Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 295
İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
This is not working. | İşe yaramıyor. Olmuyor. İşe yaramıyor. Olmuyor. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
But, you know what? I know he's still alive, | Ama biliyor musunuz, hala yaşadığını biliyorum... Ama biliyormusunuz, aşağıda canlı kalan bir şeyler var ve... Ama biliyor musunuz, hala yaşadığını biliyorum... Ama biliyormusunuz, aşağıda canlı kalan bir şeyler var ve... | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
because his manhood is knocking on my lady door. | ...çünkü erkekliği, kadınlığımın kapısını çalıyor. ...kadınlığımın kapısını çalıyor. ...çünkü erkekliği, kadınlığımın kapısını çalıyor. ...kadınlığımın kapısını çalıyor. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
He must have taken too many of those pills on the table. | Masadaki haplardan çok fazla almış olmalı. Şu masada duran haplardan çok fazla almış olmalı. Masadaki haplardan çok fazla almış olmalı. Şu masada duran haplardan çok fazla almış olmalı. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Pills? I got this. | Haplar mı? Ben hallederim. Haplar mı? Ben hallederim. Haplar mı? Ben hallederim. Haplar mı? Ben hallederim. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Max, go get some hydrogen peroxide. | Max, biraz oksijenli su getir. Max, sen biraz hidrojen peroksit getir. Max, biraz oksijenli su getir. Max, sen biraz hidrojen peroksit getir. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Sophie, step aside, now. Oh, all right. | Sophie, kenara çekil. Pekâlâ. Sophie kenara çekil. Tamam. Sophie, kenara çekil. Pekâlâ. Sophie kenara çekil. Tamam. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
You sure you know what you're doing? | Ne yaptığını bildiğine emin misin? Ne yaptığını biliyor musun? Ne yaptığını bildiğine emin misin? Ne yaptığını biliyor musun? | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
My friend Candace travelstead od'd like three times | Üniversitede arkadaşım Candace üç kere intihar teşebbüsünde bulundu... Lisedeyen arkadaşım Candace üç kez intahara teşebbüs etmişti ve... Üniversitede arkadaşım Candace üç kere intihar teşebbüsünde bulundu... Lisedeyen arkadaşım Candace üç kez intahara teşebbüs etmişti ve... | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
in college, and I brought her back twice. | ...ve ben iki kere onu kurtardım. ...ben onu iki kez hayata döndürmüştüm. ...ve ben iki kere onu kurtardım. ...ben onu iki kez hayata döndürmüştüm. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
There you go. | İşte böyle. Devam et. İşte böyle. Devam et. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Bring him up. | Kaldır onu. Kaldır. Kaldır onu. Kaldır. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Max, you hold his head back, open his mouth. | Max, başını geriye doğru tutup ağzını aç. Max, kafasını geriye yasla ve ağzını aç. Max, başını geriye doğru tutup ağzını aç. Max, kafasını geriye yasla ve ağzını aç. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Back up. | Çekil. Çekil. Çekil. Çekil. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
I'm starting to see your worth. | Kıymetini anlamaya başlıyorum. Şimdi kıymetini anlamaya başIıyorum. Kıymetini anlamaya başlıyorum. Şimdi kıymetini anlamaya başIıyorum. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
What? You're being subway creepy. | Ne? Metro sapığı gibi davranıyorsun. Ne var? Metrodaki ucubeler gibi davranıyorsun. Ne? Metro sapığı gibi davranıyorsun. Ne var? Metrodaki ucubeler gibi davranıyorsun. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
I have to say, when you were punching | İtiraf etmeliyim ki: Orada yarı ölmüş... İtiraf etmeliyim ki: Orada yarı ölmüş... | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
that almost dead guy in the stomach, | ...adamın midesine yumruğu indirdiğinde... ...adamın midesine yumruğu indirdiğinde... | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
that was a serious balloon move. | ...balonlara yakışır bir hareket yaptın. ...balonlara yakışır bir hareket yaptın. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
The truth is, we're both balloons. | İşin doğrusu ikimiz de balonuz. Gerçek şu ki: İkimiz de balonuz. İşin doğrusu ikimiz de balonuz. Gerçek şu ki: İkimiz de balonuz. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Yeah, but mine is, like, way cooler than yours. | Evet ama benimki seninkinden daha havalı. Evet ama benimki senden daha havalı. Evet ama benimki seninkinden daha havalı. Evet ama benimki senden daha havalı. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
It's like one of those silver ones that never goes out of air. | Asla havası tükenmeyen o gümüş renkli balonlardanım. Hani şu gümüş renkli olan ve hiç hava kaçırmayanından. Asla havası tükenmeyen o gümüş renkli balonlardanım. Hani şu gümüş renkli olan ve hiç hava kaçırmayanından. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
They don't make those anymore. They're toxic. | Artık onlardan üretmiyorlar. Zehirliler. Artık o zehirli olanlardan yapmıyorlar. Artık onlardan üretmiyorlar. Zehirliler. Artık o zehirli olanlardan yapmıyorlar. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Exactly. | Kesinlikle. Haklısın. Kesinlikle. Haklısın. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Max, you know you won't let me come into the kitchen | Max, mutfağa girip sana yardım etmeme... Max, biliyorsun bir daha mutfakta sana yardım etmeme.. Max, mutfağa girip sana yardım etmeme... Max, biliyorsun bir daha mutfakta sana yardım etmeme.. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
and help you bake, right? | ...izin vermeyeceğini biliyorsun değil mi? ...izin vermeyeceksin değil mi? ...izin vermeyeceğini biliyorsun değil mi? ...izin vermeyeceksin değil mi? | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
And you know that I know that without you, | Sen de, sensiz iş perisinin asla görünmeyeceğini bildiğimi... Sen de, iş perisinin sen yokken ortaya... Sen de, sensiz iş perisinin asla görünmeyeceğini bildiğimi... Sen de, iş perisinin sen yokken ortaya... | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
the job fairy would never show up, right? | ...çıkmayacağını biliyorsun değil mi? ...çıkmayacağını biliyorsun değil mi? | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
But if you ever need me to help you bake, I could. | Ama eğer pişirmende yardımıma ihtiyacın olursa, yardım ederim. Eğer pişirmek için yardıma ihtiyacın olursa yardım ederim. Ama eğer pişirmende yardımıma ihtiyacın olursa, yardım ederim. Eğer pişirmek için yardıma ihtiyacın olursa yardım ederim. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
No, it's cool. | Hayır, sorun değil. Sorun değil. Hayır, sorun değil. Sorun değil. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
You do your thing, I'll do mine. | Sen kendi işini yap, ben de kendiminkini. Sen kendi işine bak, ben de benimkilere. Sen kendi işini yap, ben de kendiminkini. Sen kendi işine bak, ben de benimkilere. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Hey, get your phone. | Telefonunu çıkar. Telefonunu çıkart. Telefonunu çıkar. Telefonunu çıkart. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
We should capture this near death victory moment | Bu ölümün kıyısındaki zafer anımızı... ÖIümün kıyısında döndüğümüz anı... Bu ölümün kıyısındaki zafer anımızı... ÖIümün kıyısında döndüğümüz anı... | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
as our website picture. | ...internet sitemizin fotoğrafı olarak çekmeliyiz. ...internet sitemiz için yakalamalıyız. ...internet sitemizin fotoğrafı olarak çekmeliyiz. ...internet sitemiz için yakalamalıyız. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Totally. | Kesinlikle. Kesinlikle. Kesinlikle. Kesinlikle. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
On the count of three, think..."We made $200." | Üçe kadar sayınca düşün... "200 dolar kazandık." Üçe kadar sayıyorum, 200$ kazandığımızı düşün. Üçe kadar sayınca düşün... "200 dolar kazandık." Üçe kadar sayıyorum, 200$ kazandığımızı düşün. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
One... two... | Bir... iki... Bir... iki... Bir... iki... Bir... iki... | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Hold up. | Bekle. Dur biraz. Bekle. Dur biraz. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Sir, if you want to go home with that hand, | Bayım, eğer o elinizle evinize gitmek istiyorsanız... Bayım, eğer evine elin olmadan gitmek istemiyorsan.. Bayım, eğer o elinizle evinize gitmek istiyorsanız... Bayım, eğer evine elin olmadan gitmek istemiyorsan.. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
get it off my ass. | ...kıçımdan çekin. ...çek onu kıçımdan. ...kıçımdan çekin. ...çek onu kıçımdan. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Okay, three. | Tamam, üç. Tamam üç. Tamam, üç. Tamam üç. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
<font color="00ffff">Sync & corrections by Rafael UPD</font> <font color="00ffff">www.Addic7ed.Com/</font> | iletişim: sencerdogan@hotmail. com iletişim: sencerdogan@hotmail. com | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Max, Caroline, I have announcement. | Max, Caroline bir duyurum var. Max, Caroline bir duyurum var. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
You're actually much shorter and are walking on stilts? | Aslında daha kısasın ve cambaz ayaklığıyla mı yürüyorsun? Aslında daha kısasın ve cambaz ayaklığıyla mı yürüyorsun? | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
I have made a special menu | Yarınki Sevgililer Günü gecesi yemeği için... Yarınki Sevgililer Günü gecesi yemeği için... | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
for tomorrow's Valentine's night dinner. | ...özel bir menü hazırladım. ...özel bir menü hazırladım. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Han, that's so romantic. | Han, bu çok romantik. Han, bu çok romantik. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Yeah, romantic and wrong. | Evet. Romantik ve yanlış. Evet. Romantik ve yanlış. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
This place isn't When Harry met Sally. | Burası, "Harry Sally ile Tanışınca" daki yer değil. Burası, "Harry Sally ile Tanışınca" daki yer değil. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
It's "When Harry met Salmonella." | Burası, Harry'nin gıda zehirlenmesiyle tanışacağı yer. Burası, Harry'nin gıda zehirlenmesiyle tanışacağı yer. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Max, Club Sandwich. | Max, kulüp sandviç. 1 Max, kulüp sandviç. 1 | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
And heads up... I lost a band aid. | Kaldır kafanı... Yara bandımı kaybettim. Kaldır kafanı... Yara bandımı kaybettim. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Theme menu means I can charge one bigger price, | Tema menüsünü şık restoranlardaki gibi... Tema menüsünü şık restoranlardaki gibi... | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
like in top restaurants. | ...tek ve iyi bir fiyattan verebiliriz. ...tek ve iyi bir fiyattan verebiliriz. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
See? "Prick fix." | Görüyor musun? Fikis Menü. Görüyor musun? Fikis Menü. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Oh, Han, it's pronounced "prix fixe." | Han, Fiks menü diye söyleniyor. Han, Fiks menü diye söyleniyor. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Have you seen our chef? | Niye bekliyor ki? Şefimiz gördün mü? Şefimiz gördün mü? | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
It's definitely "prick fix." | Kendisi kesinlikle fikis menü. Kendisi kesinlikle fikis menü. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Tomorrow night, | Yarın gece... Yarın gece... | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Cupid will come to Williamsburg diner. | ...Aşk Tanrısı, Williamsburg lokantasına gelecek. ...Aşk Tanrısı, Williamsburg lokantasına gelecek. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Didn't have the heart to tell him Cupid is dead. | Ona Aşk Tanrısı'nın öldüğünü söyleyecek yürek yok sende. Ona Aşk Tanrısı'nın öldüğünü söyleyecek yürek yok sende. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Yep, hit by a mack truck | Evet. Brooklyn Queens yolunda karşıya geçenken... Evet. Brooklyn Queens yolunda karşıya geçenken... | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
crossing the Brooklyn Queens expressway... | ...yük kamyonu çarptı. ...yük kamyonu çarptı. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
His fat, diapered baby ass | Bebek bezli, şişman kıçı... Bebek bezli, şişman kıçı... | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
splattered all over the windshield. | ...tüm ön cama dağıldı. ...tüm ön cama dağıldı. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
I love Valentine's Day. | Sevgililer Gününü seviyorum. Sevgililer Gününü seviyorum. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
That's your reaction? I killed Cupid. | Tepkin bu mu yani? Aşk Tanrısını öldürdük burada. Tepkin bu mu yani? Aşk Tanrısını öldürdük burada. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
You're either romantic or not. | Ya romantiksindir ya da değilsindir. Ya romantiksindir ya da değilsindir. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
I'm not even going to try to convince you. | Seni ikna etmeye bile çalışmayacağım. Seni ikna etmeye bile çalışmayacağım. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Oh, he's dead. And the proof... | Evet, o öldü. İşte sana kanıt. Evet, o öldü. İşte sana kanıt. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
When's the last time you knew anyone who fell in love? | En son ne zaman birine aşık oldun? En son ne zaman birine aşık oldun? | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Real love, like Ice Loves Coco. | Gerçek aşk, Ice Loves Coco'daki gibi. Gerçek aşk, Ice Loves Coco'daki gibi. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
How about them? | Onlara ne dersin? Onlara ne dersin? | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
They've been holding hands and romantic whispering all night. | Bütün gece el ele tutuştular ve birbirlerine romantik sözler fısıldıyorlar. Bütün gece el ele tutuştular ve birbirlerine romantik sözler fısıldıyorlar. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Their romantic whispering goes like this. | Onların romantik fısıldaşmaları şöyle:... Onların romantik fısıldaşmaları şöyle:... | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
"I own nipple clamps." | ...Göğüs ucumda hızma var. ...Göğüs ucumda hızma var. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Plink! Cupid's not dead. | Zınk! Aşk Tanrısı ölmedi. Zınk! Aşk Tanrısı ölmedi. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Plink! There goes his little arrow. | Zınk! İşte senin küçük pembe okun. Zınk! İşte senin küçük pembe okun. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Plink, plink! | Zınk! Zınk! Zınk! Zınk! | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Clamp, ouch! Clamp, ouch! | Hızmam, Ah! Hızmam, Ah! Hızmam, Ah! Hızmam, Ah! | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Clamp, clamp! Ouch, ouch! | Hızmam, Ah! Ah! Hızmam, Ah! Ah! | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Çeviri; sencerdogan İyi seyirler... Çeviri; sencerdogan İyi seyirler... | 2 Broke Girls-1 | 2011 | ||
{pub}Max, since it's just after midnight, | Max, gece yarısını geçtiğimize göre... Max, gece yarısını geçtiğimize göre... | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
it's now officially Valentine's Day. | ...artık resmi olarak Sevgililer Günündeyiz. ...artık resmi olarak Sevgililer Günündeyiz. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
I've got something in here for you... guess what it is. | Senin için bir şeyim var. Tahmin et, ne? Senin için bir şeyim var. Tahmin et, ne? | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Well, judging from that smile on your face, | Yüzündeki gülümseye bakılırsa... Yüzündeki gülümseye bakılırsa... | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
I'd say it's a finger sized hole in your apron. | ...önlüğünde parmak boyutunda bir şey olduğunu söyleyebilirim. ...önlüğünde parmak boyutunda bir şey olduğunu söyleyebilirim. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Candy hearts! Here, hold out your hand. | Kalp şekerler. Aç avcunu. Kalp şekerler. Aç avcunu. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Let's get our heart on. | Hadi kalbimizdekileri bilelim. Hadi kalbimizdekileri bilelim. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
I'm way ahead of you. | Sizden öndeyim. Sizden öndeyim. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
"Be mine"... classic. What's yours say? | Benim ol... Klasik. Seninki ne diyor? Benim ol... Klasik. Seninki ne diyor? | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
"Caroline Channing is lame. | Caroline Channing rahatsızdır. Caroline Channing rahatsızdır. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
"I hate you for giving me this. | Bana bunu verdiğin için senden nefret ediyorum. Bana bunu verdiğin için senden nefret ediyorum. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Valentine's Day is the worst." | Sevgililer Günü berbat bir şeydir. Sevgililer Günü berbat bir şeydir. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Ooh, cinnamon. Mmm. | Tarçınlıymış. Tarçınlıymış. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Good evening, Earl. | İyi geceler, Earl. İyi geceler, Earl. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
My, my, my, Sophie, | Benim güzeller güzeli Sophie'im... Benim güzeller güzeli Sophie'im... | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
seeing you in that dress makes my heart race. | ...seni bu elbisenin içinde görmek kalp ritmimi yükseltiyor. ...seni bu elbisenin içinde görmek kalp ritmimi yükseltiyor. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Two scoops of ice cream in a one scoop cone. | Bir külahtaki iki top dondurma gibi. Bir külahtaki iki top dondurma gibi. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
[Giggles] Oh, Earl, you make me smile. | Earl, beni güldürüyorsun. Earl, beni güldürüyorsun. | 2 Broke Girls-1 | 2011 |