Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 7769
İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
they laid waste. | Yakıp yıktılar. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
And all because there was no fort to protect the bay. | Hepsi de körfezi koruyacak bir hisar olmadığı için gerçekleşti. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
The men in charge had allowed it to fall into disrepair. | Baştakiler bakımsızlıktan çürüyüp gitmesine göz yummuşlardı. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
Please, help me to dissuade him | Yalvarırım bizi bu noktaya sürüklemekten vazgeçmesi için onu ikna etmeme yardım et. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
If you're concerned for your safety, | Eğer kendi güvenliğin için endişeleniyorsan... | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
perhaps you should request sanctuary | ...Underhill Malikanesi'ndeki baban gibi sığınma talep etmelisin. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
I'd be happy to carry the message. | Mesajını onlara seve seve ulaştırırım. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
You think this is about me? | Kendi postumun derdine düştüğümü mü sanıyorsun? | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
You asked me for my help yesterday with Mr. Underhill. | Dün benden Bay Underhill hususunda yardımcı olmamı istemiştiniz. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
I gave it my best efforts. You asked me today again for my help, | Elimden geleni yaptım. Bugün yine yardımımı istiyorsunuz. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
but I'm sorry, | Kusura bakmayın artık. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
what you ask is simply impossible. | Benden imkansızı istiyorsunuz. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
You don't give a shit about the rest of us, fine. | Hiçbirimizi siklemiyorsun, anladık. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
But Flint. Don't you care enough about him | Ya Flint'i? Onu ona engel olmaya çalışacak kadar bile önemsemiyor musun? | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
Don't I care about him? | Onu önemsemiyor muyum? | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
He's the one in the most immediate danger. | Başı en çok dertte olan kişi o. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
And you would do nothing... You who have enabled him, | Eğer bir şey yapmazsan... Onu zora başvursun diye... | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
encouraged his violence, | ...yüreklendiren sendin. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
you ask if I care about him? | Kalkmış onu önemsemediğimi mi söylüyorsun? | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
How dare you? | Ne yüzle yaparsın? | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
Get out of my house. | Defol evimden. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
Yes? What? | Buyur. Ne var? | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
New recruits? Mm hmm. | Yeni adamların mı? | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
It would appear your reconciliation with Captain Vane has borne fruit. | Anlaşılan Kaptan Vane'in seni aklaması meyvelerini vermeye başladı. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
Though, perhaps, of the low hanging variety. | Belki de bunlar kolay lokmadır. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
Thank you for your concern. | Benim yerime endişelendiğin için sağ olasın. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
Before she opened the door? | O kapıyı açmadan önce... | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
No, I didn't know. | Hayır. Bilmiyordum. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
You must care for her a great deal. | Ona çok değer veriyor olmalısın. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
Not once all night did you so much as look in my direction. | Gece boyu gözünü üstümden ayırmadın. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
I've seen enough to know to keep my distance from you, | Seninle arama mesafe koymam gerektiğini bilecek kadar şeye tanık oldum. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
thank you very much. | Eksik olmayasın. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
The situation was not of my making. | Bu durumu ben yaratmadım. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
If it was anyone's, it was yours. | Eğer suçlayacak birini arıyorsan kendine bak. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
I'm sorry, what? | Anlamadım. Ne? | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
The conflict within her. I had it under control. | İçindeki çekişmeyi... Yatıştırmıştım. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
Right until the moment you walked in on her and me. | Ta ki sen onunla birlikte o kapıdan içeri girene kadar. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
For that was the moment you began the competition between you and me. | O andan itibaren mesele seninle benim rekabetime dönüştü. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
What is happening here, the three of us, | Üçümüz arasında geçen bu şey... | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
it is only temporary. | ...kısa ömürlü olacak. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
A state of denial until she finally makes a choice. | Son kararını verene kadar gelip geçici bir heves. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
A choice between you and I? | Seninle benim aramda mı verecek son kararını? | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
Anne and I have been by each other's sides | 13'üne bastığından beri Anne'in yanındayım. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
We have sailed together. We've killed together. | Beraber yelken açtık. Beraber adam öldürdük. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
We have shared things you couldn't begin to imagine. | Aklının almayacağı şeyleri paylaştık. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
You've shared a bed with her for a week. | Sen topu topu bir hafta onunla yatağını paylaştın. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
You'd be amazed what can change in a week in my bed. | Yatağımda bir haftada nelerin değiştiğini bilsen dilini yutardın. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
I understand you're feeling quite indispensable of late. | Kendini vazgeçilmez olarak görmeni anlayışla karşılıyorum. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
But rest assured, it only seems that way. | Lakin için rahat olsun, bunun sonucu çoktan belli. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
I wouldn't get too comfortable were I you. | Yerinde olsam bu kadar rahat atıp tutmazdım. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
And what if I can get you back on the water with a crew? | Ya bir tayfa bulup denize açılmanı sağlasaydım? | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
Would I still only seem indispensable then, too? | O zaman vazgeçilmez olur muydum? | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
One of the girls has a lead? | Kızlardan birine tüyo mu geldi? | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
Mm, but which one? | Acaba hangisine? | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
They're so mistrustful of male authority figures. | Buralardaki adamlara öyle güven olmaz ki. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
It'll take some time before they report these things to you and not me. | Böyle şeyleri bana değil de sana yetiştirmeleri... | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
Mr. Featherstone. Been a regular for months now. | Bay Featherstone. Müdavimim. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
The navigator on the Colonial Dawn. | Colonial Dawn'ın seyir zabiti. {\an8}Colonial Dawn: Sömürge Şafağı. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
Finest on the island, so he says. | Dediğine göre bu işte üstüne yokmuş. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
He's all right. Go on. | İdare eder. Devam et. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
Put my tongue in his bum, he'd tell me anything. | Götüne dilimi soktum mu bülbül gibi şakıyor. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
So I did and he did. | Ben de soktum, o da şakıdı. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
He's looking to move. | Tayfa arıyormuş. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
Said the men were split badly over the mess on the beach. | Dediğine göre sahilde işler karışınca tayfa ikiye bölünmüş. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
Some backing Flint, some saying he'd gone mad. | Bazıları Flint'ten yana taraf olmuş. Bazıları da aklını kaçırdı demişler. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
Said the crew been fraying for some time, anyway. | Dediğine göre tayfada bir süredir birlik beraberlik yokmuş. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
Said in all likelihood, a lot of those men would follow him wherever he went | Dediğine göre bu kadar yetenekli olduğu için... | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
And we have a plan to sway him and his men to our camp? | Onu ve adamlarını tarafımıza geçirecek bir planımız mı var yani? | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
I'm going to fuck the living shit out of him. | Beli kırılana kadar sikişeceğim onunla. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
If he chooses to join Captain Rackham's crew, | Kaptan Rackham'ın tayfasına katılacaksa... | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
that decision must be heartfelt. | ...bunu canı gönülden isteyerek yapmalı. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
It cannot be cast into doubt the moment the pleasure fades. | Zevk faslı bitince şüpheye düşeceği bir karar neticesinde olmamalı. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
And for that, you cannot just fuck him. | Bu yüzden sadece sikişmekle olmaz bu iş. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
You must seduce him. | Baştan çıkartmalısın. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
Yes, there is a difference. | Tabii ki arada fark var. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
The breath in his ear. | Kulağına değen soluğun. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
The arch in your back when he thinks he is making you finish. | Tam seni boşalttığını sanırken kalçanı dışarı çıkartman. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
The look in your eyes when you finally breathe again | Tam kendine geldiğinde gözlerindeki o bakış. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
that tells him you would do anything he asked in that moment. | Ne dilerse dilesin yapacağını gösteren o bakış. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
Anything at all without hesitation. | Hem de hiç tereddütsüz. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
The story you tell him that night about when you were a little girl, | O gece anlattığın anın. Küçük bir kızken... | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
about the place you hid from your mother where the world was quiet. | ...annenden saklandığın yerle, dünyanı sükunete kavuşturan o yerle ilgili olan... | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
A story you've never told another soul. | Başka kimselere anlatmadığın o anın. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
The look of confusion you show him | Ertesi sabah yanında uyandığında yüzünden okunan o kafa karışıklığı. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
that tells him despite the thousand other men | Binlerce adamla yatmana karşın... | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
you've awoken beside, that he is unique. | ...ona kendisini eşsizmiş gibi hissettiren o ifade. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
That he has seen you vulnerable. | Seni kanadı kırık kuş gibi görmesini sağlar. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
And that you cannot live without him. | Onsuz yaşayamayacakmışsın havasını verir. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
I completely understand. | Şimdi anladım. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
Just so we're clear, I still fuck the shit out of him, yes? | Yine de emin olmak için soruyorum. Belini kırarmışçasına sikişeceğiz değil mi? | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
Is there anything else you would like to add? | Eklemek istediğin bir şey var mı? | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
Uh, no. No, I don't think so. | Yok. Yok. Sanmıyorum. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
Tell me again, | Bir daha söylesene. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
who are those men camped out in your family's storehouse? | Ailenin ambarına girip çıkan o adamlar kim? | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
What men? | Ne adamı? | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
We're doing wrong. | Yanlış yapıyoruz. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
He can't be on the ship right now. | Şu anda güverteye çıkamaz. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
Captain is holding things together with both hands | Kaptanın işi başından aşkın. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
and Billy will, understandably, | Billy de gayet anlaşılabilir şekilde... | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
have some feelings about the events of this past week. | ...geçtiğimiz hafta olan olaylara başka açılardan bakıyor. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |