Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 183654
İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
In effect, powering an empire | hizada tutarak korkak kılar , milyonlarcası gibi piramidin tepesindeki elitlere kar sağlayan imparatorluğun güçlü etkisiyle piramidin tepesindeki elitlere kar sağlayan imparatorluğun güçlü etkisiyle piramidin tepesindeki elitlere kar sağlayan imparatorluğun güçlü etkisiyle | Zeitgeist: Addendum-1 | 2008 | |
that truly benefits only the elite at the top of the pyramid. | piramidin tepesindeki elitlere kar sağlayan imparatorluğun güçlü etkisiyle milyonlarcası gibi, hizada tutarak korkak kılar. milyonlarcası gibi, hizada tutarak korkak kılar. milyonlarcası gibi, hizada tutarak korkak kılar. | Zeitgeist: Addendum-1 | 2008 | |
For, at the end of the day, | Günün sonunda Günün sonunda, Günün sonunda, Günün sonunda, | Zeitgeist: Addendum-1 | 2008 | |
who are you really working for? | kimin için çalışıyorsunuz? gerçekte kimin için çalışıyorsunuz? gerçekte kimin için çalışıyorsunuz? | Zeitgeist: Addendum-1 | 2008 | |
The Banks ! | Bankalar! | Zeitgeist: Addendum-1 | 2008 | |
Money is created in the bank, and invariably ends up in a bank. | Bankada yaratılan para her zaman bankaya döner. | Zeitgeist: Addendum-1 | 2008 | |
They are the true masters, along with the corporations and governments they support. | Onlar destekledikleri şirketler ve hükümetlerle gerçek efendilerdir. | Zeitgeist: Addendum-1 | 2008 | |
Physical slavery requires people to be housed and fed. | Fiziki kölelik insanlara ev ve yemek vermeyi gerektirir. | Zeitgeist: Addendum-1 | 2008 | |
Economic slavery requires people to feed and house themselves. | Ekonomik kölelik ise insanların kendi karınlarını doyurmalarını ve kendi evleri olmasını gerektirir. | Zeitgeist: Addendum-1 | 2008 | |
It is one of the most ingenious scams for social manipulation ever created. | Bugüne kadar toplumu kullanmak için yaratılmış en dahiyane yöntemdir. Bu, bugüne kadar toplumu kullanmak için yaratılmış en dahiyane yöntemdir. Bu, bugüne kadar toplumu kullanmak için yaratılmış en dahiyane yöntemdir. Bu, bugüne kadar toplumu kullanmak için yaratılmış en dahiyane yöntemdir. | Zeitgeist: Addendum-1 | 2008 | |
And at its core, | Ve özünde Ve özünde, Ve özünde, Ve özünde, | Zeitgeist: Addendum-1 | 2008 | |
it is an invisible war against the population. | insanlığa karşı yürütülen gizli bir savaştır insanlığa karşı yürütülen gizli bir savaştır. insanlığa karşı yürütülen gizli bir savaştır. insanlığa karşı yürütülen gizli bir savaştır. | Zeitgeist: Addendum-1 | 2008 | |
Debt is the weapon used to conquer and enslave societies, | Borç toplumları feth etmek ve köleleştirmek için kullanılan bir silahtır Borç toplumları feth etmek ve köleleştirmek için kullanılan bir silahtır, Borç toplumları fethetmek ve köleleştirmek için kullanılan bir silahtır, Borç toplumları fethetmek ve köleleştirmek için kullanılan bir silahtır, | Zeitgeist: Addendum-1 | 2008 | |
and interest is its prime ammunition. | ve faiz onun en iyi mermisidir. ve faiz onun birincil mermisidir. ve faiz onun birincil cephanesidir. ve faiz onun birincil cephanesidir. | Zeitgeist: Addendum-1 | 2008 | |
the banks in collusion with governments and corporations | bankalar şirketler ve hükümetlerle gizli anlaşma ve tezgahlar içindedir. bankalar, şirketler ve hükümetlerle gizli anlaşmalar ve tezgahlar içindedir. bankalar, şirketler ve hükümetlerle gizli anlaşmalar ve tezgahlar içindedir. bankalar, şirketler ve hükümetlerle gizli anlaşmalar ve tezgahlar içindedir. | Zeitgeist: Addendum-1 | 2008 | |
continued to perfect and expand their tactics of economic warfare | ekonomik savaş taktiklerini genişletmek ve mükelleştirmeye devam etmek için Ekonomik savaş taktiklerini genişletmek ve mükemmelleştirmeye devam etmek için, Ekonomik savaş taktiklerini genişletmek ve mükemmelleştirmeye devam etmek için, Ekonomik savaş taktiklerini genişletmek ve mükemmelleştirmeye devam etmek için, | Zeitgeist: Addendum-1 | 2008 | |
Spawning new bases, | yani üsler kurarlar ,Dünya Bankası gibi yeni üsler kurarlar, Dünya Bankası, yeni üsler kurarlar, Dünya Bankası, yeni üsler kurarlar, Dünya Bankası, | Zeitgeist: Addendum-1 | 2008 | |
and International Monetary Fund [IMF], | ve Uluslararası Para Fonu ( IMF ) ve Uluslararası Para Fonu (IMF) gibi. ve Uluslararası Para Fonu (IMF) gibi. ve Uluslararası Para Fonu (IMF) gibi. | Zeitgeist: Addendum-1 | 2008 | |
while also inventing a new type of soldier. | ayrıca yeni bir asker icat ettiler Ayrıca yeni bir asker icat ettiler; Ayrıca yeni bir asker icat ettiler; Ayrıca yeni bir asker icat ettiler; | Zeitgeist: Addendum-1 | 2008 | |
The birth of the economic hitman. | Ekonomik suikastçinin doğumu Ekonomik suikastçinin doğumu. Ekonomik tetikçinin doğumu. Ekonomik tetikçinin doğumu. | Zeitgeist: Addendum-1 | 2008 | |
We economic hitmen really have been the ones responsible for creating this first truly global empire. | Biz ,ekonomik suikastçiler , küresel imparatorluğun yaratılmasında gerçekten sorumlu olanlarız Biz, ekonomik suikastçiler, küresel imparatorluğun yaratılmasında gerçekten sorumlu olanlarız, Biz, ekonomik tetikçiler, küresel imparatorluğun yaratılmasında gerçekten sorumlu olanlarız, Biz, ekonomik tetikçiler, küresel imparatorluğun yaratılmasında gerçekten sorumlu olanlarız, | Zeitgeist: Addendum-1 | 2008 | |
And we work many different ways. | ve birçok farklı şekilde çalışırız. | Zeitgeist: Addendum-1 | 2008 | |
But, perhaps the most common is that we will identify a country that has resources, like oil. | belkide en sık kullanılanı ,öncelikle şirketlerimize uygun kaynakları olan ülkeleri bulur ve gözümüzü üstlerine dikeriz ,petrol gibi Belki de en sık kullanılanı, öncelikle şirketlerimize uygun kaynakları olan ülkeleri bulur ve gözümüzü üstlerine dikeriz, petrol gibi. Belki de en sık kullanılanı, öncelikle şirketlerimize uygun kaynakları olan ülkeleri bulur ve gözümüzü üstlerine dikeriz, petrol gibi. Belki de en sık kullanılanı, öncelikle şirketlerimize uygun kaynakları olan ülkeleri bulur ve gözümüzü üstlerine dikeriz, petrol gibi. | Zeitgeist: Addendum-1 | 2008 | |
Power plants, Industrial parks, Ports... | enerji santralleri ,sanayi alanları ,limanlar.... Enerji santralleri, sanayi alanları, limanlar... Enerji santralleri, sanayi alanları, limanlar... Enerji santralleri, sanayi alanları, limanlar... | Zeitgeist: Addendum-1 | 2008 | |
Things that benefit a few rich people in that country. | o ülkedeki birkaç zengin insanın kar sağlayacağı şeyler Bizim şirketlere ilaveten, o ülkedeki Bizim şirketlere ilaveten, o ülkedeki Bizim şirketlere ilaveten, o ülkedeki | Zeitgeist: Addendum-1 | 2008 | |
In addition our Corporations. | bizim şirketlere ilaveten birkaç zengin insanın kar sağlayacağı şeyler. birkaç zengin insanın kar sağlayacağı şeyler. birkaç zengin insanın kar sağlayacağı şeyler. | Zeitgeist: Addendum-1 | 2008 | |
But really dont have the majority to people that all. How ever, those people | fakat gerçekte toplumun çoğunluğuna yaramaz.Yine de o insanlar Bunlar toplumun çoğunluğuna yaramaz. Yine de o insanlar, Bunlar toplumun çoğunluğuna yaramaz. Yine de o insanlar, Bunlar toplumun çoğunluğuna yaramaz. Yine de o insanlar, | Zeitgeist: Addendum-1 | 2008 | |
the whole country is left holding the huge debt. | yani bütün ülke bu borcun altına sokulur. | Zeitgeist: Addendum-1 | 2008 | |
It's such a big debt they can't repay, and that's the part of the plan... | Bu borç ödeyemeyecekleri kadar büyüktür ve buda planın bir parçasıdır... Bu borç ödeyemeyecekleri kadar büyüktür ve bu da planın bir parçasıdır... Bu borç ödeyemeyecekleri kadar büyüktür ve bu da planın bir parçasıdır... Bu borç ödeyemeyecekleri kadar büyüktür ve bu da planın bir parçasıdır... | Zeitgeist: Addendum-1 | 2008 | |
They can't repay it ! | geri ödeyemezler geri ödeyemezler. geri ödeyemezler. geri ödeyemezler. | Zeitgeist: Addendum-1 | 2008 | |
And so, in some point, we economic hitman, go back to them and say "Listen" | ve bir nokta biz ekonomik suikastçiler gidip onlara deriz :"dinleyin" Ardından, biz ekonomik suikastçiler gidip onlara deriz : "Dinleyin, Ardından, biz ekonomik tetikçiler gidip onlara deriz : "Dinleyin, Ardından, biz ekonomik tetikçiler gidip onlara deriz : "Dinleyin, | Zeitgeist: Addendum-1 | 2008 | |
"You lost a lot of Money. Can't pay your Debt. So..." | "Bize bir sürü borcunuz var.Borcu ödeyemiyorsunuz.O zaman petrolünüzü satın" bize bir sürü borcunuz var. Borcu ödeyemiyorsunuz." bize bir sürü borcunuz var. Borcu ödeyemiyorsunuz." bize bir sürü borcunuz var. Borcu ödeyemiyorsunuz." | Zeitgeist: Addendum-1 | 2008 | |
"Real cheap to our oil companies" | petrol şirketlerimiz için oldukça ucuza "O zaman petrolünüzü petrol şirketlerimiz için oldukça ucuza satın." "O zaman petrolünüzü petrol şirketlerimiz için oldukça ucuza satın." "O zaman petrolünüzü petrol şirketlerimiz için oldukça ucuza satın." | Zeitgeist: Addendum-1 | 2008 | |
"Allow us to build a Military Base in your Country..." | "ülkenizde askeri üs kurmamıza izin verin" "Ülkenizde askeri üs kurmamıza izin verin, "Ülkenizde askeri üs kurmamıza izin verin, "Ülkenizde askeri üs kurmamıza izin verin, | Zeitgeist: Addendum-1 | 2008 | |
"Send troops and support one of our's, to some place in the world like..." | "veya bizim askerlerimzi desteklemek için dünyanın bir yerine asker göndermelerini isteriz Irak gibi,veya bir dahaki UN seçiminde bize oy verin" veya askerlerimizi desteklemek için dünyanın bir yerine asker gönderin Irak gibi , veya bir dahaki BM seçiminde bizimle oy verin" veya askerlerimizi desteklemek için dünyanın bir yerine asker gönderin Irak gibi , veya bir dahaki BM seçiminde bizimle oy verin" veya askerlerimizi desteklemek için dünyanın bir yerine asker gönderin Irak gibi , veya bir dahaki BM seçiminde bizimle oy verin" | Zeitgeist: Addendum-1 | 2008 | |
Vote, to have their electric utility company privatized | elektrik şirketlerini özelleştiririz Elektrik şirketlerini özelleştiririz. Elektrik şirketlerini özelleştiririz. Elektrik şirketlerini özelleştiririz. | Zeitgeist: Addendum-1 | 2008 | |
and their water and sewing system privatized and sold to US corporations or other | Sularını ve kanalizasyon sistemlerini özelleştiririz ve ABD şirketleri veya diğer | Zeitgeist: Addendum-1 | 2008 | |
multinational corporations. | çok uluslu şirketlere satarız. | Zeitgeist: Addendum-1 | 2008 | |
So there is a whole mushrooming thing, and it's so typical, the way the IMF and the World Bank work. | mantar gibi biten bir şey ve çok tipik ,IMF ve Dünya Bankası bu şekilde çalışır. Bu, mantar gibi biten bir şey ve çok tipik, IMF ve Dünya Bankası bu şekilde çalışır. Bu, mantar gibi biten bir şey ve çok tipik, IMF ve Dünya Bankası bu şekilde çalışır. Bu, mantar gibi biten bir şey ve çok tipik, IMF ve Dünya Bankası bu şekilde çalışır. | Zeitgeist: Addendum-1 | 2008 | |
They put a country in debt, and it's such a big debt they can't repay it! | Ülkeyi borca sokarlar ve öyle büyük bir borçtur ki ödenemez Ülkeyi borca sokarlar ve bu öyle büyük bir borçtur ki ödenemez. Ülkeyi borca sokarlar ve bu öyle büyük bir borçtur ki ödenemez. Ülkeyi borca sokarlar ve bu öyle büyük bir borçtur ki ödenemez. | Zeitgeist: Addendum-1 | 2008 | |
And then they offer to refinance that debt, and pay them more interest | ardından yeniden borç teklif edersiniz ve daha fazla faiz öderler Ardından yeniden borç teklif edersiniz ve daha fazla faiz öderler. Ardından yeniden borç teklif edersiniz ve daha fazla faiz öderler. Ardından yeniden borç teklif edersiniz ve daha fazla faiz öderler. | Zeitgeist: Addendum-1 | 2008 | |
And you demand... | ve talep edersiniz Koşullara bağlı veya iyi yönetim talep edersiniz. Koşullara bağlı veya iyi yönetim talep edersiniz. Koşullara bağlı veya iyi yönetim talep edersiniz. | Zeitgeist: Addendum-1 | 2008 | |
this "quid pro quo" what you call a conditionality or good governance | buna koşullara bağlı veya iyi yönetim dersiniz | Zeitgeist: Addendum-1 | 2008 | |
which means basically, that they got to sell off their resources, | aslında bu onların kaynaklarını satmalarını sağlar Aslında bu onların kaynaklarını satmalarını sağlar. Aslında bu onların kaynaklarını satmalarını sağlar. Aslında bu onların kaynaklarını satmalarını sağlar. | Zeitgeist: Addendum-1 | 2008 | |
including many of their social services, their utility companies.. | buna sosyal hizmetleri,teknik şirketleri ,bazen eğitim sistemleri de dahildir Buna sosyal hizmetleri, teknik şirketleri, bazen eğitim sistemleri de dahildir. Buna sosyal hizmetleri, teknik şirketleri, bazen eğitim sistemleri de dahildir. Buna sosyal hizmetleri, teknik şirketleri, bazen eğitim sistemleri de dahildir. | Zeitgeist: Addendum-1 | 2008 | |
their penal systems, | adli sistemlerini Adli sistemlerini, Adli sistemlerini, Adli sistemlerini, | Zeitgeist: Addendum-1 | 2008 | |
their insurance systems... to foreign corporations. | sigorta sistemlerini yabancı şirketlere satarız. | Zeitgeist: Addendum-1 | 2008 | |
So it's a double triple quadruple whammie! | So it's a double triple quadruple whammie! Bu, ikili üçlü dörtlü bir darbedir! Bu, ikili üçlü dörtlü bir darbedir! Bu, ikili üçlü dörtlü bir darbedir! | Zeitgeist: Addendum-1 | 2008 | |
The preceptive for a Economic Hitman really began back in the early 50's | ekonomik sukastçilere teamül 50'li yılların başlarında başladı Ekonomik suikastçilere teamül 50'li yılların başlarında başladı. Ekonomik tetikçilere teamül 50'li yılların başlarında başladı. Ekonomik tetikçilere teamül 50'li yılların başlarında başladı. | Zeitgeist: Addendum-1 | 2008 | |
when democratically elected "Mossadegh" | Mossadegh demokrasiyle seçildiğinde Iran'da Mossadegh demokrasiyle seçildiğinde, İran'da Musaddık demokrasiyle seçildiğinde, İran'da Musaddık demokrasiyle seçildiğinde, | Zeitgeist: Addendum-1 | 2008 | |
who was elected in Iran... | Iran'da seçilen...Demokrasi için bir ümit olarak görülmüştü Orta Doğu'da ve tüm dünyada, Orta Doğu'da ve tüm dünyada, Orta Doğu'da ve tüm dünyada, | Zeitgeist: Addendum-1 | 2008 | |
in the middle east or around the world. He was in Time Magazine's man of the year. But... | orta doğuda ve dünyanın etrafında. Time Magazin'in yılın adamıydı demokrasi için bir ümit olarak görülmüştü. Time Dergisi'nde yılın adamıydı. demokrasi için bir ümit olarak görülmüştü. Time Dergisi'nde yılın adamıydı. demokrasi için bir ümit olarak görülmüştü. Time Dergisi'nde yılın adamıydı. | Zeitgeist: Addendum-1 | 2008 | |
one of the things that he brought on and end the implement was the idea that | fakat...fakat getirdiklerinden biri ve uygulamaya başladığı fikir Fakat getirdiklerinden biri ve uygulamaya başladığı fikir, Fakat getirdiklerinden biri ve uygulamaya başladığı fikir, Fakat getirdiklerinden biri ve uygulamaya başladığı fikir, | Zeitgeist: Addendum-1 | 2008 | |
foreign oil companies needed to pay the Iranian people a lot more for the oil, that they were taking out of Iran | yabancı petrol şirketlerinin İranlılara petrol için bir sürü para ödemesiydi yabancı petrol şirketlerinin İranlılara petrol için bir sürü para ödemesiydi, yabancı petrol şirketlerinin İranlılara petrol için bir sürü para ödemesiydi, yabancı petrol şirketlerinin İranlılara petrol için bir sürü para ödemesiydi, | Zeitgeist: Addendum-1 | 2008 | |
and the Iranian people should benefit from their own oil. Strange policy | ve İranlılar kendi petrollerinden kar sağlayacaklardı.İlginç politika. ve İranlılar kendi petrollerinden kar sağlayacaklardı. İlginç politika. ve İranlılar kendi petrollerinden kar sağlayacaklardı. İlginç politika. ve İranlılar kendi petrollerinden kar sağlayacaklardı. İlginç politika. | Zeitgeist: Addendum-1 | 2008 | |
we didn't like that of course, but we were afraid to do what we normally were doing, which was to send in the military | tabiki biz bunu beğenmedik.Fakat normalde yaptığımız asker gönderme işinden korkuyorduk. Tabi ki biz bunu beğenmedik. Fakat normalde yaptığımız asker gönderme işinden korkuyorduk. Tabi ki biz bunu beğenmedik. Fakat normalde yaptığımız asker gönderme işinden korkuyorduk. Tabi ki biz bunu beğenmedik. Fakat normalde yaptığımız asker gönderme işinden korkuyorduk. | Zeitgeist: Addendum-1 | 2008 | |
instead we sent in one CIA agent, Kermit Roosevelt, Teddy Roosevelt�s relative. | asker yerine CIA ajanı Kermit Roosvelt'i ,Teddy Roosvelt'in akrabasını yolladık. Asker yerine CIA ajanı Kermit Roosvelt'i, Teddy Roosvelt'in akrabasını yolladık. Asker yerine CIA ajanı Kermit Roosevelt'i, Teddy Roosevelt'in akrabasını yolladık. Asker yerine CIA ajanı Kermit Roosevelt'i, Teddy Roosevelt'in akrabasını yolladık. | Zeitgeist: Addendum-1 | 2008 | |
And Kermit went in with a few million dollars, and was very very effective | Kermit birkaç milyon dolarla gitti ,çok ama çok etkili ve becerikliydi,kısa bir süre sonra, Kermit birkaç milyon dolarla gitti, çok ama çok etkili ve becerikliydi, kısa bir süre sonra, Kermit birkaç milyon dolarla gitti, çok ama çok etkili ve becerikliydi, kısa bir süre sonra, Kermit birkaç milyon dolarla gitti, çok ama çok etkili ve becerikliydi, kısa bir süre sonra, | Zeitgeist: Addendum-1 | 2008 | |
and brought in the Shah of Iran to replace them, who always was favorable to oil, | ve İran Şahını onunla değiştirdi.Şah her zaman petrol konusunda olumluydu.Ve bu son derece etkileyiciydi. İran Şahı'nı onunla değiştirdi. Şah her zaman petrol konusunda olumluydu. Ve bu son derece etkileyiciydi. İran Şahı'nı onunla değiştirdi. Şah her zaman petrol konusunda olumluydu. Ve bu son derece etkileyiciydi. İran Şahı'nı onunla değiştirdi. Şah her zaman petrol konusunda olumluydu. Ve bu son derece etkileyiciydi. | Zeitgeist: Addendum-1 | 2008 | |
Army officers shout that Mossadeg has surrendered and his regime as virtual dictator of Iran has ended. | Subay Mossadeg'in teslim olduğunu ve diktatörlük rejiminin sona erdiğini bağırıyordu. Subaylar, Mossadeg'in teslim olduğunu ve diktatörlük rejiminin sona erdiğini bağırıyordu. Subaylar, Musaddık’ın teslim olduğunu ve diktatörlük rejiminin sona erdiğini bağırıyordu. Subaylar, Musaddık’ın teslim olduğunu ve diktatörlük rejiminin sona erdiğini bağırıyordu. | Zeitgeist: Addendum-1 | 2008 | |
Pictures of the Shah are paraded through the streets as sentiment reverses. | Şahın resimleri sokaklarda gezdirilerek duyugular tersine çevirildi. Şah'ın resimleri sokaklarda gezdirilerek duygular tersine çevirildi. Şah'ın resimleri sokaklarda gezdirilerek duygular tersine çevrildi. Şah'ın resimleri sokaklarda gezdirilerek duygular tersine çevrildi. | Zeitgeist: Addendum-1 | 2008 | |
The Shah is welcomed home. | Şah evine hoş gelmişti. Şah, evinde hoş karşılandı." Şah, evinde hoş karşılandı." Şah, evinde hoş karşılandı." | Zeitgeist: Addendum-1 | 2008 | |
So back here in the United States, in Washington, people looked around and said "wow, that was easy and cheap". | Burada ABD'de Washington'da insanlar olanlara bakıp :wow bu çok kolay ve ucuz dediler. Burada ABD'de Washington'da insanlar olanlara bakıp: "Vay! Bu çok kolay ve ucuz!" dediler. Burada ABD'de Washington'da insanlar olanlara bakıp: "Vay! Bu çok kolay ve ucuz!" dediler. Burada ABD'de Washington'da insanlar olanlara bakıp: "Vay! Bu çok kolay ve ucuz!" dediler. | Zeitgeist: Addendum-1 | 2008 | |
So this established the whole new way, of manipulating countries, of creating empire | Böylece imparatorluk kurup ülkeleri yönlendirmek için bir sürü yeni yol bulundu. | Zeitgeist: Addendum-1 | 2008 | |
the only problem with Roosevelt was that he was a card carrying CIA agent | Roosvelt'in tek problemi CIA ajanı kimliği taşımasıydı. Roosevelt'in tek problemi CIA ajanı kimliği taşımasıydı. Roosevelt'in tek problemi CIA ajanı kimliği taşımasıydı. | Zeitgeist: Addendum-1 | 2008 | |
to bring in people like me, who work for private companies | benim gibi özel şirketler için çalışan insanlar getirdiler benim gibi özel şirketler için çalışan insanlar getirdiler. benim gibi özel şirketler için çalışan insanlar getirdiler. benim gibi özel şirketler için çalışan insanlar getirdiler. | Zeitgeist: Addendum-1 | 2008 | |
so that if we got caught, it would be no govermental ramifications. | böylece eğer yakalanırsak ortada hükümetle ilgili bir sonuç olmayacaktı Böylece eğer yakalanırsak ortada hükümetle ilgili bir sonuç olmayacaktı. Böylece eğer yakalanırsak ortada hükümetle ilgili bir sonuç olmayacaktı. Böylece eğer yakalanırsak ortada hükümetle ilgili bir sonuç olmayacaktı. | Zeitgeist: Addendum-1 | 2008 | |
The big international cooperations and Arbenz ran on this ticket that said: "We want to give the land back to the people". | Arbenz geldi ve dedi ki:"biliyorsunuz ,biz topraklarımızı insanlarımıza vermek istiyoruz." Arbenz geldi ve dedi ki: "Biliyorsunuz ,biz topraklarımızı insanlarımıza vermek istiyoruz." Arbenz geldi ve dedi ki: "Biliyorsunuz, biz topraklarımızı insanlarımıza vermek istiyoruz." Arbenz geldi ve dedi ki: "Biliyorsunuz, biz topraklarımızı insanlarımıza vermek istiyoruz." | Zeitgeist: Addendum-1 | 2008 | |
And once he took power he was implementing policies that would do exactly that | Ve gücü eline alınca ,tam olarak yapmak istediklerini uygulamaya başladı , Gücü eline alınca, tam olarak yapmak istediklerini uygulamaya başladı, Gücü eline alınca, tam olarak yapmak istediklerini uygulamaya başladı, Gücü eline alınca, tam olarak yapmak istediklerini uygulamaya başladı, | Zeitgeist: Addendum-1 | 2008 | |
give the land rights back to the people. | toprak haklarını insanlarına verdi.United Fruit bundan hiç hoşlanmadı. toprak haklarını insanlarına verdi. United Fruit bundan hiç hoşlanmadı, toprak haklarını insanlarına verdi. United Fruit bundan hiç hoşlanmadı, toprak haklarını insanlarına verdi. United Fruit bundan hiç hoşlanmadı, | Zeitgeist: Addendum-1 | 2008 | |
and so they hired a public relations firm | ve kamusal ilişkiler firması kiraladılar ,ABD'de büyük bir kampanya başlattılar. ve kamusal ilişkiler firması kiraladılar, ABD'de büyük bir kampanya başlattılar. ve kamusal ilişkiler firması kiraladılar, ABD'de büyük bir kampanya başlattılar. ve kamusal ilişkiler firması kiraladılar, ABD'de büyük bir kampanya başlattılar. | Zeitgeist: Addendum-1 | 2008 | |
and the congress of the United States, that Arbenz was a soviet puppet. | ABD basını ve ABD kongresi, ABD basınını ve ABD meclisini ikna etmek için. ABD basınını ve ABD meclisini ikna etmek için. ABD basınını ve ABD meclisini ikna etmek için. | Zeitgeist: Addendum-1 | 2008 | |
And at that point in time there was a huge fear on everybody's mind, of the Red terror, the Communist terror. | ve o noktada zamanla herkesin kafasında kırmızı terör ,kominist terörün büyük korkusu yerleşti. O noktada zamanla herkesin kafasında kırmızı terör, komünist terörün büyük korkusu yerleşti. O noktada zamanla herkesin kafasında kırmızı terör, komünist terörün büyük korkusu yerleşti. O noktada zamanla herkesin kafasında kırmızı terör, komünist terörün büyük korkusu yerleşti. | Zeitgeist: Addendum-1 | 2008 | |
And so, to make a long story short, out of this public relations campaign | kısa kesmek gerekirse bu kamusal ilişkiler kampanyası Kısa kesmek gerekirse, bu kamusal ilişkiler kampanyası, Kısa kesmek gerekirse, bu kamusal ilişkiler kampanyası, Kısa kesmek gerekirse, bu kamusal ilişkiler kampanyası, | Zeitgeist: Addendum-1 | 2008 | |
came a commitment on the part of the CIA and the military to take this man out. | CIA ve Asker üzerine bu adamın devrilmesi gerekliliği görevini yükledi. | Zeitgeist: Addendum-1 | 2008 | |
And in fact, we did! We sent in planes, we sent in soldiers, we sent in jackals, | ve yaptık.Uçaklar yolladık,askerler yolladık , çakallar yolladık, Ve yaptık. Uçaklar yolladık, askerler yolladık, çakallar yolladık, Ve yaptık. Uçaklar yolladık, askerler yolladık, casuslar yolladık, Ve yaptık. Uçaklar yolladık, askerler yolladık, casuslar yolladık, | Zeitgeist: Addendum-1 | 2008 | |
we sent everything in to take him out. And did take him out | herşeyi onu devirmek için gönderdik.Ve devirdik. her şeyi onu devirmek için gönderdik, ve devirdik. her şeyi onu devirmek için gönderdik, ve devirdik. her şeyi onu devirmek için gönderdik, ve devirdik. | Zeitgeist: Addendum-1 | 2008 | |
and as soon as he was removed from office, | Görevinden ayrılır ayrılmaz Görevinden ayrılır ayrılmaz, Görevinden ayrılır ayrılmaz, Görevinden ayrılır ayrılmaz, | Zeitgeist: Addendum-1 | 2008 | |
Including United Fruit. | United Fruit de bunların arasındaydı. United Fruit da bunların arasındaydı. United Fruit da bunların arasındaydı. United Fruit da bunların arasındaydı. | Zeitgeist: Addendum-1 | 2008 | |
Jaime Roldos ran for offence and his main goal , he said, as president would be... | Jaime Roldos kazandı ve temel amacı, bir başkanın olması gerektiği gibi Jaime Roldos kazandı ve temel amacı, bir başkanın olması gerektiği gibi, Jaime Roldos kazandı ve temel amacı, bir başkanın olması gerektiği gibi, Jaime Roldos kazandı ve temel amacı, bir başkanın olması gerektiği gibi, | Zeitgeist: Addendum-1 | 2008 | |
... to make sure that Ecuador's resources were used to help the people. | Ekuador'un kaynaklarının insanlarına yardım için kullanılacağına emin olmak istiyordu. Ekvator'un kaynaklarının, insanlarına yardım için kullanılacağına emin olmak istiyordu. Ekvator'un kaynaklarının, insanlarına yardım için kullanılacağına emin olmak istiyordu. Ekvator'un kaynaklarının, insanlarına yardım için kullanılacağına emin olmak istiyordu. | Zeitgeist: Addendum-1 | 2008 | |
And he won! Overwhelming. | Çok ezici bir üstünlükle kazandı. | Zeitgeist: Addendum-1 | 2008 | |
By more votes than anybody had ever won anything in Ecuador. | Ekuador'da daha önce kimsenin alamadığı kadar çok oyla kazandı. Ekvator'da daha önce kimsenin alamadığı kadar çok oyla kazandı. Ekvator'da daha önce kimsenin alamadığı kadar çok oyla kazandı. Ekvator'da daha önce kimsenin alamadığı kadar çok oyla kazandı. | Zeitgeist: Addendum-1 | 2008 | |
And he began to implement these policies. | Ve politikalarını uygulamaya başladı. | Zeitgeist: Addendum-1 | 2008 | |
To make sure that the profits from Oil whant to help the people. | Petrolden gelen karın insanlarına yardım için gideceğinden emin olmak Petrolden gelen karın insanlarına yardım için gideceğinden emin olmak. Petrolden gelen karın insanlarına yardım için gideceğinden emin olmak. Petrolden gelen karın insanlarına yardım için gideceğinden emin olmak. | Zeitgeist: Addendum-1 | 2008 | |
Well... We didn't like that in the United States. | evet...biz ABD'de bunu beğenmedik Biz ABD'de bunu beğenmedik. Biz ABD'de bunu beğenmedik. Biz ABD'de bunu beğenmedik. | Zeitgeist: Addendum-1 | 2008 | |
I was send down as one of several Economic Hitman to change Roldos. | Roldos'u değiştirmek için bir sürü ekonomik suikastçilerden biri olarak ben gönderildim Roldos'u değiştirmek için bir sürü ekonomik suikastçilerden biri olarak ben gönderildim. Roldos'u değiştirmek amacıyla birçok ekonomik tetikçiden biri olarak ben gönderildim. Roldos'u değiştirmek için bir sürü ekonomik tetikçilerden biri olarak ben gönderildim. Roldos'u değiştirmek için bir sürü ekonomik tetikçilerden biri olarak ben gönderildim. | Zeitgeist: Addendum-1 | 2008 | |
To corrupt him. To bring him around... to let him know... you know. | rüşvet vermek...farkına varmasını sağlamak...anlıyorsunuz Rüşvet vermek, farkına varmasını sağlamak, anlıyorsunuz. Rüşvet vermek, farkına varmasını sağlamak, bilirsiniz. Rüşvet vermek, farkına varmasını sağlamak, bilirsiniz. | Zeitgeist: Addendum-1 | 2008 | |
"But if you continue to try to keep these policys you promised... ah... You gonna go!" | "fakat bu söz verdiğiniz politikayı sürdürmeye devam ederseniz ,giderisiniz." "Fakat bu söz verdiğiniz politikayı sürdürmeye devam ederseniz, giderisiniz." "Fakat bu söz verdiğiniz politikayı sürdürmeye devam ederseniz, giderisiniz." "Fakat bu söz verdiğiniz politikayı sürdürmeye devam ederseniz, giderisiniz." | Zeitgeist: Addendum-1 | 2008 | |
He wouldn't listen... | Dinlemedi.... Dinlemedi... Dinlemedi... | Zeitgeist: Addendum-1 | 2008 | |
They control our media, either through direct ownership or advertising. | Medyamızı kontrol ederler, | Zeitgeist: Addendum-1 | 2008 | |
This process of manipulation by the corporatocracy | Corprotocracy tarafından kullanılan "Şirketokrasi" tarafından kullanılan "Şirketokrasi" tarafından kullanılan "Şirketokrasi" tarafından kullanılan | Zeitgeist: Addendum-1 | 2008 | |
through the use of debt, bribery and political overthrow is called: | borç , rüşvet ve hükümeti devirme gibi enstrümanlara borç, rüşvet ve hükümeti devirme gibi enstrümanlara, borç, rüşvet ve hükümeti devirme gibi enstrümanlara, borç, rüşvet ve hükümeti devirme gibi enstrümanlara, | Zeitgeist: Addendum-1 | 2008 | |
Globalization | GLOBALLEŞME denir. "Küreselleşme" denir. "Küreselleşme" denir. "Küreselleşme" denir. | Zeitgeist: Addendum-1 | 2008 | |
Just as the Federal Reserve keeps the american public in a postion | Federal Rezervin Amerikan halkını Federal Rezerv'in Amerikan halkını Federal Rezerv'in Amerikan halkını Federal Rezerv'in Amerikan halkını | Zeitgeist: Addendum-1 | 2008 | |
of indentured servetude, though perpetual debt, inflation and interest | resmi senetlerle , borçlarla , enflasyonla ve faizle belirli pozisyonda tutması gibi resmi senetlerle, borçlarla, enflasyonla ve faizle belirli pozisyonda tutması gibi, resmi senetlerle, borçlarla, enflasyonla ve faizle belirli pozisyonda tutması gibi, resmi senetlerle, borçlarla, enflasyonla ve faizle belirli pozisyonda tutması gibi, | Zeitgeist: Addendum-1 | 2008 | |
the Worldbank and IMF serve this role on a global scale. | Dünya Bankası ve IMF bu rolü global ölçekte üstlenir. Dünya Bankası ve IMF bu rolü küresel ölçekte üstlenir. Dünya Bankası ve IMF bu rolü küresel ölçekte üstlenir. Dünya Bankası ve IMF bu rolü küresel ölçekte üstlenir. | Zeitgeist: Addendum-1 | 2008 | |
The basic scam is simple: | Temeli çok basittir : Temeli çok basittir: Temeli çok basittir: Temeli çok basittir: | Zeitgeist: Addendum-1 | 2008 | |
Put a country in debt you divide is own in disgression | bir ülkeyi borca sokun ve parçalayın Bir ülkeyi borca sokun ve parçalayın, Bir ülkeyi borca sokun ve parçalayın, Bir ülkeyi borca sokun ve parçalayın, | Zeitgeist: Addendum-1 | 2008 | |
or through corrupting the leader of that country | veya liderine rüşvet verin veya liderine rüşvet verin. veya liderine rüşvet verin. veya liderine rüşvet verin. | Zeitgeist: Addendum-1 | 2008 |