Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 183665
İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
No it�s not. | hayır değil Hayır değil. Hayır değil. Hayır değil. | Zeitgeist: Addendum-2 | 2008 | |
There is no human nature, there�s human behavior, | insanın doğası yoktur , insan davranışları vardır İnsan doğası yoktur, insan davranışları vardır, İnsan doğası yoktur, insan davranışları vardır, İnsan doğası yoktur, insan davranışları vardır, | Zeitgeist: Addendum-2 | 2008 | |
and that�s always been changed throughout history. | ve tarih boyunca değişim göstermiştir. | Zeitgeist: Addendum-2 | 2008 | |
You�re not born with bigotry, and greed, and corruption, and hatred. | Bağnaz olarak ,açgözlü olarak veya kin dolu olarak dünyaya gelmediniz. Bağnaz olarak, açgözlü olarak veya kin dolu olarak dünyaya gelmediniz. Bağnaz olarak, açgözlü olarak veya kin dolu olarak dünyaya gelmediniz. Bağnaz olarak, açgözlü olarak veya kin dolu olarak dünyaya gelmediniz. | Zeitgeist: Addendum-2 | 2008 | |
You pick that up within the society. | toplumdan aldınız Bunları toplumdan aldınız. Bunları toplumdan aldınız. Bunları toplumdan aldınız. | Zeitgeist: Addendum-2 | 2008 | |
War, poverty, corruption, hunger, misery, human suffering | savaş ,yoksulluk ,açlık ,mutsuzluk ,insanların ızdırabı Savaş, yoksulluk, açlık, mutsuzluk, insanların ızdırabı, Savaş, yoksulluk, açlık, mutsuzluk, insanların ızdırabı, Savaş, yoksulluk, açlık, mutsuzluk, insanların ızdırabı, | Zeitgeist: Addendum-2 | 2008 | |
will not change in a monetary system. | para düzeni ile değişmeyecektir. parasal düzende değişmeyecektir. parasal düzende değişmeyecektir. parasal düzende değişmeyecektir. | Zeitgeist: Addendum-2 | 2008 | |
That is, there�ll be very little significant change. | Olursa da çok az önem taşıyan değişimler olacaktır. | Zeitgeist: Addendum-2 | 2008 | |
It�s going to take the redesigning of our culture, | kültürümüzü Ben, kültürümüzü ve değerlerimizi, Ben, kültürümüzü ve değerlerimizi, Ben, kültürümüzü ve değerlerimizi, | Zeitgeist: Addendum-2 | 2008 | |
and it has to be related to the carrying capacity of the earth, | dünyanın olması gereken yol | Zeitgeist: Addendum-2 | 2008 | |
not some human opinion or some politicians notions | bazı insanların fikirlerine veya bazı politikacıların söylemlerine göre değil Dünya'yı bazı insanların fikirlerine, Dünya'yı bazı insanların fikirlerine, Dünya'yı bazı insanların fikirlerine, | Zeitgeist: Addendum-2 | 2008 | |
of the way the world ought to be. | ve bu dünyanın kapasitesiyle ilgili olacaktır ya da dinsel heveslerin, ya da dinsel heveslerin, ya da dinsel heveslerin, | Zeitgeist: Addendum-2 | 2008 | |
And that�s what The Venus Project is about. | Venüs projesi bunun hakkındadır. "the Venus Project" bunun hakkındadır. "the Venus Project" bunun hakkındadır. "the Venus Project" bunun hakkındadır. | Zeitgeist: Addendum-2 | 2008 | |
The society, that we're about to talk about, | birazdan konuşacağımız toplum Birazdan konuşacağımız toplum, Birazdan konuşacağımız toplum, Birazdan konuşacağımız toplum, | Zeitgeist: Addendum-2 | 2008 | |
All laws will disappear | bütün yasalar kalkacaktır Bütün yasalar kalkacaktır, Bütün yasalar kalkacaktır, Bütün yasalar kalkacaktır, | Zeitgeist: Addendum-2 | 2008 | |
such as stockbrokers, bankers advertising. | borsa brokırları ve reklam bankerleri olmayacaktır brokırlar ve bankacılar, reklamcılık olmayacaktır. brokerlar ve bankacılar, reklamcılık olmayacaktır. brokerlar ve bankacılar, reklamcılık olmayacaktır. | Zeitgeist: Addendum-2 | 2008 | |
Because it's no longer relevant. | çünkü artık işe yaramayacaklar Çünkü artık işe yaramayacaklar. Çünkü artık işe yaramayacaklar. Çünkü artık işe yaramayacaklar. | Zeitgeist: Addendum-2 | 2008 | |
When we understand that it is technology | insan zekasıyla tasarlanmış teknolojinin İnsan zekasıyla tasarlanmış teknolojinin, İnsan zekasıyla tasarlanmış teknolojinin, İnsan zekasıyla tasarlanmış teknolojinin, | Zeitgeist: Addendum-2 | 2008 | |
is on the intelligent management of the earth's resources. | olduğunu kavrayacağız. | Zeitgeist: Addendum-2 | 2008 | |
For, it is from these natural resources, we gain the materials to continue our path of prosperity | bizi refaha götürecek yolda ilerleyişimiz doğal kaynaklardan elde ettiğimiz Bizi refaha götürecek yolda ilerleyişimiz, doğal kaynaklardan elde ettiğimiz Çünkü bu doğal kaynaklar sayesinde refaha giden yolumuza devam etmemiz için gerekli malzemeleri sağlayabiliriz. Bizi refaha götürecek yolda ilerleyişimiz, doğal kaynaklardan elde ettiğimiz Bizi refaha götürecek yolda ilerleyişimiz, doğal kaynaklardan elde ettiğimiz | Zeitgeist: Addendum-2 | 2008 | |
that money fundamentally exists as a barrier to these resources, | para bu kaynakların önündeki bir engeldir. para bu kaynakların önünde bir engeldir. para bu kaynakların önünde bir engeldir. para bu kaynakların önünde bir engeldir. | Zeitgeist: Addendum-2 | 2008 | |
for virtually everything has a financial cause. | neredeyse herşeyin bir ekonomik sebebi vardır Neredeyse her şeyin bir ekonomik sebebi vardır. Neredeyse her şeyin bir ekonomik sebebi vardır. Neredeyse her şeyin bir ekonomik sebebi vardır. | Zeitgeist: Addendum-2 | 2008 | |
Because of real or assumed scarcity. | gerçek veya varsayılan kıtlığın sebebidir. Bunun sebebi gerçek veya varsayılan kıtlıktır. Bunun sebebi gerçek veya varsayılan kıtlıktır. Bunun sebebi gerçek veya varsayılan kıtlıktır. | Zeitgeist: Addendum-2 | 2008 | |
selling it would be pointless. | satmak çok anlamsız olur Satmak çok anlamsız olur. Satmak çok anlamsız olur. Satmak çok anlamsız olur. | Zeitgeist: Addendum-2 | 2008 | |
So then, logically speaking, | o zaman ,akla yatkın olan O zaman, akla yatkın olan; O zaman, akla yatkın olan; O zaman, akla yatkın olan; | Zeitgeist: Addendum-2 | 2008 | |
if resources and technologies, applicable to creating everything in our societies | Eğer evler ,şehirler ve ulaşım gibi toplumlarımızdaki herşeyi yaratmak için uygun Eğer evler, şehirler ve ulaşım gibi toplumumuzdaki her şeyi yaratmak için uygun Eğer evler, şehirler ve ulaşım gibi toplumumuzdaki her şeyi yaratmak için uygun Eğer evler, şehirler ve ulaşım gibi toplumumuzdaki her şeyi yaratmak için uygun | Zeitgeist: Addendum-2 | 2008 | |
such as houses, cities and transportation, were in high enough abundance, | kaynaklar ve teknolojiler yeterli bollukta olsaydı kaynaklar ve teknolojiler yeterli bollukta olsaydı, kaynaklar ve teknolojiler yeterli bollukta olsaydı, kaynaklar ve teknolojiler yeterli bollukta olsaydı, | Zeitgeist: Addendum-2 | 2008 | |
there would be no reason to have a job. | ortada iş sahibi olmak için hiçbir sebep kalmayacaktı ortada iş sahibi olmak için hiçbir sebep kalmayacaktı. ortada iş sahibi olmak için hiçbir sebep kalmayacaktı. ortada iş sahibi olmak için hiçbir sebep kalmayacaktı. | Zeitgeist: Addendum-2 | 2008 | |
and without the need for submission through employment? | teknolojik anlayışımız var mı? teknolojik anlayışa sahip miyiz? teknolojik anlayışa sahip miyiz? teknolojik anlayışa sahip miyiz? | Zeitgeist: Addendum-2 | 2008 | |
Yes, we do. | Evet , sahibiz. Evet, sahibiz. Evet, sahibiz. Evet, sahibiz. | Zeitgeist: Addendum-2 | 2008 | |
We have the resources and technology | Bunu minimum düzeyde mümkün kılabilecek | Zeitgeist: Addendum-2 | 2008 | |
to enable this at a minimum | kaynaklara ve teknolojiye sahibiz kaynaklara ve teknolojiye sahibiz. kaynaklara ve teknolojiye sahibiz. kaynaklara ve teknolojiye sahibiz. | Zeitgeist: Addendum-2 | 2008 | |
along with the ability to raise the standards of living so high | ilerde hayat standartlarını yükselmesi ile İleride hayat standartlarının yükselmesi ile, İleride hayat standartlarının yükselmesi ile, İleride hayat standartlarının yükselmesi ile, | Zeitgeist: Addendum-2 | 2008 | |
that people in the future will look back at our civilisation now | insanlar bizim medeniyetimize bakıp insanlar bizim medeniyetimize bakıp, insanlar bizim medeniyetimize bakıp, insanlar bizim medeniyetimize bakıp, | Zeitgeist: Addendum-2 | 2008 | |
and gawk how primitive and immature our society was. | ne kadar ilkel ve immatur bir toplummuşuz diyecekler ne kadar ilkel ve ham bir toplummuşuz diyecekler. ne kadar ilkel ve ham bir toplummuşuz diyecekler. ne kadar ilkel ve ham bir toplummuşuz diyecekler. | Zeitgeist: Addendum-2 | 2008 | |
how do you design a society that would eliminate boring and monotonous jobs, | sıkıcı ve monoton işleri ortadan kaldırmalarını sıkıcı ve monoton işleri ortadan kaldırmalarını, sıkıcı ve monoton işleri ortadan kaldırmalarını, sıkıcı ve monoton işleri ortadan kaldırmalarını, | Zeitgeist: Addendum-2 | 2008 | |
that would eliminate accidents in transportation, | ulaşımdaki kazaları ortadan kaldırmalarını ulaşımdaki kazaları ortadan kaldırmalarını, ulaşımdaki kazaları ortadan kaldırmalarını, ulaşımdaki kazaları ortadan kaldırmalarını, | Zeitgeist: Addendum-2 | 2008 | |
that would enable people to have a high standard of living, | insanların yüksek yaşam standartlarına sahip olabilmelerini insanların yüksek yaşam standartlarına sahip olabilmelerini, insanların yüksek yaşam standartlarına sahip olabilmelerini, insanların yüksek yaşam standartlarına sahip olabilmelerini, | Zeitgeist: Addendum-2 | 2008 | |
that would eliminate poisons in our food, | yiyeceklerimizdeki zehirleri ortadan kaldırmalarını yiyeceklerimizdeki zehirleri ortadan kaldırmalarını, bize temiz ve verimli bir biçimde enerji sağlayacak yiyeceklerimizdeki zehirleri ortadan kaldırmalarını, yiyeceklerimizdeki zehirleri ortadan kaldırmalarını, | Zeitgeist: Addendum-2 | 2008 | |
give us other sources of energy, that are clean and efficient. | temiz ve verimli enerji kaynakları bulmalarını istemedik veya temiz ve verimli enerji kaynakları bulmalarını istemedik. veya temiz ve verimli enerji kaynakları bulmalarını istemedik. veya temiz ve verimli enerji kaynakları bulmalarını istemedik. | Zeitgeist: Addendum-2 | 2008 | |
We can do that out there. | bunu yapabiliriz Bunu yapabiliriz. Bunu yapabiliriz. Bunu yapabiliriz. | Zeitgeist: Addendum-2 | 2008 | |
A resource based economy. | kaynak bazlı ekonomi "Kaynak bazlı ekonomi." "Kaynak bazlı ekonomi." "Kaynak bazlı ekonomi." | Zeitgeist: Addendum-2 | 2008 | |
where the monetary system has become so distorted that the concerns of the people are really secondary, it they're there at all. | para sistemi kurulduğundan beri insanların bu ihtiyaçları çarpıtılarak ikinci plana atıldı Parasal sistem kurulduğundan beri insanların bu ihtiyaçları çarpıtılarak ikinci plana atıldı. Parasal sistem kurulduğundan beri insanların bu ihtiyaçları çarpıtılarak ikinci plana atıldı. Parasal sistem kurulduğundan beri insanların bu ihtiyaçları çarpıtılarak ikinci plana atıldı. | Zeitgeist: Addendum-2 | 2008 | |
If there is a problem in society and you can't earn money from solving that problem, then it won't be done. | toplumdaki sorun eğer çözüldüğünde para kazandırmıyorsa öylece kaldı Toplumdaki sorun, eğer çözüldüğünde para kazandırmıyorsa, çözüme kavuşturulmadı. Toplumdaki sorun, eğer çözüldüğünde para kazandırmıyorsa, çözüme kavuşturulmadı. Toplumdaki sorun, eğer çözüldüğünde para kazandırmıyorsa, çözüme kavuşturulmadı. | Zeitgeist: Addendum-2 | 2008 | |
And with all our technology today we can create abundance. It could be used to improve everyone's livestyle. | bugün sahip olduğumuz teknoloji ile bolluk yaratabiliriz.Bu herkesin hayat stilini güzelleştirebilirdi. Bugün sahip olduğumuz teknoloji ile bolluk yaratabiliriz. Bu herkesin hayat stilini güzelleştirebilirdi. Bugün sahip olduğumuz teknoloji ile bolluk yaratabiliriz. Bu herkesin hayat stilini güzelleştirebilirdi. Bugün sahip olduğumuz teknoloji ile bolluk yaratabiliriz. Bu herkesin hayat stilini güzelleştirebilirdi. | Zeitgeist: Addendum-2 | 2008 | |
and maintain the environment. | bolluk bütün dünyada olur Bütün dünyada bolluk olur. Bütün dünyada bolluk olur. Bütün dünyada bolluk olur. | Zeitgeist: Addendum-2 | 2008 | |
'cause the public is not that well enough informed | yeterli düzeyde bilgilendirilmediği için yeterli düzeyde bilgilendirilmediği için, yeterli düzeyde bilgilendirilmediği için, yeterli düzeyde bilgilendirilmediği için, | Zeitgeist: Addendum-2 | 2008 | |
as to the state of technology. | hakkında konuşmak oldukça zor hakkında konuşmak oldukça zor. hakkında konuşmak oldukça zor. hakkında konuşmak oldukça zor. | Zeitgeist: Addendum-2 | 2008 | |
At present, we don't have to burn fossil fuels. | artık gibi fosil yakıtlarını kullanmak zorunda değiliz Artık fosil yakıtlarını kullanmak zorunda değiliz. Günümüzde artık fosil yakıtlarını kullanmak zorunda değiliz. Günümüzde artık fosil yakıtlarını kullanmak zorunda değiliz. | Zeitgeist: Addendum-2 | 2008 | |
We don't have to use anything that would contaminate the environment. | doğayı kirleten hiçbir şeyi kullanmak zorunda değiliz Doğayı kirleten hiçbir şeyi kullanmak zorunda değiliz. Doğayı kirleten hiçbir şeyi kullanmak zorunda değiliz. Doğayı kirleten hiçbir şeyi kullanmak zorunda değiliz. | Zeitgeist: Addendum-2 | 2008 | |
There are many sources of energy available. | Kullanıma hazır bir sürü enerji kaynağı var. Ulaşılabilir birçok alternatif enerji kaynağı var. Ulaşılabilir birçok alternatif enerji kaynağı var. | Zeitgeist: Addendum-2 | 2008 | |
Solar and wind energy are well known to the public. But the true potential of these mediums remains unexpressed. | Güneş ve rüzgar enerjisi toplumca en iyi bilinenleridir.Fakat bu kaynakların gerçek potansiyeli hala açıklanmadı. Güneş ve rüzgar enerjisi toplumca en iyi bilinenleridir. Fakat bu kaynakların gerçek potansiyeli hala açıklanmadı. Güneş ve rüzgar enerjisi toplumca en iyi bilinenleridir. Fakat bu kaynakların gerçek potansiyeli hala açıklanmadı. Güneş ve rüzgar enerjisi toplumca en iyi bilinenleridir. Fakat bu kaynakların gerçek potansiyeli hala açıklanmadı. | Zeitgeist: Addendum-2 | 2008 | |
Solar energy, derived from the sun, | Güneş enerjisi ,güneşten üretilir Güneş enerjisi, güneşten üretilir, Güneş enerjisi, güneşten üretilir, Güneş enerjisi, güneşten üretilir, | Zeitgeist: Addendum-2 | 2008 | |
has such abundance, that one hour of light at high noon | çok bereketlidir ,tam öğle vaktinde ışığın 1 saatlik kısmı ve çok bereketlidir. Öğle saatlerinde güneş ışığının 1 saatlik bölümü, ve çok bereketlidir. Öğle saatlerinde güneş ışığının 1 saatlik bölümü, ve çok bereketlidir. Öğle saatlerinde güneş ışığının 1 saatlik bölümü, | Zeitgeist: Addendum-2 | 2008 | |
contains more energy than what the entire world consumes in a year. | dünyanın 1 yılda tükettiği enerjiden daha fazladır. Dünya'nın 1 yılda tükettiği enerjiden daha enerji fazla içerir. Dünya'nın 1 yılda tükettiği enerjiden daha enerji fazla içerir. Dünya'nın 1 yılda tükettiği enerjiden daha enerji fazla içerir. | Zeitgeist: Addendum-2 | 2008 | |
If we could capture 1/100th of a percent of this energy, | bu enerjinin 100'de 1'ini yakalayabilirsek Bu enerjinin sadece %1'ini yakalayabilirsek, Bu enerjinin sadece %1'ini yakalayabilirsek, Bu enerjinin sadece %1'ini yakalayabilirsek, | Zeitgeist: Addendum-2 | 2008 | |
the world would never have to use oil, gas or anything else. | dünya asla benzin , gaz veya benzeri birşeyi kullanmak zorunda kalmaz. Dünya asla benzin, gaz veya benzeri yakıtları kullanmak zorunda kalmaz. Dünya asla benzin, gaz veya benzeri yakıtları kullanmak zorunda kalmaz. Dünya asla benzin, gaz veya benzeri yakıtları kullanmak zorunda kalmaz. | Zeitgeist: Addendum-2 | 2008 | |
The questioning is not availability | kuşku yaratan mevcut olmaması Kuşku yaratan, mevcut olmaması. Kuşku yaratan, mevcut olmaması. Kuşku yaratan, mevcut olmaması. | Zeitgeist: Addendum-2 | 2008 | |
but the technology to harnesst it. | Ancak teknoloji bundan yararlanacaktır. | Zeitgeist: Addendum-2 | 2008 | |
which could accomplish just that, | birçok ileri düzey çalışma vardır birçok ileri düzey çalışma vardır, birçok ileri düzey çalışma vardır, birçok ileri düzey çalışma vardır, | Zeitgeist: Addendum-2 | 2008 | |
if they were not hindered by the need to compete for market share | pazarı paylaşmak istemeyen pazarı paylaşmak istemeyen, pazarı paylaşmak istemeyen, pazarı paylaşmak istemeyen, | Zeitgeist: Addendum-2 | 2008 | |
with the established energy power structures. | kurulu enerji düzenlerince engellenmiş olmalarına rağmen kurulu enerji düzenlerince engellenmiş olmalarına rağmen. kurulu enerji düzenlerince engellenmiş olmalarına rağmen. kurulu enerji düzenlerince engellenmiş olmalarına rağmen. | Zeitgeist: Addendum-2 | 2008 | |
it could power the entire nation. | bütün ulusa yeteceğini kabul etti. elde edilen enerjinin bütün ulusa yeteceğini kabul etti. elde edilen enerjinin bütün ulusa yeteceğini kabul etti. elde edilen enerjinin bütün ulusa yeteceğini kabul etti. | Zeitgeist: Addendum-2 | 2008 | |
And there are the rather unknown mediums of tidal and wave power. | ve gel gitten elde edilen dalga gücü oldukça az bilinir. Gel git'ten elde edilen dalga gücü oldukça az bilinir. Gel git ve Dalga enerjileri daha da az bilinir. Gel git ve Dalga enerjileri daha da az bilinir. | Zeitgeist: Addendum-2 | 2008 | |
Tidal power is derived from tidal shifts in the ocean. | gel git gücü okyanustaki gel git hareketinden elde edilir Gel git gücü okyanustaki Gel git hareketinden elde edilir. Gel git gücü okyanustaki Gel git hareketinden elde edilir. Gel git gücü okyanustaki Gel git hareketinden elde edilir. | Zeitgeist: Addendum-2 | 2008 | |
Installing turbines which capture this movement, generates energy. | Bu hareketi yakalayan türbinler enerji üretirler. | Zeitgeist: Addendum-2 | 2008 | |
In the United Kingdom 42 sites are currently noted as available, | UK'da 42 yer şu an için kullanışlı olarak bildirildi. Birleşik Krallık'da 42 alan şunun için kullanışlıdır. Birleşik Krallık'da 42 alan bunun için kullanışlıdır. Birleşik Krallık'da 42 alan bunun için kullanışlıdır. | Zeitgeist: Addendum-2 | 2008 | |
forecasting that 34% of all the UK's energy could come from tidal power alone. | tahminen UK'ın enerjisinin %34'ü sadece gel git gücünden gelmektedir. Öngörüde bulunursak, Birleşik Krallık'ın enerjisinin %34'ü, sadece gel git gücünden elde edilebilir. Öngörüde bulunursak, Birleşik Krallık'ın enerjisinin %34'ü, sadece gel git gücünden elde edilebilir. Öngörüde bulunursak, Birleşik Krallık'ın enerjisinin %34'ü, sadece gel git gücünden elde edilebilir. | Zeitgeist: Addendum-2 | 2008 | |
Wave power, which extracts energy from the surface motions of the oceans, | dalga gücü ,okyanusun yüzeyindeki hareketlerden enerji elde eder Dalga gücü, okyanusun yüzeyindeki hareketlerden enerji elde eder. Dalga gücü, okyanusun yüzeyindeki hareketlerden enerji elde eder. Dalga gücü, okyanusun yüzeyindeki hareketlerden enerji elde eder. | Zeitgeist: Addendum-2 | 2008 | |
Now, it is important to point out that tidal, wave, solar and wind power | gel git , dalga ,güneş ve rüzgar gücünün toplanması için Şunu belirtmek önemlidir ki; Gel git, dalga, güneş ve rüzgar gücünün toplanması için, Şunu belirtmek önemlidir ki; Gel git, dalga, güneş ve rüzgar gücünün toplanması için, Şunu belirtmek önemlidir ki; Gel git, dalga, güneş ve rüzgar gücünün toplanması için, | Zeitgeist: Addendum-2 | 2008 | |
unlike coal, oil, gas, biomass, hydrogen and all the others. | hemen hemen hiçbir ön hazırlık gerekmediğini belirtmek önemlidir hemen hemen hiçbir ön hazırlık gerekmemektedir. | Zeitgeist: Addendum-2 | 2008 | |
could power the world forever. | dünyaya sonsuza kadar enerji sağlayacaktır. Dünya'ya sonsuza kadar enerji sağlayacaktır. Dünya'ya sonsuza kadar enerji sağlayacaktır. Dünya'ya sonsuza kadar enerji sağlayacaktır. | Zeitgeist: Addendum-2 | 2008 | |
That being said, there happens to be another form of clean renewable energy, which trumps them all. | bunların hepsini tokatlaycak diğer bir temiz ve yenilenen enerji formu daha var. Bunların hepsini geride bırakacak, diğer bir temiz ve yenilenen enerji formu daha var. Bunların hepsini geride bırakacak, diğer bir temiz ve yenilenen enerji formu daha var. Bunların hepsini geride bırakacak, diğer bir temiz ve yenilenen enerji formu daha var. | Zeitgeist: Addendum-2 | 2008 | |
Geothermal power. | Jeotermal güç. | Zeitgeist: Addendum-2 | 2008 | |
Geothermal energy utilizes, what is called "heat mining". | Jeotermal enerji ,ısı madenciliği denen Isı madenciliği de denen Jeotermal enerji, Isı madenciliği de denen Jeotermal enerji, Isı madenciliği de denen Jeotermal enerji, | Zeitgeist: Addendum-2 | 2008 | |
In 2006, an MIT report on geothermal energy | 2006'da, jeotermal enerji konusundaki MIT(ingiliz gizli servisi) raporuna göre 2006'da, jeotermal enerji konusundaki MIT (Massachusetts Teknoloji Enstitüsü) raporuna göre, 2006'da, jeotermal enerji konusundaki MIT (Massachusetts Teknoloji Enstitüsü) raporuna göre, 2006'da, jeotermal enerji konusundaki MIT (Massachusetts Teknoloji Enstitüsü) raporuna göre, | Zeitgeist: Addendum-2 | 2008 | |
found that 13.000 zetajule of power are currently available in the earth | 13.000 zetajullük bir enerji dünyada kullanılabilir halde bulunmaktadır 13.000 zetajullük bir enerji Dünya'da kullanılabilir halde bulunmaktadır. 13.000 zetajullük bir enerji Dünya'da kullanılabilir halde bulunmaktadır. 13.000 zetajullük bir enerji Dünya'da kullanılabilir halde bulunmaktadır. | Zeitgeist: Addendum-2 | 2008 | |
in this medium alone. | sadece bu kaynaktan elde edilebilir. | Zeitgeist: Addendum-2 | 2008 | |
And when we understand that the earth's heat generation is constantly renewed, | dünyanın ısı üretiminin sürekli yenilendiğini düşünürsek Dünya'nın ısı üretiminin sürekli yenilendiğini düşünürsek, Dünya'nın ısı üretiminin sürekli yenilendiğini düşünürsek, Dünya'nın ısı üretiminin sürekli yenilendiğini düşünürsek, | Zeitgeist: Addendum-2 | 2008 | |
this energy is really limitless. | bu enerji gerçekten sınırsızdır. | Zeitgeist: Addendum-2 | 2008 | |
It could be used forever. | Sonsuza kadar kullanılabilir. | Zeitgeist: Addendum-2 | 2008 | |
traditional conservation or, in fact, a price tag. | idareli kullanım gerektirmeden veya parasız olmasıdır. idareli kullanım gerektirmemesi ve parasız olmasıdır. idareli kullanım gerektirmemesi ve parasız olmasıdır. idareli kullanım gerektirmemesi ve parasız olmasıdır. | Zeitgeist: Addendum-2 | 2008 | |
And what about transportation? | Peki ya ulaşım? | Zeitgeist: Addendum-2 | 2008 | |
The prevailing means of transportation in our societies is by automobile and aircraft, | bizim toplumlarımızda ulaşım otomobil ve uçak gibi Bizim toplumumuzda ulaşım, otomobil ve uçak gibi, Bizim toplumumuzda ulaşım, otomobil ve uçak gibi, Bizim toplumumuzda ulaşım, otomobil ve uçak gibi, | Zeitgeist: Addendum-2 | 2008 | |
for over two hundred miles on one charge, | 200 milden fazla yol gidebilecek enerji sağladı. 200 milden fazla yol götürebilecek enerji sağladı. 320 km'den fazla yol götürebilecek enerji sağladı. 320 km'den fazla yol götürebilecek enerji sağladı. | Zeitgeist: Addendum-2 | 2008 | |
exists and has existed for many years. | yıllardır bu teknoloji var. Bu teknoloji yıllardır var. Bu teknoloji yıllardır var. Bu teknoloji yıllardır var. | Zeitgeist: Addendum-2 | 2008 | |
However, due to battery patents, controlled by the oil industry, which limits their ability to maintain market share, | Pil patentleri pazardaki payı belirleyen petrol endüstrisi tarafından kontrol edildiğinden Ancak, batarya patentleri pazardaki payı belirleyen petrol endüstrisi tarafından kontrol edildiğinden, Ancak, batarya patentleri pazardaki payı belirleyen petrol endüstrisi tarafından kontrol edildiğinden, Ancak, batarya patentleri pazardaki payı belirleyen petrol endüstrisi tarafından kontrol edildiğinden, | Zeitgeist: Addendum-2 | 2008 | |
the accessibility and affordability of this technology is limited. | bu teknolojinin ulaşılabilirliği ve geliştirilmesi sınırlandırıldı. | Zeitgeist: Addendum-2 | 2008 | |
There is absolutely no reason, other than pure, corrupt profit interests, | dünyadaki bütün araçların elektrikli ve Dünyadaki bütün araçların elektrikli ve, Dünyadaki bütün araçların elektrikli ve, Dünyadaki bütün araçların elektrikli ve, | Zeitgeist: Addendum-2 | 2008 | |
that every single vehicle in the world cannot be | sıfır petrol ihtiyacı ile tamamen temiz olamamasına sıfır petrol ihtiyacı ile tamamen temiz olamamasına, sıfır petrol ihtiyacı ile tamamen temiz olamamasına, sıfır petrol ihtiyacı ile tamamen temiz olamamasına, | Zeitgeist: Addendum-2 | 2008 | |
electric, and utterly clean, with zero need for gasoline. | ahlaksız kar merakından başka hiçbir neden yoktur. ahlaksız kar açlığından başka hiçbir engel yoktur. ahlaksız kar açlığından başka hiçbir engel yoktur. ahlaksız kar açlığından başka hiçbir engel yoktur. | Zeitgeist: Addendum-2 | 2008 | |
As far as airplanes, | Uçaklar da dahil olmak kaydıyla Uçaklar da dahil olmak üzere, Uçaklar da dahil olmak üzere, Uçaklar da dahil olmak üzere, | Zeitgeist: Addendum-2 | 2008 | |
it is time we realized that this means of travel is inefficient, | bu seyahat çeşitlerinin işe yarmaz , bu seyahat çeşitlerinin yetersiz, bu seyahat çeşitlerinin yetersiz, bu seyahat çeşitlerinin yetersiz, | Zeitgeist: Addendum-2 | 2008 | |
This is a mag lev train. | Bu bir mag lev tren. Bu bir maglev* tren. *(magnetic levitation manyetik yükselme) Bu bir maglev* tren. *(magnetic levitation manyetik yükselme) Bu bir maglev* tren. *(magnetic levitation manyetik yükselme) | Zeitgeist: Addendum-2 | 2008 | |
It uses magnets for propulsion. | itici güç için mıknatıslar kullanır İtici güç için mıknatıslar kullanır. İtici güç için mıknatıslar kullanır. İtici güç için mıknatıslar kullanır. | Zeitgeist: Addendum-2 | 2008 | |
It is fully suspended by a magnetic field | Manyetik bir alanda tamamen asılıdır Manyetik bir alanda tamamen asılıdır, Manyetik bir alanda tamamen asılıdır, Manyetik bir alanda tamamen asılıdır, | Zeitgeist: Addendum-2 | 2008 | |
and requires less then two percent of the energy used for plane travel. | ve bir yolcu uçağının kullandığı enerjinin %2'sinden daha azına ihtiyaç duyar. ve bir yolcu uçağının kullandığı enerjinin, %2'sinden daha az enerjiye ihtiyaç duyar. ve bir yolcu uçağının kullandığı enerjinin, %2'sinden daha az enerjiye ihtiyaç duyar. ve bir yolcu uçağının kullandığı enerjinin, %2'sinden daha az enerjiye ihtiyaç duyar. | Zeitgeist: Addendum-2 | 2008 | |
The train has no wheels, so nothing can wear out. | trenin tekerlekleri yoktur böylece raydan çıkacak birşey de yoktur. Trenin tekerlekleri yoktur, bu yüzden raydan çıkacak bir şey de yoktur. Trenin tekerlekleri yoktur, bu yüzden raydan çıkacak bir şey de yoktur. Trenin tekerlekleri yoktur, bu yüzden raydan çıkacak bir şey de yoktur. | Zeitgeist: Addendum-2 | 2008 | |
The current maximum speed of versions of this technology, | Bu teknolojinin versiyonlarının Japonya'da kullanılan Bu teknolojinin versiyonlarının, Japonya'da kullanılan Bu teknolojinin versiyonlarının, Japonya'da kullanılan Bu teknolojinin versiyonlarının, Japonya'da kullanılan | Zeitgeist: Addendum-2 | 2008 | |
as used in Japan, is three hundred and sixty one miles per hour. | en güncelinin maksimum sürati saatte 360 mildir. en güncelinin maksimum sürati 581 km/saattir. en güncelinin maksimum sürati 581 km/saattir. en güncelinin maksimum sürati 581 km/saattir. | Zeitgeist: Addendum-2 | 2008 |