Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 183653
İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
perpetual debt is guaranteed. | kaçınılmaz borç garantidir. daimi borç garantidir. daimi borç garantidir. daimi borç garantidir. | Zeitgeist: Addendum-1 | 2008 | |
Now, so far we have discussed the reality that money is created out of debt through loans. | şimdiye kadar paranın nasıl borçla yaratıldığı gerçeğini tartıştık Böylece, paranın kredilerle oluşan borçtan yaratıldığı gerçeğini görmüş olduk. Böylece, paranın kredilerle oluşan borçtan yaratıldığı gerçeğini görmüş olduk. Böylece, paranın kredilerle oluşan borçtan yaratıldığı gerçeğini görmüş olduk. | Zeitgeist: Addendum-1 | 2008 | |
These loans are based on a banks reserves, | Bu borçlar banka rezervleri üzerine kuruludur, Bu krediler bir bankanın rezervlerini baz alır, Bu krediler bir bankanın rezervlerini baz alır, Bu krediler bir bankanın rezervlerini baz alır, | Zeitgeist: Addendum-1 | 2008 | |
and reserves are derived from deposits. And through this fractional reserve system, | rezervler depositlerden elde edilir. Ve fraksiyonel rezerv sistemi yüzünden ve rezervler, depozitlerden türetilmiştir. Bu kademeli rezerv sistemine göre, ve rezervler, mevduatlardan türetilmiştir. Bu kısmi karşılık sistemine göre, ve rezervler, mevduatlardan türetilmiştir. Bu kısmi karşılık sistemine göre, | Zeitgeist: Addendum-1 | 2008 | |
any one deposit can create 9 times its original value. | her bir deposit kendi değerinden 9 kat daha yaratmaktadır. bir depozit orjinal değerinin 9 katına kadar para yaratabilir. bir mevduat orijinal değerinin 9 katına kadar para yaratabilir. bir mevduat orijinal değerinin 9 katına kadar para yaratabilir. | Zeitgeist: Addendum-1 | 2008 | |
In turn, debasing the existing money supply raising prices in society. | Sırayla tedavüldeki paranın değer kaybıyla toplumda fiyatlar yükselir. Sırasıyla, varolan para arzını azaltmak, sokakta ücretleri artırır. Sırasıyla, varolan para arzını azaltmak, sokakta ücretleri artırır. Sırasıyla, varolan para arzını azaltmak, sokakta ücretleri artırır. | Zeitgeist: Addendum-1 | 2008 | |
And, since all this money is created out of debt, | Tüm bu para borçtan yaratıldığından , Ardından, borçtan yaratılan, Ardından, borçtan yaratılan, Ardından, borçtan yaratılan, | Zeitgeist: Addendum-1 | 2008 | |
and circulated randomly through commerce, | ve rastgele ticarette dolaştığından beri, ve ticarette dönen tüm bu para ile, ve ticarette dönen tüm bu para ile, ve ticarette dönen tüm bu para ile, | Zeitgeist: Addendum-1 | 2008 | |
people become detached from their original debt. | insanlar kendi orijinal borçlarından uzaklaştılar. insanlar asıl borçlarından ayrılmış hale gelir. insanlar asıl borçlarından ayrılmış hale gelir. insanlar asıl borçlarından ayrılmış hale gelir. | Zeitgeist: Addendum-1 | 2008 | |
And a disequilibrium exists where people are forced to compete for labor | İnsanların yaşamları için gereken parayı İnsanlar hayat pahalılığından korunabilmek için, İnsanlar hayat pahalılığından korunabilmek için, İnsanlar hayat pahalılığından korunabilmek için, | Zeitgeist: Addendum-1 | 2008 | |
in order to pull enough money out of the money supply | tedavüldeki paradan alabilmeleri için iş bulmak adına para arzından yeterince para çektiklerinde, para arzından yeterince para çektiklerinde, para arzından yeterince para çektiklerinde, | Zeitgeist: Addendum-1 | 2008 | |
to cover their costs of living. | birbirleriyle yarışmaya zorlandıkları bir eşitsizlik oluştu. bir eşitsizlik meydana geliyor. bir eşitsizlik meydana geliyor. bir eşitsizlik meydana geliyor. | Zeitgeist: Addendum-1 | 2008 | |
As dysfunctional and backwards as all of this might seem, | Bütün bunlar disfonksiyonel ve geri kalmış olduğu kadar bu denklemde Bu büyük çürümüş ve yozlaşmış manzaraya baktığımızda, Bu büyük çürümüş ve yozlaşmış manzaraya baktığımızda, Bu büyük çürümüş ve yozlaşmış manzaraya baktığımızda, | Zeitgeist: Addendum-1 | 2008 | |
there is still one thing we have omitted from this equation. | hala atladığımız bir şey var gibi görünüyor geride hala ihmal ettiğimiz bir denklem kalıyor. geride hala ihmal ettiğimiz bir denklem kalıyor. geride hala ihmal ettiğimiz bir denklem kalıyor. | Zeitgeist: Addendum-1 | 2008 | |
And it is this element of the structure | O da sistemin gerçekte hile hurdayla dolu tabiatını ortaya çıkaran Ve sistemin bu öğesi, Ve sistemin bu öğesi, Ve sistemin bu öğesi, | Zeitgeist: Addendum-1 | 2008 | |
which reveals the truly fraudulent nature of the system itself. | bütünün gerekli parçası. sistemin hilekar doğasını açıkça ortaya çıkarıyor: sistemin hilekar doğasını açıkça ortaya çıkarıyor: sistemin hilekar doğasını açıkça ortaya çıkarıyor: | Zeitgeist: Addendum-1 | 2008 | |
The application of interest. | Faize olan ilgi. "Faiz." "Faiz." "Faiz." | Zeitgeist: Addendum-1 | 2008 | |
When the government borrows money from the FED, | Hükümet FED'den para aldığında veya biri bankadan kredi aldığında Hükümet FED'den para ödünç aldığında, Hükümet FED'den para ödünç aldığında, Hükümet FED'den para ödünç aldığında, | Zeitgeist: Addendum-1 | 2008 | |
or when a person borrows money from a bank, | veya bir kişi bir bankadan para ödünç aldığında, | Zeitgeist: Addendum-1 | 2008 | |
it almost always has to be payed back with a crude interest. | hemen her zaman acımasız bir faizle geri ödenmek zorundadır. bu parayı her zaman ham bir faizle geri ödemek zorundadır. bu parayı her zaman ham bir faizle geri ödemek zorundadır. bu parayı her zaman ham bir faizle geri ödemek zorundadır. | Zeitgeist: Addendum-1 | 2008 | |
In other words, | başka bir deyişle var olan her bir dolar Diğer bir deyişle, Diğer bir deyişle, Diğer bir deyişle, | Zeitgeist: Addendum-1 | 2008 | |
almost every single dollar that exists | neredeyse varolan her bir dolar, | Zeitgeist: Addendum-1 | 2008 | |
must be eventually returned to a bank with interest payed as well. | ödenen faiziyle birlikte bankaya geri dönmelidir. eninde sonunda faizi ödenmiş olarak bir bankaya dönmek zorundadır. eninde sonunda faizi ödenmiş olarak bir bankaya dönmek zorundadır. eninde sonunda faizi ödenmiş olarak bir bankaya dönmek zorundadır. | Zeitgeist: Addendum-1 | 2008 | |
But, | Fakat, Ancak, Ancak, Ancak, | Zeitgeist: Addendum-1 | 2008 | |
if all money is borrowed from the Central Bank, | eğer bütün para merkez bankasından borç alındıysa ve ticari bankalara borçlanma yoluyla dağıldıysa eğer tüm para Merkez Bankası'ndan ödünç alınmışsa, eğer tüm para Merkez Bankası'ndan ödünç alınmışsa, eğer tüm para Merkez Bankası'ndan ödünç alınmışsa, | Zeitgeist: Addendum-1 | 2008 | |
and is expanded by commercial banks through loans, | ve ticari bankalar tarafından kredilerle genişletilmişse, ve ticari bankalar tarafından kredilerle genleştirilmişse, ve ticari bankalar tarafından kredilerle genleştirilmişse, | Zeitgeist: Addendum-1 | 2008 | |
only what would be refered to as the "principal" | sadece mevcut paradan yaratılan "sermaye" olması gereken para, ticari bankalar tarafından kredi olarak verilerek şişirilmiş ise, "sermaye" olması gereken para, "sermaye" olması gereken para, | Zeitgeist: Addendum-1 | 2008 | |
is been created in the money supply. | anaparaya karşılık olan para olacaktır para arzının içinde yaratılmış demektir. para arzının içinde yaratılmış demektir. para arzının içinde yaratılmış demektir. | Zeitgeist: Addendum-1 | 2008 | |
So then, where is the money to cover all of the interest that is charged? | öyleyse bütün bu faizleri karşılayacak olan para nerede? Öyleyse, ortaya çıkan tüm bu faizleri kapatacak para nerede? Öyleyse, ortaya çıkan tüm bu faizleri kapatacak para nerede? Öyleyse, ortaya çıkan tüm bu faizleri kapatacak para nerede? | Zeitgeist: Addendum-1 | 2008 | |
It doesn't exist. | Öyle birşey yok. Hiç varolmadı. Hiç varolmadı. Hiç varolmadı. | Zeitgeist: Addendum-1 | 2008 | |
The ramifications of this are staggering. | Bunun dallanıp budaklanması sendelemedir. Bu dallanmalar çok şaşırtıcı seviyede. Bu dallanmalar çok şaşırtıcı seviyede. Bu dallanmalar çok şaşırtıcı seviyede. | Zeitgeist: Addendum-1 | 2008 | |
For the amount of money owed back to the banks | Bankalara borçlanılan para miktarı her zaman piyasadaki para miktarını geçecektir. Bankalara geri ödenenen paranın miktarı, Bankalara geri ödenen paranın miktarı, Bankalara geri ödenen paranın miktarı, | Zeitgeist: Addendum-1 | 2008 | |
will always exceed the amount of money that is available in circulation. | piyasada dönen paranın miktarını her zaman aşacaktır. | Zeitgeist: Addendum-1 | 2008 | |
This is why inflation is a constant in the economy. | Bu da enflasyonun neden ekonominin ayrılmaz bir parçası olduğunun sebebidir. İşte bu, sabit bir ekonomide enflasyonun ortaya çıkmasının sebebidir. İşte bu, sabit bir ekonomide enflasyonun ortaya çıkmasının sebebidir. İşte bu, sabit bir ekonomide enflasyonun ortaya çıkmasının sebebidir. | Zeitgeist: Addendum-1 | 2008 | |
For new money is always needed to help cover the perpetual deficit build in to the system. | Sistemde oluşan açığı kapatmak için daima yeni paraya ihtiyaç vardır. Faiz nedeniyle ortaya çıkan sürekli bütçe açığını kapatmak için, Faiz nedeniyle ortaya çıkan sürekli bütçe açığını kapatmak için, Faiz nedeniyle ortaya çıkan sürekli bütçe açığını kapatmak için, | Zeitgeist: Addendum-1 | 2008 | |
Caused by the need to pay the interest. | Faiz ödemek zorunda olunmasından kaynaklanır. her zaman yeni paraya ihtiyaç duyulur. her zaman yeni paraya ihtiyaç duyulur. her zaman yeni paraya ihtiyaç duyulur. | Zeitgeist: Addendum-1 | 2008 | |
What this also means, is that mathematically the defaults and bankruptcy | Aynı zamanda matematiksel olarak anlamı tam olarak sistem yüzünden olan Bu aynı zamanda, matematiksel olarak iflas kurumunun Bu aynı zamanda, matematiksel olarak iflas kurumunun Bu aynı zamanda, matematiksel olarak iflas kurumunun | Zeitgeist: Addendum-1 | 2008 | |
are literally built into the system. | iflas ve borçların ödenememesi demektir. sistemdeki tam tarifi anlamına gelir. sistemin bir parçasıdır. sistemdeki tam tarifi anlamına gelir. sistemdeki tam tarifi anlamına gelir. | Zeitgeist: Addendum-1 | 2008 | |
And there will always be poor pockets of society that get the short end of the stick. | Ve tolumda kısa çubuğu çeken fakirler daima olacaktır. Toplumda kısa çöpü çekenler her zaman fakirler olacaktır. Toplumda kısa çöpü çekenler her zaman fakirler olacaktır. Toplumda kısa çöpü çekenler her zaman fakirler olacaktır. | Zeitgeist: Addendum-1 | 2008 | |
An analogy would be a game of musical chairs: | Sandalye kapmaca oyununa benzerlik göstermektedir: Bu "köşe kapmaca" oyununa benzer: Bu "köşe kapmaca" oyununa benzer: Bu "köşe kapmaca" oyununa benzer: | Zeitgeist: Addendum-1 | 2008 | |
For the once music stops, somebody is left out to dry. | Müzik durduğunda bir kişi açıkta kalacaktır. Müzik durduğunda, biri dışarıda kalır. Müzik durduğunda, biri dışarıda kalır. Müzik durduğunda, biri dışarıda kalır. | Zeitgeist: Addendum-1 | 2008 | |
And that is the point. | Olay budur. Bu önemli bir noktadır. Bu önemli bir noktadır. Bu önemli bir noktadır. | Zeitgeist: Addendum-1 | 2008 | |
It invariably transfers true wealth for the individual to the banks. | Her zaman bankalara kişisel servet kazandırır. Bu bankalara başlı başına sürekli servet akışı sağlar. Bu bankalara başlı başına sürekli servet akışı sağlar. Bu bankalara başlı başına sürekli servet akışı sağlar. | Zeitgeist: Addendum-1 | 2008 | |
For, if you are unable to pay for your mortgage, they will take your property. | Eğer mortgage kredinizi ödeyemezseniz mülkünüzü alacaklardır. Dolayısıyla, eğer mortgage ödemenizi yapamazsanız, mülkünüzü elinizden alırlar. Dolayısıyla, eğer mortgage ödemenizi yapamazsanız, mülkünüzü elinizden alırlar. Dolayısıyla, eğer mortgage ödemenizi yapamazsanız, mülkünüzü elinizden alırlar. | Zeitgeist: Addendum-1 | 2008 | |
This is particularly enraging when you realize, that not only is such a default inevitable | Özelliklede bunun kaçınılmaz bir zor durum olduğunu hayal ettiğinizde kızdırıyor. Farkettiğinizde öfkelenebilirsiniz ki; bu yalnızca kısmi rezerv sisteminin, Fark ettiğinizde öfkelenebilirsiniz ki; bu yalnızca kısmi karşılık sisteminin, Fark ettiğinizde öfkelenebilirsiniz ki; bu yalnızca kısmi karşılık sisteminin, | Zeitgeist: Addendum-1 | 2008 | |
due to the fractional reserve practice. But, also because of the fact | Fraksiyonel rezerv pratiğinden dolayı.Ayrıca kredi çektiğiniz bankanın sizi kaçınılmaz borç ödeyememeye sürüklemesi değil, aynı zamanda, sizi kaçınılmaz borç ödeyememeye sürüklemesi değil, aynı zamanda, sizi kaçınılmaz borç ödeyememeye sürüklemesi değil, aynı zamanda, | Zeitgeist: Addendum-1 | 2008 | |
that the money that the bank loaned to you | kanunen aslında olmayan bankanın size kredi olarak verdiği paranın, bankanın size kredi olarak verdiği paranın, bankanın size kredi olarak verdiği paranın, | Zeitgeist: Addendum-1 | 2008 | |
didn't even legally exist in the first place. | parayı size verdiği gerçeğinden dolayıdır. başından beri hiç varolmadığıdır. başından beri hiç varolmadığıdır. başından beri hiç varolmadığıdır. | Zeitgeist: Addendum-1 | 2008 | |
In 1969 there was a Minnesota court case involving a man named Jerome Daly | 1969'da Minnesota mahkemesinde Jerome Daly adında bir adamın davası vardı 1969'da bir Minnesota dava dosyası vardı, kredilerine ipotek gösterdiği için, 1969'da bir Minnesota dava dosyası vardı, kredilerine ipotek gösterdiği için, 1969'da bir Minnesota dava dosyası vardı, kredilerine ipotek gösterdiği için, | Zeitgeist: Addendum-1 | 2008 | |
who was challenging the foreclosure of his home by the bank, which provided the loan to purchase it. | kredinin ödenmesi koşulunu sağlamak amacıyla evinin banka tarafından elinden alınmasına karşı açtığı bankanın evine el koyması ile mücadele eden Jerome Daly isimli bir adam ile ilgili. bankanın evine el koyması ile mücadele eden Jerome Daly isimli bir adam ile ilgili. bankanın evine el koyması ile mücadele eden Jerome Daly isimli bir adam ile ilgili. | Zeitgeist: Addendum-1 | 2008 | |
His argument was that the mortgage contract required both parties, | Tartıştığı konu banka ve kendisini ilgilendiren mortgage kontratı idi Savunduğu argüman, mortgage kontratının iki tarafının da, Savunduğu argüman, mortgage kontratının iki tarafının da, Savunduğu argüman, mortgage kontratının iki tarafının da, | Zeitgeist: Addendum-1 | 2008 | |
being he and the bank, each put up a legitimate form of property for the exchange. | iki tarafta mülkün değişimine ilişkin yasal form sundular ki bunlar kendisi ve bankadır , takas sırasında ortaya kanuni mülk koyması gerektiğiydi. ki bunlar kendisi ve bankadır , takas sırasında ortaya kanuni mülk koyması gerektiğiydi. ki bunlar kendisi ve bankadır , takas sırasında ortaya kanuni mülk koyması gerektiğiydi. | Zeitgeist: Addendum-1 | 2008 | |
In legal language this is called | kanuni dilde buna Hukuki dilde bunun karşılığı: Hukuki dilde bunun karşılığı: Hukuki dilde bunun karşılığı: | Zeitgeist: Addendum-1 | 2008 | |
cosideration [a contract's basis. a contract is founded on an exchange of one form of consideration for another.] | konsiderasyon denir [kontrat kurallarındandır. konsiderasyonun bir formdan başka bir forma dönüştürülmesi üzerine kurulu bir kontrattır.] bedel: [Bir sözleşmenin kurucu unsuru. Sözleşme, takas edilen bir malın başka şekilde bedeline göre kurulur.] bedel: [Bir sözleşmenin kurucu unsuru. Sözleşme, takas edilen bir malın başka şekilde bedeline göre kurulur.] bedel: [Bir sözleşmenin kurucu unsuru. Sözleşme, takas edilen bir malın başka şekilde bedeline göre kurulur.] | Zeitgeist: Addendum-1 | 2008 | |
Mr. Daly explained that the money was, in fact, not the property of the bank. | Bay Daly paranın aslında bankanın parası olmadığını açıkladı. Bay Daly, paranın aslında bankanın mülkü olmadığını açıkladı. Bay Daly, paranın aslında bankanın mülkü olmadığını açıkladı. Bay Daly, paranın aslında bankanın mülkü olmadığını açıkladı. | Zeitgeist: Addendum-1 | 2008 | |
For it was created out of nothing as soon as the loan agreement was signed. | Kredi anlaşması imzalandığından yoktan var edilmişti. Bu yüzden, kredi anlaşması imzalandığında bu para havadan yaratılmıştı. Bu yüzden, kredi anlaşması imzalandığında bu para havadan yaratılmıştı. Bu yüzden, kredi anlaşması imzalandığında bu para havadan yaratılmıştı. | Zeitgeist: Addendum-1 | 2008 | |
Remember what "Modern Money Mechanics" stated about loans? | Modern Para Mekaniğinin borçlar üzerine kurulu olduğunu hatırlayın. "Modern Para Çarkı"nda krediler için ne beyan edildiğini hatırlayalım: "Modern Para Çarkı"nda krediler için ne beyan edildiğini hatırlayalım: "Modern Para Çarkı"nda krediler için ne beyan edildiğini hatırlayalım: | Zeitgeist: Addendum-1 | 2008 | |
What they do, when they make loans, is to accept promissory notes in exchange for credits. | Yaptıkları, borç verdiklerinde kredi tahsili için taahhütname senetleri almaktır. | Zeitgeist: Addendum-1 | 2008 | |
Reserves are unchanged by the loan transactions. | Rezervler kredi işlemleriyle değişmez. | Zeitgeist: Addendum-1 | 2008 | |
But, deposit credits constitute new additions to the total deposits of the banking system. | Fakat deposit krediler bankacılık sisteminin toplan depositlerine ilave yenilerini oluşturur. Fakat deposit krediler bankacılık sisteminin toptan depozitlerine ilave yenilerini oluşturur. Fakat mevduat kredileri bankacılık sisteminin toptan mevduatlarına ilave yenilerini oluşturur. Fakat mevduat kredileri bankacılık sisteminin toptan mevduatlarına ilave yenilerini oluşturur. | Zeitgeist: Addendum-1 | 2008 | |
In other words, the money doesn't come out of their existing assets. | Başka bir deyişle para kendi mal varlıklarından gelmez.Banka bunu basitçe uydurur ,kendinden hiçbir şey koymaz. Başka bir deyişle para kendi mal varlıklarından gelmez. Banka bunu basitçe uydurur, kendinden hiçbir şey koymaz. Başka bir deyişle para kendi mal varlıklarından gelmez. Banka bunu basitçe uydurur, kendinden hiçbir şey koymaz. Başka bir deyişle para kendi mal varlıklarından gelmez. Banka bunu basitçe uydurur, kendinden hiçbir şey koymaz. | Zeitgeist: Addendum-1 | 2008 | |
except for a theoratical liability on paper. | sadece kağıt üzerinde teorik olarak ödenecek bir borç Kağıt üzerinde teorik bir taahhüt hariç. Kağıt üzerinde teorik bir taahhüt hariç. Kağıt üzerinde teorik bir taahhüt hariç. | Zeitgeist: Addendum-1 | 2008 | |
As the court case progressed, the bank's president Mr. Morgan took the stand. | Dava ilerledi ,bankanın şefi Bay Morgan davaya dahil oldu. Dava ilerledi, bankanın şefi Bay Morgan davaya dahil oldu. Dava ilerledi, bankanın şefi Bay Morgan davaya dahil oldu. Dava ilerledi, bankanın şefi Bay Morgan davaya dahil oldu. | Zeitgeist: Addendum-1 | 2008 | |
And in the judge's personal memorandum, he recalled that the Plaintiff banks president | Yargıç davacı bankanın şefini görevden aldı.Federal Rezerv Bankasının parayı yaptığını kabul etti. Yargıç kişisel notunda, banka müdürünün FED'in ortaklığıyla parayı yarattığını, Yargıç kişisel notunda, banka müdürünün FED'in ortaklığıyla parayı yarattığını, Yargıç kişisel notunda, banka müdürünün FED'in ortaklığıyla parayı yarattığını, | Zeitgeist: Addendum-1 | 2008 | |
and credits upon its books by bookkeeping entry. | ve Federal Rezerv Bankasın kendi muhasebe girişiyle kredilendirdi. ve kendi muhasebe girişiyle kredilendirildiğini kabul ettiğini hatırlattı. ve kendi muhasebe girişiyle kredilendirildiğini kabul ettiğini hatırlattı. ve kendi muhasebe girişiyle kredilendirildiğini kabul ettiğini hatırlattı. | Zeitgeist: Addendum-1 | 2008 | |
The money and credit first came into existence when they created it. Mr. Morgan admitted that | Bay morgan ona bunu yapma hakkını veren Bay Morgan, ona bunu yapma hakkını veren Bay Morgan, ona bunu yapma hakkını veren Bay Morgan, ona bunu yapma hakkını veren | Zeitgeist: Addendum-1 | 2008 | |
no United States Law or Statute existed which gave him the right to do this. | hiçbir ABD yasa veya statüsünün olmadığını kabul etti. hiçbir ABD yasa veya yetkisinin olmadığını kabul etti. hiçbir ABD yasa veya yetkisinin olmadığını kabul etti. hiçbir ABD yasa veya yetkisinin olmadığını kabul etti. | Zeitgeist: Addendum-1 | 2008 | |
A lawful consideration must exist and be tendered to support the Note. | Yasal bir karşılık bulunmalı ve banknot olarak karşılanabilir olmalıdır. Yasal bir bedel bulunmalı ve banknot olarak karşılanabilir olmalıdır. Yasal bir bedel bulunmalı ve banknot olarak karşılanabilir olmalıdır. Yasal bir bedel bulunmalı ve banknot olarak karşılanabilir olmalıdır. | Zeitgeist: Addendum-1 | 2008 | |
The Jury found that there was no lawful consideration, and I agree. | Jüri yasal olmayan bir konsiderasyon olduğuna karar verdi ve kararı onayladı. Jüri, yasal olmayan bir bedel olduğuna karar verdi ve kararı onayladı. Jüri, yasal olmayan bir bedel olduğuna karar verdi ve kararı onayladı. Jüri, yasal olmayan bir bedel olduğuna karar verdi ve kararı onayladı. | Zeitgeist: Addendum-1 | 2008 | |
He also poetically added, "Only God can create something of value out of nothing". | Ayrıca sadece tanrının yoktan var edebileceğini ekledi. Ayrıca şairane bir şekilde "sadece tanrının yoktan var edebileceğini" ekledi. Ayrıca şairane bir şekilde "sadece tanrının yoktan var edebileceğini" ekledi. Ayrıca şairane bir şekilde "sadece tanrının yoktan var edebileceğini" ekledi. | Zeitgeist: Addendum-1 | 2008 | |
And, upon this revelation the court rejected the bank's claim for foreclosure, and Daly kept his home. | Bundan sonra mahkeme bankanın icra isteğini reddetti ve Daly evini kurtardı. | Zeitgeist: Addendum-1 | 2008 | |
The implications of this court decision are immense. | Mahkemenin bu kararının anlamı çok büyüktür. | Zeitgeist: Addendum-1 | 2008 | |
For every time you borrow money from a bank, whether it is a mortgage loan or a credit card charge, | Bankadan her para alışınızda bu mortgage kredisi veya kredi kartı da olabilir Bankadan her para alışınızda, bu mortgage kredisi veya kredi kartı da olabilir, Bankadan her para alışınızda, bu mortgage kredisi veya kredi kartı borcu da olabilir, Bankadan her para alışınızda, bu mortgage kredisi veya kredi kartı borcu da olabilir, | Zeitgeist: Addendum-1 | 2008 | |
the money given to you is not only counterfeit, it is a illegitimate form of consideration. | size verilen para sadece sahte olmayıp ,yasalara aykırıdır. size verilen para sadece sahte olmayıp, yasalara da aykırıdır. size verilen para sadece sahte olmayıp, yasalara da aykırıdır. size verilen para sadece sahte olmayıp, yasalara da aykırıdır. | Zeitgeist: Addendum-1 | 2008 | |
And hence, voids the contract to repay. For the bank never had the money as property to begin with. | Şu andan itibaren ,geri ödeme kontratları başlangıçta kendi mal varlıkları olmayan paraları veren bankalar için hükümsüzdür. Şu andan itibaren, geri ödeme kontratları başlangıçta kendi mal varlıkları olmayan paraları veren bankalar için hükümsüzdür. Şu andan itibaren, geri ödeme kontratları başlangıçta kendi mal varlıkları olmayan paraları veren bankalar için hükümsüzdür. Şu andan itibaren, geri ödeme kontratları başlangıçta kendi mal varlıkları olmayan paraları veren bankalar için hükümsüzdür. | Zeitgeist: Addendum-1 | 2008 | |
Unfortunately such legal realizations are suppressed and ignored. | Malesef bu tip yasal hareketler baskılandı ve inkar edildi. Malesef bu tip yasal hareketler görmezden gelindi ve inkar edildi. Malesef bu tip yasal hareketler görmezden gelindi ve inkar edildi. | Zeitgeist: Addendum-1 | 2008 | |
And the game of perpetual wealth transfer and perpetual debt continues. | Ve bu sahte servetin transferi ve sahte borçlar devam etmektedir. | Zeitgeist: Addendum-1 | 2008 | |
And this brings us to the ultimate question: | Bu da bizi en büyük soruya getiriyor : Bu da bizi en büyük soruya getiriyor: Bu da bizi en büyük soruya getiriyor: Bu da bizi en büyük soruya getiriyor: | Zeitgeist: Addendum-1 | 2008 | |
During the American Civil War President Lincoln bypassed the high interest loans | Amerikan sivil savaşı esnasında başkan Lincoln Avrupa tarafından teklif edilen | Zeitgeist: Addendum-1 | 2008 | |
offered by the European banks, and decided to do what the founding fathers advocated. | yüksek faizli borçları pas geçti ve kurucu atalarının savunduğu şeyi yapmaya karar verdi. | Zeitgeist: Addendum-1 | 2008 | |
Which was to create an independent and inherently debt free currency. | O şey bağımsız ve doğasında borçlanma olmayan bir düzen yaratmaktı. Bu, bağımsız ve doğasında borçlanma olmayan bir düzen yaratmaktı. Bu, bağımsız ve doğasında borçlanma olmayan bir düzen yaratmaktı. Bu, bağımsız ve doğasında borçlanma olmayan bir düzen yaratmaktı. | Zeitgeist: Addendum-1 | 2008 | |
It was called "The Greenback". | Buna GREENBACK dendi Buna "Greenback" dendi. Buna "Greenback" dendi. Buna "Greenback" dendi. | Zeitgeist: Addendum-1 | 2008 | |
Shortly after this measure was taken, an internal document | Bundan kısa bir süre sonra bir döküman Bundan kısa bir süre sonra bir doküman Bundan kısa bir süre sonra bir doküman | Zeitgeist: Addendum-1 | 2008 | |
circulated between private British and American banking interests, stated: | Özel İngiliz ve Amerikan banka faizleri arasında dolaşmaya başladı,şöyleydi: özel İngiliz ve Amerikan banka faizleri arasında dolaşmaya başladı, şöyleydi: özel İngiliz ve Amerikan banka faizleri arasında dolaşmaya başladı, şöyleydi: özel İngiliz ve Amerikan banka faizleri arasında dolaşmaya başladı, şöyleydi: | Zeitgeist: Addendum-1 | 2008 | |
"Slavery is but the owning of labor and carries with it the care of the laborers, | "...kölelik fakat iş gücüne sahip çıkan ve işçinin haklarını gözetip güvene alarak yürüyen, | Zeitgeist: Addendum-1 | 2008 | |
while the European plan..is that capital shall control labor by controlling wages." | Avrupa planı...O kapital maaşların kontrolüyle işçiyi kontrol edecek. Avrupa planı... O kapital maaşların kontrolüyle işçiyi kontrol edecek. Avrupa planı... O kapital maaşların kontrolüyle işçiyi kontrol edecek. Avrupa planı... O kapital maaşların kontrolüyle işçiyi kontrol edecek. | Zeitgeist: Addendum-1 | 2008 | |
This can be done by controlling the money. | Bu paranın kontrolüyle yapılabilir. | Zeitgeist: Addendum-1 | 2008 | |
It will not do to allow the Greenback... as we cannot control that. | Greenback'e izin verilmeyecekti...bizim de kontrol edemediğimiz gibi" Greenback'e izin verilmeyecekti... bizim de kontrol edemediğimiz gibi" Greenback'e izin verilmeyecekti... bizim de kontrol edemediğimiz gibi" Greenback'e izin verilmeyecekti... bizim de kontrol edemediğimiz gibi" | Zeitgeist: Addendum-1 | 2008 | |
which has spread in practice to the great majority of banks in the world, | Federal Rezerv ile işlemektedir. | Zeitgeist: Addendum-1 | 2008 | |
Think about it, money is created out of debt. | Düşünün para borçtan yaratıldı. Düşünün, para borçtan yaratıldı. Düşünün, para borçtan yaratıldı. Düşünün, para borçtan yaratıldı. | Zeitgeist: Addendum-1 | 2008 | |
What the people do when they are in debt? | İnsanlar borç içindeyken ne yaparlar? | Zeitgeist: Addendum-1 | 2008 | |
They submit to employment to pay it off. | geri ödeyebilmek ve çalışabilmek için boyun eğerler geri ödeyebilmek ve çalışabilmek için boyun eğerler. geri ödeyebilmek ve çalışabilmek için boyun eğerler. geri ödeyebilmek ve çalışabilmek için boyun eğerler. | Zeitgeist: Addendum-1 | 2008 | |
But if money only can only be created out of loans, | Fakat para sadece borçla yaratılıyorsa Fakat para sadece borçla yaratılıyorsa, Fakat para sadece borçla yaratılıyorsa, Fakat para sadece borçla yaratılıyorsa, | Zeitgeist: Addendum-1 | 2008 | |
how can society ever be debt free? | toplum nasıl borçlarından kurtulabilir? | Zeitgeist: Addendum-1 | 2008 | |
It cant, and that's the point. | Kurtulamaz ve olay da bu. | Zeitgeist: Addendum-1 | 2008 | |
And it is the fear of losing assets, coupled with the struggle to keep up, | mal varlığını kaybetme korkusu ,elinde tutma çabası Mal varlığını kaybetme korkusu, elinde tutma çabası, Mal varlığını kaybetme korkusu, elinde tutma çabası, Mal varlığını kaybetme korkusu, elinde tutma çabası, | Zeitgeist: Addendum-1 | 2008 | |
with the perpetual debt and inflation inherent in the system | sistemin doğasında olan enflasyon ve kaçınılmaz borç sistemin doğasında olan enflasyon ve kaçınılmaz borç, sistemin doğasında olan enflasyon ve kaçınılmaz borç, sistemin doğasında olan enflasyon ve kaçınılmaz borç, | Zeitgeist: Addendum-1 | 2008 | |
created by the interest that can never be re payed. | piyasada karşılığı olmayan faizden kaynaklanan ve para arzının kendisi, ve para arzının kendisi, ve para arzının kendisi, | Zeitgeist: Addendum-1 | 2008 | |
that keeps the wage slave in line | kaçınılmaz para kıtlığı asla geri ödenemeyecek faizlerden yaratılmıştır. asla geri ödenemeyecek faizlerden yaratılmıştır. asla geri ödenemeyecek faizlerden yaratılmıştır. | Zeitgeist: Addendum-1 | 2008 | |
Running on a hamster wheel, with millions of others. | hamster tekerleğinde koşan maaşlı köleleri Bu, hamster tekerleğinde koşan maaşlı köleleri, Bu, hamster tekerleğinde koşan maaşlı köleleri, Bu, hamster tekerleğinde koşan maaşlı köleleri, | Zeitgeist: Addendum-1 | 2008 |