Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 7398
İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
It will be better for you only. | Yalnızca senin için iyi olacak. | Big Man-4 | 2014 | ![]() |
You can sell salted fish at the mart. | Orada da tuzlanmış balık satabilirsin. | Big Man-4 | 2014 | ![]() |
If I display the lousy clothes I sell at the mart | O ucuz kıyafetler alışveriş merkezinde satar mı? | Big Man-4 | 2014 | ![]() |
I've been selling those clothes for thirty years now, okay? | Otuz yıldan beri bu tür kıyafetler satıyorum. | Big Man-4 | 2014 | ![]() |
At my age | Bu yaşta popüler ve yeni ürünlerin hangileri olduğunu nerden bileceğim? | Big Man-4 | 2014 | ![]() |
Are you telling me to go and stay home? | Bana dükkânı kapatıp eve gitmemi mi söylüyorsun? | Big Man-4 | 2014 | ![]() |
Come to your senses, everyone! | Kendinize gelin, millet. | Big Man-4 | 2014 | ![]() |
He's not the same porcupine we used to know. | O, artık tanıdığımız Kirpi değil. | Big Man-4 | 2014 | ![]() |
Come on. Mister. | Hadi ama. Ajussi. | Big Man-4 | 2014 | ![]() |
Guys, first... | Millet, öncelikle... | Big Man-4 | 2014 | ![]() |
Whatever result comes out | Çıkan sonucu kabul edeceksin, tamam mı? | Big Man-4 | 2014 | ![]() |
You all do some careful thinking and... | Herkes dikkatlice düşünsün. | Big Man-4 | 2014 | ![]() |
we will vote in a week, okay? | Bir hafta içinde oylama yapacağız, tamam mı? | Big Man-4 | 2014 | ![]() |
It seems that President Kang Dong Suk | Başkan Kang Dong Suk, aldığımız krediyi... | Big Man-4 | 2014 | ![]() |
might have used the loan we got | ...başka bir yerde alışveriş merkezi kurmak için kullanmış gibi görünüyor. | Big Man-4 | 2014 | ![]() |
to build a mart elsewhere. | ...insanlarını ondan birer birer almak, öyle mi? | Big Man-4 | 2014 | ![]() |
What's important is... | Önemli olan şu ki, eğer alışveriş merkezinin inşaatı biraz daha gecikmeye uğrarsa... | Big Man-4 | 2014 | ![]() |
When he's not even well... | Hem de sağlığı iyi değilken. | Big Man-4 | 2014 | ![]() |
Are you on your way to work? | İşe mi gidiyorsun? | Big Man-4 | 2014 | ![]() |
Yes, shouldn't you get ready too? | Evet, sizin de hazırlanmış olmanız gerekmiyor muydu? | Big Man-4 | 2014 | ![]() |
take care of my work for me. | Bu yüzden benim yerime işlere göz kulak ol. | Big Man-4 | 2014 | ![]() |
There is some physical work I need to do today. | Bugün biraz vücudumu çalıştırmam lazım. | Big Man-4 | 2014 | ![]() |
We will count the votes. | Oyları sayacağız. | Big Man-4 | 2014 | ![]() |
Who did that, huh? | Kim verdi? | Big Man-4 | 2014 | ![]() |
It was you, wasn't it? | Sen verdin, değil mi? | Big Man-4 | 2014 | ![]() |
It's just one yes vote. | Sadece bir evet oyu. | Big Man-4 | 2014 | ![]() |
Did you vote too, Dae Suk? | Sen de mi oy verdin, Dae Suk? | Big Man-4 | 2014 | ![]() |
Only the owners are supposed to vote. | Sadece dükkân sahipleri oy kullanabilir. | Big Man-4 | 2014 | ![]() |
This is the last vote. | Bu, son oy. | Big Man-4 | 2014 | ![]() |
Thank you so very much. | Çok teşekkür ederim. | Big Man-4 | 2014 | ![]() |
About this | Elimden geleni yapacağım. Kemiklerim kırılıncaya kadar çalışacağım. | Big Man-4 | 2014 | ![]() |
Again, thank you very much. | Tekrar çok teşekkür ederim. | Big Man-4 | 2014 | ![]() |
Plus, you can order and eat anything you want today. | Bugün istediğiniz her şeyi sipariş edip yiyebilirsiniz. | Big Man-4 | 2014 | ![]() |
There is nothing we can do. | Yapılacak bir şey yok. | Big Man-4 | 2014 | ![]() |
The voting result came out this way. | Oylamadan çıkan sonuç bu. | Big Man-4 | 2014 | ![]() |
Until a year ago... | Bir yıl önce hepiniz hayır demiştiniz. | Big Man-4 | 2014 | ![]() |
He didn't do that. | Tabii ki vermedi. Eğer öyle bir şey yapsaydı izin vermezdik. | Big Man-4 | 2014 | ![]() |
Until a few days ago, you... | Birkaç gün öncesine kadar hepiniz karşıydınız. | Big Man-4 | 2014 | ![]() |
It's a bargain price! | Sudan ucuz. | Big Man-4 | 2014 | ![]() |
He tried to help me at my store. | Bana dükkânda çok yardımcı oldu. Onu öyle görünce... | Big Man-4 | 2014 | ![]() |
Porcupine, one bag for me too. | Kirpi, bir çuval da bana. | Big Man-4 | 2014 | ![]() |
I'm not physically up for this now. | Fiziksel olarak bu işe uygun değilim. | Big Man-4 | 2014 | ![]() |
Gosh, when I first started working here | Burada ilk çalışmaya başladığımda, bunlar bu kadar ağır gelmiyordu. | Big Man-4 | 2014 | ![]() |
he's the most consistent man I have ever known. | ...o, tanıdığım en istikrarlı adam. | Big Man-4 | 2014 | ![]() |
he usually did all the hard work at the market, you know. | Her zaman pazardaki en zor işleri yapardı. | Big Man-4 | 2014 | ![]() |
If it were somebody else | Değişmiş olsaydı artık buralara gelmezdi. | Big Man-4 | 2014 | ![]() |
Even after he became the president | Başkan olduğu hâlde, hâlâ pazarda yaşıyor sayılır. | Big Man-4 | 2014 | ![]() |
Why are you carrying this? | Bunu neden taşıyorsun? | Big Man-4 | 2014 | ![]() |
Don't talk to me. I'm dying. | Konuşma benimle. Ölüyorum burada. | Big Man-4 | 2014 | ![]() |
I thought he would never turn his back away from us, so... | Bize asla sırtını dönmeyeceğini düşünüyorum. | Big Man-4 | 2014 | ![]() |
It wasn't entirely because of that. | Sadece bunlar yüzünden değil. | Big Man-4 | 2014 | ![]() |
Family... | Aile... | Big Man-4 | 2014 | ![]() |
That's right, family... | Aile... | Big Man-4 | 2014 | ![]() |
Oh my, you are all softies when it comes to emotions. | Aman, aman. Siz de hemen yumuşuyorsunuz. | Big Man-4 | 2014 | ![]() |
How about you? | Sen yumuşamıyorsun sanki. | Big Man-4 | 2014 | ![]() |
What do you mean that Ji Hyuk got himself into trouble again? | Ji Hyuk yine soruna sebep oldu da ne demek? | Big Man-4 | 2014 | ![]() |
It seems that the construction of a new mart became possible now. | Yeni alışveriş merkezinin inşası mümkün olacak gibi görünüyor. | Big Man-4 | 2014 | ![]() |
It means they can start renegotiating with Jaroku. | Bu da Jaroku'yla yeniden müzakerelere başlayacakları anlamına geliyor. | Big Man-4 | 2014 | ![]() |
The percentage was zero? | Hani başarma şansları sıfırdı. | Big Man-4 | 2014 | ![]() |
When they have all PhD's and masters degrees | Tüm o doktora ve mastır dereceleriyle yazdıkları rapor hiç şansı yok derken... | Big Man-4 | 2014 | ![]() |
Fire whoever wrote that report immediately! | O raporu kim yazdıysa onu hemen kov. | Big Man-4 | 2014 | ![]() |
The prosecutor's office... | Savcılık, Hyun Sung Grubun Liderini değil de... | Big Man-4 | 2014 | ![]() |
My son, Kang Dong Suk will return soon... | Oğlum Kang Dong Suk yakında dönecek. | Big Man-4 | 2014 | ![]() |
They will try to send him right to prison, huh? | Onu doğruca hapse göndermeye çalışacaklar, öyle mi? | Big Man-4 | 2014 | ![]() |
Scenario? | Senaryo mu? | Big Man-4 | 2014 | ![]() |
The merchants at the market will definitely be at a disadvantaged. | Pazardaki satıcılar kesinlikle dezavantajlı duruma düşecekler. | Big Man-4 | 2014 | ![]() |
You said they were the ones who helped you during tough times. | Onların zor zamanlarınızda size yardım ettiklerini söylemiştiniz. | Big Man-4 | 2014 | ![]() |
It was because... Sir. | Çünkü... Başkanım. | Big Man-4 | 2014 | ![]() |
Can I talk to you in your office in private? | Ofisinizde özel olarak görüşebilir miyiz? Biraz hava almak istedim. | Big Man-4 | 2014 | ![]() |
Let's calm down. | Sakin ol. | Big Man-4 | 2014 | ![]() |
It's not about me. | Seninle alakası yok. | Big Man-4 | 2014 | ![]() |
The prosecutor's office seems to have | Savcılığın Müdür Gu'nun yasadışı işler yaptığına dair... | Big Man-4 | 2014 | ![]() |
found evidence of Manager Gu's wrongdoing. | ...kanıtı var gibi görünüyor. | Big Man-4 | 2014 | ![]() |
Prosecutors can create nonexistent charges. | Savcılar olmayan masrafları var gibi gösterebilirler. | Big Man-4 | 2014 | ![]() |
Rather than the former... | Birincisini değil, ikincisini yapmalarını sağlamalıyız. | Big Man-4 | 2014 | ![]() |
Manager Gu is someone we must keep around at Hyun Sung. | Müdür Gu, Hyun Sung'a lazım. | Big Man-4 | 2014 | ![]() |
We must have him return to Hyun Sung... | Onun Hyun Sung'a geri dönmesini sağlamak zorundayız. | Big Man-4 | 2014 | ![]() |
It seems impossible to expect that outcome now. | Şu anda bir şey elde etmemiz imkansız gibi görünüyor. | Big Man-4 | 2014 | ![]() |
In that case, just send him back then. | O zaman, onu geri gönderin. | Big Man-4 | 2014 | ![]() |
If we keep him here long | Onu orada biraz daha tutarsak... | Big Man-4 | 2014 | ![]() |
we will only give them more time to build a fortress. | ...sadece onlara hazırlanmaları için zaman vermiş olacağız. | Big Man-4 | 2014 | ![]() |
Excuse me, let me answer the phone. Sure. | Affedersiniz, buna cevap vermem lazım. Tabii. | Big Man-4 | 2014 | ![]() |
Then I will think about it and get back to you. | Tamam, düşünüp size geri döneceğim. | Big Man-4 | 2014 | ![]() |
He's the lawyer at Hyun Sung. | Hyun Sung'un avukatıydı. | Big Man-4 | 2014 | ![]() |
He wants to have us all meet the | Hyun Sung Dağıtımın Temsilcisiyle bir görüşme yapmamızı talep ediyor. | Big Man-4 | 2014 | ![]() |
Representative of Hyun Sung Distribution... | Hyun Sung Dağıtımın Temsilcisi, öyle mi? | Big Man-4 | 2014 | ![]() |
You should get used to this. | Buna alışsanız iyi edersiniz. | Big Man-4 | 2014 | ![]() |
If you think of this as another way of paying taxes | Bunu vergi ödemenin farklı bir yolu olarak düşünürseniz... | Big Man-4 | 2014 | ![]() |
Sir, this is the last document you need to sign. | Başkanım, imzalamanız gereken son bir belge var. | Big Man-4 | 2014 | ![]() |
I will do it tomorrow. | Yarın imzalarım. Önemli bir görüşmem var. | Big Man-4 | 2014 | ![]() |
I understand. | Tamam. | Big Man-4 | 2014 | ![]() |
Have you been waiting long? | Çok bekledin mi? | Big Man-4 | 2014 | ![]() |
Why hard liquor? | Bu sert içki de nereden çıktı? Sen sert içkileri sevmezsin ki. | Big Man-4 | 2014 | ![]() |
What's 100 times more expensive is inside instead. | İçkiden 100 kat daha değerli bir şey. | Big Man-4 | 2014 | ![]() |
A bribe? Yes. | Rüşvet mi? Evet. | Big Man-4 | 2014 | ![]() |
Why do you do that yourself? It's risky. | Neden sen yapıyorsun. Riskli, değil mi? Ya yakalanırsan? | Big Man-4 | 2014 | ![]() |
Don't worry. | Merak etme. Yakalanmayacak kadar tecrübeliyim. | Big Man-4 | 2014 | ![]() |
Sir, I have something to tell you. | Başkanım, size söylemem gereken bir şey var. Sadece ayaklarımın altındaki bir bina. | Big Man-4 | 2014 | ![]() |
We got tips from the lawyer who worked at Hyun Sung until recently. | Yakın zamana kadar Hyun Sung için çalışan bir avukattan öğrendik. Bu sefer Ma Po Hyun Sung Market satışlarda bir numara oldu. | Big Man-4 | 2014 | ![]() |
He says more than 90% is about bribing. | %90 rüşvet, diyor. | Big Man-4 | 2014 | ![]() |