Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 319
İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
Which is like... Not at all, right? | Ki bu da... Bir şey değil, değil mi? Ki bu da... Bir şey değil, değil mi? | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Here's another W 2, H&R blonde. | İşte başka bir W 2 formu, insan kaynakları sarışını. İşte başka bir W 2 formu, insan kaynakları sarışını. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Max, you worked at a Mexican restaurant | Max, Long Island'da bir Meksika restoranında mı çalıştın? Max, Long Island'da bir Meksika restoranında mı çalıştın? | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Oh, my God, don't be so judgmental. | Aman Tanrım, bu kadar yargılayıcı olma. Aman Tanrım, bu kadar yargılayıcı olma. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Mira, look! | Mira, baksana! Mira, baksana! | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
I just found a receipt for shoe insoles and double stick tape. | Biraz önce ayakkabı keçesi ve çift taraflı bant fişi buldum. Biraz önce ayakkabı keçesi ve çift taraflı bant fişi buldum. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Work expense. | İş gideri. İş gideri. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Again, senorita, not a write off. | Yine söylüyorum, hanımefendi esrar torbacısına verdiğin parayı... Yine söylüyorum, hanımefendi esrar torbacısına verdiğin parayı... | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Like when you asked if you could claim your pot dealer | ...eğlence gideri olarak göstermeyi iddia ettiğin gibi... ...eğlence gideri olarak göstermeyi iddia ettiğin gibi... | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
as an entertainment expense. | ...bunu da gider olarak yazamazsın. ...bunu da gider olarak yazamazsın. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
So I was wrong. We've all got our talents. | Demek yanılmışım. Demek yanılmışım. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
You're great at doing paperwork, | Sen kağıt kürek işlerinde iyisin... Sen kağıt kürek işlerinde iyisin... | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
and I'm great at baking | ...ben de pişirme işinde ve karnavallarda seks yapmak için yer bulmakta iyiyim. ...ben de pişirme işinde ve karnavallarda seks yapmak için yer bulmakta iyiyim. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Just add that to the pile I'm calling | Sadece gelecekteki denetimlerin için kanıtlar dediğim yığına ekle. Sadece gelecekteki denetimlerin için kanıtlar dediğim yığına ekle. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Not there, that's Earl's tax return. | Orası değil, onlar Earl'in vergi iadeleri. Orası değil, onlar Earl'in vergi iadeleri. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Can I see a copy of what you filed last year? | Geçen yıl dosyaladıklarının bir kopyasını görebilir miyim? Geçen yıl dosyaladıklarının bir kopyasını görebilir miyim? | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Ugh...I didn't file last year. | Geçen yıl dosyalama yapmadım. Geçen yıl dosyalama yapmadım. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Or the year before or any year ever. | Ya da ondan önce, ya da hiçbir zaman. Ya da ondan önce, ya da hiçbir zaman. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Wait, you've never paid your taxes? | Bekle biraz. Daha önce hiç vergi ödemedin mi? Bekle biraz. Daha önce hiç vergi ödemedin mi? | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
No, I've never filed my taxes. | Hayır, vergilerimi dosyalamadım. Hayır, vergilerimi dosyalamadım. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
I've paid taxes. I see it on my check. | Vergilerimi ödedim. Vergilerimi ödedim. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
$8 to the state, 15 in federal income, | 8 dolar eyalete, 15 dolar gelir vergisi. 8 dolar eyalete, 15 dolar gelir vergisi. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
6.23 to Fica, whoever that lucky bitch is. | 6,23 da Fica'ya, artık herkimse o şanslı sürtük. 6,23 da Fica'ya, artık herkimse o şanslı sürtük. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Max, why didn't you tell me the severity of this last night? | Max, neden dün gece durumun vahametini bana söylemedin? Max, neden dün gece durumun vahametini bana söylemedin? | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Um, maybe you haven't noticed, but I have issues around money. | Belki fark etmedin ama para ile ilgili problemlerim var. Belki fark etmedin ama para ile ilgili problemlerim var. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Every year, I say I'm going to file, | Her yıl, dosyalayacağım diyorum, süre dolana kadar, ki bugünkü gibi... Her yıl, dosyalayacağım diyorum, süre dolana kadar, ki bugünkü gibi... | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
until the day it's due, like today, | ...biriktiriyorum, biriktiriyorum sonra 1024 ve W 2 formuyla oturuyorum. ...biriktiriyorum, biriktiriyorum sonra 1024 ve W 2 formuyla oturuyorum. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
I'm gonna watch old soul train clips on YouTube before work. | Youtube'dan eski Soul Train kliplerini izleyim diyorum. Çünkü kankan çok büyük bir parti düzenliyor. Youtube'dan eski Soul Train kliplerini izleyim diyorum. Çünkü kankan çok büyük bir parti düzenliyor. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
And then I feel like a loser until tax day is over. | Ve daha sonrada vergi günü bitene kadar kendimi ezik gibi hissediyorum. Ve daha sonrada vergi günü bitene kadar kendimi ezik gibi hissediyorum. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
And then I'm like, who cares? I'm awesome. | Ondan sonra da kim takar ben harika birisiyim, gelecek yıl yaparım diyorum. Ondan sonra da kim takar ben harika birisiyim, gelecek yıl yaparım diyorum. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
So what you're telling me | Yani, mali durumunu çantan kadar dağınık olduğunu söylüyorsun. Yani, mali durumunu çantan kadar dağınık olduğunu söylüyorsun. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Careful now! | Dikkat et. Dikkat et. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Starting to get a little hot up in here. | Burası biraz ısınmaya başlıyor. Burası biraz ısınmaya başlıyor. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Fine, I don't care. | Tamam. Umurumda değil. Tamam. Umurumda değil. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
I just want you to get your taxes done. | Sadece vergi işlerini halletmek istiyorum. Sadece vergi işlerini halletmek istiyorum. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Now throw away all of your useless garbage | Tüm işe yaramaz şeylerini bu çöp kutusuna atıyorum. Tüm işe yaramaz şeylerini bu çöp kutusuna atıyorum. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
You know what, I'm just gonna go to that pop up tax place | Biliyor musun, restoranın yanındaki vergi ofisine gideceğim. Biliyor musun, restoranın yanındaki vergi ofisine gideceğim. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
And I'll throw my "useless garbage" in the dumpster | Giderken de benim işe yaramaz şeylerimi çöpe atacağım. Giderken de benim işe yaramaz şeylerimi çöpe atacağım. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Wait, you're gonna spend like $100 | Bekle biraz. Ben burada otururken sen gidip vergi işlerini yapan birine... Bekle biraz. Ben burada otururken sen gidip vergi işlerini yapan birine... | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
when I'm sitting right here. | ...100 dolar harcayacaksın. ...100 dolar harcayacaksın. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
The amount of money I'll spend down there | Orada harcayacağım para, seninle vergi işlerini hallederken... Orada harcayacağım para, seninle vergi işlerini hallederken... | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
I'd have to spend on weed to survive doing taxes with you. | ...hayatta kalmak için ota harcayacağım parayla kıyaslanamaz bile. ...hayatta kalmak için ota harcayacağım parayla kıyaslanamaz bile. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Good afternoon, girls. Hello. | İyi günler kızlar. Selam. İyi günler kızlar. Selam. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
I hope Sophie and I's wild lovemaking | Umarım Sophie ile ateşli sevişmelerimiz sizi bütün gece ayakta tutmamıştır. Umarım Sophie ile ateşli sevişmelerimiz sizi bütün gece ayakta tutmamıştır. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
We wanted to come down | Aşağıya inip Sophie'ye aldığım hediyeyi size göstermek istedik. Aşağıya inip Sophie'ye aldığım hediyeyi size göstermek istedik. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Yeah, look, girls. Look at my gift. | Evet, bakın kızlar. Hediyeme bakın. Evet, bakın kızlar. Hediyeme bakın. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
It's got a leg. | Bacağı var. Bacağı var. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Wow, I didn't think you two were the couple type. | Vay canına! Sizin çift olacak tipler olduğunuzu düşünmüyordum. Vay canına! Sizin çift olacak tipler olduğunuzu düşünmüyordum. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
We are going into Manhattan | Meyve kokteyli ve şampanya için Manhattan' gidiyoruz. Meyve kokteyli ve şampanya için Manhattan' gidiyoruz. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Want to join? Hell, yeah! | Katılmak ister misiniz? Tabii ki evet. Katılmak ister misiniz? Tabii ki evet. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
No, Max, you're doing your taxes. | Hayır, Max. Senin vergi işlerini hallediyoruz. Hayır, Max. Senin vergi işlerini hallediyoruz. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Oh. My mother says I can't come out. | Annem gelemeyeceğimi söylüyor. Annem gelemeyeceğimi söylüyor. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Have fun. | İyi eğlenceler. İyi eğlenceler. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
This means nothing! | Bu hiç bir anlama gelmez! Bu hiç bir anlama gelmez! | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
I can't believe you're putting your financial future | Ekonomik geleceğini Hayatın Vergisi denen vergi ofisindeki... Ekonomik geleceğini Hayatın Vergisi denen vergi ofisindeki... | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
into the hands of a hipster tax place | ...hippinin ellerine vereceğine inanamıyorum. ...hippinin ellerine vereceğine inanamıyorum. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
You know how the old proverb goes. | Eski bir atasözü ne der bilirsin. Eski bir atasözü ne der bilirsin. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
"You take the good, you take the bad. | Acısını alırsın, tatlısını alırsın, kalanı alırsın, işte sana hayatın vergisi. Acısını alırsın, tatlısını alırsın, kalanı alırsın, işte sana hayatın vergisi. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
43! Number 43. | 43 numara! 43 numara! | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
And remember, if you need any help, | Unutma, eğer yardıma ihtiyacın olursa ben senin mali durumuna aşinayım. Unutma, eğer yardıma ihtiyacın olursa ben senin mali durumuna aşinayım. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
And I'm acquainted with your attitude. | Ben de senin tavırlarına aşinayım. Ben de senin tavırlarına aşinayım. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Don't say a word. | Tek kelime daha etme. Tek kelime daha etme. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
I'm 43. 'Sup, 43? | 43 benim. N'aber 43? 43 benim. N'aber 43? | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
I'm Kyle. I'm your tax bro. | Ben Kyle. Ben senin vergi kankanım. Ben Kyle. Ben senin vergi kankanım. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Hi, I'm Max and this is my mute friend Caroline. | Selam, ben Max, bu da dilsiz arkadaşım Caroline. Selam, ben Max, bu da dilsiz arkadaşım Caroline. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
I already started to fill out the 1040 | Zaten 1024 formunu doldurmaya başlamıştım, ve bu senenin w 2 formu da var. Zaten 1024 formunu doldurmaya başlamıştım, ve bu senenin w 2 formu da var. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Also some receipts. | Ve biraz da fiş var. Ve biraz da fiş var. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Well, let's get started! | Hadi başlayalım! Hadi başlayalım! | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Do you have a health savings account? | Sağlık tasarruf hesabın var mı? Sağlık tasarruf hesabın var mı? | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Definitely not. Oh, well, we can fudge that. | Kesinlikle yok. Bunu geçiştirebiliriz. Kesinlikle yok. Bunu geçiştirebiliriz. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
I'll put you down for 500. Sounds good. | Senin için 500 koyuyorum. Güzel. Senin için 500 koyuyorum. Güzel. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Fudge that? Fudge? | Bunu geçiştirelim mi? Geçiştirmek mi? Bunu geçiştirelim mi? Geçiştirmek mi? | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
I wasn't aware there was fudging in finance. | Mali durumun geçiştirildiğinden haberim yoktu. Mali durumun geçiştirildiğinden haberim yoktu. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Domestic production activities. | Ev üretim aktiviteleri. Ev üretim aktiviteleri. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Like condoms and stuff? I guess. | Prezervatif ya da öyle şeyler mi? Herhalde. Prezervatif ya da öyle şeyler mi? Herhalde. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Talk about adjusted gross income, am I right? | Brüt gelir hakkında konuşuyoruz haksız mıyım? Brüt gelir hakkında konuşuyoruz haksız mıyım? Tat yüzükleri ne kadar harika. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Kyle, put me down for 250. | Kyle, benim için 250 ekle. Kyle, benim için 250 ekle. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
250. | 250. 250. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Should I just put the cheese plate out for the IRS now? | Gelir idaresine bir tabak da peynir koymalı mıyım? Gelir idaresine bir tabak da peynir koymalı mıyım? | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
What about residential energy credits? | Peki ya konut enerji giderleri? Peki ya konut enerji giderleri? | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
I bought some of those curly light bulbs once. | Bir seferinde şu kıvrımlı ampullerden birkaç tane almıştım Bir seferinde şu kıvrımlı ampullerden birkaç tane almıştım | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Oh, that's another 150 easily. | Bu da kolay bir 150. Bu da kolay bir 150. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Sorry, Max, I can't stop myself. | Affedersin Max. Kendimi tutamayacağım. Affedersin Max. Kendimi tutamayacağım. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Money, finances this is my thing. | Para, mali durum... Bu benim işim. Para, mali durum... Bu benim işim. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
If we were at a copper plated jewelry sale, | Eğer bakır kaplama mücevher satışında olsaydık... Eğer bakır kaplama mücevher satışında olsaydık... | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
I'd let you take the wheel. | ...direksiyona senin geçmene izin verirdim. ...direksiyona senin geçmene izin verirdim. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
I can't sit back and watch you risk our financial future. | Arkama yaslanıp ekonomik geleceğini riske atmanı seyredemem. Arkama yaslanıp ekonomik geleceğini riske atmanı seyredemem. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
You'll be dragging me into this with you and your tax bro. | Sen ve vergi kankan beni buna mecbur ettiniz. Sen ve vergi kankan beni buna mecbur ettiniz. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Excuse me, tax bro. | Affedersin, vergi kankası. Affedersin, vergi kankası. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Oh, my God, you wanna claim a residential energy credit? | Aman Tanrım, konut enerji giderin olduğunu mu iddia etmek istiyorsun? Aman Tanrım, konut enerji giderin olduğunu mu iddia etmek istiyorsun? | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
You don't even have a 5695 up here. | 5695 bile yok burada. 5695 bile yok burada. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Hey, your mute friend's all over this. | Senin dilsiz arkadaşın olayı çözdü. Senin dilsiz arkadaşın olayı çözdü. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
You should let her do your taxes. | Vergi işlerini onun yapmasına izin vermelisin. Vergi işlerini onun yapmasına izin vermelisin. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
She's way better. | O daha iyi. O daha iyi. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
No, that's cool, Kyle. I'm not gonna do this. | Sorun değil, Kyle. Bunu yapmayacağım. Sorun değil, Kyle. Bunu yapmayacağım. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
One more year won't kill me. | Fazlada bir yıl beni öldürmez. Fazlada bir yıl beni öldürmez. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
I'll just spend this money on pot. | Esrara harcama yapacağım. Esrara harcama yapacağım. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
That's an entertainment expense, bee tee Dubbs. | Bu bir eğlence gideri bu arada Bu bir eğlence gideri bu arada | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Max, don't give up yet. Let me help. | Max, hemen pes etme. Bırak yardım edeyim. Max, hemen pes etme. Bırak yardım edeyim. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Look, it's already 9:00. We ran out of time. | Baksan saat zaten 9:00 oldu. Zamanımız bitti. Baksan saat zaten 9:00 oldu. Zamanımız bitti. | 2 Broke Girls-1 | 2011 |