Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 169
İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
Hey, Mike? | Hey, Mike? | 17 Again-4 | 2009 | |
I don't want to. | Devam etmek istemiyorum. | 17 Again-4 | 2009 | |
Maybe they don't need me anymore, but I need them. | Belki artık bana ihtiyaçları yok, ama benim onlara ihtiyacım var. | 17 Again-4 | 2009 | |
Pants. I should have pants on. Yes. | Pantolonun. Pantolonumu giymeliyim evet. | 17 Again-4 | 2009 | |
Come on, Glenn! | Hadi ama Glenn! | 17 Again-4 | 2009 | |
I do. | Ederim. | 17 Again-4 | 2009 | |
...citing irreconcilable differences. This correct? | ...boşanma talep etmişsiniz, bu doğru mu? | 17 Again-4 | 2009 | |
No, Your Honor. | Hayır sayın yargıç. | 17 Again-4 | 2009 | |
"You can't handle the truth!" | "Gerçekle başa çıkamazsınız!" | 17 Again-4 | 2009 | |
I'm sorry, I panicked. It was the first thing that came into my mind. | Afedersiniz, panikledim. Aklıma gelen ilk şey oydu. | 17 Again-4 | 2009 | |
You a lawyer, best friend? | Avukat mısınız bay iyi arkadaş? | 17 Again-4 | 2009 | |
Yes, and it's a little bit smeared because I sat on it in the car... | Evet, biraz buruşuk durumda, gelirken arabada üstüne oturdum... | 17 Again-4 | 2009 | |
That... | Şöyle ki... | 17 Again-4 | 2009 | |
This is a letter from Mike O'Donnell. | Bu Mike O'Donnell'dan bir mektup. | 17 Again-4 | 2009 | |
...I want to remind you of September 7th, 1988. | ...sana 7 Eylül 1988'i hatırlatmak istiyorum. | 17 Again-4 | 2009 | |
You were reading Less Than Zero. | "Sıfırdan Az" kitabını okuyordun. | 17 Again-4 | 2009 | |
I'd never seen anything so perfect. | Hayatımda böylesine harika birini görmemiştim. | 17 Again-4 | 2009 | |
I remember thinking that I had to have you, or I'd die. | Sana sahip olamazsam ölürüm diye düşündüğümü hatırlıyorum. O an düşündüm ve "Bu kız benim olmalı" diyiverdim. | 17 Again-4 | 2009 | |
Then you whispered that you loved me... | Sonra okulun verdiği partide... | 17 Again-4 | 2009 | |
...at the homecoming dance. | ...beni sevdiğini fısıldamıştın. ..."Seni seviyorum" diye fısıldadın. | 17 Again-4 | 2009 | |
And I felt... | İşte o an kendimi... | 17 Again-4 | 2009 | |
...and safe. | ...çok mutlu hissetmiştim. | 17 Again-4 | 2009 | |
Because I knew that no matter what happened from that day on... | Çünkü o günden sonra biliyordum ki... | 17 Again-4 | 2009 | |
And I blamed you for my failures. | Ve hatalarım için seni suçladım. | 17 Again-4 | 2009 | |
And I know that you think you have to do this today. | Biliyorum ki bugün bunu yapmak zorunda olduğunu düşünüyorsun. | 17 Again-4 | 2009 | |
But I guess... | Ama sanırım... | 17 Again-4 | 2009 | |
All right, son, you need to go now. | Pekâlâ evlat, artık gitmen gerek. | 17 Again-4 | 2009 | |
...if we postpone this for now for just a little while? | ...ertelesek nasıl olur? | 17 Again-4 | 2009 | |
Haven't seen you practice this hard since school. | Seni okuldan beri bu kadar sıkı çalışırken görmemiştim. | 17 Again-4 | 2009 | |
...then I need to stay focused. | ...dikkatimi kaybetmemem gerek. | 17 Again-4 | 2009 | |
Wait, wait. You're not still trying to get a scholarship, are you? | Dur bir saniye. Hâlâ burs kazanmaya çalışmıyorsun değil mi? | 17 Again-4 | 2009 | |
My wife is happier, everyone's happier with me out of the picture, Ned. | Ben resmin dışındayken karım daha mutlu, herkes çok daha mutlu Ned. | 17 Again-4 | 2009 | |
Got a little inside info for you. | Sana küçük bir sır vereyim. | 17 Again-4 | 2009 | |
The scout from Ohio State is back, and the coach is with him. | Ohio Eyaletindeki gözcü geldi, koç da onunla birlikte. | 17 Again-4 | 2009 | |
You play half the game I know you're capable of... | Maçın yarısını oynarsın, bunu yapabileceğini biliyorum. | 17 Again-4 | 2009 | |
...you're going to be playing college ball next year, huh? | Gelecek yıl üniversitede oynuyor olacaksın ha? | 17 Again-4 | 2009 | |
All right, gather up, jockstraps. Picture time. | Pekâlâ millet, toplanın bakalım. Resim çektirme zamanı. | 17 Again-4 | 2009 | |
Try not to break the camera. | Kamerayı kırmamaya çalışın. | 17 Again-4 | 2009 | |
I thought Mark was hanging out with Alex to get to me, not you. | Mark'ın Alex'le bana yakınlaşmak için takıldığını sanıyordum sana değil. | 17 Again-4 | 2009 | |
Ned, Ned, Ned. Oh, sorry. | Ned, Ned, Ned. Üzgünüm. | 17 Again-4 | 2009 | |
I practiced this, uh. | Buna çalıştım. | 17 Again-4 | 2009 | |
...when I'm wearing the cloak of invisibility? | ...nasıl benimle görünebilirsin ki? | 17 Again-4 | 2009 | |
Jane, all I'm asking is a chance for us to be friends. | Jane, senden sadece arkadaş olmamız için bir şans daha istiyorum. | 17 Again-4 | 2009 | |
...when I'm storming the Elvish Castle of Ganakinesh. | ...yanımda görmek istediğim tek kişisin | 17 Again-4 | 2009 | |
High school star. Never lived up to potential. | Lise yıldızı. Asla potansiyeline erişemedi. | 17 Again-4 | 2009 | |
What are you doing? I want to live in the past. | Ne yapıyorsun? Geçmişte yaşamak istiyorum. | 17 Again-4 | 2009 | |
I'll bet you wish you had it to do all over again. | Bahse varım herşeyi baştan yaşamak isterdin. | 17 Again-4 | 2009 | |
You and me, we're in this together. | Sen ve ben, bunda beraberiz. | 17 Again-4 | 2009 | |
It's your turn now. | Şimdi senin sıran. | 17 Again-4 | 2009 | |
Traveling. | Topla yürüme. | 17 Again-4 | 2009 | |
O'Donnell, get in there! | O'Donnell oyuna gir! | 17 Again-4 | 2009 | |
"Hi"? | "Selam"? | 17 Again-4 | 2009 | |
You didn't have to come after me again. Yes, I did, because I love you. | Tekrar peşimden gelmek zorunda değildin. Evet zorundaydım, çünkü seni seviyorum. | 17 Again-4 | 2009 | |
And then I fell off a bridge and things got pretty weird after that. | Sonra köprüden düştüm ve herşey garipleşmeye başladı. | 17 Again-4 | 2009 | |
...20 years. | ...berbat haldeyim. | 17 Again-4 | 2009 | |
Yeah, I'm gonna put you down because this was a lot easier before. | Seni indirmek zorundayım, eskiden olsa daha kolaydı. | 17 Again-4 | 2009 | |
Is there any chance I'll see that again? | O kasları tekrar görme şansım olacak mı? | 17 Again-4 | 2009 | |
I knew you were checking me out. | Beni izlediğini biliyordum. | 17 Again-4 | 2009 | |
Well, I'll work on it. Maybe I'll jog home. | Pekâlâ, deneyeceğim. Belki evde koşarım. | 17 Again-4 | 2009 | |
Ned, hey. | Ned, hey. | 17 Again-4 | 2009 | |
Wasn't expecting to see you there, Principal Masterson. | Sizi burada görmeyi ummuyordum Müdür Masterson. | 17 Again-4 | 2009 | |
You look very pretty. | Çok hoş görünüyorsunuz. | 17 Again-4 | 2009 | |
Buddy, I got you a little something for your first day at your new job. | Dostum, yeni işindeki ilk günün için sana bir şey aldım. | 17 Again-4 | 2009 | |
Don't think about how much it cost, it's not much. | Fiyatını hiç düşünme, fazla bir şey değil. | 17 Again-4 | 2009 | |
Love you! | Ben de! | 17 Again-4 | 2009 | |
In the back streets of Korea in 1724 | 1724'te Kore'nin arka sokaklarında... | 1724 Gibangnandongsageon-1 | 2008 | |
Gangs across the country | Ülke çapındaki çeteler... | 1724 Gibangnandongsageon-1 | 2008 | |
used courtesan houses as their hideouts | ...fahişelerin evlerini gizlenmek için kullanırdı... | 1724 Gibangnandongsageon-1 | 2008 | |
and began to grow in numbers. | ...ve sayıları da artmaya başlamıştı. 1 | 1724 Gibangnandongsageon-1 | 2008 | |
The gangster world | Haydutların dünyası... | 1724 Gibangnandongsageon-1 | 2008 | |
was divided into the Odd Ears' Gang and the Big Gun Gang. | ...Tek Kulak Çetesi ve Büyük Silah Çetesi olarak ikiye bölünmüştü. | 1724 Gibangnandongsageon-1 | 2008 | |
Finally, before the two gangs clashed... | Sonunda iki çete çatışmadan evvel... | 1724 Gibangnandongsageon-1 | 2008 | |
One day... | Bir gün... | 1724 Gibangnandongsageon-1 | 2008 | |
LEE Jung jae 1 | LEE Jung jae | 1724 Gibangnandongsageon-1 | 2008 | |
A fight! | Dövüş! | 1724 Gibangnandongsageon-1 | 2008 | |
KIM Suk hoon | KIM Suk hoon | 1724 Gibangnandongsageon-1 | 2008 | |
KIM Ok vin | KIM Ok vin | 1724 Gibangnandongsageon-1 | 2008 | |
LEE Won jong | LEE Won jong | 1724 Gibangnandongsageon-1 | 2008 | |
Shall we start again? | Tekrar başlayalım mı? | 1724 Gibangnandongsageon-1 | 2008 | |
Come here, you wanna be! | İstersen, buraya gel! | 1724 Gibangnandongsageon-1 | 2008 | |
Come on and fight, you chicken! | Gel ve dövüş, ödlek! | 1724 Gibangnandongsageon-1 | 2008 | |
Hey, coward! | Hey, korkak! | 1724 Gibangnandongsageon-1 | 2008 | |
THE ACCIDENTAL GANGSTER AND THE MISTAKEN COURTESAN | Meyhanedeki Kargaşa | 1724 Gibangnandongsageon-1 | 2008 | |
Is this really Bright Moon? | Bu gerçekten de Parlayan Ay'mı? | 1724 Gibangnandongsageon-1 | 2008 | |
Look! There! | Bak! Orada! | 1724 Gibangnandongsageon-1 | 2008 | |
The Bright Moon Fragrance tavern! | Mis kokulu Parlayan Ay meyhanesi! | 1724 Gibangnandongsageon-1 | 2008 | |
This is the right place. | Burası doğru yer. | 1724 Gibangnandongsageon-1 | 2008 | |
Delivery! | Kurtulduk! | 1724 Gibangnandongsageon-1 | 2008 | |
What took you so long? | Ne kadar uzun sürdü? | 1724 Gibangnandongsageon-1 | 2008 | |
Pedestrian delivery service for ten long years! | On uzun yıl süresince yaya dağıtım servisi! | 1724 Gibangnandongsageon-1 | 2008 | |
Satisfaction guaranteed! | Memnuniyet garantisi! | 1724 Gibangnandongsageon-1 | 2008 | |
You useless scoundrels! | İşe yaramaz alçaklar sizi! | 1724 Gibangnandongsageon-1 | 2008 | |
You said the same thing ten years ago! | 10 yıl öncede aynı şeyi söylemiştiniz! | 1724 Gibangnandongsageon-1 | 2008 | |
Lady, did I come to the wrong house? | Hanımefendi, yanlış eve mi geldim? | 1724 Gibangnandongsageon-1 | 2008 | |
Go and scoop some rice! | Gel ve biraz pirinç kaşıkla! | 1724 Gibangnandongsageon-1 | 2008 | |
Bong dal, go find that show off. | Bong dal gidip şu göstericiyi bul. | 1724 Gibangnandongsageon-1 | 2008 | |
How the hell can I? | Allah aşkına nasıl yapabilirim? | 1724 Gibangnandongsageon-1 | 2008 | |
Tell him I want another round! | Ona öbür turu istediğimi söyle! | 1724 Gibangnandongsageon-1 | 2008 | |
Didn't you see the little birds flying around your head earlier? | Önceden, başının etrafında dönen küçük kuşları görmedin mi? | 1724 Gibangnandongsageon-1 | 2008 | |
Little birds? | Küçük kuşlar mı? | 1724 Gibangnandongsageon-1 | 2008 |