | The Black Hole-1 | 1979 | ![]() |
I'm the last one. These upstarts think I'm some old freak. | Ben son kişiyim. Bu sonradan görmeler benim kaçık olduğumu düşünüyorlar. Hayır öyle konuşma,bizler modellerin en gelişmiş ve en iyisiyiz. Ben sonuncuyum. Bazen bir kaçık olduğumu düşünüyorum. | The Black Hole-1 | 1979 | ![]() |
They still haven't improved on our model. Oh, you can't modify perfection. We are the best. | Onlar hala modelimizi geliştirmiyorlar. Oh, mükemmeli değiştiremezsiniz. En iyisiyiz. Oh, tanrım. O rövanş istiyor. Hayır öyle konuşma,bizler modellerin en gelişmiş ve en iyisiyiz. | The Black Hole-1 | 1979 | ![]() |
Oh, lordy. He wants a rematch. | Oh, olamaz. Yeni bir maç istiyor. Eski bir donanma kahramanı demiş ki, "Lanet olsun torpido. Tam hız devam!" Oh, tanrım. O rövanş istiyor. | The Black Hole-1 | 1979 | ![]() |
As an old navy hero once said, "Damn the torpedoes. Full speed ahead!" | bir defasında eski bir denizci şöyle demiş, "Lanet olsun torpidolara. Tam yol ileri!" Bu gidişle ben de tam hız yok olmaya gidiyorum. Eski bir donanma kahramanı demiş ki, "Lanet olsun torpido. Tam hız devam!" | The Black Hole-1 | 1979 | ![]() |
He also said something about goin' in harm's way. | O ayrıca emin yerlerde yürümeyide söylemiştir. Güzel atıştı, Bob. Bu gidişle ben de tam hız yok olmaya gidiyorum. | The Black Hole-1 | 1979 | ![]() |
Nice shooting, Bob. | Güzel karşılık, Bob. O sana çarpmış olmasaydı onu yine yenecektin. Güzel atıştı, Bob. | The Black Hole-1 | 1979 | ![]() |
You'd have beat him again if he hadn't bumped you. | Sana vurmasaydı onu tekrar yenerdin. Boşver, ben bilerek kaçırdım zaten. O sana çarpmış olmasaydı onu yine yenecektin. | The Black Hole-1 | 1979 | ![]() |
Nah, I'd have missed on purpose. | Bilerek yenildim. Merak etme. Artık bir müddet bana bulaşmaz. Boşver, ben bilerek kaçırdım zaten. | The Black Hole-1 | 1979 | ![]() |
Don't worry. I'll uphold the honour of the old outfit. | Üzülme. Eski donanımın onurunu destekleyeceğim. STAR, benim adım Vincent benim. Sharpshooting benim oyunumdur. Merak etme. Artık bir müddet bana bulaşmaz. | The Black Hole-1 | 1979 | ![]() |
STAR, Vincent's my name. Sharpshooting is my game. | STAR, adım Vincent. Keskin nişancılıkta oyunumdur. Dene istersen. STAR, benim adım Vincent benim. Sharpshooting benim oyunumdur. | The Black Hole-1 | 1979 | ![]() |
Try me. | Beni dene. Bu büyüklükte bir gemiyi, kara delik... Dene istersen. | The Black Hole-1 | 1979 | ![]() |
Your probe ship has only gone to the event horizon, Doctor... | Sondanız yalnızca olay ufkuna gitti, doktor... ..içerisinde nasıl ilerletmeyi düşünüyorsunuz Doktor ? Bu büyüklükte bir gemiyi, kara delik... | The Black Hole-1 | 1979 | ![]() |
not into the black hole itself. | kara deliğin içine değil. Cygnus’u o korkunç gücün ezmesinden nasıl koruyacaksınız? ..içerisinde nasıl ilerletmeyi düşünüyorsunuz Doktor ? | The Black Hole-1 | 1979 | ![]() |
How do you expect the Cygnus to escape being crushed by the force in there? | Cygnus'un oradaki parçalayıcı güçten kaçmasını nasıl umut ediyorsunuz? Bence Dr Reinhardt anti çekim alanı yaratan bir keşif yaptı ... Cygnus’u o korkunç gücün ezmesinden nasıl koruyacaksınız? | The Black Hole-1 | 1979 | ![]() |
I would assume that Dr Reinhardt has created an antigravitational force field... | Dr Reinhardt'ın basınca dayanabilen antiyerçekimsel güç alanı... Bu şekilde gemi dayanabilir. Bence Dr Reinhardt anti çekim alanı yaratan bir keşif yaptı ... | The Black Hole-1 | 1979 | ![]() |
capable of withstanding that stress. | oluşturduğunu sanıyordum. Navigasyondaki en küçük hatanın bizi ölüme götüreceğinin bende farkındayım Kaptan. Bu şekilde gemi dayanabilir. | The Black Hole-1 | 1979 | ![]() |
Indeed, and I know you will say, Captain, that one mistake in navigation can be fatal. | Aslında, söyleyeceğinizi biliyorum, kaptan, yol bulmada ki bir hata öldürücü olabilir. Ama ben yıllardı bu noktada bu geçişi en ufak ayrıntısına kadar hesapladım... Navigasyondaki en küçük hatanın bizi ölüme götüreceğinin bende farkındayım Kaptan. | The Black Hole-1 | 1979 | ![]() |
But I know exactly what I'm doing. The course I have chosen... | Fakat tam olarak ne yaptığımı biliyorum. Seçtiğim yoldayım... Cygnus anaforun içinde aynı optimum açıda dönecek. Ama ben yıllardı bu noktada bu geçişi en ufak ayrıntısına kadar hesapladım... | The Black Hole-1 | 1979 | ![]() |
will take the Cygnus through at its optimum angle of rotation. | Cygnus'u en uygun yol açısından götüreceğim. Bu şekilde girdapla aynı hızla döneceğiz. Cygnus anaforun içinde aynı optimum açıda dönecek. | The Black Hole-1 | 1979 | ![]() |
The vortex will cause us to move at incredible speed... | Girdap inanılmaz hızlara ulaşmamızı sağlayacak... Ve bunun sonucunda girdap bizi bir sapan gibi karşı tarafa atacak. Bu şekilde girdapla aynı hızla döneceğiz. | The Black Hole-1 | 1979 | ![]() |
and that angle will slingshot us through. | ve açı bizi sapan atışıyla fırlatacaktır. Güzel atış, STAR. Basit, ama güzel. Ve bunun sonucunda girdap bizi bir sapan gibi karşı tarafa atacak. | The Black Hole-1 | 1979 | ![]() |
Nice shot, STAR. Simple, but nice. | İyi atış, STAR. Basit, ama iyi. Zordu. Ama birde böyle deneyelim. Güzel atış, STAR. Basit, ama güzel. | The Black Hole-1 | 1979 | ![]() |
Tricky. Here, try this. | Hile. Burada, bunu dene. Bence robot dansını pek beceremiyor. Zordu. Ama birde böyle deneyelim. | The Black Hole-1 | 1979 | ![]() |
If one dances, one must pay the piper. | Dans etmek istiyorsan, masrafına katlanmalısın. Sürekli sızlanan bir kaybedene asla dayanamam. Bence robot dansını pek beceremiyor. | The Black Hole-1 | 1979 | ![]() |
If there's anything I cannot stand, it's a sore loser. | Dayanamadığım bir şey varsa, bu öfkeli bir kaybedendir. Parça deposunda buluşalım. Sürekli sızlanan bir kaybedene asla dayanamam. | The Black Hole-1 | 1979 | ![]() |
Meet me in parts storage. | Parça deposunda buluşalım. Anladığım kadarıyla Kara Delik içinden bir seyahat düşünüyorsunuz. Parça deposunda buluşalım. | The Black Hole-1 | 1979 | ![]() |
So, as I understand it, you want the Palomino to monitor your journey. | Öyleyse, anladığıma göre, Palomino ile gezinizi izlemek istiyorsunuz. Doğrudur. Başka yer ve başka bir zamana ... Anladığım kadarıyla Kara Delik içinden bir seyahat düşünüyorsunuz. | The Black Hole-1 | 1979 | ![]() |
That's right. I need you to go to another place and another time... | Çok doğru. Başka yerlere ve başka zamanlarda bi yerlere gitmek için... Ulaşmayı planlıyorum,eğer şanslıysam ... Doğrudur. Başka yer ve başka bir zamana ... | The Black Hole-1 | 1979 | ![]() |
a place where, if you're lucky... | size ihtiyacım var, şanslıysanız... “Nihai Bilgi”ye ulaşacağımı umuyorum.. Ulaşmayı planlıyorum,eğer şanslıysam ... | The Black Hole-1 | 1979 | ![]() |
I'll have the possibility to find what we call "the ultimate knowledge." | "Son bilgi." diye adlandırdığımızı olasılıkla bulacağım. Evet, Maximilian? “Nihai Bilgi”ye ulaşacağımı umuyorum.. | The Black Hole-1 | 1979 | ![]() |
Yes, Maximilian? | Evet, Maximilian? Sanırım bir problem var. Beyler siz yemeğe devam edin. Evet, Maximilian? | The Black Hole-1 | 1979 | ![]() |
The probe ship is about to dock. Continue your meal, gentlemen. | Sonda güvertede. Yemeğinize devam edin, baylar. İsviçre saati gibi çalışıyor. Sanırım bir problem var. Beyler siz yemeğe devam edin. | The Black Hole-1 | 1979 | ![]() |
Cuckoo as a Swiss clock. | İsviçre saatindeki guguk kuşu gibi. Benim adım Bob, Biyo sanitasyon Taburundanım. İsviçre saati gibi çalışıyor. | The Black Hole-1 | 1979 | ![]() |
My name's Bob, Bio sanitation Battalion. | Adım Bob, Yaşam Sağlık taburundan. Daha önce seninle açıkça konuşamadım ama bunun için bir sürü sebebim var. Benim adım Bob, Biyo sanitasyon Taburundanım. | The Black Hole-1 | 1979 | ![]() |
I couldn't talk freely before, but I have a whole lot to tell you. | Önce tamamen özgürce konuşamayabilirim, ama sana diyeceklerimin çoğuna bilyorum. Maximilian burada olduğumu bilseydi, bu benim sonum olurdu. Daha önce seninle açıkça konuşamadım ama bunun için bir sürü sebebim var. | The Black Hole-1 | 1979 | ![]() |
If Maximilian knew you were here, why, it'd be the end for the both of us. | Maximilian burada olduğunu öğrenirse, ikimizinde sonu olur. Lazerlerimi yeniden kullanabilir miyim bilmiyorum? Maximilian burada olduğumu bilseydi, bu benim sonum olurdu. | The Black Hole-1 | 1979 | ![]() |
Can you permanently rearm my lasers? | Işın silahlarımı düzgün bir şekilde çalıştırabilir misin? Vincent, sen ve arkadaşların tehlikedesiniz. Lazerlerimi yeniden kullanabilir miyim bilmiyorum? | The Black Hole-1 | 1979 | ![]() |
Yeah, I can. Vincent, you and your friends are in grave danger. | Evet, yapabilirim. Vincent, sen ve arkadaşların ölümcül bir tehlike içindesiniz. Reinhardt ışıklar açtı ama, bu Cygnus’un zarar görmesini önlemek içindi. Vincent, sen ve arkadaşların tehlikedesiniz. | The Black Hole-1 | 1979 | ![]() |
Reinhardt only turned the lights on to prevent any damage to the Cygnus. | Reinhardt Cygnus'a zarar gelmesini önlemek için ışıklarını açtı. Bu bir ölüm gemisi. Reinhardt ışıklar açtı ama, bu Cygnus’un zarar görmesini önlemek içindi. | The Black Hole-1 | 1979 | ![]() |
This is a death ship. | Bu bir ölüm gemisi. Kate sezgilerin sana ne söylüyor? Bu bir ölüm gemisi. | The Black Hole-1 | 1979 | ![]() |
What does your intuition tell you, Kate? | Sezgilerin ne söylüyor, Kate? Bence Dr Reinhardt deha ve delilik arasında bir çizgide yürüyor. Kate sezgilerin sana ne söylüyor? | The Black Hole-1 | 1979 | ![]() |
That Dr Reinhardt is walking a tightrope between genius and insanity. | Dr Reinhardt dahilik ve delilik arasında bulunuyor. Ben aynı şekilde düşünüyorum. Buna inanmıyorum. Bence Dr Reinhardt deha ve delilik arasında bir çizgide yürüyor. | The Black Hole-1 | 1979 | ![]() |
I think the guy's nuts. I don't buy that. | Sanırım adam deli. Buna katılmıyorum. Ne olursa olsun benim için çok iyi bir yalancı. Ben aynı şekilde düşünüyorum. Buna inanmıyorum. | The Black Hole-1 | 1979 | ![]() |
Well, whatever he is, he's an out and out liar. | Şey, neyse ne, o her yönüyle yalancı. O küçücük diye bahsettiği bahçe,bir orduyu besleyecek kadar büyük. Ne olursa olsun benim için çok iyi bir yalancı. | The Black Hole-1 | 1979 | ![]() |
That tiny little one man garden of his is big enough to feed an army. | Onun küçük bir adamlık bahçesi bir orduyu beslemeye yetecek büyüklükte. Garip değil aslında,havayı temizlemek için gerekli. O küçücük diye bahsettiği bahçe,bir orduyu besleyecek kadar büyük. | The Black Hole-1 | 1979 | ![]() |
Nothing strange about that. It purifies the air. | Bunda bir gariplik yok. Havayı temizliyor. Oh. Onlara cenazeden bahset Dan. Garip değil aslında,havayı temizlemek için gerekli. | The Black Hole-1 | 1979 | ![]() |
Oh. Tell them about the funeral, Dan. | Oh. Tören hakkında konuşsana, Dan. Bir robot cenazesi Alex. Bir insan gibi tören yapılmış. Oh. Onlara cenazeden bahset Dan. | The Black Hole-1 | 1979 | ![]() |
A robot funeral, Alex. It was almost human. | Bir robot cenaze töreni, Alex. Hemen hemen insandı. Bak. İnsanlardan tecrit olunmuş 20 yıllık bir hayat ... Bir robot cenazesi Alex. Bir insan gibi tören yapılmış. | The Black Hole-1 | 1979 | ![]() |
Look. Granted, the 20 years out of contact with people... | Bakın. Kabul edin, insansız, ilişkisiz 20 yıl... Elbette ki onu biraz garip yapacak ... Bak. İnsanlardan tecrit olunmuş 20 yıllık bir hayat ... | The Black Hole-1 | 1979 | ![]() |
has made this man a little eccentric, but you can't ask me to believe... | bu adamı tuhaflaştırmış, ama benden rototlarına insana ait duyguları... Programlanmış robotların insan duyguları taşıdığını söylemeniz beni inandırmaz. Elbette ki onu biraz garip yapacak ... | The Black Hole-1 | 1979 | ![]() |
that he's programmed his robots to feel emotions. | programladığına inanmamı istemeyin. Hadi ama. Alex, ben ne gördüğümü biliyorum ... Programlanmış robotların insan duyguları taşıdığını söylemeniz beni inandırmaz. | The Black Hole-1 | 1979 | ![]() |
Come on. I know what I saw, Alex... | Hadi. Ne gördüğümü biliyorum, Alex... Bence Reinhardt ve ekibinde bir gariplik olduğunu kabul etmelisin. Hadi ama. Alex, ben ne gördüğümü biliyorum ... | The Black Hole-1 | 1979 | ![]() |
and we only have Reinhardt's word for what happened to his crew. | Reinhardt'ın mürettebatına ne olduğuyla ilgili yalnız onun anlattıklarını biliyoruz. Tek bildiğim o robot bahçıvanın neredeyse insan gibi davrandığıydı. Bence Reinhardt ve ekibinde bir gariplik olduğunu kabul etmelisin. | The Black Hole-1 | 1979 | ![]() |
All I know is that that robot gardener was almost human too. | Tüm bildiğimiz bahçıvan robotun hemen hemen insana benzediği. Ha! Topallayarak bile yürüyordu. Tek bildiğim o robot bahçıvanın neredeyse insan gibi davrandığıydı. | The Black Hole-1 | 1979 | ![]() |
Ha! He even walked with a limp. | Ha! Hatta topallayarak yürüyordu. Arızalı bir robot olamaz mı? Ha! Topallayarak bile yürüyordu. | The Black Hole-1 | 1979 | ![]() |
What spooks you about a malfunctioning robot, Harry? | Arızalı bir robotun hayalini gördün, Harry? Hiç sanmıyorum dostum. Arızalı bir robot olamaz mı? | The Black Hole-1 | 1979 | ![]() |
I wasn't spooked, old buddy. | Hayal görmedim, yaşlı dostum. Karşılaştığım şeyin bir tür ... Hiç sanmıyorum dostum. | The Black Hole-1 | 1979 | ![]() |
I'm just telling you that I had a gut feeling that... | Sadece diyorum ki güçlü bir duyguya sahibim... ..garip bir yaratık... Karşılaştığım şeyin bir tür ... | The Black Hole-1 | 1979 | ![]() |
that I was looking at some kind of... | gördüğüm bir çeşit... ..olduğunu hissettim. ..garip bir yaratık... | The Black Hole-1 | 1979 | ![]() |
some kind of person. | bir çeşit insandı. Ne demek istiyorsun? Özür dilerim ama Bu gemiden hızla ayrılmamız için ... ..olduğunu hissettim. | The Black Hole-1 | 1979 | ![]() |
What are you getting at? That we make our apologies, say our goodbyes... | Ne demeye getiriyorsun? İzin isteyip, vedalaşıp... ..çok çalışıp veda etmeliyiz. Ne demek istiyorsun? Özür dilerim ama Bu gemiden hızla ayrılmamız için ... | The Black Hole-1 | 1979 | ![]() |
and get off this ship as quick as we can. | ve en hızlı bir şekilde bu gemiden çıkmalıyız. Dan biraz anlayışlı ol,lütfen. ..çok çalışıp veda etmeliyiz. | The Black Hole-1 | 1979 | ![]() |
Oh, now, wait a minute, Dan. Now, hold it, hold it. | Oh, şimdi, dur biraz, Dan. Şimdi, dur, dur. Biraz durup bu şeyi anlamaya çalışmalıyız. Dan biraz anlayışlı ol,lütfen. | The Black Hole-1 | 1979 | ![]() |
Now, now, now, l let's stop and figure this thing out. | Şimdi, şimdi, duralım ve düşünelim. Reinhardt karşı çekim’i bulduysa burada kalıp ... Biraz durup bu şeyi anlamaya çalışmalıyız. | The Black Hole-1 | 1979 | ![]() |
If Reinhardt has antigravity strong enough to hold him here... | Şayet Reinhardt onu burada tutacak yeterli anti yerçekim gücüne sahipse... ..bu muhteşem keşfi anlamalıyız. Reinhardt karşı çekim’i bulduysa burada kalıp ... | The Black Hole-1 | 1979 | ![]() |
I figure he's got enough to pull away. | Götürecek yeterli güce sahibiz demektir. Yani? "Yani” mi? ..bu muhteşem keşfi anlamalıyız. | The Black Hole-1 | 1979 | ![]() |
So? "So"? | Yani? "Yani"? Reinhart’ı ve bu gemiyi alıp dönsek daha uygun olmaz mı? Yani? "Yani” mi? | The Black Hole-1 | 1979 | ![]() |
So why not take this ship and Reinhardt back home? | Yanisi niçin bu gemiyi alıp Reinhardt'ı geri götürmüyoruz? Çok uzun bir işten bahsediyorsun Harry. Reinhart’ı ve bu gemiyi alıp dönsek daha uygun olmaz mı? | The Black Hole-1 | 1979 | ![]() |
That's a long shot you're talking about, Harry. | Uzun bir çabadan bahsediyorsun, Harry. Hadi ama. Eğer robotları yeniden programlaya bilirsek,burada ki bilimsel bulgular... Çok uzun bir işten bahsediyorsun Harry. | The Black Hole-1 | 1979 | ![]() |
Aw, come on. You've got two scientific wizards here... | Ah, hadi. Burada iki tane bilim büyücün var... ..dünyanın gelişiminde çok büyük rol oynayacaklardır. Hadi ama. Eğer robotları yeniden programlaya bilirsek,burada ki bilimsel bulgular... | The Black Hole-1 | 1979 | ![]() |
to figure out the computers, a and they can even reprogram the robots. | Bilgisayarlarıda katınca, ve robotları bile programlayabilirler. Yeter ki Reinhart’ın o hayvani canavarını etkisiz hale getirelim. ..dünyanın gelişiminde çok büyük rol oynayacaklardır. | The Black Hole-1 | 1979 | ![]() |
And the three of us can handle Reinhardt and that pet monster of his. | Ve bizim üçümüz Reinhardt'ı ve onun hayvan canavarını halledebiliriz. Ben hepimizin birer kahraman olacağını söylüyorum. Yeter ki Reinhart’ın o hayvani canavarını etkisiz hale getirelim. | The Black Hole-1 | 1979 | ![]() |
I'm tellin' you, we could all be heroes. | Size söylüyorum, kahramanlar olabiliriz. Ya da ölmüş olabiliceğimizi. Ben hepimizin birer kahraman olacağını söylüyorum. | The Black Hole-1 | 1979 | ![]() |
We could also be dead. | Ölüde olabiliriz. Bu zavallı yaratıklar Mürettabattan geri kalanlar. Ya da ölmüş olabiliceğimizi. | The Black Hole-1 | 1979 | ![]() |
These poor creatures are what's left of the crew. | Mürettebattan kalan, bu zavallı yaratıklar. Anlamanın zor olduğunu biliyorum ama!. Bu zavallı yaratıklar Mürettabattan geri kalanlar. | The Black Hole-1 | 1979 | ![]() |
Kept alive by means I don't pretend to understand. | yaşatma çarelerini anladığımı iddia edemem. Bunlar insan mı? Anlamanın zor olduğunu biliyorum ama!. | The Black Hole-1 | 1979 | ![]() |
Humans? | İnsan mı? Eskiden insandılar, artık robotlar. Bunlar insan mı? | The Black Hole-1 | 1979 | ![]() |
They're more robot than human. | Onlar insandan daha çok robot. Bende burayı yeni keşfettim. Eskiden insandılar, artık robotlar. | The Black Hole-1 | 1979 | ![]() |
Let's get outta here before we're discovered. | Burada olduğumuz anlaşılmadan önce çıkalım buradan. Dikkat et!Nöbetçiler.. Bende burayı yeni keşfettim. | The Black Hole-1 | 1979 | ![]() |
Too late. Watch it! | Çok geç. Dikkat et! Şimdi ne yapmayı düşünüyorsun? Dikkat et!Nöbetçiler.. | The Black Hole-1 | 1979 | ![]() |
Think there are any more? | Başkalarıda olduğunu düşünüyor musun? Durum çok açık. Şimdi ne yapmayı düşünüyorsun? | The Black Hole-1 | 1979 | ![]() |
All clear. | Temiz. Öncelikle kanıtlardan kurtulalım. Durum çok açık. | The Black Hole-1 | 1979 | ![]() |
Let's get rid of the evidence. | Kanıtları yok edelim. Maximilian, seni bilgi almak için götürecek. Öncelikle kanıtlardan kurtulalım. | The Black Hole-1 | 1979 | ![]() |
Maximilian will take you to Debriefing. | Maximilian bilgilerini alıp sorgulayacak. Ben de kişisel bilgisayarınızı kontrol edeceğim. Maximilian, seni bilgi almak için götürecek. | The Black Hole-1 | 1979 | ![]() |
I will check out your computers personally. | Bende kişisel olarak bilgisayarlarını denetleyeceğim. Bu ikisini ne kadar süre sonra aramaya çıkarlar acaba? Ben de kişisel bilgisayarınızı kontrol edeceğim. | The Black Hole-1 | 1979 | ![]() |
How long before they'll start searching for these two? | Bu ikisini ne zaman araştırmaya başlarlar? Görev değişim zamanına bağlı. Her an olabilir. Bu ikisini ne kadar süre sonra aramaya çıkarlar acaba? | The Black Hole-1 | 1979 | ![]() |
It depends on their duty schedule. Could be anytime. | Görev çizelgesine bağlı. Her hangi bir zaman olabilir. O zaman hızlı hareket edelim. Görev değişim zamanına bağlı. Her an olabilir. | The Black Hole-1 | 1979 | ![]() |
Then we have to move fast. | Hızlı hareket etmek zorundayız. Bence o memleketine hizmet etmek isteyen bir bilim adamı. O zaman hızlı hareket edelim. | The Black Hole-1 | 1979 | ![]() |
So, he neglected his duty to his country for a higher ideal. | Yani, o büyük bir ideal uğruna ülkesini ve görevini ihmal etti. Onun hakkında böyle ürkütücü spekülasyonlar yapmanız doğru mu? Bence o memleketine hizmet etmek isteyen bir bilim adamı. | The Black Hole-1 | 1979 | ![]() |
So what? What basis in fact do you have for these macabre speculations? | Ne olmuş yani? Gerçekte bu edindiğiniz ölümcül kuramların temeli nedir? Onun tarzı biraz sıra dışı, kabul ediyorum ... Onun hakkında böyle ürkütücü spekülasyonlar yapmanız doğru mu? | The Black Hole-1 | 1979 | ![]() |
I agree that his style is somewhat unconventional... | Tarzının biraz geleneklere uymadığına katılıyorum... ..ancak elinde ki bilgiyi bizimle paylaşmak için çok hevesli. Onun tarzı biraz sıra dışı, kabul ediyorum ... | The Black Hole-1 | 1979 | ![]() |
but he's willing and eager to share his knowledge with us. | ama bizimle bilgisini paylaşmaya istekli ve hevesli. Onun davranışları sana bir şey ifade etmiyor mu? Bu gemide çok uzun zaman kaldı Alex. ..ancak elinde ki bilgiyi bizimle paylaşmak için çok hevesli. | The Black Hole-1 | 1979 | ![]() |
Doesn't that mean anything to you? We're not staying aboard this ship any longer than we have to, Alex. | Sana birşey demedi mi? Bu gemide kalmak zorunda olduğumuzdan daha fazla kalmayacağız, Alex. Ben buna Reinhart karar versin diyorum. Dan. Onun davranışları sana bir şey ifade etmiyor mu? Bu gemide çok uzun zaman kaldı Alex. | The Black Hole-1 | 1979 | ![]() |
I think that's up to Reinhardt to decide. Dan. | Sanırım karar Reinhardt'da kalmış. Dan. Vincent sizi çağırıyor. Ben buna Reinhart karar versin diyorum. Dan. | The Black Hole-1 | 1979 | ![]() |
Vincent wants you aboard the Palomino right away. | Vincent seni hemen Palomino'nun güvertesine istiyor. Gidelim,Charlie. Vincent sizi çağırıyor. | The Black Hole-1 | 1979 | ![]() |
Let's go, Charlie. | Gidelim, Charlie. Ben de birlikte gidiyorum. Gidelim,Charlie. | The Black Hole-1 | 1979 | ![]() |
I think I'll tag along. | Sanırım peşini bırakmayacağım. Sanırım bunu bir yere yazmalıyım. Sanırım yanlış tarafa gidiyoruz. Ben de birlikte gidiyorum. | The Black Hole-1 | 1979 | ![]() |
This isn't our party. Let's get outta here. | Bu bizim ekibimiz değil. Çıkalım buradan. Reinhardt bunu başarırsa insanlığın en büyük gizemini çözmüş olacak. Sanırım yanlış tarafa gidiyoruz. | The Black Hole-1 | 1979 | ![]() |