Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 180640
İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
Yeah, well, it could've been a lot worse, huh? | Evet, daha kötüsü olmalıydı, ha? | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
Yeah. I appreciate everything you did for us. You're all right, Callahan. | Evet. Yaptığın her şey için minnetarım. İyi bir adamsın, Callahan. Evet. Yaptığın herşey için minnetarım. İyi bir adamsın, Callahan. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
Take care out there, Brian. Thanks. | Dışarda kendine iyi bak, Brian. Sağol. Dışarda kendine iyi bak, Brian. Sağol. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
Hey, buddy! | Selam, ahbap! | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
I missed you. Let me see. Let me see you. | Özledim seni. Dur bir bakayım. Sana bir bakayım şöyle. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
Give me a look. Hey, where's your brother? | Bana bir bak bakayım. Abin nerede? Bana bir bak bakayım. Abin nerde? | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
He went to go meet his girlfriend. He'll be home later. | Kız arkadaşıyla buluşmaya gitti. Daha sonra evde olacak. Kız arkadaşıyla buluşmaya gitti. Daha sonra evde olacak. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
He did? Do you have any girlfriends? | Öyle mi? Senin sevgilin var mı? | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
I have two, actually. Not bad, not bad. | İki tane var, aslında. Hiç fena değil. İki tane var, aslında. Hiç fena değil. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
Hey, Katie. Hey. | Selam, Katie. Selam. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
How've you been? Good. Welcome back. | Nasılsın? İyi. Hoşgeldin. Nasılsın? İyi. Hoşgeldin. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
Thanks for watching them for us. | Onlara göz kulak olduğun için teşekkürler. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
Your brother went to see his girlfriend, huh? | Abin kız arkadaşını görmeye gitti, demek? | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
Yeah, he'll be back later though. | Evet, Sanırım az sonra döner. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
What happened to Coynes Tavern? | Coynes'in Bar'ına ne oldu? | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
They made it into condos two years ago. | İki yıl önce katlı bir binaya taşıdılar. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
All these yuppies are moving in buying up everything. Rents are unbelievable. | Ordaki serserilerin hepsi herşeyi stoklayıp satıyorlar. Kiralar inanılmaz. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
Everything's changing. | Her şey değişiyor. Herşey değişiyor. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
So now you gotta be rich to live in South Boston. | Eee, artık Güney Boston'da yaşamak için zengin olmak gerekecek. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
So we are. | Biz de öyleyiz. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
Mark told me you have a girlfriend. | Mark bir kız arkadaşın olduğunu söyledi. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
Yeah? Is she pretty? Very pretty. | Öyle mi? Güzel mi? Çok güzel. Öyle mi? Güzel mi? Çok güzel. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
This is pretty good. | Çok güzel. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
Pretty good? Yeah, pretty good. | Güzel mi? Evet, çok güzel. Güzel mi? Evet, çok güzel. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
What's her name? Stephanie. | Adı ne? Stephanie. Adı ne? Stephanie. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
I'd like to meet her sometime. | Bir ara tanışmak isterim. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
I gotta go. I'll see you later. | Gitmeliyim. Sonra görüşürüz. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
You don't wanna finish? No. | Bitirmeyecek misin? Hayır. Bitirmeyecek misin? Hayır. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
Not too late, Sean. Sean? | Çok geç kalma, Sean. Sean? | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
All right, I'll see you, buddy. | Pekala, görüşürüz, ahbap. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
You don't have to say that. | Böyle demen gerekmez. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
Come on, you're gonna be late, and your ma is gonna kill me. | Haydi, geç kalacaksın, ve annen beni öldürecek. Hadi, geç kalacaksın, ve annen beni öldürecek. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
I miss you, man. All right. Bye. | Seni özleyeceğim, dostum. Tamam, baybay. Seni özleyeceğim, dostum. Tamam, baybay. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
All right. I put a cupcake in your lunch. | Pekala. Beslenme çantana bir parça kek koydum. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
All right. Thanks, Dad. Bye. | Pekala. Sağol, baba. Hoşçakal. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
What are you banging on the door like you're the cops for? | Neden kapıyı bir polis gibi tekmeleyip duruyorsun? | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
Do you know you're $600 overdue? Yeah, I do now. | Gecikmiş 600 dolarlık borcunuzu biliyor musunuz? Evet, şimdi öğrendim. Gecikmiş 600 dolarlık borcunuzu biliyor musunuz? Evet, şimdi öğrendim. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
We sent you three notices, so unless you make a payment... | Faturayı ödemediğiniz için, size üç kez uyarı göndedik... | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
Hey, you seem to be taking this pretty personal. | Hey, bunu bayağı kişiselleştirmişsin gibi görünüyor. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
What, is the money coming out of your own pocket? | Ne, parası senin cebinden falan mı çıkıyor? | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
Well, some people don't have a job that pays 52 checks a year. | Yıllık 52 dolarlık makbuzu ödeyen işi olmayan insanlar var. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
Listen, you either pay the money, or I'm gonna have to shut your gas off. | Dinleyin, ya parayı ödersiniz, ya da gazınızı keseceğim. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
You ain't shutting off a fucking thing. Relax. | Hiçbir lanet şeyi kesmeyeceksin. Sakinleş. Hiçbir lanet şeyi kesmeyeceksin. Sakinleş. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
Now, you get back in your little truck, and you drive away | Ben senin kafanı ezmeden önce ufacık kamyonuna geri dön, | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
before I bash your fucking head in. | ...ve hemen burdan uzaklaş. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
Take it easy, okay? No, no. Get going. | Sakinleş biraz, tamam mı? Hayır, hayır, yürü. Sakinleş biraz, tamam mı? Hayır, hayır, yürü. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
Call the cops. Do what you have to do. I'll find you. | Polisleri ara. Ne yapman gerekiyorsa onu yap. Seni bulurum. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
Hey, hey. Wait a second. | Hey, hey. Bir saniye bekle. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
Now look what you got me doing in front of my wife. | Karımın önünde bana ne yaptırdığına bir bak. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
Now, shake my hand, and smile at her like everything's all right. | Şimdi, kafamı sallıyorum, sen de her şey normalmiş gibi gülümse. Şimdi, kafamı sallıyorum, sen de herşey normalmiş gibi gülümse. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
Give her a little wave. | Ona el salla. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
Now, write down on a piece of paper where I can make a payment. | Şimdi, ödemeyi yapacağım yeri kağıda yaz ve bana ver. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
He gave me a number where I can make a payment. | Bana ödeme yapacağım yerin numarasını verdi. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
I can't ask my father for no more money. I'll see what I can do. | Babamdan daha fazla para isteyemem. Ne yapabilirim bir bakayım. Babamdan daha fazla para isteyemem. Ne yapabilirim bir bakayım. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
You mean like a job? | Bir iş gibi mi? | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
I only been out for two days. I need you to give me a chance. | Sadece iki gündür dışardayım. Bana bir şans vermene ihtiyacım var. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
No, no, no. I just meant, you know... | Yo, yo. Demek istediğim, bilirsin... | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
What? Never mind. | Ne? Boşver. Ne? Boşver. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
Hey. Look who it is. | Hey. Bakın kim geldi. Hey. Bakın kim geldi. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
All right. Good to see you. | Pekala. Seni görmek güzel. Pekala. Seni görmek güzel. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
You, too, Jackie. | Seni de, Jackie. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
Welcome back. Thanks. | Hoşgeldin. Sağol. Hoşgeldin. Sağol. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
Look at you. You lost a bundle of weight. Yeah, I did. | Kendine bir bak. Bayağı kilo kaybetmişsin. Evet, kaybettim. Kendine bir bak. Bayağı kilo kaybetmişsin. Evet, kaybettim. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
How does it feel to be home? | Evde olmak nasıl bir duygu? | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
Different. Yeah, yeah, I know that feeling. | Farklı. Evet, evet, bu duyguyu bilirim. Farklı. Evet, evet, bu duyguyu bilirim. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
So Pat said there was an envelope for me. | Pat burada benim için bir zarf olduğunu söylemişti. Pat burda benim için bir zarf olduğunu söylemişti. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
I got it right here. Hold on. Thanks, Jackie. | Onu şuraya koymuştum. Bekle. Sağol, Jackie. Onu şuraya koymuştum. Bekle. Sağol, Jackie. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
So, you want a drink? Maybe something to eat? | Bir şey içmek ister misin? Ya da yiyecek bir şey? Birşey içmek ister misin? Ya da yiyecek birşey? | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
No, no, no. I'm all right. | Yo, yo. Böyle iyiyim. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
You've been staying in shape, huh? You know, hitting the bag a little. | Formunu korumuşsun, ha? Bilirsin, bir torbaya vurarak çalıştım. Formunu korumuşsun, ha? Bilirsin, bir torbaya vurarak çalıştım. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
Attaboy. Thanks. | Aslanım benim. Sağol. Aslanım benim. Sağol. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
There you go. Thank you. | İşte bu senin. Teşekkürler. İşte bu senin. Teşekkürler. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
Come on, have a seat. Have something to eat. | Haydi, otur biraz. Bir şeyler ye. Hadi, otur biraz. Birşeyler ye. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
Sit down, relax. I'm okay, Jackie. | Otur, rahatla. Ben iyiyim, Jackie. Otur, rahatla. Ben iyiyim, Jackie. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
Hey, listen, I got a few things to do. All right. | Hey, dinle, yapacak birkaç işim var. Tamam. Hey, dinle, yapacak birkaç işim var. Tamam. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
All right. Hey, good to see you, Brian. I'll be seeing you soon, Jackie. | Pekala. Seni görmek güzeldi, Brian. Yine seni görmeye geleceğim, Jackie. Pekala. Seni görmek güzeldi, Brian. Yine seni görmeye geleceğim, Jackie. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
I got the pizza. Here you go. | Pizza aldım. İşte burada. Pizza aldım. İşte burda. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
Yes, pizza! Nice. | Oley, pizza! Güzel. Oley, pizza! Güzel. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
Here you go. Dig in. | İşte burada. Gömülün. İşte burda. Gömülün. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
Pay the gas bill. Pay it. | Gaz faturasını öde. Öde onu. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
Where did you get this? I went down to see Jackie about a job. | Bunu nerden buldun? İş için Jackie'yi görmeye gittim. Bunu nerden buldun? İş için Jackie'yi görmeye gittim. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
He lent me a few bucks. | Bana birkaç dolar borç verdi. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
Come on, dig in. What are you waiting for? | Haydi, bitirin. Ne bekliyorsunuz? Hadi, bitirin. Ne bekliyorsunuz? | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
Hey, Sean, how you doing, buddy? Pretty good. | Hey, Sean, nasılsın, ahbap? Çok iyiyim. Hey, Sean, nasılsın, ahbap? Çok iyiyim. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
All right, listen, Stace, he gave me a two word answer! | Pekala, dinle, Stace, bana iki kelimelik bir cevap verdi! | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
How is that? | Tadı nasıl? | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
Go be with the kids. | Sen çocukların yanına git. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
I just came by to welcome you back to the neighborhood. | Sadece mahalleye hoşgeldin demek için geldim. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
You got a warrant? | Görevde misin? | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
Why? You do something wrong? | Neden? Yanlış bir şey mi yaptın? Neden? Yanlış birşey mi yaptın? | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
Yeah, okay. Could you step outside, please? | Pekala, tamam. Dışarı çıkar mısın, lütfen? | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
Don't come in my house without a reason. | Evime bir sebebin olmadan gelme. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
Like I said, I just came to welcome you back. | Dediğim gibi, sadece hoşgeldin demek için geldim. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
Cute. I got it. | Ne güzel. Anladım. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
Hey, Jackie, did you talk to that guy? | Hey, Jackie, o herifle konuştun mu? | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
He says nothing's open right now. Hey, maybe in a month or two. | Şuan hiçbir şey olmadığını söyledi. Hey, belki bir ya da iki ay içinde açılır. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
Yeah, yeah. I'm gonna go see him right now. | Evet. Şimdi onu görmeye gideceğim. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
Right now? Yeah. | Şimdi mi? Evet. Şimdi mi? Evet. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
Hey, Brian. How you doing? | Hey, Brian. Nasılsın? | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
I'm all right. What's your name? Dave. | Ben iyiyim. Adın ne? Dave. Ben iyiyim. Adın ne? Dave. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |