Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 293
İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
I'll be right back. | Hemen dönerim. Birazdan dönerim. Hemen dönerim. Birazdan dönerim. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Wow, big bill! | Vay canına, Koca Bill! Koca Bill! Vay canına, Koca Bill! Koca Bill! | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
No, big bye bye. | Hayır, Koca güle güle. Hayır, bence koca bir güle güle. Hayır, Koca güle güle. Hayır, bence koca bir güle güle. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
We're not staying here. | Burada kalmıyoruz. Burada işimiz btti. Burada kalmıyoruz. Burada işimiz btti. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
If that's what's on the wall, | Eğer duvarda bu varsa... Eğer duvar da bu varsa... Eğer duvarda bu varsa... Eğer duvar da bu varsa... | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
who knows what's on the floor. | ...kim bilir yerde ne vardır. ...kim bilir zeminde ya da... ...kim bilir yerde ne vardır. ...kim bilir zeminde ya da... | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Or trapped underneath it. | Ya da onun altındaki tuzakta. ...onun altında sıkışan neler vardır. Ya da onun altındaki tuzakta. ...onun altında sıkışan neler vardır. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
This is an uncomfortable work environment. | Bu uygun olmayan bir çalışma ortamı. Bu çalışma koşulları çok uygunsuz. Bu uygun olmayan bir çalışma ortamı. Bu çalışma koşulları çok uygunsuz. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
You were going to be on all fours scrubbing a toilet. | Yere çöküp tuvaleti temizleyecektin. Zemini ve tuvaletleri fırçalayacaksın... Yere çöküp tuvaleti temizleyecektin. Zemini ve tuvaletleri fırçalayacaksın... | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
It was always going to be an uncomfortable work environment. | Her zaman bu kadar rahatsız yerler olacak. ...çalışma koşulları her zaman böyle uygunsuz olacak. Her zaman bu kadar rahatsız yerler olacak. ...çalışma koşulları her zaman böyle uygunsuz olacak. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Okay, if we're staying, that's three times | Peki, eğer kalacaksak, bu normalin üç katı olan adamdan... Eğer bu üç adamlığın evinde kalıyorsak;... Peki, eğer kalacaksak, bu normalin üç katı olan adamdan... Eğer bu üç adamlığın evinde kalıyorsak;... | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
the amount of man. We should get double the money. | ...iki kat ücret almalıyız. ...iki kat ücret almalıyız. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
I'm calling Sophie right now | Sophie'yi arıyorum. Hemen Sophie'yi arayıp... Sophie'yi arıyorum. Hemen Sophie'yi arayıp... | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
and telling her we should get more. | Ona daha fazla almamız gerektiğini söyleyeceğim. ...daha fazla istiyorum. Ona daha fazla almamız gerektiğini söyleyeceğim. ...daha fazla istiyorum. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Um, I would not suggest you complain to Sophie. | Sophie'ye yakınmanı önermem. Bu konuda Sophie'ye yakınmanı pek tavsiye etmem. Sophie'ye yakınmanı önermem. Bu konuda Sophie'ye yakınmanı pek tavsiye etmem. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
It's not a good idea. | İyi bir fikir değil. Bence hiç iyi bir fikir değil. İyi bir fikir değil. Bence hiç iyi bir fikir değil. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Why? Do you know something I don't? | Neden? Bilmediğim bir şey mi biliyorsun? Neden? Bilmediğim bir şeyler mi var? Neden? Bilmediğim bir şey mi biliyorsun? Neden? Bilmediğim bir şeyler mi var? | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
She thinks you don't know how to clean, | Senin temizlemeyi bilmediğini... Temizlik yapmayı bilmediğini, sadece etrafa... Senin temizlemeyi bilmediğini... Temizlik yapmayı bilmediğini, sadece etrafa... | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
that you spritz, spritz. | ...sadece fıs fıs yaptığını düşünüyor. ...fıs fıs yaptığını düşünüyor. ...sadece fıs fıs yaptığını düşünüyor. ...fıs fıs yaptığını düşünüyor. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
And what does she say about your cleaning skills? | Peki senin temizlemen hakkında ne dedi? Peki senin temizlik hünerin hakkında ne diyor? Peki senin temizlemen hakkında ne dedi? Peki senin temizlik hünerin hakkında ne diyor? | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
I'm a bull and I roar. | Boğa olduğumu ve kükrediğimi. Ben bir boğayım ve yoluma çıkanı temizliyorum. Boğa olduğumu ve kükrediğimi. Ben bir boğayım ve yoluma çıkanı temizliyorum. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
I knew she didn't like me. | Benden hoşlanmadığını biliyordum. Benden hoşlanmadığını biliyordum. Benden hoşlanmadığını biliyordum. Benden hoşlanmadığını biliyordum. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
She only has eye for you. | Sadece seninle ilgileniyor. Tüm dikkati senin üzerinde. Sadece seninle ilgileniyor. Tüm dikkati senin üzerinde. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Who cares what she thinks. Just clean better today. | Onun düşüncesinden kime ne. Sadece bugün daha iyi temizle. Onun ne düşündüğünü kim takar ki! Bugün daha iyi çalışırsın. Onun düşüncesinden kime ne. Sadece bugün daha iyi temizle. Onun ne düşündüğünü kim takar ki! Bugün daha iyi çalışırsın. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
You do the living room. I'll do the bathroom. | Sen salonu yap, ben banyoyu yaparım. Sen oturma odasını al, bende banyoyu alıyorum. Sen salonu yap, ben banyoyu yaparım. Sen oturma odasını al, bende banyoyu alıyorum. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
No, I'll do the bathroom, just to prove a point. | Hayır, ben banyoyu yaparım. Sadece bir şeyi kanıtlamak için. Hayır banyoyu ben alıyorum. Kendimi ispatlayacağım. Hayır, ben banyoyu yaparım. Sadece bir şeyi kanıtlamak için. Hayır banyoyu ben alıyorum. Kendimi ispatlayacağım. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
I mean, reprove it. | Yani tekrar kanıtlamak için. Yani, yeniden ispatlayacağım. Yani tekrar kanıtlamak için. Yani, yeniden ispatlayacağım. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
This is just like when | SAT testlerinde beni... S.A.T.S sınavında bana yaptırdıkları gibi... SAT testlerinde beni... S.A.T.S sınavında bana yaptırdıkları gibi... | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
they made me take the S.A.T.S again, | ...Asyalı çocuklardan uzak tutup... ...tüm asyalı çocuklardan... ...Asyalı çocuklardan uzak tutup... ...tüm asyalı çocuklardan... | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
away from all the asian kids. | ...tekrar sınava almaları gibi. ...uzak duracağım. ...tekrar sınava almaları gibi. ...uzak duracağım. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Oh! Oh, my God! | Aman tanrım! Aman Tanrım! Aman tanrım! Aman Tanrım! | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Why are you freaking out? | Neden bu kadar çıldırdın? Niye çıIdırıyorsun ki... Neden bu kadar çıldırdın? Niye çıIdırıyorsun ki... | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
You've already seen him naked. | Onu zaten çıplak görmüştün. ...zaten adamı çıplak görmüştün. Onu zaten çıplak görmüştün. ...zaten adamı çıplak görmüştün. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
It's not him. | O değil. O değil. O değil. O değil. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Have you seen the size of this toilet? | Şu tuvaletin büyüklüğünü gördün mü? Daha önce bu ebatlarda bir klozet gördün mü? Şu tuvaletin büyüklüğünü gördün mü? Daha önce bu ebatlarda bir klozet gördün mü? | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
That is a big ass toilet. | Bu koca kıç tuvaleti. Bu koca bir götün tuvaleti. Bu koca kıç tuvaleti. Bu koca bir götün tuvaleti. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Literally. | Cidden. Ciddiyim. Cidden. Ciddiyim. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Max, I'm finished. | Max, ben bitirdim. Max, benim işim bitti. Max, ben bitirdim. Max, benim işim bitti. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
The floor is so clean you could eat off it, | Yer o kadar temiz ki, bir şeyler yiyebilirsin üstünde. Zemini öyle güzel temizledim ki bal dök yala... Yer o kadar temiz ki, bir şeyler yiyebilirsin üstünde. Zemini öyle güzel temizledim ki bal dök yala... | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
and I'm sure he will. | Eminim o yiyecek. ...ki eminim yaparsın. Eminim o yiyecek. ...ki eminim yaparsın. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Come on in, I want you to see it. | Hadi gel, görmeni istiyorum. Gelsene, görmen lazım. Hadi gel, görmeni istiyorum. Gelsene, görmen lazım. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
No, no, no, no, no, no. | Hayır hayır hayır! Hayır! Hayır! Hayır hayır hayır! Hayır! Hayır! | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Go down, go down, stop. Never mind! | Geri git! Git! Nolur dur! Git! Git! Dur! Boşversene! Geri git! Git! Nolur dur! Git! Git! Dur! Boşversene! | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Don't need you to see it. Everything's okay. | Görmene gerek yok. Her şey yolunda. Görmen de gerekmiyor zaten. Burada her şey yolunda. Görmene gerek yok. Her şey yolunda. Görmen de gerekmiyor zaten. Burada her şey yolunda. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
How's it going out there? | Orada işler nasıl gidiyor? Orada işler nasıI gidiyor? Orada işler nasıl gidiyor? Orada işler nasıI gidiyor? | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Either your water just broke, or you pee like a smurf. | Ya suyun geldi ya da bir şirin gibi işiyorsun. Ya musluğu bozdun ya da Şirine gibi işiyorsun. Ya suyun geldi ya da bir şirin gibi işiyorsun. Ya musluğu bozdun ya da Şirine gibi işiyorsun. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
My shoes. | Ayakkabılarım! Ayakkabılarım. Ayakkabılarım! Ayakkabılarım. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
No, you did not flush a whole roll of paper towels. | Hayır, bütün kâğıt havluyu tuvalete atmış olamazsın! Tüm ruloyu atıp sifonu çekmiş olamazsın! Hayır, bütün kâğıt havluyu tuvalete atmış olamazsın! Tüm ruloyu atıp sifonu çekmiş olamazsın! | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
No, you did not just use that tone with me | Hayır, benim güzel ayakkabılarım ıslanmışken... En iyi ayakkabılarım ıslanmışken... Hayır, benim güzel ayakkabılarım ıslanmışken... En iyi ayakkabılarım ıslanmışken... | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
when my good shoes are wet. | ...benimle bu tonda konuşamazsın. ...benimle bu tonda konuşamazsın. ...benimle bu tonda konuşamazsın. ...benimle bu tonda konuşamazsın. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Shut off the valve. | Vanayı kapat! Vanayı kapatsana. Vanayı kapat! Vanayı kapatsana. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
The valve? | Vana mı? Vana mı? Vana mı? Vana mı? | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Oh, God, what is wrong with you? | Tanrım. Senin sorunun ne? Tanrım! Senin sorunun ne? Tanrım. Senin sorunun ne? Tanrım! Senin sorunun ne? | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
How can you not know where a toilet valve is? | Tuvalet vanasının nerede olduğunu nasıl bilmezsin? NasıI olurda vana nedir bilmezsin? Tuvalet vanasının nerede olduğunu nasıl bilmezsin? NasıI olurda vana nedir bilmezsin? | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
I was rich. | Zengindim. Zengindim. Zengindim. Zengindim. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
But you have to admit, the mirror? | Ama itiraf et, o aynayı tamamen... Amam itiraf et, aynalar? Ama itiraf et, o aynayı tamamen... Amam itiraf et, aynalar? | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Nailed it. | ...hallettim. ParıIdıyor! ...hallettim. ParıIdıyor! | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Wake up, you lazy bitch! | Uyan cadaloz kadın! Uyan seni uyuşuk fahişe! Uyan cadaloz kadın! Uyan seni uyuşuk fahişe! | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
What? Fire! | Ne? Yandı! Ne? Yanıyorlar. Ne? Yandı! Ne? Yanıyorlar. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
I'm fired? Why, because of the toilet? | Yandım mı? Neden, tuvalet yüzünden mi? Ben mi yandım? Tuvalet yüzünden mi? Yandım mı? Neden, tuvalet yüzünden mi? Ben mi yandım? Tuvalet yüzünden mi? | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Look at the oven, the cupcakes. | Fırına baksana, kekler... Fırına baksana. Kekler... Fırına baksana, kekler... Fırına baksana. Kekler... | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
I'm sorry. I fell asleep. | Özür dilerim. Uyuyakalmışım. Çok üzgünüm. Uyuyakalmışım. Özür dilerim. Uyuyakalmışım. Çok üzgünüm. Uyuyakalmışım. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
I was just going to lay down for five minutes. | Sadece yatıp beş dakikalığına gözlerimi kapıyordum. Beş dakikalığına kafayı koymuştum. Sadece yatıp beş dakikalığına gözlerimi kapıyordum. Beş dakikalığına kafayı koymuştum. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
I asked you to do one thing | Senden sadece ben süt almaya giderken... Ben süt almaya giderken senden... Senden sadece ben süt almaya giderken... Ben süt almaya giderken senden... | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
while I went out to get more milk... | ...bir şey yapmanı istedim. ...altı üstü keklere göz kulak olmanı istemiştim. ...bir şey yapmanı istedim. ...altı üstü keklere göz kulak olmanı istemiştim. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Take the cupcakes out of the oven. | Fırından kekleri çıkaracaktın. Kekleri fırında çıkartacaktın. Fırından kekleri çıkaracaktın. Kekleri fırında çıkartacaktın. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
"Happy Birthday, kids. From Max's homemade cupcakes. | "Mutlu yıllar çocuklar. İşte Max'in ev yapımı kekleri. İyi ki doğdunuz çocuklar! İşte size Max'in ev yapımı kekleri! "Mutlu yıllar çocuklar. İşte Max'in ev yapımı kekleri. İyi ki doğdunuz çocuklar! İşte size Max'in ev yapımı kekleri! | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
"You can learn more about us and our blackened cupcakes | Biz ve keklerimiz hakkında daha çok şeyi... Yanmış kekler hakkında daha fazlasını... Biz ve keklerimiz hakkında daha çok şeyi... Yanmış kekler hakkında daha fazlasını... | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
on our expensive website." | ...pahalı internet sitemizden öğrenebilirsiniz. " ...internet sitemizde bulabilirsiniz. ...pahalı internet sitemizden öğrenebilirsiniz. " ...internet sitemizde bulabilirsiniz. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
I'm sorry, Max. | Üzgünüm Max. Çok üzgünüm, Max. Üzgünüm Max. Çok üzgünüm, Max. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
I just really needed a little siesta after all that cleaning. | O kadar temizlikten sonra gerçekten ufak bir "siesta"ya ihtiyacım vardı. Şu temizlik olayından sonra gerçekten biraz kestirmeye ihtiyacım vardı. O kadar temizlikten sonra gerçekten ufak bir "siesta"ya ihtiyacım vardı. Şu temizlik olayından sonra gerçekten biraz kestirmeye ihtiyacım vardı. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
How are you so good at Spanish and so bad at cleaning? | Nasıl İspanyolca'n bu kadar iyiyken temizlikte bu kadar kötü olabiliyorsun? Olaylara bu kadar iyi bir fransızken, temizlikte neden bu kadar berbatsın. Nasıl İspanyolca'n bu kadar iyiyken temizlikte bu kadar kötü olabiliyorsun? Olaylara bu kadar iyi bir fransızken, temizlikte neden bu kadar berbatsın. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
What is that smell? | Bu koku da ne? Bu koku da ne? | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
I grabbed my purse and ran. | Çantamı kaptım ve koştum. Çantamı alıp kendimi dışarı attım. Çantamı kaptım ve koştum. Çantamı alıp kendimi dışarı attım. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Caroline burned cupcakes. | Caroline kekleri yaktı. Caroline'nin yanık kekleri. Caroline kekleri yaktı. Caroline'nin yanık kekleri. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Oh, so sad. | Çok üzücü. Çok yazık. Çok üzücü. Çok yazık. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Look at all those burnt cakes. | Şu yanmış keklere baksana. Şu yanmış keklere bir bak. Şu yanmış keklere baksana. Şu yanmış keklere bir bak. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
What happened here? | Ne oldu burada? Ne oldu burada. Ne oldu burada? Ne oldu burada. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Just a little mishap. | Ufak bir kaza sadece. Sadce küçük bir aksilik. Ufak bir kaza sadece. Sadce küçük bir aksilik. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
I was so tired from cleaning that bathroom earlier, | Banyoyu temizlemekten çok yorulmuştum... Banyoyu temizlemekten çok yorgun düşmüştüm... Banyoyu temizlemekten çok yorulmuştum... Banyoyu temizlemekten çok yorgun düşmüştüm... | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
that I laid my head down for five minutes | ...ve beş dakikalığına uzanmıştım. ...ve beş dakikalığına uzanmıştım... ...ve beş dakikalığına uzanmıştım. ...ve beş dakikalığına uzanmıştım... | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
and ended up falling asleep. Aw... | Sonra da uyuyakalmışım. ...ama uyuyakalmışım. Sonra da uyuyakalmışım. ...ama uyuyakalmışım. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Such a shame. | Çok yazık. Çok yazık. Çok yazık. Çok yazık. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Oh, look Max. | Bak Max. Şunlara bir bak Max. Bak Max. Şunlara bir bak Max. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
These cupcakes, they're hard as rocks. | Bu kekler, taş gibi sert olmuşlar. Bu kekler kaya gibi olmuş. Bu kekler, taş gibi sert olmuşlar. Bu kekler kaya gibi olmuş. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
All you have to do | Yapman gereken tek şey... Tüm yapman gereken... Yapman gereken tek şey... Tüm yapman gereken... | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
is throw the rock away, and whee! | ...taşı fırlatmak ve ...kayanın gitmesine izin vermek, ve... ...taşı fırlatmak ve ...kayanın gitmesine izin vermek, ve... | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
I don't think Sophie likes me. | Sophie'nin benden hoşlandığını düşünmüyorum. Bence Sophie benden hiç hazzetmiyor. Sophie'nin benden hoşlandığını düşünmüyorum. Bence Sophie benden hiç hazzetmiyor. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
What are you talking about? She loves you. | Neden bahsediyorsun? Sana bayılıyor. Neden bahsediyorsun sen? Sana bayıIıyor. Neden bahsediyorsun? Sana bayılıyor. Neden bahsediyorsun sen? Sana bayıIıyor. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
No. I don't think she has a blind spot. | Hayır. Kör noktası olduğunu sanmıyorum. Bence onun ki kör nokta değil... Hayır. Kör noktası olduğunu sanmıyorum. Bence onun ki kör nokta değil... | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
I think she has a blonde spot... for me. | Sanırım sarışın noktası var. Benim için. ...onda sarışın körlüğü var. Yani beni. Sanırım sarışın noktası var. Benim için. ...onda sarışın körlüğü var. Yani beni. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Well, I think we've found the place | Sanırım sonunda onca Red Bull'un... O kadar Red Bull'un nereye gittiğini... Sanırım sonunda onca Red Bull'un... O kadar Red Bull'un nereye gittiğini... | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
where red bulls come to die. | ...nerede tüketildiğini bulduk. ...bulduk sonunda. ...nerede tüketildiğini bulduk. ...bulduk sonunda. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Man, why do I never get invited to parties like this? | Ben neden böyle partilere davet edilmem ki birader. Neden böyle partilere davet edilmiyorum ki, kızım? Ben neden böyle partilere davet edilmem ki birader. Neden böyle partilere davet edilmiyorum ki, kızım? | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Look. Do you know what that means? | Bak. Bunun ne demek olduğunu biliyor musun? Baksana, bunun ne demek olduğunu biliyor musun? Bak. Bunun ne demek olduğunu biliyor musun? Baksana, bunun ne demek olduğunu biliyor musun? | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Yeah, this building has a real shirt shortage. | Evet, bu bina ciddi bir tişört yoksunluğu çekiyor. Evet, bence bu binada tişört kıtlığı var. Evet, bu bina ciddi bir tişört yoksunluğu çekiyor. Evet, bence bu binada tişört kıtlığı var. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Oh, my God, do you think | Aman tanrım. Sence bu... Tanrım! Galiba Abercrombie modellerinden... Aman tanrım. Sence bu... Tanrım! Galiba Abercrombie modellerinden... | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
this might be the Abercrombie model's apartment? | ...Abercrombie mankeninin evi mi? ...birinin evini bulduk, ne dersin? ...Abercrombie mankeninin evi mi? ...birinin evini bulduk, ne dersin? | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
I doubt it's the Abercrombie model's apartment. | Abercrombie mankeninin evi olduğundan şüpheliyim. Abercrombie modellerinin olduğuna dair şüphlerim var. Abercrombie mankeninin evi olduğundan şüpheliyim. Abercrombie modellerinin olduğuna dair şüphlerim var. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Here's a note. | Burada bir not var. Burada bir not var. Burada bir not var. Burada bir not var. | 2 Broke Girls-1 | 2011 |