Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 323
İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
I know, right? | Biliyorum, tamam mı? Biliyorum, tamam mı? | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
We probably hit the body. | Muhtemelen birine çarptık. Muhtemelen birine çarptık. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
So it is all up in the wheeling and what not. | Tekerlerin arasına sıkıştı ya da öyle bir şey. Tekerlerin arasına sıkıştı ya da öyle bir şey. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Well, if there is what not under our wheels, and I don't get these cupcakes there, | Eğer tekerlerin altında öyle bir şey varsa ve kekleri oraya götüremezsem... Eğer tekerlerin altında öyle bir şey varsa ve kekleri oraya götüremezsem... | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Are we babysitters or bakers? I was talking to him. | Bakıcısı mıyız yoksa kek mi yapıyoruz? Ona söylüyordum. Bakıcısı mıyız yoksa kek mi yapıyoruz? Ona söylüyordum. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Nina, | Nina, eğer kek yapıyorsanız belki de biraz kek dağıtırsınız, böylece açlıktan ölmeyiz. Nina, eğer kek yapıyorsanız belki de biraz kek dağıtırsınız, böylece açlıktan ölmeyiz. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
No one is touching these cupcakes. | Kimse bu keklere dokunmayacak. Ve o iki küçük çocuk daha kıymetli olabilirler miydi? Kimse bu keklere dokunmayacak. Ve o iki küçük çocuk daha kıymetli olabilirler miydi? | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
I think I'm smelling like a, like a dead body smell. | Sanırım bir koku alıyorum, sanki ceset kokusu gibi. Sanırım bir koku alıyorum, sanki ceset kokusu gibi. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Miss, you are making things so much worse in here. | Hanımefendi, durumu daha da kötü hale getiriyorsunuz. Hanımefendi, durumu daha da kötü hale getiriyorsunuz. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
It's like when my sister burned herself throwing firecrackers at my brother's ear. | Kız kardeşimin kendini yakıp, maytabı erkek kardeşimin kulağına fırlatması gibi. Kız kardeşimin kendini yakıp, maytabı erkek kardeşimin kulağına fırlatması gibi. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
This train is out of service. | Bu tren kullanım dışı kalmıştır. Bu tren kullanım dışı kalmıştır. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
We are approximately two blocks away from the next station. | Bir sonraki istasyon yaklaşık iki blok ötede. Bir sonraki istasyon yaklaşık iki blok ötede. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Please form a single line and we will escort you to safety. | Lütfen tek sıra oluşturun, güvenliğiniz için size eşlik edeceğiz. Lütfen tek sıra oluşturun, güvenliğiniz için size eşlik edeceğiz. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
They expect me to walk through a subway tunnel in heels? | Benden metro tünelinde topuklularla yürümemi mi bekliyorlar? Benden metro tünelinde topuklularla yürümemi mi bekliyorlar? | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
My god, it's so hot up in here. It's like 200 degrees. | Aman Tanrım. Burası çok sıcak. 200 derece gibi. Aman Tanrım. Burası çok sıcak. 200 derece gibi. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
If I faint and fall down, | Eğer bitkin düşüp bayılırsam diğer sıçanlar beni zevkle yerler ya da öyle bir şey. Eğer bitkin düşüp bayılırsam diğer sıçanlar beni zevkle yerler ya da öyle bir şey. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Rats? Max, are there rats? | Sıçanlar mı? Max, sıçanlar mı var? Sıçanlar mı? Max, sıçanlar mı var? | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
It's a subway. The floor is made of rats, | Burası metro. Zemini sıçanlardan yapılma. Burası metro. Zemini sıçanlardan yapılma. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
but you really have to worry about, the ninja turtles. | Ama asıl endişelenmen gerekenler Ninja Kaplumbağalar. Ama asıl endişelenmen gerekenler Ninja Kaplumbağalar. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Thank you for responding. | Cevap için teşekkürler. Cevap için teşekkürler. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
I'm telling you right now. If I lose my babysitting job over this, | Sana söylüyorum, eğer bakıcılık işimi bu yüzden kaybedersem... Sana söylüyorum, eğer bakıcılık işimi bu yüzden kaybedersem... | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
We are only two blocks from the station. We can still make it. | İstasyondan sadece iki blok ötedeyiz. Hala başarabiliriz. İstasyondan sadece iki blok ötedeyiz. Hala başarabiliriz. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
They are still holding together. | Hala dayanıyorlar. Twilight aşıklarının oturduğu tek bir masa var. Hala dayanıyorlar. Twilight aşıklarının oturduğu tek bir masa var. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Like us. We are still holding together. | Bizim gibi. Biz de hala dayanıyoruz. Bizim gibi. Biz de hala dayanıyoruz. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Geez, come on, don't bring gal. Less talk more walk. | Hadi ama. Az laf çok adım. Hadi ama. Az laf çok adım. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Folks, It's a bit of gap here. | Millet, burada bir boşluk var. Millet, burada bir boşluk var. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
A gap? There can't be a gap. Why is there a gap? | Boşluk mu? Boşluk olamaz. Neden orada bir boşluk var? Boşluk mu? Boşluk olamaz. Neden orada bir boşluk var? | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
I'm gonna hop across and help the rest of you over. | Ben karşıya geçip diğerlerinin de geçmesi için yardım edeceğim. Ben karşıya geçip diğerlerinin de geçmesi için yardım edeceğim. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Hey miss, you are next. | Hey bayan. Sırada sen varsın. Hey bayan. Sırada sen varsın. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
I put the line on, just grab it. | Elimi uzatıyorum, sadece onu kavra. Elimi uzatıyorum, sadece onu kavra. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
You know how many times I heard that from a guy in the tunnel? | Tünelde kaç kere bir erkekten bunu duydum, biliyor musunuz? Tünelde kaç kere bir erkekten bunu duydum, biliyor musunuz? | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Hey, just take these. | Sadece şunları al. Sadece şunları al. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Careful, sir, it's buttercream! | Dikkat edin, Tereyağı kreması! Dikkat edin, Tereyağı kreması! | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
I'm throwing you my purse. Here it comes. | Çantamı atıyorum. İşte geliyor. Çantamı atıyorum. İşte geliyor. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Thank you. Right. Thank you. | Teşekkürler. Teşekkürler. Teşekkürler. Teşekkürler. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Ok, miss, you next. | Tamam, hanımefendi. Sıra sende. Tamam, hanımefendi. Sıra sende. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
I can't. I'm terrified. | Atlayamam. Korkuyorum. Atlayamam. Korkuyorum. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
What if I fall? The rats will eat me. | Ya düşersem? Sıçanlar yer beni. Ya düşersem? Sıçanlar yer beni. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Bankruptcy? Yes. Rats? No. | İflas mı? olur. Sıçanlar mı? Hayır. Max, bu karışık. İflas mı? olur. Sıçanlar mı? Hayır. Max, bu karışık. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
"Hey Caroline, where are your toes?" | "Selam Caroline, ayak parmakların nerde?" "Selam Caroline, ayak parmakların nerde?" | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Girl, if you fall that third rail, | Kızım, eğer üçüncü raya düşersen sıçanlar oraya varmadan önce kızarmış olursun. Kızım, eğer üçüncü raya düşersen sıçanlar oraya varmadan önce kızarmış olursun. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
If we're lucky, the rats will eat your mouth. | Eğer biraz şansımız varsa, sıçanlar senin ağzını yerler. Eğer biraz şansımız varsa, sıçanlar senin ağzını yerler. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Caroline, it's ok. It's just a step. Take the step. | Caroline, sorun yok. Sadece bir adım. Adım at. Caroline, sorun yok. Sadece bir adım. Adım at. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Hold these. | Şunları tut. Şunları tut. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Come on, I'm right here. | Hadi. Buradayım. Hadi. Buradayım. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
I took the step, now you have to take the step. | Ben bir adım attım, sen de bir adım at. Ben bir adım attım, sen de bir adım at. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
That's right. You did. I do. | Haklısın. Sen attın. Ben de atıyorum. Haklısın. Sen attın. Ben de atıyorum. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Here we go. | Başlıyoruz. Başlıyoruz. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Back up everybody. Yea! | Geri çekilin millet. Geri çekilin millet. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Go Caroline, go Caroline, go. | Yürü Caroline, yürü Caroline yürü. Yürü Caroline, yürü Caroline yürü. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
I saw a rat. We made eye contact. | Bir sıçan gördüm. Göz göze geldik. Bir sıçan gördüm. Göz göze geldik. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
You know what? It would probably be easier if took those heels off. | O topukluları çıkarırsan daha kolay olur. O topukluları çıkarırsan daha kolay olur. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Sir, that is never going to happen. | Bayım, böyle bir şey asla olmayacak. Bayım, böyle bir şey asla olmayacak. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
I may be under it but I'm still in it. | Belki altındayız ama hala içindeyiz. Belki altındayız ama hala içindeyiz. Peki. Benimle lahana salatası masasında buluş. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
And when they pull out my half eaten body, | Yarısı yenilmiş bedenimi çıkarttıklarında topuklularımı giyiyor olacağım. Yarısı yenilmiş bedenimi çıkarttıklarında topuklularımı giyiyor olacağım. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Mariah? | Mariah? Mariah? | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Why? I only have one. | Ne oldu? Sadece bir tane aldım. Ne oldu? Sadece bir tane aldım. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Constance, we're sorry, we are late. | Constance, çok üzgünüz. Geç kaldık. Constance, çok üzgünüz. Geç kaldık. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
I don't wait. I don't wait for anything. | Ben beklemem. Ben hiç bir şey için beklemem. Ben beklemem. Ben hiç bir şey için beklemem. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Sorry, we couldn't help it. We were trapped on the subway. | Kusura bakma, yardım edemedik. Metroda sıkışıp kaldık. Kusura bakma, yardım edemedik. Metroda sıkışıp kaldık. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Well, just put some cupcakes on a plate | Tabağa biraz kek koyun çünkü orada bir şeyleri ikiye ayırıp... Tabağa biraz kek koyun çünkü orada bir şeyleri ikiye ayırıp... | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
cause I got a roomful of women out there who need to cut something in half | bir yarısını parçalayıp diğer yarısını yiyecek bir oda dolusu kadın var. bir yarısını parçalayıp diğer yarısını yiyecek bir oda dolusu kadın var. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Welcome back to Manhattan. How do they look? | Manhattan'a tekrar hoş geldin. Nasıl görünüyorlar? Manhattan'a tekrar hoş geldin. Nasıl görünüyorlar? | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Like they all had unprotected sex with each other? | Birbirleriyle korunmadan seks yapmış gibi mi? Birbirleriyle korunmadan seks yapmış gibi mi? | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Oh, how are you two? I'm looking for the babies, I'm about just ten seconds I'm just giving up. | Siz ikiniz nasılsınız? Bebekleri arıyorum yaklaşık on saniye önce bırakıştım. Siz ikiniz nasılsınız? Bebekleri arıyorum yaklaşık on saniye önce bırakıştım. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Peach, there is a problem with the cupcakes. There can't be. | Peach keklerle ilgili bir sorun var. Olamaz. Peach keklerle ilgili bir sorun var. Olamaz. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Constance will kill me, literally. Her last two best friends went missing. | Constance ben öldürecek, gerçekten. Son iki en iyi arkadaşı hala kayıp. Constance ben öldürecek, gerçekten. Son iki en iyi arkadaşı hala kayıp. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
That is not attractive at all. | Hiç de güzel görünmüyorlar. Hiç de güzel görünmüyorlar. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Is... is that what food looks like? | Yiyecekler buna mı benziyor? Yiyecekler buna mı benziyor? | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Why are there no cupcakes out? If you two work for me, I deport you. | Neden kekleri çıkartmadınız. Eğer ikiniz benim için çalışıyorsanız sizi sürerim. Neden kekleri çıkartmadınız. Eğer ikiniz benim için çalışıyorsanız sizi sürerim. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
There is a bit of cupcake situation. The buttercream sort of broke down on the way up. | Keklerle ilgili bir sorun var. Tereyağı kreması yolda biraz erimiş. Keklerle ilgili bir sorun var. Tereyağı kreması yolda biraz erimiş. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
It's not a problem, we can fix it. | Sorun değil. Halledebiliriz. Sorun değil. Halledebiliriz. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
I'll just run to a delly get what we need to touch them up and no one's the wiser. | Bir koşu mezeciye gidip rötuş için gerekenleri alırım ve kimse fark etmez. Bir koşu mezeciye gidip rötuş için gerekenleri alırım ve kimse fark etmez. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
And I take the full responsibility. My partner warned me that buttercream was a bitch. | Ve ben tüm sorumluluğu üstleniyorum. Biraz önce gitti. Ve ben tüm sorumluluğu üstleniyorum. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
You expect me to pay 300 dollars for these? | Bunlar çin 300 dolar ödememi mi bekliyorsun? Bunlar çin 300 dolar ödememi mi bekliyorsun? | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Caroline Channing, I have to say that you're a bigger con artist than your father. | Caroline Channing, babandan daha büyük bir dolandırıcı olduğunu söylemek zorundayım. Caroline Channing, babandan daha büyük bir dolandırıcı olduğunu söylemek zorundayım. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Then I have to say you're a bigger bitch than the buttercream. | Ben de kremadan daha büyük bir orospu olduğunu söylemek zorundayım. Ben de kremadan daha büyük bir orospu olduğunu söylemek zorundayım. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
I'm not your boss, so I can't hit you. | Ben seni patronun değilim. Sana vuramam. Ben seni patronun değilim. Sana vuramam. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
But I'm sure that Peach won't be your boss much longer either. | Ama eminim, Peach sana daha fazla patronluk yapmayacaktır. Ama eminim, Peach sana daha fazla patronluk yapmayacaktır. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Right, Peach? | Öyle değil mi Peach? Öyle değil mi Peach? | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
She's been with me since I bought the twins. | İkizleri aldığımdan beri yanımdaydı. İkizleri aldığımdan beri yanımdaydı. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
I can't live without her. | Onsuz yaşayamam. Onsuz yaşayamam. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
You are never coming to another one of my parties. | Bir daha benim partilerime gelemezsin. Bir daha benim partilerime gelemezsin. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
It's my fault. You lost your babysitting job, and I feel awful. | Benim hatam. Bakıcılık işini kaybettin ve ben kendimi berbat hissediyorum. Benim hatam. Bakıcılık işini kaybettin ve ben kendimi berbat hissediyorum. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Hey, I'm the one who call that bitch a "bitch". | Hey, o orospuya, orospu diyen benim. Hey, o orospuya, orospu diyen benim. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
And I'm gonna write those awesome films right up until we got evicted. | Bunları tahliye edilene kadar harika bir film için yazıp biriktireceğim. Bunları tahliye edilene kadar harika bir film için yazıp biriktireceğim. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Why can't you just admit that the sex was that good? | Neden seksin o kadar iyi olduğunu itiraf etmiyorsun? Neden seksin o kadar iyi olduğunu itiraf etmiyorsun? | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
You know it, I know it, the ham with the bite marks in the freezer knows it. | Sen biliyorsun, ben biliyorum. Dondurucudaki ısırık izli jambon biliyor. Sen biliyorsun, ben biliyorum. Dondurucudaki ısırık izli jambon biliyor. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Ok, fine. The sex was that good, | Pekala. O kadar iyiydi. Pekala. O kadar iyiydi. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
as was the ham. | Jambon da öyle. Jambon da öyle. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
It was that good because it was more than just sex. | Seks o kadar iyiydi çünkü sadece seksten daha fazlasıydı. Seks o kadar iyiydi çünkü sadece seksten daha fazlasıydı. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Oh... it is not love. | Aşk değildi. Aşk değildi. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Oh, it is love. | Aşktı. Aşktı. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
It was dirty, disgusting sex. | Ateşli, mide bulandırıcı bir seksti. Ateşli, mide bulandırıcı bir seksti. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Yes, it was. | Evet, öyleydi. Evet, öyleydi. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Oleg, do you really love Sophie? | Oleg, Sophie'yi gerçekten seviyor musun? Oleg, Sophie'yi gerçekten seviyor musun? | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Her lips will be mine. | Dudakları benim olacak. Dudakları benim olacak. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Wait, you never kissed her? | Bekle biraz. Onu hiç öpmedin mi? Bekle biraz. Onu hiç öpmedin mi? | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Not on the lips of her face. | Yüzündeki dudaklarından değil. Yüzündeki dudaklarından değil. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
But that day will come. | Ama o gün de gelecek. Ama o gün de gelecek. | 2 Broke Girls-1 | 2011 |