Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 183946
İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
There's one thing I don't get: | Anlamadığım bir şey var: | Zuzu Angel-1 | 2006 | |
If I got a call like that, I'd think it was a prank. | Bana böyle bir telefon gelseydi şaka olduğunu düşünürdüm. | Zuzu Angel-1 | 2006 | |
But you believed! Why? | Ama siz inandınız! Neden? | Zuzu Angel-1 | 2006 | |
My son was in the student movement. | Oğlum öğrenci hareketlerinin içindeydi. | Zuzu Angel-1 | 2006 | |
But it's been a while since that was dismantled. And then? | Ama o hareket dağıtılalı çok zaman geçti, başka? | Zuzu Angel-1 | 2006 | |
He left home. | Evi terk etti.. | Zuzu Angel-1 | 2006 | |
Undercover? | Gizlice mi? | Zuzu Angel-1 | 2006 | |
Where are they? In Captain Mota's office. | Neredeler? Yüzbaşı Mota'nın ofisinde. | Zuzu Angel-1 | 2006 | |
You said they mentioned a Paulo, right? | Size Paulo'dan bahsettiğini söylemiştiniz değil mi, | Zuzu Angel-1 | 2006 | |
Then you knew he had a nickname! | Yani bir takma ismi olduğunuzdan haberiniz vardı! | Zuzu Angel-1 | 2006 | |
He once said it to me. | Bir keresinde söylemişti bana. | Zuzu Angel-1 | 2006 | |
In case something happened. | Herhangi bir şey olursa diye. | Zuzu Angel-1 | 2006 | |
Then he was into risky businesses? | Yani riskli bir iş çeviriyordu? | Zuzu Angel-1 | 2006 | |
Captain, you're better informed than we are. | Yüzbaşı, siz bize anlatsanız daha iyi olacak. | Zuzu Angel-1 | 2006 | |
I'm sure you know Ms. Angel | Eminim ki Bayan Angel'ın endişelenmek | Zuzu Angel-1 | 2006 | |
has reasons to be worried. | İçin nedenleri vardır. | Zuzu Angel-1 | 2006 | |
After Dr. Fraga called, I tried to get news from Stuart or Paulo. | Dr. Fraga aradıktan sonra Stuart ya da Paulo adında birilerini araştırdım. | Zuzu Angel-1 | 2006 | |
Have you heard about a supermarket or bank robbery? | Hiç market yada banka soygunu hakkında bir şey duydunuz mu? | Zuzu Angel-1 | 2006 | |
Political kidnapping? | Siyasi kaçırılma? | Zuzu Angel-1 | 2006 | |
It's been two years I don't see my son very often... | İki yıldır oğlumu çok fazla görmüyorum... | Zuzu Angel-1 | 2006 | |
But one thing you must know: Was your son a communist? | ama şunu mutlaka biliyorsunuzdur; oğlunuz bir terörist miydi? | Zuzu Angel-1 | 2006 | |
You've been very kind. | Çok nazik davrandınız ama, | Zuzu Angel-1 | 2006 | |
I just don't understand how this | Ama bu soruların oğluma nasıl | Zuzu Angel-1 | 2006 | |
is going to help me find my son. | Yardım edeceğini anlamıyorum. | Zuzu Angel-1 | 2006 | |
Even physical evidence may help. | Her tür bilgi işimize yarayacaktır. | Zuzu Angel-1 | 2006 | |
Does he have a scar, a beauty spot, | Yüzünde yara izi ya da ben ya da kurşun yarası, | Zuzu Angel-1 | 2006 | |
gunshot wound... | Var mıydı... | Zuzu Angel-1 | 2006 | |
You mean something else. | Sizin öğrenmek istediğiniz bu değil. | Zuzu Angel-1 | 2006 | |
You want me to say that my son is subversive or a terrorist. | Siz benim oğluma bölücü yada terörist dememi istiyorsunuz. | Zuzu Angel-1 | 2006 | |
Is he? | Peki öylemiydi? | Zuzu Angel-1 | 2006 | |
Is that what you are, mom? | Yani sen bu musun anne? | Zuzu Angel-1 | 2006 | |
What? The General's wife's seamstress! | Ne? Generalin karısının terzisi! | Zuzu Angel-1 | 2006 | |
Let's face it, Tuti. | Bir bakalım, Tuti, | Zuzu Angel-1 | 2006 | |
You win the revolution, | Eğer sen devrimi gerçekleştirirsen, | Zuzu Angel-1 | 2006 | |
and I make the dresses for the women of the committee. | Ben de sizin komitenin kadınlarının elbiselerini tasarlarım. | Zuzu Angel-1 | 2006 | |
Come on, mom! | Yapma,anne! | Zuzu Angel-1 | 2006 | |
Is he, Ms. Angel? | Öylemiydi, Bayan. Angel? | Zuzu Angel-1 | 2006 | |
Do you think I'm going to fink my son? | Oğlumu ele vereceğime mi inanıyorsunuz? | Zuzu Angel-1 | 2006 | |
This is circus! | Bu çok saçma! | Zuzu Angel-1 | 2006 | |
I want to know what you did to him! | Ben sadece ona ne yaptığınızı öğrenmek istiyorum! | Zuzu Angel-1 | 2006 | |
What kind of game is this? Calm down, Zuzu! | Bu nasıl bir oyun böyle? Sakin ol, Zuzu! | Zuzu Angel-1 | 2006 | |
Enough! They know about Stuart, otherwise he wouldn't be doing this. | Yeter! Stuart'ı tanıyorlar tanımasalardı, bu kadar ilgili olmazlardı. | Zuzu Angel-1 | 2006 | |
Do you accuse us? | Bizi ittiham mı ediyorsunuz? | Zuzu Angel-1 | 2006 | |
If Stuart committed a crime and was arrested, let him be judged. | Eğer Stuart bir suç işleyip yakalandıysa bırakalım yargılansın. | Zuzu Angel-1 | 2006 | |
If he is found guilty, | Eğer suçlu bulunursa, | Zuzu Angel-1 | 2006 | |
I'll bring him apples during visitation. | Ona ziyaret saatlerinde ben kendim elma getiririm. | Zuzu Angel-1 | 2006 | |
But I can't stand your pretending he does not exist, : | Ama sizin o yokmuş gibi davranmanıza ya da yargılanmadan tutulmasına | Zuzu Angel-1 | 2006 | |
Or that he be sentenced without a trial. | karşı sessiz kalamam. | Zuzu Angel-1 | 2006 | |
Boss, this woman is crazy. | Amirim, bu kadın delirmiş. | Zuzu Angel-1 | 2006 | |
What did you say, Captain? | Ne dediniz yüzbaşı? | Zuzu Angel-1 | 2006 | |
Crazy. | Delirmiş. | Zuzu Angel-1 | 2006 | |
No, she's not crazy. | Hayır, o deli değil. | Zuzu Angel-1 | 2006 | |
She's dangerous. | O çok tehlikeli. | Zuzu Angel-1 | 2006 | |
Zuzu, I'll issue petitions in the Military Courts. | Zuzu,askeri mahkemeye dilekçe vereceğim. | Zuzu Angel-1 | 2006 | |
They'll have to say if Stuart is locked or not. | Böylece Stuart'ın tutulup tutulmadığını söylemek zorunda kalacaklar. | Zuzu Angel-1 | 2006 | |
Do you have a minute, Fraga? | Biraz izin verir misin, Fraga? | Zuzu Angel-1 | 2006 | |
I'd like some information. These are hard times, Ms. Zuleika | Yardım edebilir misiniz? | Zuzu Angel-1 | 2006 | |
Angel, very hard times. I know what I've been through, | Çok zor bir dönemdeyiz Bayan Zuleika Angel Neyin içinde olduğumun, | Zuzu Angel-1 | 2006 | |
father. | Farkındayım Peder. | Zuzu Angel-1 | 2006 | |
My son, Stuart, was arrested. | Oğlum, Stuart, tutuklandı. | Zuzu Angel-1 | 2006 | |
He may be at the Air Base. Then, I thought... | Hava üssünde olabilir. Sonra düşündüm... | Zuzu Angel-1 | 2006 | |
You take care of the prisoners there. | oradaki mahkumlarla siz ilgileniyorsunuz. | Zuzu Angel-1 | 2006 | |
My child, unfortunately, most prisoners are atheists. | Evladım ne yazık ki mahkumların çoğu ateist. | Zuzu Angel-1 | 2006 | |
But my son has a kind heart, father. | Ama benim oğlum öyle değildir Peder. | Zuzu Angel-1 | 2006 | |
Everywhere I go, people say he's not there. | Her gittiğim yerde onun orada olmadığını söylüyorlar. | Zuzu Angel-1 | 2006 | |
But he was arrested! | Ama tutuklandı! | Zuzu Angel-1 | 2006 | |
Keep calm! How can I be calm, father? | Soğukkanlı ol! Nasıl soğukkanlı olabilirim Peder? | Zuzu Angel-1 | 2006 | |
I don't know how he is, if he is being tortured. I don't know! | Nasıl olduğunu bilmiyorum, belki de işkence görüyor, bilmiyorum! | Zuzu Angel-1 | 2006 | |
Ms. Angel, don't worry. | Bayan Angel endişelenmeyin. | Zuzu Angel-1 | 2006 | |
Everything they say about the prisons is communist propaganda. | Onları yargıladıkları suç sadece kominizim propagandası. | Zuzu Angel-1 | 2006 | |
I don't know if your son is at the Air Base, but I'll try do find it out for you. | Oğlunuzun orada olup olmadığını bilmiyorum ama bulmaya çalışacağım sizin için. | Zuzu Angel-1 | 2006 | |
I appreciate that, father. | Minnettar olurum Peder. | Zuzu Angel-1 | 2006 | |
One thing I know for sure: | Emin olduğum bir şey var: | Zuzu Angel-1 | 2006 | |
The torture they talk so much about is untrue. | İşkence edildikleri doğru değil. | Zuzu Angel-1 | 2006 | |
They are mild electrical shocks. | Sadece hafif Elektro Şok tabancaları kullanıyorlar. | Zuzu Angel-1 | 2006 | |
It's a little machine that kills nobody, my child. | Bu kimseyi öldüremeyecek küçük bir alet evladım. | Zuzu Angel-1 | 2006 | |
But even being mild, does the Church agree? | Az da olsa kilise işkenceyi onaylıyor mu? | Zuzu Angel-1 | 2006 | |
Ms. Angel, they chose the path of violence. | Bayan. Angel, onlar şiddet yolunu seçtiler. | Zuzu Angel-1 | 2006 | |
Listen to your words! | Neler diyorsunuz! | Zuzu Angel-1 | 2006 | |
The shepherd must protect the herd. | Çoban sürüsünü kollamalı. | Zuzu Angel-1 | 2006 | |
Wasn't the law enough? Now anything goes! | Kanunlar yeterli değil miydi? Şimdi her şey yok oldu! | Zuzu Angel-1 | 2006 | |
The shepherd must protect the entire herd. | Çoban sürüsünü ayrım yapmadan korumalı. | Zuzu Angel-1 | 2006 | |
You don't represent the Brazilian Church, | Siz her zaman işkenceye karşı olan, | Zuzu Angel-1 | 2006 | |
which was never in favor of torture. | Brezilya kilisesini temsil etmiyorsunuz. | Zuzu Angel-1 | 2006 | |
You should kneel down, pray, | Dizlerinizin üzerine çöküp, dua edip, | Zuzu Angel-1 | 2006 | |
and beg God to forgive you for thinking the way you do. | Düşünceleriniz için Allahtan af dilemelisiniz. | Zuzu Angel-1 | 2006 | |
In regard to the terms from document 692 of this court, | Mahkemeden gelen 692 no'lu dilekçeye cevap olarak, | Zuzu Angel-1 | 2006 | |
comma, I state that Stuart Edgar Angel Jones | virgül, Stuart Edgar Angel Jones'un hiç bir zaman | Zuzu Angel-1 | 2006 | |
has never been locked in any facility of the Army. | Kara Kuvvetlerinde gizli olarak tutulmadığını bildirim. | Zuzu Angel-1 | 2006 | |
I state that the civilian Stuart Edgar Angel Jones | Er Stuart Edgar Angel Jones'un şimdi ve hiç bir zaman | Zuzu Angel-1 | 2006 | |
is not and have never been locked in the Navy. | Deniz Kuvvetleri birliğinde tutulmadığını bildiririm. | Zuzu Angel-1 | 2006 | |
Stuart Elgard Angel Gomes | Stuart Edgard Angel Gomes | Zuzu Angel-1 | 2006 | |
is not locked | Hava Kuvvetleri yargılama biriminde | Zuzu Angel-1 | 2006 | |
in the Jurisdiction of the Air Force, period. | Kilitli olarak tutulmamaktadır. | Zuzu Angel-1 | 2006 | |
He's my son too, Zuleika. | O benim de oğlum, Zuleika. | Zuzu Angel-1 | 2006 | |
Why didn't you tell me before Stuart had disappeared? | Neden Stuart’ın kaybolduğunu bana daha önce söylemedin? | Zuzu Angel-1 | 2006 | |
As if we talked to each other, Norman! | Biz birbirimizle görüşmüyoruz, Norman! | Zuzu Angel-1 | 2006 | |
If you at least called sometimes. | En azından bir kaç defa aramış olsaydın. | Zuzu Angel-1 | 2006 | |
I thought Tuti could be hiding in your house, | Tuti’nin senin yanında saklanabileceğini düşündüm, | Zuzu Angel-1 | 2006 | |
or could have stayed here on his escape. | Yada kaçarken uğradığını. | Zuzu Angel-1 | 2006 |