Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 183948
İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
it's very hard for me to say, | Bunu söylemek çok zor, | Zuzu Angel-1 | 2006 | |
and I know it'll be even harder for you. | Biliyorum sizin için daha zor olacak. | Zuzu Angel-1 | 2006 | |
It's not easy for me to be so straightforward, | Sizin tüm umutlarınızı yok edecek olduğumu bilerek, | Zuzu Angel-1 | 2006 | |
knowing that I'll be destroying your hopes. | Metin olabilmek çok zor benim için. | Zuzu Angel-1 | 2006 | |
Hopes that last in a distressed mother due | Biricik oğlunu kaybeden talihsiz anne için, | Zuzu Angel-1 | 2006 | |
to the disappearance of her beloved child | Artık tüm umutlar yok oldu. | Zuzu Angel-1 | 2006 | |
Especially, in this case, | Özellikle, duygusal olarak, | Zuzu Angel-1 | 2006 | |
where I have an emotional connection and involvement. | Dahil olduğum ve çalıştığım bu davanın.. | Zuzu Angel-1 | 2006 | |
Your son's death touches me too". | Oğlunuzun ölümüyle sonuçlanması beni yıktı". | Zuzu Angel-1 | 2006 | |
"Your son's death touches me too". | "Oğlunuzun ölümüyle sonuçlanması beni yıktı". | Zuzu Angel-1 | 2006 | |
It's he. He's here. | Burada. Çocuk burada. | Zuzu Angel-1 | 2006 | |
In a green car. | Yeşil bir arabada. | Zuzu Angel-1 | 2006 | |
Halt, boy! | Dur evlat! | Zuzu Angel-1 | 2006 | |
Be quiet, man! Hands in the air! | Sessiz ol, ellerini havaya kaldır! | Zuzu Angel-1 | 2006 | |
"When Stuart fell, | "Stuart yakalandığında üzerinde, | Zuzu Angel-1 | 2006 | |
he wore blue pants, a light colored shirt and a brown coat. | Mavi bir pantolon,renkli bir gömlek ve kahverengi mont giyiyordu. | Zuzu Angel-1 | 2006 | |
Let's go! Step on it! | Gidelim! Bin şuna! | Zuzu Angel-1 | 2006 | |
He was taken in the trunk of a car to Gale�o Air Base. | Bir arabanın bagajında, Galeão hava üssüne götürüldü. | Zuzu Angel-1 | 2006 | |
On the night of May, 14th, : | 14 mayıs gecesi: | Zuzu Angel-1 | 2006 | |
I was tortured beside Stuart. | Stuart'ın yanında işkence gördüm. | Zuzu Angel-1 | 2006 | |
Paulo e Alberto, you already know what I need. | Paulo Alberto, ne istediğimi biliyorsun. | Zuzu Angel-1 | 2006 | |
Bring the salt! | Tuzu getir! | Zuzu Angel-1 | 2006 | |
Oh, bastard, son of a bitch! | Alçak herif, aşşağIık herif! | Zuzu Angel-1 | 2006 | |
It's all a matter of time and pain. | Bu tam olarak acı ve süre meselesi. | Zuzu Angel-1 | 2006 | |
Don't lower the cans! Damn it! | kutuları aşağı indirme! Lanet herif! | Zuzu Angel-1 | 2006 | |
More time, more pain. | Ne kadar uzun sürerse o kadar acı olur. | Zuzu Angel-1 | 2006 | |
Less time, less pain. | Kısa sürerse acı da kısa sürer. | Zuzu Angel-1 | 2006 | |
Don't lower the cans! | kutuları aşağı indirme! | Zuzu Angel-1 | 2006 | |
Where's Lamarca? | Lamarca nerede? | Zuzu Angel-1 | 2006 | |
Spin the wheel. | Tekerleği döndür. | Zuzu Angel-1 | 2006 | |
Paulista, Cid, Cirilo! | Paulista, Cid, Cirilo! | Zuzu Angel-1 | 2006 | |
"In the middle of the night, there was a lot of noise in the patio. | "Gecenin bir yarısında avluda çok fazla gürültü vardı. | Zuzu Angel-1 | 2006 | |
Cars were turned on, | Arabalar çalışır vaziyetteydi, | Zuzu Angel-1 | 2006 | |
there were shouts, questions and a constant cough | Bağrışlar sorular ve öksürük sesleri geliyordu | Zuzu Angel-1 | 2006 | |
followed by feet pressing accelerators". | Sonra birileri arabanın gazına bastı". | Zuzu Angel-1 | 2006 | |
"As it was common after tortures, | "Her işkenceden sonra olduğu gibi, | Zuzu Angel-1 | 2006 | |
they cut the water supply in the cells to make people thirstier after the shocks. | Şoktan sonra insanları susatmak için hücrelerdeki suyu kestiler. | Zuzu Angel-1 | 2006 | |
Stuart was in a cell beside mine. | Stuart benim yanımdaki hücredeydi. | Zuzu Angel-1 | 2006 | |
I noticed he was in bad shape. | Çok kötü durumda olduğunu fark ettim. | Zuzu Angel-1 | 2006 | |
He wouldn't stop coughing all night long. I heard it! | Tüm gece boyunca öksürmesi hiç kesilmedi,hepsini duydum! | Zuzu Angel-1 | 2006 | |
He kept on saying three things": | Üç kelimeyi tekrarlayıp durdu": | Zuzu Angel-1 | 2006 | |
"Water', "I'm going crazy", and "I'm gonna die". | "Su', "deliriyorum", ve "öleceğim". | Zuzu Angel-1 | 2006 | |
Quit being a fag, Paulo! I'll give you an injection. | Sızlanmayı bırak, Paulo! Sana bir iğne yapacağım. | Zuzu Angel-1 | 2006 | |
"Almost at sunrise, | "Tam gün doğumunda, | Zuzu Angel-1 | 2006 | |
they opened the cell and took Stuart. | Hücreyi açtılar ve Stuart'ı alıp götürdüler. | Zuzu Angel-1 | 2006 | |
He didn't move, was probably dead. | Hiç kımıldamadı,muhtemelen orada ölmüştü. | Zuzu Angel-1 | 2006 | |
Somebody said": | Birisi şöyle dedi: | Zuzu Angel-1 | 2006 | |
"More food for the fish in Marambaia". | "Marambaia gölündeki balıklara yem çıktı". | Zuzu Angel-1 | 2006 | |
It's over there, madam! | Orada bitti, madam! | Zuzu Angel-1 | 2006 | |
Who is it? My son. | O kim? Oğlum. | Zuzu Angel-1 | 2006 | |
When is the funeral? | Cenazesi ne zaman? | Zuzu Angel-1 | 2006 | |
Could you leave me alone, please? | Beni yalnız bırakabilir misin Lütfen? | Zuzu Angel-1 | 2006 | |
Ant�nio? Yes? | Antônio? Evet? | Zuzu Angel-1 | 2006 | |
You have children, don't you? | Çocukların var değil mi? | Zuzu Angel-1 | 2006 | |
My son was in high school less than 10 years ago. | Oğlum 10 yıl önce liseyi bitirdi. | Zuzu Angel-1 | 2006 | |
Then he got involved into political demonstrations of students. | Daha sonra politik öğrenci yürüyüşlerine katıldı. | Zuzu Angel-1 | 2006 | |
He always hated guns and violence. | Her zaman silahlardan ve şiddetten nefret ederdi. | Zuzu Angel-1 | 2006 | |
Then came the dictatorship, | Diktatörlük rejimi,sansürler, | Zuzu Angel-1 | 2006 | |
censorship, prisoners... This horror! | Hapishaneler... ve son olarak ölümü! | Zuzu Angel-1 | 2006 | |
But he didn't give up his ideals. | Hiç bir zaman fikirlerinden vazgeçmedi. | Zuzu Angel-1 | 2006 | |
One day, I got a call saying he was in jail. | Bir gün hapiste olduğu hakkında bir telefon aldım. | Zuzu Angel-1 | 2006 | |
I searched for him everywhere but couldn't find! | Her yeri aradım ama ona ulaşamadım! | Zuzu Angel-1 | 2006 | |
Now, I get this letter saying he was tortured, | Şimdi de onun işkence görerek öldüğünü söyleyen, | Zuzu Angel-1 | 2006 | |
and that he was killed. | Bu mektubu aldım. | Zuzu Angel-1 | 2006 | |
Do you know why? | Biliyor musun neden öldü? | Zuzu Angel-1 | 2006 | |
Because he didn't want to give an address. | Çünkü bir adresi vermeyi reddetti. | Zuzu Angel-1 | 2006 | |
The name and number of a street. | İsmini ve sokağın numarasını. | Zuzu Angel-1 | 2006 | |
You know which address I'm talking about, don't you? | Hangi adresten bahsettiğimi biliyorsun değil mi? | Zuzu Angel-1 | 2006 | |
My son died to save yours! | Oğlum senin oğlunu korumak için öldü! | Zuzu Angel-1 | 2006 | |
Sir, your mouth... | Bayım, ağzınız... | Zuzu Angel-1 | 2006 | |
I'm sorry. I shouldn't have come here. I'm confused... | üzgünüm, buraya gelmemeliydim kafam çok karışık... | Zuzu Angel-1 | 2006 | |
Our sons fought together, | oğullarımız birlikte savaştılar, | Zuzu Angel-1 | 2006 | |
they must have been friends. | İyi arkadaş olmalılar. | Zuzu Angel-1 | 2006 | |
No! No newspaper in Brazil will publish this letter. | Hayır! Brezilyada hiç bir gazete bu mektubu yayınlamaz. | Zuzu Angel-1 | 2006 | |
It's forbidden to write your son's name. | Oğlunuzun ismini gazeteye yazmak yasaklandı. | Zuzu Angel-1 | 2006 | |
Even if you wanted to pay for an obituary, | Ölüm ilanı vermek isteseniz bile yapamazsınız, | Zuzu Angel-1 | 2006 | |
I couldn't publish it. | Bunu yayınlayamam. | Zuzu Angel-1 | 2006 | |
I'm sorry! I didn't mean to hurt you. | Üzgünüm sizi kırmak istememiştim. | Zuzu Angel-1 | 2006 | |
Elke, how was the fashion show? | Elke, defile nasıldı? | Zuzu Angel-1 | 2006 | |
Girl, it was great. But I'm so tired and it was a hell of a mess. | Harikaydı, çok yoruldum çok fazla karışıklık vardı. | Zuzu Angel-1 | 2006 | |
I think you should get into the fashion business, Hilde. | Bence sende moda işine girmelisin, Hilde. | Zuzu Angel-1 | 2006 | |
You're so pretty! | Çok iyisin! | Zuzu Angel-1 | 2006 | |
I want to be an actress. | Ben oyuncu olmak istiyorum. | Zuzu Angel-1 | 2006 | |
Actress? To be stuck in a theatre? | oyuncu mu, sahneye gömülmek mi? | Zuzu Angel-1 | 2006 | |
"Terrorists WANTED..." | "TERÖRİSTLER ARANIYOR... " | Zuzu Angel-1 | 2006 | |
"HELP PROTECT YOUR LIFE AND FAMILY CALL THE POLICE" | "AİLENİZİN VE KENDİNİZİN HAYATINI KURTARIN, POLİSİ ARAYIN" | Zuzu Angel-1 | 2006 | |
What is it, Elke? Your brother is dead! They... | Bu da ne, Elke? Senin kardeşin öldü! Onlar... | Zuzu Angel-1 | 2006 | |
First they kill him, and then set up a warning? | Önce onu öldürdüler sonra da uyarı afişi mi asıyorlar? | Zuzu Angel-1 | 2006 | |
The guy is coming. This is useless. Let's go, please. | Biri geliyor. Buna gerek yok. Gidelim Lütfen. | Zuzu Angel-1 | 2006 | |
What's going on? I came to say I know this one. | Neler oluyor? Bu kişiyi tanıyorum. | Zuzu Angel-1 | 2006 | |
She is kidding. No, I'm not! | Şaka yapıyor. Hayır yapmıyorum! | Zuzu Angel-1 | 2006 | |
This is Stuart Angel who was killed by the Air Force. | Bu kişi Hava Kuvvetleri tarafından öldürülen Stuart Angel. | Zuzu Angel-1 | 2006 | |
Look! Are you playing us? | Bizimle oyun mu oynuyorsunuz? | Zuzu Angel-1 | 2006 | |
FIY, the new collection goes to the USA tomorrow. | FIY, yeni koleksiyon yarın USA’ ya yola çıkıyor. | Zuzu Angel-1 | 2006 | |
Is it ready yet? | Bu kadar çabuk mu? | Zuzu Angel-1 | 2006 | |
And gorgeous. They're gonna love it. | Ve muhteşemler. Bayılacaklar. | Zuzu Angel-1 | 2006 | |
I'm glad I have you to hold the fort here. | İşlere göz kulak olduğun için sana minnettarım. | Zuzu Angel-1 | 2006 | |
You can count on me. I'm leaving. | Bana güvenebilirsin. Şimdi gitmeliyim. | Zuzu Angel-1 | 2006 | |
Will you post these letters for me? | Bu mektupları benim için gönderebilir misin? | Zuzu Angel-1 | 2006 | |
Each scholar, artist, politic, | Aydınlar, oyuncular, politikacılar, | Zuzu Angel-1 | 2006 |