• tr flag Türkçe
    • en flag İngilizce

Ara

İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 178065

İngilizce Türkçe Film Adı Film Yılı Ayrıntılar
lf l said that, it's what l thought. Ne düşünüyorsam onu söylerim. Un Coeur en Hiver-1 1992 info-icon
You were that cruel? Aren't you ashamed? Acımasızca değil miydi? Utandın mı? Un Coeur en Hiver-1 1992 info-icon
No! It would be cruel if l said it to a really mediocre pupil. Hayır, bunu sıradan bir öğrenciye söylemiş olsaydım, haksızlık olurdu. Un Coeur en Hiver-1 1992 info-icon
That's right, l never worked very hard, and l have no regrets. Doğru, hiçbir zaman çok çalışmadım ve pişman da değilim. Un Coeur en Hiver-1 1992 info-icon
Yes, l know. l read your book. See, Daniel, you've at least one reader. Evet, biliyorum. Kitabınızı okudum. Bak Daniel, bir tane okuyucun varmış. Un Coeur en Hiver-1 1992 info-icon
What upsets me, as l wrote in my last book... Beni üzen şey; son kitabımda da bahsettiğim gibi, bu durum... Un Coeur en Hiver-1 1992 info-icon
No, l'm sure it's delicious. Hayır, eminim lezzetlidir. Un Coeur en Hiver-1 1992 info-icon
This confusion is unprecedented. It's all lumped together, pell mell. Bu eşi görülmemiş bir karmaşadır. Hepsi bir araya gelip karman çorman olmuştur. Un Coeur en Hiver-1 1992 info-icon
People can still choose. İnsanlar hala seçim yapabilir. Un Coeur en Hiver-1 1992 info-icon
No. We're listening to the voice of tradition. Hayır. Şu an geleneğin sözünü dinlemekteyiz. Un Coeur en Hiver-1 1992 info-icon
No, you speak for an anxious �lite in a world threatened by democratic excess. Demokratik aşırılıklarla tehdit edilen dünyanın endişeli seçkinlerinin sesisin. Un Coeur en Hiver-1 1992 info-icon
lf culture is still a privilege... Kültür denen şey hala ayrıcalıksa... Un Coeur en Hiver-1 1992 info-icon
lt's worse, all these clueless clodhoppers in the museums. Daha da kötüsü, müzedeki bilgisiz hödükler hepsi. Un Coeur en Hiver-1 1992 info-icon
Yes, but if in this museum a clodhopper's life is changed... Evet ama yine o müzede bir sanat eseri sayesinde insanların hayatı değişti... Un Coeur en Hiver-1 1992 info-icon
lt's always been so. Hep öyledir. Un Coeur en Hiver-1 1992 info-icon
l don't think so. Bence değil. Un Coeur en Hiver-1 1992 info-icon
For you, too, there's the sensitive individual in the blind masses. Sence de, kör kitlelerde duyarlı kişiler var. Un Coeur en Hiver-1 1992 info-icon
No, you said there's a natural selection of people destined... Hayır, dedin ki; kader sayesinde insanlar arasında doğal bir seçim vardır... Un Coeur en Hiver-1 1992 info-icon
Yes. That's what you said. Evet, aynen böyle söylemiştin. Un Coeur en Hiver-1 1992 info-icon
Of course not. Elbette öyle. Un Coeur en Hiver-1 1992 info-icon
And you? You have no opinion? Ya sen? Senin bir fikrin yok mu? Un Coeur en Hiver-1 1992 info-icon
l hear contradictory arguments, all valid. Sunduğunuz delillerin hepsi de geçerli ama tutarsız. Un Coeur en Hiver-1 1992 info-icon
We all cancel each other out, we can't talk about anything anymore? Birbirimizi dengeliyorsak, bu daha fazla konuşamayacağımız anlamına mı geliyor? Un Coeur en Hiver-1 1992 info-icon
A tempting prospect, l guess. Çekici bir öneri, sanırım öyle. Un Coeur en Hiver-1 1992 info-icon
Fine, we'll respect your silence. Pekâlâ, sessizliğinize saygı duyacağız. Un Coeur en Hiver-1 1992 info-icon
ln speaking, one risks sounding stupid. Konuşmayı seçen kişi aptal durumuna düşme riskine girer. Un Coeur en Hiver-1 1992 info-icon
Not speaking, one may appear intelligent. Susmak, bu kişi için akıllıcaymış gibi gelebilir. Un Coeur en Hiver-1 1992 info-icon
Don't discourage such revelations. l think you're becoming complacent. Bu şekilde yılma hemen. Halinden memnunsun bence. Un Coeur en Hiver-1 1992 info-icon
Mission impossible. İmkânsız. Un Coeur en Hiver-1 1992 info-icon
l withdraw what l said:. Madame Amet's apple pie is a work of art. Sözümü geri alıyorum, Amet Hanım'ın elmalı turtası bir sanat eseri. Un Coeur en Hiver-1 1992 info-icon
lt's a fact. Doğru. Un Coeur en Hiver-1 1992 info-icon
A touch of... Cinnamon. O şeyin tadı... Tarçın. Un Coeur en Hiver-1 1992 info-icon
Ah! That's it! İşte bu. Un Coeur en Hiver-1 1992 info-icon
ls it long since Lachaume taught? Lachaume ders vermeyeli çok oldu mu? Un Coeur en Hiver-1 1992 info-icon
Seven or eight years. Yedi, sekiz yıl. Un Coeur en Hiver-1 1992 info-icon
He has an odd relationship with St�phane. Stéphane ile garip bir ilişkileri var. Un Coeur en Hiver-1 1992 info-icon
We'd never met socially. He's so disagreeable. Hiçbir şekilde uzlaşılmaz birisi. Çok uyumsuz. Un Coeur en Hiver-1 1992 info-icon
You have to know him. It's all a game he's playing. Onu gerçekten tanıman lazım. Aslında hepsi oyun, rol yapıyor. Un Coeur en Hiver-1 1992 info-icon
You'd have to defend your friend. Arkadaşını savunmalıydın. Un Coeur en Hiver-1 1992 info-icon
That was St�phane. Stéphane'dı. Un Coeur en Hiver-1 1992 info-icon
On reflection, he thinks he can do better by the violin. Kemanı daha iyi hale getirebilirmiş. Un Coeur en Hiver-1 1992 info-icon
He'll come to your rehearsal. Provana gelecek. Un Coeur en Hiver-1 1992 info-icon
Why? The violin's perfect. Neden? Keman harika durumda. Un Coeur en Hiver-1 1992 info-icon
He knows what he's doing. Trust him. Ne yaptığını bilir. Ona güven. Un Coeur en Hiver-1 1992 info-icon
lt's a small thing, but... if you don't mind. Küçük bir şey, ama... Bakın bir. Un Coeur en Hiver-1 1992 info-icon
Yes, it's different. Better, isn't it? Evet farklı. Daha iyi, değil mi? Un Coeur en Hiver-1 1992 info-icon
lt didn't strike you before? Daha önce fark etmemiş miydiniz? Un Coeur en Hiver-1 1992 info-icon
lt didn't seem the right moment to mention it. Then later... Söylemek için doğru zaman değildi. Neyse... Un Coeur en Hiver-1 1992 info-icon
No, but l must let you work. Good bye. Hayır ama sizi çalışmanız için yalnız bırakayım. Güle güle. Un Coeur en Hiver-1 1992 info-icon
So long. So long. Hoşça kal. Hoşça kal. Un Coeur en Hiver-1 1992 info-icon
Take it again from 30 26. 30 26'dan alalım. Un Coeur en Hiver-1 1992 info-icon
Odd how the oldest varnish has kept its color. Eski verniğin rengini koruması çok garip. Un Coeur en Hiver-1 1992 info-icon
lf you effect a sale, will l owe you? Bir satışa aracı olsan, sana borçlanır mıyım? Un Coeur en Hiver-1 1992 info-icon
All right. Shall we go? Sekizden beri çalışıyorlar. Un Coeur en Hiver-1 1992 info-icon
My taxi's here. Time for me to leave my best friends. Hayır, hüzün yalnızca. Un Coeur en Hiver-1 1992 info-icon
l went to see Lachaume. Lachaume'u görmeye gittim. Un Coeur en Hiver-1 1992 info-icon
And you? Are you all right? Ya sen? İyi misin? Un Coeur en Hiver-1 1992 info-icon
Maxime, too? Maxime nasıl? Un Coeur en Hiver-1 1992 info-icon
You're playing in Paris next week? Yes. Will you come to hear me? Haftaya Paris'te mi çalacaksın? Evet. Dinlemeye gelecek misin? Un Coeur en Hiver-1 1992 info-icon
l'm glad l've seen you again. Seni tekrar gördüğüme sevindim. Un Coeur en Hiver-1 1992 info-icon
A MOUSE WITH THE MEN ERKEKLER ARASINDA BİR FARE Z.D.S.Çeviri.. Un drole de caid-1 1964 info-icon
Are you coming, Marcel? Shut up. Marcel hala açamadın mı? Kapa çeneni. Un drole de caid-1 1964 info-icon
Can't you do it? I think it's bent. Zor bir kasa ha? Biraz zorlayacak ama. Un drole de caid-1 1964 info-icon
Are you sure? I asked you something Yes, of course. Sana soruyorum,açabilecek misin ? Un drole de caid-1 1964 info-icon
If it's not working, it's not my fault. Açılmazsa benim değil senin hatan. Un drole de caid-1 1964 info-icon
We should have brought the burner. Keşke kaynak makinesi getirseydik. Un drole de caid-1 1964 info-icon
Never. It reminds me of the factory. Asla. Benim yeteneğime hakaret olur. Un drole de caid-1 1964 info-icon
You don't want to be in the factory, I don't want to be in jail. Sen yeteneğini göstereceksin diye, ben hapsi boylayamam. Un drole de caid-1 1964 info-icon
People could come home any moment. They won't like this. Ev sahipleri her an geri gelebilir, Onun için acele etsen iyi olur. Un drole de caid-1 1964 info-icon
Give me a break. I do, but this isn't going anywhere. Bana bir fırsat daha ver. Acele et öyleyse. Un drole de caid-1 1964 info-icon
We're barely earning our petrol back. Bu arada bende etrafta aranmaya devam edeyim. Un drole de caid-1 1964 info-icon
No ambitious stuff. That's what got to Napoleon. Sen de şu Napolyon pozlarını bırak işe koyul. Un drole de caid-1 1964 info-icon
If you ask me, it's a matter of persevering. Bana sorarsan, karlı bir gece oldu. Un drole de caid-1 1964 info-icon
But we do find less and less money. Ama az nakit bulduk. Un drole de caid-1 1964 info-icon
The banks aren't helping with their small accounts. İnsanlar artık paralarını bankaya yatırıyorlar,evde az bir nakit bırakıyorlar. Un drole de caid-1 1964 info-icon
And don't forget savings banks. That's how these things go. Bankadan faizde alıyorlar. Bu yüzden işler kesat. Un drole de caid-1 1964 info-icon
We can't force people to keep their money at home. İnsanları paralarını evde tutsunlar diye zorlayamayacağımıza göre. Un drole de caid-1 1964 info-icon
But we can handle things differently. Ama biz farklı şeyler deneyebiliriz. Un drole de caid-1 1964 info-icon
And how do you want to do that? Care to tell me? Öyle mi,bunu nasıl yapacaksın anlat bakalım? Un drole de caid-1 1964 info-icon
With a gun in our hand at the bank. That's where the money is these days. Elimizde tabanca ile bankaya dalıp soyacağız. Un drole de caid-1 1964 info-icon
Have you gone completely insane? Sen kafayı mı yedin? Un drole de caid-1 1964 info-icon
Are you alright? Fine. Ne konuştuğunun farkında mısın? Elbette. Un drole de caid-1 1964 info-icon
They just walk the street with the money. Artık bol paraya kavuşmak istiyorum. Un drole de caid-1 1964 info-icon
What's wrong? We don't rob banks. Yine ne var? Banka soymak istemiyorum. Un drole de caid-1 1964 info-icon
It must be sleep depravation or even depression... Biz elde silah banka soyan insanlar değiliz.. Un drole de caid-1 1964 info-icon
...but I never want to hear this nonsense again. ... Senin bu saçma fikri yüzünden depresyona girmek istemiyorum. Un drole de caid-1 1964 info-icon
I want to go. You deserve to be hit on the head. Ben gidiyorum,seninle uğraşamam, Bu konuyu unutmanı istiyorum. Un drole de caid-1 1964 info-icon
Get in. Arabaya bin hadi. Un drole de caid-1 1964 info-icon
This was not the right day to discuss the future. Daha sonra güzel bir işte görüşmek üzere. Un drole de caid-1 1964 info-icon
Call me in three or four days. Maybe I'll call you earlier. Üç veya dört gün sonra beni ara. Belki de daha önce ararım. Un drole de caid-1 1964 info-icon
A place I've been keeping an eye on for a while. I know the check out woman. Yeni birisini tanıdım. Un drole de caid-1 1964 info-icon
Isn't it time for a nap? Yine hayaller peşinde koşmazsın umarım ha? Un drole de caid-1 1964 info-icon
Yes laugh. But you're not against a few bundles of bank notes, are you? Gül bakalım ama demet demet paraları sayarken ne yapacaksın bakalım? Un drole de caid-1 1964 info-icon
No. Have a rest and dream sweet dreams. 'Adores you', right? Neyse sana tatlı rüyalar dilerim. Un drole de caid-1 1964 info-icon
And when that's the case, the president keeps his nose clean. Fakat Cumhurbaşkanı orayı çok sevmiyor. Un drole de caid-1 1964 info-icon
But he took me aside for a moment... And he said: My dear Ravet... Hatta bir ara yanıma geldi,kulağıma eğilip... Un drole de caid-1 1964 info-icon
He said: The U.S... Hush... Dedi ki: ABD .. Dert ... Un drole de caid-1 1964 info-icon
He said: We have the U.S. in our pocket. In which pocket? Dedi ki: Bu işlerin arkasında ABD var. Hangi işlerin ? Un drole de caid-1 1964 info-icon
No idea, but I'll see him again soon. Hiçbir fikrim yok, ama bir süre sonra buluştuğumuzda sorarım. Un drole de caid-1 1964 info-icon
You have such a fascinating job. Hard work. Çok büyüleyici bir işin var. Ağır iş,evet. Un drole de caid-1 1964 info-icon
  • ««
  • «
  • …
  • 178060
  • 178061
  • 178062
  • 178063
  • 178064
  • 178065
  • 178066
  • 178067
  • 178068
  • 178069
  • …
  • »
  • »»
Kısıtlı Mod:   
  • Katkıda Bulun
  • Hakkımızda
  • Sorumluluk Reddi
  • İletişim