Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 1744
| İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
| They got me on drunk and disorderly unless I can post bail. | Kefaleti yatırana kadar beni sarhoş olup kavga çıkarmaktan burada tutacaklar. | A Plumm Summer-1 | 2007 | |
| Maybe Cookie and Dirty Pat can take up a collection. | Belki Cookie ve Dirty Pat kefaletini yatırırlar. | A Plumm Summer-1 | 2007 | |
| Oh, by the way, I have a message from your boss. | Bu arada, patronundan bir mesaj geldi. | A Plumm Summer-1 | 2007 | |
| "You're fired." | "Kovuldun." | A Plumm Summer-1 | 2007 | |
| Mick, I have waited long enough for you to grow up, | Mick, büyümeni yeterince bekledim... | A Plumm Summer-1 | 2007 | |
| and I can't wait any longer. Look, all right. You win, okay? | ...ve daha fazla bekleyemem. Tamam, sen kazandın, tamam mı? | A Plumm Summer-1 | 2007 | |
| No more Old Faithful's. | Artık Old Faithfuls'a gitmek yok. | A Plumm Summer-1 | 2007 | |
| Except on weekends, of course, right, champ? | Hafta sonları hariç tabii, değil mi şampiyon? | A Plumm Summer-1 | 2007 | |
| We are way beyond that, Mick. | Daha fazlası var Mick. | A Plumm Summer-1 | 2007 | |
| The boys and I are leaving. What do you mean, leaving? | Çocuklar ve ben gidiyoruz. Gidiyoruz da ne demek? | A Plumm Summer-1 | 2007 | |
| You are not going to lose me the house I grew up in. | Büyüdüğüm evi kaybedemeyeceksin. | A Plumm Summer-1 | 2007 | |
| I'm putting it up for rent, | Evi kiraya veriyorum... | A Plumm Summer-1 | 2007 | |
| and we're going to move in with Aunt Carol. | ...ve Carol teyzenin yanına taşınıyoruz. | A Plumm Summer-1 | 2007 | |
| I just brought the boys in to say goodbye. | Çocukları sana veda etmeleri için getirdim. | A Plumm Summer-1 | 2007 | |
| Look, baby, | Bak, bebeğim... | A Plumm Summer-1 | 2007 | |
| you can't go to St. Louis. | ...St. Louis'e gidemezsin. | A Plumm Summer-1 | 2007 | |
| Boys, say goodbye to your father. I want Dad to come. | Çocuklar babanıza veda edin. Babamın eve gelmesini istiyorum. | A Plumm Summer-1 | 2007 | |
| Wait. I'll get another job, okay, Rox? A better one. | Dur. Başka bir iş bulurum tamam mı Rox? Daha iyi bir iş. | A Plumm Summer-1 | 2007 | |
| I mean, you know what the big city will do to these boys. | Büyük şehirde bu çocuklara neler olacağını biliyorsun. | A Plumm Summer-1 | 2007 | |
| I don't think it can be any worse | Burada onlara yaptığından... | A Plumm Summer-1 | 2007 | |
| Rox! Rox! | Rox! Rox! | A Plumm Summer-1 | 2007 | |
| We love you, too. | Biz de seni seviyoruz. | A Plumm Summer-1 | 2007 | |
| That's what makes this all so sad. | Bunu bu kadar üzücü yapan da bu. | A Plumm Summer-1 | 2007 | |
| Looks like you're going to have to be the man of the house for a while, huh? | Anlaşılan bir süre evin erkeği sen olacaksın değil mi? | A Plumm Summer-1 | 2007 | |
| I'm going to need you to look after your mother and Rocky. | Annene ve Rocky'e göz kulak olmalısın. | A Plumm Summer-1 | 2007 | |
| I already do, Dad. | Zaten oluyorum baba. | A Plumm Summer-1 | 2007 | |
| That's right, I guess you do. | Doğru, sanırım oluyorsun. | A Plumm Summer-1 | 2007 | |
| So no leads on old Froggy Doo, huh? | Meşhur Froggy Doo'dan iz yok ha? | A Plumm Summer-1 | 2007 | |
| It's just a puppet, Dad. | O sadece bir kukla baba. | A Plumm Summer-1 | 2007 | |
| Well, you tried. | Denedin. | A Plumm Summer-1 | 2007 | |
| Nothing worse than not giving it your best shot, right, Son? | Elinden gelen her şeyi yapmış olman önemli değil mi oğlum? | A Plumm Summer-1 | 2007 | |
| Best shot? | Elinden gelen her şey mi? | A Plumm Summer-1 | 2007 | |
| Is that what this all is, Dad, you giving it your best shot? | Hepsi bu mu baba, elinden gelen bu mu yani? | A Plumm Summer-1 | 2007 | |
| Don't you talk to me like that. I'm still your father. | Benimle böyle konuşma. Ben hâlâ senin babanım. | A Plumm Summer-1 | 2007 | |
| Oh, okay, so now you want to be my father, huh? | Tamam, demek şimdi babam olmak istiyorsun ha? | A Plumm Summer-1 | 2007 | |
| Hey, you got something to say, why don't you say it? | Söyleyecek bir lafın varsa neden söylemiyorsun? | A Plumm Summer-1 | 2007 | |
| Sorry I ruined your life, Dad! | Hayatını mahvettiğim için üzgünüm baba! | A Plumm Summer-1 | 2007 | |
| Hey, get... Get back here! Son, you look at me! | Hey, geri gel! Oğlum, bana bak! | A Plumm Summer-1 | 2007 | |
| Why should I? You never look at me. You treat me like I'm invisible. | Neden bakayım ki? Sen bana hiç bakmadın. Bana görünmezmişim gibi davrandın hep. | A Plumm Summer-1 | 2007 | |
| Am I invisible to you now, Dad, huh? | Sence ben görünmez miyim baba? | A Plumm Summer-1 | 2007 | |
| You were never invisible to me. | Benim için asla görünmez olmadın. | A Plumm Summer-1 | 2007 | |
| In fact, you were way too visible. | Aslında öyle görünürdün ki. | A Plumm Summer-1 | 2007 | |
| Way too much of a reminder. | Fazlasıyla hatırlatacak kadar görünür. | A Plumm Summer-1 | 2007 | |
| Reminder of what? | Neyi hatırlatacak? | A Plumm Summer-1 | 2007 | |
| Of what I could have been. Boxing was my ticket out of here. | Ne olabileceğimi. Boks benim buradan çıkış biletimdi. | A Plumm Summer-1 | 2007 | |
| But I let the fear beat me, Son, | Ama korkumun beni yenmesine izin verdim oğlum... | A Plumm Summer-1 | 2007 | |
| let the fear beat me. | ...korkumun beni yenmesine izin verdim. | A Plumm Summer-1 | 2007 | |
| But you're not afraid of anybody. | Ama sen kimseden korkmazsın ki. | A Plumm Summer-1 | 2007 | |
| No, sir. I ain't afraid of no fighter. | Hayır, hiçbir dövüşçüden korkmam. | A Plumm Summer-1 | 2007 | |
| I was just afraid to give it my best shot and come up short, you know? | Ben sadece, en sıkı vuruşumu yapıp yetersiz kalmasından korktum. | A Plumm Summer-1 | 2007 | |
| Afraid to take a chance and, you know, come home a loser. | Şansımı deneyip, eve kaybederek dönmekten korktum. | A Plumm Summer-1 | 2007 | |
| Instead, I took the coward's way out. | Bunun yerine korkakça davrandım. | A Plumm Summer-1 | 2007 | |
| I never left. | Hiç bırakmadım. | A Plumm Summer-1 | 2007 | |
| Blamed it on your mother's pregnancy. | Suçu annenin hamileliğine attım. | A Plumm Summer-1 | 2007 | |
| Blamed it on you. | Suçu sana attım. | A Plumm Summer-1 | 2007 | |
| Can you ever forgive me, Son? | Beni affedebilecek misin oğlum? | A Plumm Summer-1 | 2007 | |
| Things are gonna be a lot different around here. | Her şey çok değişecek. | A Plumm Summer-1 | 2007 | |
| Real different. | Gerçekten değişecek. | A Plumm Summer-1 | 2007 | |
| Love you, Son. | Seni seviyorum oğlum. | A Plumm Summer-1 | 2007 | |
| Mom, I think I know how to find Froggy Doo. | Anne, sanırım Froggy Doo'yu nasıl bulacağımı biliyorum. | A Plumm Summer-1 | 2007 | |
| Enough is enough. Bike in the back. | Yeter artık! Bisikleti arkaya koy. | A Plumm Summer-1 | 2007 | |
| Off. No more looking for that frog. The FBI and the police will settle it. | İn. Artık o kurbağayı aramak yok. FBI ve polis o işi halleder. | A Plumm Summer-1 | 2007 | |
| We're gonna go home and finish packing. | Eve gidip toplanmayı bitireceğiz. | A Plumm Summer-1 | 2007 | |
| Understood? Yes. | Anlaşıldı mı? Evet. | A Plumm Summer-1 | 2007 | |
| Haley, if you want to come over later and say goodbye to the boys, | Haley, daha sonra gelip çocuklara veda etmek istersen... | A Plumm Summer-1 | 2007 | |
| you can, all right? | ...gelebilirsin tamam mı? | A Plumm Summer-1 | 2007 | |
| In the truck. | Kamyonete bin. | A Plumm Summer-1 | 2007 | |
| Okay, we have to be very careful and very quiet | Tamam, çok dikkatli ve sessiz olmalıyız. | A Plumm Summer-1 | 2007 | |
| so that Mom doesn't hear us. | Böylece annemiz bizi duyamaz. | A Plumm Summer-1 | 2007 | |
| Understood? Okay. | Anladın mı? Tamam. | A Plumm Summer-1 | 2007 | |
| Okay, come down slowly. | Tamam, yavaşça gel. | A Plumm Summer-1 | 2007 | |
| I got you. | Tuttum seni. | A Plumm Summer-1 | 2007 | |
| Hey, it's the junior detectives. | Hey, küçük dedektifler gelmiş. | A Plumm Summer-1 | 2007 | |
| Are my pictures from the fair back yet? Yeah, I got them back this morning. | Fuarda çektiğim resimler geldi mi? Evet. | A Plumm Summer-1 | 2007 | |
| What are you looking for? Froggy Doo's kidnapper. | Neye bakıyorsun? Froggy Doo'yu kaçırana. | A Plumm Summer-1 | 2007 | |
| Okay, here we go. | Tamam, işte bu. | A Plumm Summer-1 | 2007 | |
| Orin, do you have a magnifying glass? Yeah, right here. | Orin, büyütecin var mı? Evet, işte burada. | A Plumm Summer-1 | 2007 | |
| You don't have a bigger one? | Daha büyüğü yok mu? | A Plumm Summer-1 | 2007 | |
| That's more like it. | Bu daha büyük. | A Plumm Summer-1 | 2007 | |
| I knew it. He must have dragged it to the dumpster | Biliyordum. Onu çöp kutusuna sürükleyip... | A Plumm Summer-1 | 2007 | |
| and come back for it later. Who? | ...sonra dönüp almış olmalı. Kim? | A Plumm Summer-1 | 2007 | |
| I don't know. But whoever it is, it looks like he hurt his hand. | Bilmiyorum. Ama her kimse anlaşılan elini kesmiş. | A Plumm Summer-1 | 2007 | |
| He probably burnt it setting the fire. Why would he set a fire? | Muhtemelen yangını da o çıkardı. Neden yangın çıkarsın ki? | A Plumm Summer-1 | 2007 | |
| Misdirection. See, he lights the fire, | Dikkatleri başka yöne çekmek için. Yangın çıkarıp... | A Plumm Summer-1 | 2007 | |
| then while everybody's looking the other way, | ...herkesin başka yöne bakmasını sağladı... | A Plumm Summer-1 | 2007 | |
| he grabs the case and throws it in the dumpster. | ...kutuyu alıp çöp kutusuna attı. | A Plumm Summer-1 | 2007 | |
| But who is he? That's what we've got to figure out. | Peki kim bu? İşte bunu bulmalıyız. | A Plumm Summer-1 | 2007 | |
| Wally knows everybody who worked that day. | Wally o gün çalışan herkesi bilir. | A Plumm Summer-1 | 2007 | |
| Come on. Thanks, Orin. Okay, bye guys. Good luck. | Haydi. Teşekkürler Orin. Tamam, hoşça kalın çocuklar. Bol şans. | A Plumm Summer-1 | 2007 | |
| Two pounds of potatoes, one box Shredded Wheat. | Bir kilo patates, bir kutu Shredded Wheat. | A Plumm Summer-1 | 2007 | |
| No, the New Market King doesn't deliver, only we do. | Hayır, Yeni Kral Market'te yok, sadece biz satıyoruz. | A Plumm Summer-1 | 2007 | |
| Okay, Mrs. Sargus. Yeah. Okay. Bye. | Tamam Bayan Sargus. Evet, tamam, hoşça kalın. | A Plumm Summer-1 | 2007 | |
| Hey, kids, what's up? | Selam çocuklar, naber? | A Plumm Summer-1 | 2007 | |
| We need a list of everybody who worked on the show. | Şovda çalışan herkesin listesi gerekiyor. | A Plumm Summer-1 | 2007 | |
| Gee, I don't think I have one. But I'll tell you what, | Bende liste yok sanırım ama... | A Plumm Summer-1 | 2007 | |
| give me a day or two, I'll put one together. | ...bana bir iki gün verirseniz ayarlarım. | A Plumm Summer-1 | 2007 | |
| But we need it now. We need it now. | Ama şimdi gerekiyor. Şimdi gerekiyor. | A Plumm Summer-1 | 2007 | |
| What am I supposed to do, guys? I can't shut down the store. | Ne yapabilirim ki çocuklar? Dükkânı kapatamam. | A Plumm Summer-1 | 2007 | |
| He has an owie. | Elinde yara var. | A Plumm Summer-1 | 2007 | |
| This is... It's just a bad paper cut. Thanks for your concern, kids. | Bu sadece bir kâğıt kesiği. İlgilendiğiniz için teşekkürler çocuklar. | A Plumm Summer-1 | 2007 |