Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 180641
İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
My little brother plays baseball with your son, Sean. He's a good player. | Küçük kardeşim oğlunla birlikte beyzbol oynuyor, Sean. İyi bir oyuncu. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
You work for the city? Yeah. | Bu şehir için mi iş? Evet. Bu şehir için mi iş? Evet. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
Not bad. How do you get a job like that? | Fena sayılmaz. Böyle bir işi nasıl bulabilirim? Fena sayılmaz. Böyle bir işi nasıl bulabilirim? | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
You remember Jimmy Kelly, right? Yeah. | Jimmy Kelly hatırlıyorsun, değil mi? Evet. Jimmy Kelly hatırlıyorsun, değil mi? Evet. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
He got me the job. Otherwise I'd have to wait in line with 40,000 other people. | İşi bana o verdi. Yoksa diğer 40 bin kişiyle birlikte sıra bekleyecektim. İşi bana o verdi. Yoksa diğer 40000 kişiyle birlikte sıra bekleyecektim. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
There's the boss. All right. | İşte patron. Tamam. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
I gotta go buy him lunch to get him off my back. | Arkamda durması için, ona gidip öğe yemeği almalıyım. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
And that's my story of how I ended up at these meetings. | İşte bu, burdaki seanslarla sona eren hikayem. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
I'd like to thank you for letting me speak tonight. | Bu gece konuşmama izin verdiğiniz için teşekkür ederim. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
And I'd like to end this meeting, as we do all of them, | Her seansta da yaptığımız gibi bunu da sonlandırırken, | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
with the Lord's Prayer, please. | ...Tanrı'nın affına sığınalım, lütfen. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
And in the name of the Father and of the Son | Baba, oğul... | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
and of the Holy Spirit. Amen. | ... ve kutsal ruh adına. Amin. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
"Our Father who art in Heaven Hallowed be thy name" | "Cenneti yaratan ve adıyla onu kutsayan Babamız". | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
All that praying and stuff threw me. Yeah, yeah, I know. | Hepsi dua ediyor, ben de sıkıldım. Evet, evet, biliyorum. Hepsi dua ediyor, ben de sıkıldım. Evet, evet, biliyorum. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
I felt the same way when I first came around. | İlk geldiğimde, ben de aynı şeyi hissetmiştim. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
I want you to trust me on this. For now, you just show up with me. | Bu konuda bana güvenmeni istiyorum. Şimdilik, sadece beni izle. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
If you have trouble sitting through a meeting, | Eğer bir seans sırasında rahatsızlık duyarsan, | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
you just remember where you were. | ...sadece nerede olduğunu hatırla. ...sadece nerde olduğunu hatırla. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
That always helped me. Come on. I'll give you a ride home. | Bu hep bana yardım eder. Haydi. Seni evine bırakacağım. Bu hep bana yardım eder. Hadi. Seni evine bırakacağım. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
Now, I'm gonna try to find you some work. | Şimdi, sana bir iş bulmaya çalışacağım. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
Excuse me. You Jerry? | Afedersin. Sen Jerry' misin? Afedersin. Sen Jerry'misin? | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
Yeah. How you doing? My name's Brian. | Evet. Neler oluyor? Adım Brian. Evet. Neler oluyor? Adım Brian. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
Sully might have called you about some work. | Sully iş için seni aramış olmalıydı. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
Brian. Oh, Brian, yeah, yeah. Sully called me. | Brian. Oh, Brian, evet, evet. Sully aradı. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
How are you doing? You all right? I'm good. Yeah. | Ne yapıyorsun? Sen iyi misin? İyiyim. Evet. Ne yapıyorsun? Sen iyi misin? İyiyim. Evet. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
Yeah. You looking for a little work? Yeah, you got something? | Evet. Küçük bir iş mi bakıyorsun? Evet, bir şey var mı? Evet. Küçük bir iş mi bakıyorsun? Evet, birşey var mı? | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
Yeah, well, you know, you see what we got here. | Evet, bilirsin, burada ne yaptığımız görüyorsun. Evet, bilirsin, burda ne yaptığımız görüyorsun. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
Not much, but, you know, we can keep you busy. | Fazla bir şey değil, ama, bilirsin, seni meşgul tutarız. Fazla birşey değil, ama, bilirsin, seni meşgul tutarız. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
That'll work for me. All right, let me get the card. | Benim işime gelir. Pekala, dur kartımı çıkarayım. Benim işime gelir. Pekala, dur kartımı çıkarayım. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
Here's a card. Here you go. Yeah. | İşte kartım. Al. Evet. İşte kartım. Al. Evet. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
You give me a call, we'll do what we can. All right, brother? | Bni ara, yapmamız gerekeni yaparız. Tamam mı, dostum? | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
I appreciate it. I'll call you tomorrow. Okay. You got it. | Minnetar kalırım. Seni yarın ararım. Tamam, ara. Minnetar kalırım. Seni yarın ararım. Tamam, ara. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
Hut one, hut two. Hike! | Kulübe bir, kulübe iki, koş! | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
One Mississippi, two Mississippi, | Mississippi bir, Mississippi iki, | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
three Mississippi, four Mississippi, five Mississippi. | Mississippi üç, Mississippi dört, Mississippi beş. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
Hi, this is Sister Flora from Saint Brigitte's. Is this Mr. Reilly? | Merhaba, ben Aziz Briggitte'den rahibe Flora. Siz Bay Reilly misiniz? | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
Yes, Sister. | Evet, rahibe. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
Mr. Reilly, I'm calling in regards to Mark's tuition. | Bay Reilly, Mark'ın eğitim ücretiyle ilgili aramıştım. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
As of now, you're three payments behind. | Bugün itibariyle, üç ödemeniz gecikti. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
Yes, Sister, I realize that. | Evet, rahibe, bunun farkındayım. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
I'm just starting a new job here, so we've just been playing catch up. | Burada yeni bir işe baladım, yeni yeni toparlamaya çalışıyoruz. Burda yeni bir işe baladım, yeni yeni toparlamaya çalışıyoruz. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
We're well aware of your situation, Mr. Reilly, | Durumunuzun farkındayız, Bay Reilly, | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
but we need to bring this to your attention before the school year ends. | ...ama okul yılı sona ermeden, bununla ilgilenmeniz gerekiyor. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
Okay. I realize that, Sister, but... | Tamam. Anlıyorum, rahibe, ama... | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
I'll take care of it, okay? | Bunun çaresine bakacağım, tamam mı? | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
Very good. God bless you. | Çok güzel. Tanrı sizi korusun. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
Yeah, you, too. | Evet, sizi de. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
Hey, Jerry, what's up? Brian, I tried to catch you at home. | Hey, Jerry, n'aber? Brian, seni evde bulmaya çalıştım. Hey, Jerry, naber? Brian, seni evde bulmaya çalıştım. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
I got nothing for you today. Call me tomorrow. | Bugünlük bir şey yok. Beni yarın ara. Bugünlük birşey yok. Beni yarın ara. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
Hey, Freddie. Freddie, how you doing? | Hey, Freddie. Freddie, nasılsın? | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
How's it going? Hey, good to see you. Good to see you. | Nasıl gidiyor? Hey, seni görmek güzel. Seni görmek güzel. Nasıl gidiyor? Hey, seni görmek güzel. Seni görmek güzel. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
Hey, what's that? You gotta kill the ball! Hey! | Hey, nedir bu? Topu öldüreceksin! Hey! Hey, nedir bu? Topu öldüreceksin! Hey! | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
How you doing? Welcome back. Good. | Nasılsın? Hoşgeldin. İyiyim. Nasılsın? Hoşgeldin. İyiyim. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
So can I step in? Come on in. | Eee, oyuna gireyim mi? Haydi gel. Eee, oyuna gireyim mi? Hadi gel. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
Hey, who's your partner? Vinnie and Kevin. | Hey, arkadaşların kim? Vinnie ve Kevin. Hey, arkadaşların kim? Vinnie ve Kevin. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
Kevin. Hey, how you doing? Can I step in? | Kevin. Hey, nasılsın? Oyuna girebilir miyim? | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
Yeah. Yeah, take a rest. | Evet. Evet, sen dinlen biraz. Evet. Evet, sen dinlen biraz. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
Hey, Paulie. Joe Biggs. How are you? | Hey, Paulie. Joe Biggs. Nasılsın? Hey, Paulie. Joe Biggs. Nasılsın? | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
Hey, Tony! Put $100 on us, all right? I just got out of handball school. | Hey, Tony! Bize 100 dolar koy, tamam mı? Handball okulunda okumuştum. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
It's a safe bet. All right. | Bu güvenli bir bahis. Pekala. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
All right. Serve it up, let's go! | Pekala. Servis sizin, başlayalım! | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
Can you believe that prick Pat, huh? $500, he gives us. | Pat pisliğine inanabiliyor musun, ha? 500 papel, bize verdiği bu. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
What about Stacy and the kids? They good? | Stacy ve çocuklardan n'aber? İyiler mi? Stacy ve çocuklardan naber? İyiler mi? | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
They're good, yeah. | İyiler, evet. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
How about money, huh? You making any? | Para durumun, ha? Kazanabiliyor musun? | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
Yeah, you know, picking up some stuff here and there, | Evet, bilirsin, orada, burada bazı şeyler yapıyorum, Evet, bilirsin, orda, burda bazı şeyler yapıyorum, | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
just spending time with the kids, trying to do the right thing. | ...sadece çocuklarla biraz zaman geçirdim bu kez doğru olanı yapmaya çalışıyorum. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
It's tough out here, you know? | Dışarısı daha zor, biliyor musun? | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
It's good to be out though, you know? Yeah. | Yine de dışarda olmak güzel, ha? Evet. Yine de dışarda olmak güzel, ha? Evet. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
It'd be a lot nicer with money. | Para olsa daha güzel olurdu. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
Hey, Paulie! When'd you get out, huh? You forget about me? | Selam, Paulie! Sen ne zaman çıktın, ha? Beni unuttun mu? Selam, Paulie! sen ne zaman çıktın, ha? Beni unuttun mu? | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
No. How could I forget about you, Paulie? Yeah, yeah, yeah. | Hayır. Seni nasıl unutabilirim, Paulie? Evet, evet, tabii. Hayır. Seni nasıl unutabilirim, Paulie? Evet, evet, tabi. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
So you got my money then? | Öyleyse para mı ayarladın mı? | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
Well, not right now, but give me a couple of months and... | Şey, şuan değil, ama bana birkaç ay ver ve... | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
A couple of months? You greedy prick! | Birkaç ay mı? Seni açgözlü pislik! | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
I've been down for five years, and you haven't sent me a fucking dime! | 5 yıldır içerdeydim, ve sen bana tek bir lanet papel bile yollamadın! | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
I'm gonna go outside, and I'm gonna count to 20, | Dışarı çıkacağım, ve 20'ye kadar sayacağım, | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
and when I come back in, there's gonna be two grand on this counter. | ...ve geri döndüğümde, tezgahın üzerinde iki binlik olacak. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
Do yourself a favor, Burt, throw some cash up on that counter. | Kendine bir iyilik yap, Burt, tezgahın üzerine biraz para koy. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
How we doing? Here, here, here. | Nasılız? İşte, böyle, böyle. Nasılız? İşte, böyle, böyle. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
Hey, see you. | Hey, görüşürüz. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
What the fuck, Paul? You haven't even changed your clothes yet. | Bu da neydi, Paul? Daha giysilerini bile değiştirmedin. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
Relax. He's a cheap prick. | Sakinleş. O, ucuz bir pislik. Sakinleş. O, ucuz bir pislik. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
What are we gonna do, starve out here? Let's go see the kids. | Ne yapacağız, açlıktan ölecek miyiz? Haydi gidip çocukları görelim. Ne yapacağız, açlıktan ölecek miyiz? Hadi gidip çocukları görelim. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
Fucking crazy. How do you like this car? | Lanet çatlak. Nasıl, arabayı beğendin mi? Lanet çatlak. Nasıl, arabayı beğendin mi? | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
What do you think? I don't know. I don't know. | Ne düşünüyorsun? Bilmiyorum. Bilmiyorum. Ne düşünüyorsun? Bilmiyorum. Bilmiyorum. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
She didn't know that he was married. Hi, Stacy. | Evli olduğunu bilmiyor. Selam, Stacy. Evli olduğunu bilmiyor. Selam, Stacy. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
Paulie! How are you doing? | Paulie! Nasılsın? Paulie! Nasılsın? | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
When did you get out? A couple hours ago. | Sen ne zaman çıktın? Birkaç saat önce. Sen ne zaman çıktın? Birkaç saat önce. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
Oh, yeah? You look good. Thanks, doll. | Öyle mi? İyi görünüyorsun. Sağol, güzel bayan. Öyle mi? İyi görünüyorsun. Sağol, güzel bayan. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
How you been? Okay. I'm okay now. | Nasılsın? İyiyim. Şimdilik iyiyim. Nasılsın? İyiyim. Şimdilik iyiyim. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
How you doing? You look good. Hey, Paulie, they let you out, huh? | Nasıl gidiyor? İyi görünüyorsun. Hey, Paulie, çıkmana izin verdiler, ha? Nasıl gidiyor? İyi görünüyorsun. Hey, Paulie, çıkmana izin verdiler, ha? | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
Nice to see you, too, Katie. You're still single, I bet. | Seni de görmek güzel, Katie. Bahse girerim, hala bekarsındır. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
Oh, yeah. Fuck you, Paulie. Come on, give me a kiss. | Evet. Siktir, Paulie. Haydi ama, bir öpücük ver. Evet. Siktir, Paulie. Hadi ama, bir öpücük ver. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
Mark. Mark. | Mark. Mark. Mark. Mark. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
Coming, Dad. Come here. | Geliyorum, baba. Buraya gel. Geliyorum, baba. Buraya gel. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
That's not Mark. That's Mark? Yeah, that's Mark. | Bu Mark olamaz. Bu Mark mı? Evet, Mark. Bu Mark olamaz. Bu Mark mı? Evet, Mark. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
Look at the fucking size of this kid. Hey, wait! The F bomb! | Şu çocuğun lanet boyuna da bakın. Hey, dur! Küfür bombası! Şu çocuğun lanet boyuna da bakın. Hey, dur! Küfür bombası! | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
What a football player you're gonna be. Baseball. | Senden harika bir futbolcu olur. Beyzbol. Senden harika bir futbolcu olur. Beyzbol. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |