Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 183024
İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
'The Great Renet'! | 'The Great Renet'! | Yi Yi-1 | 2000 | ![]() |
You know music very well. | Müzikten iyi anlıyorsunuz. | Yi Yi-1 | 2000 | ![]() |
When I was a little boy, | Küçük bir çocukken, | Yi Yi-1 | 2000 | ![]() |
Music makes me believe life is beautiful. | Müzik, bana hayatın güzel olduğuna inandırdı. | Yi Yi-1 | 2000 | ![]() |
My father listen to music eveyday, but I hate this music. | Babam, her gün dinlerdi.. Ama ben, müzikten nefret ederim. | Yi Yi-1 | 2000 | ![]() |
That's all? /Yeah! When I was 15, I fell in love. | Neden peki? 15 yaşımdayken aşık olmuştum. | Yi Yi-1 | 2000 | ![]() |
Suddenly all music mean something. | Aniden, müzik benim için birşeyler ifade etmeye başladı. | Yi Yi-1 | 2000 | ![]() |
Then, she left, music stays with me. | Sonra, beni terkettiğinde müzik de benimle kaldı. | Yi Yi-1 | 2000 | ![]() |
She didn't like music? | Müziği sevmez miydi? | Yi Yi-1 | 2000 | ![]() |
Many people think that music is uselss. | Birçok kişi, müziğin faydasız olduğuna inanır. | Yi Yi-1 | 2000 | ![]() |
We can not get any money from listen to music. | Müzik dinleyerek para kazanamayız. | Yi Yi-1 | 2000 | ![]() |
She also think this way. | Onun düşüncesi de bu yöndeydi. | Yi Yi-1 | 2000 | ![]() |
So, she left you? | Yani, seni terketti? | Yi Yi-1 | 2000 | ![]() |
No, I decided to leave her. | Hayır, onu bırakmaya ben karar verdim. | Yi Yi-1 | 2000 | ![]() |
But, you know, I just met her a few days ago. | Biliyor musun, birkaç gün önce onunla karşılaştım. | Yi Yi-1 | 2000 | ![]() |
After 30 years. | 30 yıl sonra. | Yi Yi-1 | 2000 | ![]() |
This must be her music. | Bu, onun müziği olmalı. | Yi Yi-1 | 2000 | ![]() |
I can almost see her face and that. | Neredeyse, yüzünü görebiliyorum. | Yi Yi-1 | 2000 | ![]() |
You know, music of way... I'm afraid maybe you don't like the place I'm taking you. | Biliyor musun, seni götüreceğim yerden hoşlanmamandan korkuyorum. | Yi Yi-1 | 2000 | ![]() |
NJ? Your father must | NJ? Baban sana, | Yi Yi-1 | 2000 | ![]() |
have given you piano lessons. | piyano dersleri aldırmış olmalı. | Yi Yi-1 | 2000 | ![]() |
No, I'm not talented. I was rejected, | Hayır, yetenekli değildim ve reddedildim. | Yi Yi-1 | 2000 | ![]() |
after only one day. | Yalnızca bir gün sürdü. | Yi Yi-1 | 2000 | ![]() |
And you? /Me? | Ya sen? Ben mi? | Yi Yi-1 | 2000 | ![]() |
Where's he from? He's good. | Nereli bu adam? Çok iyi söylüyor. | Yi Yi-1 | 2000 | ![]() |
Japan. I just met him. He plays well for a computer guy. | Japon. Ben de yeni tanıştım. Bilgisayarcı biri için, gayet iyi. | Yi Yi-1 | 2000 | ![]() |
Bring more friends like him. | Bunun gibi olan arkadaşlarından daha çok getir. | Yi Yi-1 | 2000 | ![]() |
Great for atmosphere. | Barın atmosferi için iyi oluyor. | Yi Yi-1 | 2000 | ![]() |
Times are hard. | Zor zamanlar. | Yi Yi-1 | 2000 | ![]() |
We're in trouble. | Durumumuz biraz kötü. | Yi Yi-1 | 2000 | ![]() |
Come more often... | Daha sık gelin. | Yi Yi-1 | 2000 | ![]() |
Hi, you have reached Breitner's. | Selam, Breitner'ın bant kaydını dinliyorsunuz. | Yi Yi-1 | 2000 | ![]() |
Please leave the message after the tone. Thank you. | Sinyalden sonra, mesajınızı bırakın. Teşekkürler. | Yi Yi-1 | 2000 | ![]() |
Sherry? It's me, NJ. | Sherry? Benim, NJ. | Yi Yi-1 | 2000 | ![]() |
I'm glad it's the machine. Otherwise I'd be tongue tied. | Telesekreterin çıkmasına sevindim. Yoksa, dilim dolanırdı. | Yi Yi-1 | 2000 | ![]() |
Da Da said he spoke to you. | Da Da, seninle konuştuğunu söyledi. | Yi Yi-1 | 2000 | ![]() |
He says you're doing well, I'm so glad. | İşlerinin yolunda olduğunu söyledi, çok sevindim gerçekten. | Yi Yi-1 | 2000 | ![]() |
I'd heard your life was tough before. | Önceden, zor zamanların olduğunu duymuştum. | Yi Yi-1 | 2000 | ![]() |
I felt it might be my fault. | Benim yüzümden olabileceğini düşündüm. | Yi Yi-1 | 2000 | ![]() |
You asked why I vanished without a word 20 some years ago. | 20 sene önce, neden birşey söylemeden ortadan kaybolduğumu sormuştun. | Yi Yi-1 | 2000 | ![]() |
There were many reasons. | Bunun için çok nedenim vardı. | Yi Yi-1 | 2000 | ![]() |
Now they all sound stupid. | Şimdi, hepsi çok aptalca geliyor. | Yi Yi-1 | 2000 | ![]() |
I'm glad that you have a good life. | Şuanda iyi olmana çok sevindim. | Yi Yi-1 | 2000 | ![]() |
I'm really happy for you. | Senin adına, gerçekten mutlu oldum. | Yi Yi-1 | 2000 | ![]() |
All my best wishes. | Kendine iyi bak. | Yi Yi-1 | 2000 | ![]() |
I have nothing to say to Mother. | Anneme söyleyecek hiçbir şeyim yok. | Yi Yi-1 | 2000 | ![]() |
I tell her the same things every day. | Ona, hergün aynı şeyleri söylüyorum. | Yi Yi-1 | 2000 | ![]() |
What I did in the morning. | Sabah ne yaptığımı.. | Yi Yi-1 | 2000 | ![]() |
In the afternoon. In the evening. | Öğlen ne yaptığımı.. Akşam ne yaptığımı.. | Yi Yi-1 | 2000 | ![]() |
It only takes a minute. | Ve, bu bir dakika sürüyor. | Yi Yi-1 | 2000 | ![]() |
I can't bear it. | Buna katlanamıyorum. | Yi Yi-1 | 2000 | ![]() |
I have so little. | Çok az şeyim var. | Yi Yi-1 | 2000 | ![]() |
How can it be so little? | Nasıl böyle olabilir? | Yi Yi-1 | 2000 | ![]() |
I live a blank! | Bomboş bir hayat. | Yi Yi-1 | 2000 | ![]() |
Every day... every day... | Hergün...Hergün... | Yi Yi-1 | 2000 | ![]() |
I'm like a fool! | Aptal gibiyim. | Yi Yi-1 | 2000 | ![]() |
What am I doing every day? | Ben her gün ne yapıyorum? | Yi Yi-1 | 2000 | ![]() |
If I ended up like her one day... | Ya, bir gün ben de onun gibi olursam. | Yi Yi-1 | 2000 | ![]() |
I'll ask the nurse to read the newspaper to her. | Bakıcıdan, ona gazete okumasını isteyeceğim. | Yi Yi-1 | 2000 | ![]() |
She'll have something new to listen to, okay? | Böylece, dinleyecek yeni birşeyleri olur, tamam mı? | Yi Yi-1 | 2000 | ![]() |
Where were you last night? | Nerdeydin dün gece? | Yi Yi-1 | 2000 | ![]() |
Why should I tell you? | Neden sana söylemek zorundayım? | Yi Yi-1 | 2000 | ![]() |
You think I'm some dumb bitch? | Dilsiz bir o....pu olduğumu mu sanıyorsun? | Yi Yi-1 | 2000 | ![]() |
Why should I wait for you? | Neden seni bekleyeceğim ki? | Yi Yi-1 | 2000 | ![]() |
Give me back the cell phone! | Cep telefonunu bana geri ver! | Yi Yi-1 | 2000 | ![]() |
You asking me? | Bana sordun mu? | Yi Yi-1 | 2000 | ![]() |
Fuck you, you nosey bitch! | S..ir, seni meraklı o...pu! | Yi Yi-1 | 2000 | ![]() |
You're a fucking joke! | Lanet olsun sana! | Yi Yi-1 | 2000 | ![]() |
Yang Yang, the lift's here. | Yang Yang, asansör bu tarafta. | Yi Yi-1 | 2000 | ![]() |
Don't stare at people like that. | İnsanlara öyle dik dik bakmamalısın. | Yi Yi-1 | 2000 | ![]() |
It's rude. People will be cross. | Ayıp birşey bu. İnsanları sinirlendirir. | Yi Yi-1 | 2000 | ![]() |
I wanted to know why she's unhappy. I can't see from behind. | Neden mutsuz, merak ettim sadece. Arkadan göremiyordum. | Yi Yi-1 | 2000 | ![]() |
How do you know she's unhappy? | Mutsuz olduğunu nerden biliyorsun? | Yi Yi-1 | 2000 | ![]() |
She had a big fight last night. | Dün gece, kavga etti. | Yi Yi-1 | 2000 | ![]() |
I could hear from my room. | Odamdan herşeyi duyabiliyordum. | Yi Yi-1 | 2000 | ![]() |
Daddy, I can't see what you see and you can't see what I see. | Baba, senin gördüğünü ben göremem. Benim gördüğümü de sen göremezsin. | Yi Yi-1 | 2000 | ![]() |
How can I know what you see? | O halde, senin ne gördüğünü, nasıl bilebilirim? | Yi Yi-1 | 2000 | ![]() |
Good question. I never thought of that. | Güzel soru. Bunu hiç düşünmemiştim. | Yi Yi-1 | 2000 | ![]() |
That's why we need a camera. Do you want to play with one? | İşte bu yüzden bir kameraya ihtiyacımız var. İster misin peki? | Yi Yi-1 | 2000 | ![]() |
Daddy, can we only know half of the truth? | Baba, gerçeğin sadece yarısını mı bilebiliriz? | Yi Yi-1 | 2000 | ![]() |
What? I don't get it. | Ne? Anlamadım? | Yi Yi-1 | 2000 | ![]() |
I can only see what's in front, not what's behind. | Sadece önünü görebilirim, arkadakini göremem. | Yi Yi-1 | 2000 | ![]() |
So I can only know half of the truth, right? | Böylece gerçeğin sadece yarısını bilirim, değil mi? | Yi Yi-1 | 2000 | ![]() |
You have a lot of questions today! Let me ask you one... | Bugün ne kadar çok sorun var böyle. Bir tane de ben sorayım. | Yi Yi-1 | 2000 | ![]() |
Where shall we take Mummy this weekend to cheer her up? | Bu hafta sonu, büyükannenin neşelenmesi için onu nereye götürelim? | Yi Yi-1 | 2000 | ![]() |
Min Min! | Min Min! | Yi Yi-1 | 2000 | ![]() |
Where can I go... | Nereye gidebilirim? | Yi Yi-1 | 2000 | ![]() |
What are you snapping? | Neyin fotoğrafını çekiyorsun? | Yi Yi-1 | 2000 | ![]() |
I want to show Mummy the mosquitoes. | Anneme, sivrisinekleri göstermek istiyorum. | Yi Yi-1 | 2000 | ![]() |
Mosquitoes? Can you snap them? | Sivrisinekler mi? Çekebildin mi peki? | Yi Yi-1 | 2000 | ![]() |
Daddy said so, or people won't believe me. | Babam söyledi, yoksa kimse bana inanmayacakmış. | Yi Yi-1 | 2000 | ![]() |
That's not our place! | Orası bizim daire değil. | Yi Yi-1 | 2000 | ![]() |
Your Mum and I both think they are strange. | Annen ve ben, onların biraz tuhaf olduğunu düşünüyoruz. | Yi Yi-1 | 2000 | ![]() |
Is Mummy home? I haven't seen her lately. | Annen evde mi? Ne zamandır görmedim onu. | Yi Yi-1 | 2000 | ![]() |
My boss is here, bye! | Patronum geldi, görüşürüz! | Yi Yi-1 | 2000 | ![]() |
Your partners are in a meeting with Ato Company. | Ortaklarınız, Ato şirketiyle toplantıdalar. | Yi Yi-1 | 2000 | ![]() |
They want you to join them. | Sizin de katılmanızı istiyorlar. | Yi Yi-1 | 2000 | ![]() |
Ato? | Ato'mu? | Yi Yi-1 | 2000 | ![]() |
Isn't it Ota? I wasn't told. | Ota değil mi? Ben söylemedim. | Yi Yi-1 | 2000 | ![]() |
No, Ato is Ota's copycat. | Hayır, Ato Ota'nın taklidi. | Yi Yi-1 | 2000 | ![]() |