Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 1742
| İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
| Whoa, Elliott, did you see... Just shut up! | Elliott, gördün mü? Kapa çeneni! | A Plumm Summer-1 | 2007 | |
| Just shut up! Come on, everyone. | Kapayın çenenizi! Haydi millet. | A Plumm Summer-1 | 2007 | |
| Elliott, that was just like Dad. | Elliott, tıpkı babam gibiydin. | A Plumm Summer-1 | 2007 | |
| I am not like Dad. Now just leave me alone, okay? | Ben babam gibi değilim. Beni rahat bırak tamam mı? | A Plumm Summer-1 | 2007 | |
| Elliott? What? | Elliott? Ne var? | A Plumm Summer-1 | 2007 | |
| Froggy's not fakey, is he? No, he's not fakey, okay? Jeez. | Froggy sahte değil, değil mi? Hayır, sahte değil tamam mı? | A Plumm Summer-1 | 2007 | |
| Any ideas? You're supposed to find Froggy Doo. | Bir fikri olan? Froggy Doo'yu bulman gerekiyor. | A Plumm Summer-1 | 2007 | |
| What do you think I'm doing, stupid? | Ne yaptığımı sanıyorsun aptal? | A Plumm Summer-1 | 2007 | |
| Why do you talk to him like that? Like what? | Neden onunla böyle konuşuyorsun? Nasıl? | A Plumm Summer-1 | 2007 | |
| You're always calling him names, like stupid or birdbrain. | Ona hep aptal ve kuş beyinli gibi isimler takıyorsun. | A Plumm Summer-1 | 2007 | |
| He's my brother, that's what we do. | O benim kardeşim, kardeşler böyle konuşur. | A Plumm Summer-1 | 2007 | |
| Well, that's stupid. Yeah, that's stupid. | Bu çok aptalca. Evet, bu çok aptalca. | A Plumm Summer-1 | 2007 | |
| Like I care! | Umurumdaydı sanki! | A Plumm Summer-1 | 2007 | |
| Ike and Tina Turner, The Modern Folk Quartet, | Ike ve Tina Turner, Modern Folk Dörtlüsü. | A Plumm Summer-1 | 2007 | |
| Dusty Springfield, The Ronettes, Bo Diddley, | Dusty Springfield, The Ronettes, Bo Diddley... | A Plumm Summer-1 | 2007 | |
| and special guest star, David "The Man From UNCLE" McCallum. | ...ve özel konuğumuz, "The Man From UNCLE" dizisinden David McCallum. | A Plumm Summer-1 | 2007 | |
| It's so far out, it's in. | Hepsi az sonra bizimle olacak. | A Plumm Summer-1 | 2007 | |
| That's right, it's gonna be the show for the in crowd. | Son zamanların en iyi programına hazır olun. | A Plumm Summer-1 | 2007 | |
| You don't want to miss it. | Bunu kaçırmak istemezsiniz. | A Plumm Summer-1 | 2007 | |
| Haley? Haley, you up? | Haley? Haley, uyanık mısın? | A Plumm Summer-1 | 2007 | |
| Elvis Presley with All Shook Up. | Elvis Presley'den "All Shook Up". | A Plumm Summer-1 | 2007 | |
| My gosh. | Tanrım. | A Plumm Summer-1 | 2007 | |
| Elliott, is that you? | Elliott, sen misin? | A Plumm Summer-1 | 2007 | |
| Haley, I told you not to leave your walkie on at night. | Haley, geceleri telsizini kapatmanı söylemiştim. | A Plumm Summer-1 | 2007 | |
| You're gonna run down the batteries. | Pili bitecek. | A Plumm Summer-1 | 2007 | |
| Elliott, what was that you were saying? | Elliott, az önce ne söylüyordun? | A Plumm Summer-1 | 2007 | |
| I didn't quite catch it. | Tam duyamadım. | A Plumm Summer-1 | 2007 | |
| Just that we need to focus in on the motive. | Sebepleri düşünmeliyiz diyordum. | A Plumm Summer-1 | 2007 | |
| Good idea. | İyi fikir. | A Plumm Summer-1 | 2007 | |
| Okay, we'll start in the morning. | Tamam, sabah başlarız. | A Plumm Summer-1 | 2007 | |
| Now turn off your walkie. | Şimdi telsizini kapat. | A Plumm Summer-1 | 2007 | |
| Okay. Elliott, sweet dreams. | Tamam Elliott, tatlı rüyalar. | A Plumm Summer-1 | 2007 | |
| Elliott, what was that? Rocky, stay here. | Elliott, o neydi? Rocky, burada kal. | A Plumm Summer-1 | 2007 | |
| Elliott? Are you okay? | Elliott, iyi misin? | A Plumm Summer-1 | 2007 | |
| Dad, there's something wrong at Elliott's house! | Baba, Elliott'ın evinde bir sorun var. | A Plumm Summer-1 | 2007 | |
| Roxie, you all right? | Roxie, iyi misiniz? | A Plumm Summer-1 | 2007 | |
| Your dad's home. | Baban geldi. | A Plumm Summer-1 | 2007 | |
| Big deal. | Ne mühim şey. | A Plumm Summer-1 | 2007 | |
| So you really think this will work? Well, I hope so. It's our only chance. | Sence bu gerçekten işe yarayacak mı? Umarım yarar. Tek şansımız bu. | A Plumm Summer-1 | 2007 | |
| Come on. You want to be a real reporter, don't you? | Haydi, gerçek bir gazeteci olmak istiyorsun değil mi? | A Plumm Summer-1 | 2007 | |
| It's way too dangerous and definitely illegal. | Bu çok tehlikeli ve kesinlikle yasadışı. | A Plumm Summer-1 | 2007 | |
| No, it's not. It's the FBI. | Hayır değil. Bunlar FBI. | A Plumm Summer-1 | 2007 | |
| I know. They come in every morning for breakfast at 10:00. | Biliyorum. Her sabah 10'da kahvaltıya geliyorlar. | A Plumm Summer-1 | 2007 | |
| Actually, Hardigan comes in every morning at 10:00 to call Washington. | Aslında, Hardigan her sabah 10'da Washington'ı aramaya geliyor. | A Plumm Summer-1 | 2007 | |
| Agent Brinkman, what would you like this morning? | Ajan Brinkman, bugün ne alırsınız? | A Plumm Summer-1 | 2007 | |
| Menu? Okay. There you go. | Menü? Tamam, buyrun. | A Plumm Summer-1 | 2007 | |
| FBI, Agent Wadell. | FBI, Ajan Wadell. | A Plumm Summer-1 | 2007 | |
| Wadell, it's Hardigan. It'll all be over tonight. | Wadell, ben Hardigan. Bu akşam bitecek. | A Plumm Summer-1 | 2007 | |
| Be sure to tell Mr. Hoover in your report that... | Bay Hoover'a vereceğin raporda... | A Plumm Summer-1 | 2007 | |
| Tell them I say hello. | Selam söyle. | A Plumm Summer-1 | 2007 | |
| ...we cracked this case in less than 2 days. | ...davayı 2 günden kısa sürede çözdüğümüzü belirtmeyi unutma. | A Plumm Summer-1 | 2007 | |
| Yes, sure. I'll type it in bold. What time's the drop? | Evet tabii, kalın harflerle yazarım. Ne zaman bırakılacak? | A Plumm Summer-1 | 2007 | |
| 11:00 p.m. | Akşam 11'de. | A Plumm Summer-1 | 2007 | |
| Broke the tip. | Bahşiş bırak. | A Plumm Summer-1 | 2007 | |
| There's an old abandoned mill not far from here. | Buraya yakın bir yerde eski terk edilmiş bir değirmen var. | A Plumm Summer-1 | 2007 | |
| It's Nelson's Mill. Orin, you got to drive. No way, that place is creepy. | Nelson Değirmeni. Orin, bizi götürmelisin. | A Plumm Summer-1 | 2007 | |
| All we need to do is get there first and take a picture of the kidnapper. | Oraya önce biz gidip kuklayı kaçıranın resmini almalıyız. | A Plumm Summer-1 | 2007 | |
| Keep us posted. Copy that. | Gelişmeleri bildirirsiniz. Anlaşıldı. | A Plumm Summer-1 | 2007 | |
| And what about the FBI? You just leave them to me. | FBI ne olacak? Onları bana bırak. | A Plumm Summer-1 | 2007 | |
| Please, I mean, it's for little Rocky. | Lütfen, küçük Rocky için yap. | A Plumm Summer-1 | 2007 | |
| We cannot be out of gas, I just filled it up this morning. | Benzin bitmiş olamaz, depoyu bu sabah doldurdum. | A Plumm Summer-1 | 2007 | |
| Oh, you just filled it up this morning? Yes. | Bu sabah doldurdun demek. Evet. | A Plumm Summer-1 | 2007 | |
| Did you? Is that what you did? Filled it up? | Öyle mi yaptın, doldurdun demek? | A Plumm Summer-1 | 2007 | |
| More correctly, you can't have filled it up this morning, | İşin doğrusu, sabah depoyu doldurmuş olsaydın... | A Plumm Summer-1 | 2007 | |
| for we are out of gas tonight. | ...şimdi benzinsiz kalmazdık. | A Plumm Summer-1 | 2007 | |
| Daft bugger has no idea we're not behind him anymore. | O aptal herif artık arkasında olmadığımızı bilmiyor. | A Plumm Summer-1 | 2007 | |
| Froggy? If you can hear me, | Froggy? Beni duyabiliyorsan... | A Plumm Summer-1 | 2007 | |
| I'm coming for you. | ...seni almaya geliyorum. | A Plumm Summer-1 | 2007 | |
| Okay, it's in. | Tamam, para burada. | A Plumm Summer-1 | 2007 | |
| I'll see you soon, Froggy. | Yakında görüşeceğiz Froggy. | A Plumm Summer-1 | 2007 | |
| Okay, when I give the word, | Tamam, ben söyleyince... | A Plumm Summer-1 | 2007 | |
| we're going to jump up and both flash at once. | ...ikimizde fırlayıp flaş patlatacağız. | A Plumm Summer-1 | 2007 | |
| Here they come. | İşte geliyorlar. | A Plumm Summer-1 | 2007 | |
| Gotcha! | Yakaladık! | A Plumm Summer-1 | 2007 | |
| "Bogus kidnappers confess, | "Sahte hırsızlar itiraf etti." | A Plumm Summer-1 | 2007 | |
| "'We bought the bow tie at a five and dime."' | "'Papyonu tuhafiyeden satın aldık." | A Plumm Summer-1 | 2007 | |
| Orders up. Well, what do you know? | Siparişleriniz. Ne biliyorsunuz? | A Plumm Summer-1 | 2007 | |
| Looks like you found Froggy Doo after all. | Yine de Froggy Doo'yu buldunuz işte. | A Plumm Summer-1 | 2007 | |
| Enjoy, fellas. Yeah, we will. | Afiyet olsun baylar. Teşekkürler. | A Plumm Summer-1 | 2007 | |
| That's nothing compared to what HQ's gonna do when they find out about this. | Merkezdekiler öğrendiğinde olacaklara kıyasla bu hiç sayılır. | A Plumm Summer-1 | 2007 | |
| Well, we're already stationed in New Jersey, | New Jersey'e atandık zaten... | A Plumm Summer-1 | 2007 | |
| how much worse can it get? Don't even ask that question. | ...daha kötü ne olabilir ki? Sorma bile. | A Plumm Summer-1 | 2007 | |
| Our only hope is to find that puppet. | Tek şansımız o kuklayı bulmak. | A Plumm Summer-1 | 2007 | |
| Well, technically, it's a marionette, sir. Oh, it's a marionette. | Teknik olarak o ipli bir kukla efendim. İpli demek. | A Plumm Summer-1 | 2007 | |
| Yeah. It's not a puppet? | Evet. O da kukla değil mi? | A Plumm Summer-1 | 2007 | |
| No, sir, puppets are operated from underneath, with a hand, | Hayır efendim. Kuklalar ele geçirilip oynatılır... | A Plumm Summer-1 | 2007 | |
| whereas the marionette is operated from above... | ...oysa ipli kuklalar yukarıdan | A Plumm Summer-1 | 2007 | |
| Don't make me shoot you! | Kendini vurdurma bana! | A Plumm Summer-1 | 2007 | |
| Can I get some syrup? | Şerbet alabilir miyim? | A Plumm Summer-1 | 2007 | |
| I'm famous. | Ünlü oldum. | A Plumm Summer-1 | 2007 | |
| Hey! Hey, Mom! Mom, did Dad see this? I'm famous. | Hey! Hey anne, babam bunu gördü mü? Ünlü oldum. | A Plumm Summer-1 | 2007 | |
| No, but when he does, | Hayır ama gördüğü zaman... | A Plumm Summer-1 | 2007 | |
| he'll probably whup you for sneaking out last night. | ...muhtemelen gece dışarı çıktığın İçin seni dövecektir. | A Plumm Summer-1 | 2007 | |
| I made the front page. I'm a hero. | Baş sayfaya çıktım. Ben bir kahramanım. | A Plumm Summer-1 | 2007 | |
| You're no hero, Elliott. Froggy Doo's still missing. | Sen kahraman değilsin Elliott. Froggy Doo hâlâ kayıp. | A Plumm Summer-1 | 2007 | |
| Yeah, well, the investigation's not over. | Evet ama araştırmam henüz bitmedi. | A Plumm Summer-1 | 2007 | |
| Hi. Can we talk to him? | Merhaba. Onunla konuşabilir miyiz? | A Plumm Summer-1 | 2007 | |
| Why don't you kids just let it lie? | Neden bu işten vazgeçmiyorsunuz? | A Plumm Summer-1 | 2007 | |
| He's out by the pumpkin patch. See, I told you it was real. | Balkabağı tarlasının ortada Sana gerçek olduğunu söylemiştim. | A Plumm Summer-1 | 2007 | |
| Hi, Happy Herb. Hi. | Merhaba Mutlu Herb. Merhaba. | A Plumm Summer-1 | 2007 |