Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 3422
İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
If one sneaks up on me, that's fine. | Birisini bana sokulacaksa eyvallah. | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
A little while back, I took Tyler to see that movie, uh, Up. | Bir süre önce Tyler'ı şu filme, Yukarıya Bak'a götürmüştüm. | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
Totally sideswiped me. | Resmen dağılmıştım. | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
But I'm not doing that to myself on purpose. | Bilerek kendimi böyle durumlardan uzak tutuyorum. | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
I thought Casablanca had a sad ending. | Kasablanka'nın hüzünlü bir sonu olduğunu sanıyordum. | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
Bogie was much better off with Claude Rains. | Bogie, Claude Rains'le beraberken çok daha iyi durumdaydı. | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
What the | Hey, hey. N'oluyo... Ben sokağı gözetleyeceğim. Benimle kal tamam mı? Ne? | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
Dr. Rosen! 1 | Dr. Rosen! | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
Dr. Rosen! Help! | Dr. Rosen! İmdat! | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
I demand to know what's going on. | Neler olduğunu bilmeyi talep ediyorum. | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
You're not in a position | Talepte bulunacak durumda değilsin, Lee. | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
The cells you're in are soundproof. | Hücleriniz ses yalıtımlı. | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
Signal proof. Escape proof. | Sinyal yalıtımlı. Kaçmaya elverişsiz. | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
Alpha proof. | Alfa yalıtımlı. | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
What have you done? | Ne yaptın böyle? | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
You're in Binghamton, | Binghamton'dasın. | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
along with the rest of your team. | Ekibinin geri kalanı da öyle. | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
And you're going to be here | Hanginizin hain olduğunu öğrenene kadar da hiçbir yere gitmiyorsunuz. | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
Let's go. | Haydi gidiyoruz. | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
Dr. Rosen! | Dr. Rosen! 1 | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
Keep walking. | Yürü. | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
Nathan, have you lost your mind? | Nathan, aklını mı kaçırdın sen? | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
When Sullivan hears about this | Sullivan bunu duyacak olursa... | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
This was Sullivan's call. | Sullivan'ın fikriydi zaten. | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
She ordered you to tranquilize us like animals? | Bizi hayvanlar gibi uyuşturmanızı o mu istedi yani? | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
That was my call. | O da benim fikrimdi. | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
I don't want anyone else getting dead | Ekibinin yüzünden kimse ölsün istemedim. | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
Nathan, you still haven't told us | Nathan, halen ne ile suçlandığımızı söylemiş değilsin. | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
Yes, of course. | Elbette. | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
Scientists who work for MK Ultra. | MK Ultra için çalışan bilimadamları. | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
The Cold War Alphas program, they were all part of it. | Soğuk Savaş Alfa Programı, hepimiz bir parçasıydık. | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
They were your predecessors in a way. | Bir açıdan selefin sayılırlardı. | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
Recently deceased. | Yakın zamanda vefat ettiler. | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
Nathan, don't be coy with me. | Nathan, lafı dolandırma. | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
Just tell me what's happening. | Neler olduğunu anlat. | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
Each of them were killed late yesterday | Her biri dün damarlarında saniyeler içerisinde... | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
No toxins detected, no puncture marks, so... | Herhangir zehir ya da iğne izi bulunamadı. | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
I can tell you none of my team has this ability. | Ekibimden kimsenin böyle bir gücü olmadığını söyleyebilirim. | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
No, the ability belongs to an assassin who works for Red Flag. | Bu yetenek Kızıl Bayrak için çalışan bir suikastçiye ait. | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
But you do have access to the MK Ultra files. | Lakin MK Ultra dosyalarına erişim imkanın var. | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
The unredacted ones. | Redaksiyondan geçmemiş olanlara. | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
The ones with real names, addresses. | Gerçek isimlerin ve adreslerin yazılı dosyalara. | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
Well, I don't know what that proves. | Bunun neyi kanıtladığını bilemiyorum açıkçası. | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
They've been in my possession for years. | Yıllardır elimdeler zaten. | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
Except each of these received | Her birinin ölümlerinden birkaç saat evvel ofisinden aranmış olduklarını saymazsak. | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
Encoded with the original MK Ultra signs and countersigns. | Asıl MK Ultra rumuz ve sembolleriyle şifrelenmiş olarak. | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
Your phones. | Senin telefonlarından. | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
Codes you and yours had almost exclusive access to. | Neredeyse sana özel diyebileceğimiz kodlarla. | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
Someone in your group identified these old men | Ekipten birisi bu yaşlı adamları belirledi ve onlara tuzak kurdu. | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
Nathan, if anyone's being set up, it's us. | Nathan, burada tuzağa düşen birisi varsa o da biziz. | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
There are any number of ways these could have been faked. | Bu işi tezgahlamanın pek çok yolu var. | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
Phone taps, hackers, not to mention Alpha abilities. | Telefon dinlemeleri, bilgisayar korsanları,... | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
Occam's razor. | Occam bıçağı. (İki seçenekten en basit olanı seçme) | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
The simplest explanation is usually the right one. | Genelde doğru olan en basit açıklamadır. | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
All the evidence points back to you | Tüm deliller, seni veya ekibindeki birisini işaret ediyor. | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
Red Flag tried to kill me, Nathan, and my team. | Kızıl Bayrak, beni öldürmeye çalıştı, Nathan. Keza ekibimi de. | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
You think one of us is suddenly a sympathizer? | Onların taraftarı olduğumuzu mu sanıyorsun? | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
Sympathizer... | Taraftar. | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
Double Agent, mole, financial opportunist... | İkili ajan, köstebek, en yüksek fiyatı verene hizmet eden. | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
They all mean traitor. | Hepsi ihanet demek oluyor. | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
Nathan, I know my team | Nathan, ekibimi yakından tanırım. | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
better than you, better than anyone | Senden ve diğer herkesten daha yakından. | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
and I trust them completely. | Onlara güvenim tam. | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
I'm reading evasion. | Kaçaamak bir ifade görüyorum. | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
Pain and contempt. | Istırap ve iğrenme. Peynir ve hamur kokusu alıyorum, ekşi bir şarap ve... | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
He doesn't like you. | Senden hazzetmiyor. | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
What you just said, that wasn't the truth. | Az önce söylediğin şey doğru değildi. | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
Look, I'm not working for Red Flag. | Kızıl Bayrak hesabına çalışmıyorum. | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
I'm not helping Red Flag. | Onlara yardım ve yataklık etmiyorum. | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
I don't know these gray hairs. | Bu ihtiyarları da tanımıyorum. | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
And I sure as hell don't have any reason to want them dead. | Onları öldürmek istememe neden olacak bir gerekçem olmadığına da fazlasıyla eminim. | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
Seriously, come on, who kills an 80 year old man? | Cidden, kim seksene merdiven dayamış bir adamı öldürmeye kalkar ki? | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
What's the point? Just wait a few months. | Ne anlamı var? Birkaç ay daha bekleyiver. | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
He's being honest. | Dürüst davranıyor. | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
I think. | Galiba. | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
I mean, it's not 100%. I told you that. | %100 işe yaramıyor, söylemiştim zaten. | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
Red Flag had you kill before. | Kızıl Bayrak, sana daha önce de cinayet işletti. | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
It wasn't me. It was mind control. | Ben yapmadım. Zihin kontrolüydü. | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
So you admit to being susceptible to mind control. | Zihninin kontrol edildiği şüphesini itiraf ediyorsun yani. | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
Well, you want me to say that | Kızıl Bayrak için çalışıp çalışmadığımı bilmediğimi söylememi istiyorsun. | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
Well... Considering the things | Geçtiğimiz birkaç ayda tanık olduğum şeylere dayanarak bunu inkar edemem. | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
I feel that while significant strides have been made | Gücünü kullanma konusunda ilerleme sağladığı inancındayım;... | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
That's just rude. | Bu resmen kabalık. | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
Dark glasses in a meeting. | Görüşmeye koyu renk gözlüklerle gelmek. Sen de bir kere ailenin Volkswagen'ini parçalayıp hava tabancası yapmamış mıydın? | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
I could sit behind you. | Arkana da oturmuş olabilirdim. | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
Or blindfold you if you'd rather go that route. | Ya da gözlerin bağlı olurdu. | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
Scared of making eye contact | Zihin kontrol ustası şeytani Alfa ile göz teması kurmaktan sakınıyorsun öyle mi? | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
Have it your way. | Nasıl istersen. | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
Got to wonder. Full potential. | Merak etmeden duramıyorum. Gerçek potansiyelin. | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
What do you think Dr. Rosen meant by that? | Sence Dr. Rosen bununla ne kast etti? | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
I don't know, maybe that I, uh... | Bilmem, belki de... | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
I could go a week or two without pushing someone. | ...kimseyi zorlamadan bir ya da iki hafta dayanabileceğimdir. | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
Actually pay rent on my loft. | Ya da dairemin kirasını ödeyeceğimi. | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
Drive a car I didn't borrow. | Ya da ödünç almadığım bir arabayı kullanacağımı. | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
So you admit to being a thief and a con artist? | Yani hırsız ve dolandırıcı olduğunu kabul ediyorsun öyle mi? | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
I've been working for the D.O.D. for years. | Yıllardır Savunma Bakanlığı için çalışıyorum. | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
Haven't had any problems with my lifestyle until now. | Daha evvel hayatımı nasıl sürdürdüğümü dert etmiyorlardı. | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
Disillusionment doesn't happen overnight. | İnsanın gözü bir gecede açılmaz. | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
Those roots take time to grow, | Köklerin gelişmesi zaman alır, geliştikleri vakit de bir şeyler filiz verir. | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
You think we don't know what happened with Skylar Adams? | Skylar Adams olayının iç yüzünden bihaber olduğumuzu mu sanıyorsun? | Alphas-2 | 2011 | ![]() |