Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 3426
İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
Yeah, I'll ask Anna. | Evet, Anna'ya sorarım. | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
This Anna thing, we're really gonna need to talk about. | Bu Anna konusunda cidden bir konuşma yapmamız gerekecek. | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
Gary, you can't talk to Anna. | Gary, Anna'yla konuşamazsın. | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
Hey, guys, guys, I got this, okay? | Çocuklar, ban hallederim, tamam? | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
I've interrogated hundreds of suspects in the past, okay. | Geçmişte yüzlerce şüpheliyi sorguladım ben. | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
It's very simple. | Oldukça basittir. | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
You just go through the last few days, you make a timeline. | Son birkaç günün üzerinden geçer, bir zaman aralığı oluşturursun. | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
Good old fashioned police work, all right. | Eski moda polis işi işte, tamam? | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
Now I don't need any mind control to do it. | Kimsenin aklımı kontrol etmesine luzüm yok. | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
Nobody needs mind control or anything like that | Kimsenin o tarz şeylere ihtiyacı yok... | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
as I know who the traitor is. | ...hainin kim olduğunu biliyorum. | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
You found them? | Onları buldun mu? | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
Scranton. | Scranton'da mı? | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
All right, send the coordinates to my phone. | İyi tamam, yerini telefonuma yolla. Hiçbir şeyi değiştirmeyecek bu. Bana kim olduğunu söyle! | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
I say you could touch the station? | Radyoya dokunmana izin verdim mi? | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
That is some misplaced hostility. | Her şeye muhalefetsin sen de. | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
Doc, come on. | Doktor, hadi ama. | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
Are you gonna tell us, or are you gonna make us guess? | Söyleyecek misin, yoksa tahmin mi yürüteceğiz? | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
I'm trying to decide how to handle this. | Nasıl söyleyeceğimi kavramaya çalışıyorum sadece. | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
It's not easy. | Kolay değil sonuçta. | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
I care about all of you. | Hepinize değer veriyorum. | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
And to be honest, I'm deeply disappointed. | Dürüst olmak gerekirse, hayalkırıklığına uğradım. | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
Well, it wasn't me. | Ben değilim. | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
I didn't do it, so it must be someone else here. | Ben yapmadım, bu yüzden başka biri olsa gerek. | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
Gary doesn't lie. | Gary, yalan söylemez. | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
We all know Gary doesn't lie. | Hepimiz Gary'nin yalan söylemediğini biliyoruz. | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
No, I do lie. | Yok öyle bir şey, ben yalan söylerim. | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
I've been practicing. It's a social skill. | Yalan söylemeyi öğreniyordum. Sosyal beceri adına. | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
Like the other day when I said I was | Misal geçen, puding... | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
going to have a pudding pop. | ...almaya gidiyorum dedim. | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
I was lying, 'cause I don't like pudding pops. | Yalan söylemiştim, puding sevmem ben. | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
That was a lie. I do like pudding pops. | Bak bu da yalandı. Çünkü pudingi feci severim. | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
I just knew we didn't have any. | Sadece pudingimizin olmadığını biliyordum. | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
Well, I'm hoping that the traitor | Ben sadece hainin, kendini biraz daha rahatlatması için... | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
will, for lack of a better word, confess. | ...itiraf etmesini umuyordum. | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
Cley's almost here. What? | Cley gelmek üzere. Ne dedin? | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
He's on the phone. How? | Şu an telefonda? Nasıl oldu o? | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
There's a spy satellite tracking us. | Casus uydu bizi takip ediyormuş. | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
Gary, you just telling us this now? | Gary, şimdi mi söylenir bu? | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
Yeah, I just found out right now, Bill. | Şimdi öğrendim ama, Bill. | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
He's on his way. | Şu anda yolda. | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
All right, Doc. 20 minutes away. | Tamamdır, Doktor. Yirmi dakika uzaklıkta. | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
Okay, we should run. Steal another car. | Kaçsak iyi ederiz. Başka araba çalarız artık. | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
Seriously, I can't go back to Binghamton, Dr. Rosen. | Ciddi diyorum, Binghamton'a geri dönemem, Dr. Rosen. | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
I can't do it. | Dönemem işte. | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
Running away would be pointless, obviously. | Kaçmak gereksizce olur, orası belli gerçi. | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
So, if the person, whoever is responsible for this, | Tüm bu şeylerden her kim sorumluysa... | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
would step forward, I'll know that they are redeemable. | ...bize itirafını yapsın, ben de pişman olduğunu anlayayım. | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
And I will do everything that I can to protect them. | Ondan sonra da korumak adına elimden gelen her şeyi yaparım. | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
If not, I have no other choice | Eğer itiraf etmezse, benim de kendi... | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
but to turn them over to Cley myself. | ...elimle, Cley'e teslim etmekten başka çarem kalmaz. | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
And we, uh, have 20 minutes. | Üstelik bunun için yirmi dakikamız var. | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
No, we have less than 20 minutes. | Hayır, aslında yirmi dakikadan daha az bir süremiz var. | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
Yep, this is the car they stole. | Evet, çaldıkları araba bu. | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
Satellite lost track | Uydu, sanayi bölgesine girdikleri an... | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
when they moved into the industrial park. | ...onların izini kaybetti. | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
Well, there have to be 40 or 50 warehouses around here. | Kırk ya da elli depoluk bir alanda oldukları kesin. | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
Anything? Noise. | Var mı bir şey? Sırf ses. | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
Between the train depot and the factories down the street, | Tren istasyonu ve sokağın aşağısındaki fabrikların arasında bir yerde... | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
there's too much clatter. | ...çok fazla ses var. | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
They're cornered. | Sıkıştılar şu anda. | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
Eventually they always end up cornered. | Eninde sonunda sıkışırlar hep. | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
We'll go warehouse to warehouse. | Depodan depoya araştırırız o zaman. | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
Hunt them down, flesh them out, take them down. | Onları takip eder, dışarı çıkmaya zorlar, sonra da hepsini indiriveririz. | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
Start all over again with Eric. | Sonra da aynılarını Eric'le tekrarlarız. | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
Sooner or later, one of them will crack. | Eninde sonunda halledeceğiz. | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
All right, I'll wait here. | Tamamdır, burada beklerim ben. | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
You come and get me if you find them. | Onları bulursanız beni almaya gelirsiniz artık. | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
Nope. Man, where's the trust? | Olmaz? Hadi, insan bir güvenir. | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
You can tell what people are thinking, who do you trust? | İnsanların düşündüğü şeyleri söyleyebiliyorsun, kime güvenirdin? | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
Okay, whoever did this, just come forward and confess. | Tamam, bunu her kim yaptıysa, öne çıksın ve itirafını yapsın. | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
I promise we will forgive you. | Söz veriyorum ki onu affedeceğiz. | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
Doc says he already knows who it is. | Doktor zaten kim olduğunu bildiğini söyledi. | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
So why don't you can the theatrics. | Olayı abartmayı bırak. | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
Hey, what is that supposed to mean? | Bu da ne demekti şimdi? | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
It means stop babbling! | Gevezeliği kes yani. | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
Cameron, just dial it down a bit, okay? | Cameron, sataşmayı keser misin? | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
You're looking pretty jumpy there, Hicks. | Hicks, pek bir gergin görünüyorsun. | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
Says a guy who's sweatin' through his shirt? | Hayvani derecede terlemekte olan adam mı söylüyor bunu? | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
Yeah, I sweat, okay? I sweat when I'm amped up, okay? | Evet, terlerim ben, tamam mı? Gücümü kullandığımda terliyorum. | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
You're amped up. | Gücünü kullandın demek? | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
Maybe crush a crate. Maybe that'll help you. | Kasa parçala madem. Kendine gelirsin. | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
Yeah, how about I crush you? | Tabii, seni parçalasam nasıl olur? | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
Guys, guys, I can hear headsets. | Çocuklar, çocuklar, kulaklık sesi duyuyorum. | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
They're searching for us. | Bizi arıyorlar. | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
They're going to be here very soon. | Birazdan burada olurlar. | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
Hey, is there a bathroom around here? | Tuvalet var mıdır buralarda? | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
Hey, it's my downside. | Kötü tarafım bu da. | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
When I get nervous I have to pee. | Gergin olunca, işemem gerekir. | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
No, your downside is you're a distrustful, depressed | Yok, senin kötü yanın, şüpheci, depresif... | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
miserable human being. | ...ve acınası bir insan olman. | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
Oh, yeah. That. | Ha, evet. Bir de o var. | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
You know what people don't realize? | İnsanlar neyi fark etmiyor, biliyor musun? | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
That ignorance of what other people are thinking | Diğer insanların ne düşündüğünü umursamamak... | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
is one of the keys to human happiness. | ...insanın mutlu olmasındaki en önemli şeydir. | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
Lets you have friends, lovers. | Hadi arkadaş edinelim, hadi sevgili edinelim... | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
Lets you keep a job. | ...hadi kovulmayayım düşüncesi. | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
You know, they told me this office thing was a fast track | Biliyor musun, bana şu ofis olayının... | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
to a cushy position in D.C. | ...başkentteki rahat bir pozisyon etmenin en hızlı yolu olduğunu söylemişlerdi. | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
House in the burbs, good schools for my kids. | Banliyödeki evler, çocuklarım için iyi bir okul. | Alphas-2 | 2011 | ![]() |