Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 183890
İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
Zozo! Bloody idiots! I hate you all! | Zozo! Gerizekâlılar! Hepinizden nefret ediyorum! | Zozo-1 | 2005 | |
Bloody idiots! | Aptallar! | Zozo-1 | 2005 | |
How are you? Go away. | Nasılsın? Git başımdan. | Zozo-1 | 2005 | |
Just so you know, I didn"t tell the teacher, the others did. | Sadece bilmeni isterim. Öğretmene ben söylemedim, diğerleri söyledi. | Zozo-1 | 2005 | |
I don"t care. Go away. | Umurumda değil. Git başımdan. | Zozo-1 | 2005 | |
But... | Şey... | Zozo-1 | 2005 | |
I know the feeling. You know nothing about me. Go! | Neler hissettiğini biliyorum. Hakkımda hiçbirşey bilmiyorsun. Git! | Zozo-1 | 2005 | |
I live over there. | Evim orada. | Zozo-1 | 2005 | |
Isn"t that bike hard to ride? Yes. It"s my grandfather"s. | Bu bisikleti sürmek zor değil mi? Evet. Büyükbabamın bisikleti. | Zozo-1 | 2005 | |
Aren"t these apples too sour? No. | Bu elmalar çok ekşi değil mi? Hayır. | Zozo-1 | 2005 | |
They"re good with salt. Can you eat apples and salt? | Tuzlayınca iyi olurlar. Elmayı tuzlayarak mı yiyorsun? | Zozo-1 | 2005 | |
Yes, I eat it with my grandfather. | Evet, büyükbabamla böyle yiyoruz. | Zozo-1 | 2005 | |
In Sweden we never eat apples like that. | İsveç'te elmaları asla böyle yemeyiz. | Zozo-1 | 2005 | |
I know. In Lebanon too. | Biliyorum. Lübnan'da da öyle. | Zozo-1 | 2005 | |
I don"t know, I eat it with grandpa. | Bilemiyorum, büyükbabamla böyle yiyoruz. | Zozo-1 | 2005 | |
Why does everyone write here? | Niçin herkes buraya yazı yazmış? | Zozo-1 | 2005 | |
I don"t know, it"s graffiti. You write and draw... | Bilmiyorum, buna "graffiti" deniyor. Yazar çizersin işte... | Zozo-1 | 2005 | |
I drew one thing here. This one. | Bir tane de ben çizmiştim. Bunu. | Zozo-1 | 2005 | |
What does the Z mean? It"s a letter. | "Z"nin anlamı nedir? Bir harf. | Zozo-1 | 2005 | |
It"s just from the alphabet. | Alfabeden bir harf işte. | Zozo-1 | 2005 | |
You don"t like to clean? Sure I do, but this morning... | Temizlikten hoşlanmıyorsun sanırım? Tabii ki hoşlanıyorum, ama bu sabah... | Zozo-1 | 2005 | |
It"s not a problem. ...I was late and didn"t have time. | Sorun değil. ...geç kalmıştım ve temizleyecek zamanım yoktu. | Zozo-1 | 2005 | |
Can I sit down? Sure. | Oturabilir miyim? Elbette. | Zozo-1 | 2005 | |
Take these and l"ll go get some salt. Coarse salt or regular? | Al bunları, ben biraz tuz getireceğim. Rafine mi, yoksa tane tuz mu istersin? | Zozo-1 | 2005 | |
Salt. Okay. | Rafine. Tamam. | Zozo-1 | 2005 | |
You draw very well. Thank you. | Çok güzel çizmişsin. Teşekkür ederim. | Zozo-1 | 2005 | |
It looks real. Yeah, kind of. | Gerçek gibi görünüyor. Eh, biraz öyle. | Zozo-1 | 2005 | |
Are you good at drawing? No, not like you. Just a little. | Güzel resim yapar mısın? Hayır, senin kadar değil. Daha az. | Zozo-1 | 2005 | |
Everyone can draw a bit. | Herkes biraz olsun çizebilir. | Zozo-1 | 2005 | |
I had a girlfriend named Rita and she"s good at drawing rita in Swedish. | Rita adında güzel resim çizebilen bir arkadaşım vardı. (Rita=İsveçce "resim çizmek" anlamındadır) | Zozo-1 | 2005 | |
Rita can rita. | Rita, rita(resim) yapabilir. | Zozo-1 | 2005 | |
Is she nice? Yes, nice. | Güzel bir kız mıdır? Evet, öyledir. | Zozo-1 | 2005 | |
Leo?! Yes? | Leo?! Evet? | Zozo-1 | 2005 | |
Have you cleaned your room? No, l"m going to. | Odanı topladın mı? Hayır, toplayacağım. | Zozo-1 | 2005 | |
Do it right now. It"s just my dad, never mind him. | Hemen topla. Babam, boşver onu. | Zozo-1 | 2005 | |
Why? No... | Neden? Hayır... | Zozo-1 | 2005 | |
Just never mind. | Boşver. | Zozo-1 | 2005 | |
What did we tell you about cleaning? It smells like... | Seninle odanın toplanması konusunda ne konuşmuştuk? Burası şey gibi kokuyor... | Zozo-1 | 2005 | |
Who are you? Zozo. | Sen kimsin? Zozo. | Zozo-1 | 2005 | |
What did I tell you about having friends over? Out, you little bugger. | Seninle arkadaşların hakkında ne konuşmuştuk? Hemen dışarı, küçük piçkurusu! | Zozo-1 | 2005 | |
I never want to see you here again, understand? | Seni bir daha burada görmeyeyim, anlaşıldı mı? | Zozo-1 | 2005 | |
Leo, what have I told you about having friends over? | Leo, sana arkadaşların konusunda ne demiştim? | Zozo-1 | 2005 | |
I know l"m not supposed to. So why did you? Now clean up! | Benim bir suçum yok. Onu sen getirmedin mi? Hemen odanı topla! | Zozo-1 | 2005 | |
I will. When? Get to it. | Toparlayacağım. Ne zaman? Hemen topla. | Zozo-1 | 2005 | |
Start cleaning right now or l"ll... | Hemen toplamaya başla, yoksa seni... | Zozo-1 | 2005 | |
Zozo? Yes? | Zozo? Evet? | Zozo-1 | 2005 | |
Are you okay? Yes. Your dad is stupid. | İyi misin? Evet. Baban aptalın tekiymiş. | Zozo-1 | 2005 | |
I know, butjust never mind him. Can we meet up tomorrow? | Biliyorum, ama boşver onu. Yarın görüşebilir miyiz? | Zozo-1 | 2005 | |
Sure. L"ll see you tomorrow. Bye. | Elbette. Yarın görüşürüz. Hoşçakal. | Zozo-1 | 2005 | |
Do you know what this means? The pinky. | Bunun anlamını biliyor musun? Serçe parmağı. | Zozo-1 | 2005 | |
I see, "the pinky". | Anladım, "serçe parmağı". | Zozo-1 | 2005 | |
What about this one? The ring finger. | Ya bu? Yüzük parmağı. | Zozo-1 | 2005 | |
It"s where you wear your ring when you get married. | Evlendiğinde yüzüğü bu parmağına takarsın. | Zozo-1 | 2005 | |
And... Middle finger. That lets you do this. | Ve... Orta parmak. Böyle yapmak için! | Zozo-1 | 2005 | |
Index finger. That"s right. | İşaret parmağı. Doğru. | Zozo-1 | 2005 | |
Thumb? Thumb. | Başparmak? Başparmak. | Zozo-1 | 2005 | |
So you can light a lighter. What are fingers called in Arabic? | Onunla çakmağı yakabilirsin. Arapça'da parmak nasıl deniyor? | Zozo-1 | 2005 | |
No, not like... | Hayır, öyle değil... | Zozo-1 | 2005 | |
It"s kind of hard. Yes. | Ne zormuş. Evet. | Zozo-1 | 2005 | |
Yes. That"s it. Good. | Evet, işte böyle. Güzel. | Zozo-1 | 2005 | |
You know Anna in our class? Blond hair? Yes, I know. | Sınıftaki Anna'yı biliyor musun? Sarışın olan mı? Evet, biliyorum. | Zozo-1 | 2005 | |
What do you think of her? She"s nice. | Onun hakkında ne düşünüyorsun? Güzel bir kız. | Zozo-1 | 2005 | |
What do you think? I think she"s pretty. | Sen ne düşünüyorsun? Bence çok güzel. | Zozo-1 | 2005 | |
You like Anna? Is she your girlfriend? | Anna'dan hoşlanıyor musun? Senin sevgilin mi? | Zozo-1 | 2005 | |
I don"t know. Have you asked him? | Bilmiyorum. Şuna söyledin mi? | Zozo-1 | 2005 | |
Her. L"ve asked her many times. | "Ona!" Hem de defalarca. | Zozo-1 | 2005 | |
What did she say? No, of course. | Ne dedi peki? Elbette reddetti. | Zozo-1 | 2005 | |
Why? I don"t know. She doesn"t like me. | Neden? Bilmiyorum. Sanırım benden hoşlanmıyor. | Zozo-1 | 2005 | |
But you"re very good looking. I know, but... | Fakat sen çok yakışıklısın. Biliyorum, ama... | Zozo-1 | 2005 | |
I know. You"re good at drawing. You could draw a picture for her. | Güzel de resim yapıyorsun. Onun için bir resim çizebilirsin. | Zozo-1 | 2005 | |
You could maybe draw... yourself. | Belki kendi resmini çizersin. | Zozo-1 | 2005 | |
The foreigner has got himself a friend. | Yabancı kendine bir arkadaş bulmuş. | Zozo-1 | 2005 | |
What do you want from me? Could you stop? | Benden ne istiyorsunuz? Şunu keser misin? | Zozo-1 | 2005 | |
We don"t want to fight. Leave. Shut up! | Kavga istemiyoruz. Bırakın bizi. Kapa çeneni! | Zozo-1 | 2005 | |
Don"t hit him. L"ll hit him all I want. | Vurma ona. Kime istersem vururum. | Zozo-1 | 2005 | |
Stop that! Don"t hit him. | Kes şunu! Vurma ona. | Zozo-1 | 2005 | |
Don"t hit him! | Vurma! | Zozo-1 | 2005 | |
You bloody idiots... | Sizi dangalaklar... | Zozo-1 | 2005 | |
Mom! Come on, Zozo. | Anne! Haydi, Zozo. | Zozo-1 | 2005 | |
Mom! Not now. | Anne! Şimdi olmaz. | Zozo-1 | 2005 | |
Come on, stop. That"s enough, Zozo. Not right now. | Dur ama! Yeter, Zozo. Şimdi olmaz. | Zozo-1 | 2005 | |
That"s enough, Mom, stop. Can"t you see the bombs? | Tamam anne, dur. Bombaları görmüyor musun? | Zozo-1 | 2005 | |
Forget them, they"re not real. Not even the grenades. | Boşver onları. Gerçek değiller. El bombası bile değiller. | Zozo-1 | 2005 | |
What do you mean "not real"? | Nasıl yani "gerçek değiller"? | Zozo-1 | 2005 | |
Mom, why did you leave me? | Anne, neden beni bıraktın? | Zozo-1 | 2005 | |
Zozo, what are you talking about? | Zozo, sen neden bahsediyorsun? | Zozo-1 | 2005 | |
L"m not happy here. Why can"t you come back? L"m unhappy without you. | Burada mutlu değilim. Niçin geri gelmiyorsun? Sensiz çok mutsuzum. | Zozo-1 | 2005 | |
What"s the matter with you? What happened? | Neyin var senin? Ne oldu? | Zozo-1 | 2005 | |
Nothing. L"ve missed you. | Hiçbirşey. Seni çok özledim. | Zozo-1 | 2005 | |
I missed you. | Ben de özledim. | Zozo-1 | 2005 | |
Don"t be scared, everything will be alright. | Korkma, herşey yoluna girecek. | Zozo-1 | 2005 | |
Stop it, we don"t want to fight. Shut up. | Kesin şunu, kavga istemiyoruz. Kapa çeneni! | Zozo-1 | 2005 | |
Come, Leo, let"s go. That"s what I thought. Geeks. | Gel Leo, gidelim. Tahmin etmiştim. Korkaklar. | Zozo-1 | 2005 | |
Geeks! Couple of girls! | Korkaklar! Kız gibisiniz! | Zozo-1 | 2005 | |
Do you want to play soccer? Sure. | Maç etmek ister misin? Olur. | Zozo-1 | 2005 | |
Let"s go to the docks and maybe get something to eat. | Göl kenarına gidelim, belki birşeyler yakalarız. | Zozo-1 | 2005 | |
Do you think we"ll catch anything? Yes, I do. Maybe... | Sence birşey tutabilecek miyiz? Evet. Neden olmasın? | Zozo-1 | 2005 | |
Did you ever consider... | Hiç düşündün mü? | Zozo-1 | 2005 | |
How many fish do you think there are here? | Sence burada kaç balık vardır? | Zozo-1 | 2005 | |
Maybe one... Just one? | Belki bi... Sadece bir tane mi? | Zozo-1 | 2005 |