• tr flag Türkçe
    • en flag İngilizce

Ara

İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 7864

İngilizce Türkçe Film Adı Film Yılı Ayrıntılar
She died? Öldü mü? Terk etti. Blackway-1 2015 info-icon
She left. Terk etti. Dişçiye kaçtı. Blackway-1 2015 info-icon
Ran off with the d d dentist. Dişçiyle kaçtı. Ben öyle duydum yani. Blackway-1 2015 info-icon
That's what I hear, anyway. En azından duyduğum kadarıyla. Blackway-1 2015 info-icon
Les lets me crash here when Annem ve ben kavga ettiğimizde Les burada yatmama izin verir. Annem ve ben tartıştığımızda Les burada kalmama izin veriyor. Blackway-1 2015 info-icon
Oh, yeah? Öyle mi? Banyo nerede? Öyle mi? Lavabo nerede? Blackway-1 2015 info-icon
Up the stairs. Üst katta. Yukarıda. Blackway-1 2015 info-icon
You gotta jiggle the hand d d le after you flush. Sifonu çektikten sonra kolu sallaman lazım. Sifonu çektikten sonra tutaçı salla biraz. Blackway-1 2015 info-icon
You go to Mckinley? Mckinley'de mi okudun? Hayır ben evde eğitim gördüm. Mckinley'e mi gittin sen? Hayır, evde okudum. Blackway-1 2015 info-icon
Don't play well with others? Oyun oynarken yaramazlık mı yaptın? Annem epey dindardı. Diğerleriyle anlaşamıyor muydun? Blackway-1 2015 info-icon
Mom's real religious. Annem çok dindar biri. Blackway-1 2015 info-icon
What happened to his daughter? Kızına ne oldu? İntihar etti. Kızına ne oldu onun? Blackway-1 2015 info-icon
Killed herself. İntihar etti. Blackway-1 2015 info-icon
Over the g g ghost of something. Hayalet gibi bir şey yüzünden. Bir hayalet yüzünden falan. Blackway-1 2015 info-icon
He never talks about her. Ondan hiç bahsetmez. Ondan hiç bahsetmez. Blackway-1 2015 info-icon
What's that? Bu da ne? Tüfek. Yok artık. O ne? Vuruş değneği. Blackway-1 2015 info-icon
Bullshit. Hadi ya. Silah istemiyorum. Blackway-1 2015 info-icon
I don't want guns in this. Bu işe silah karıştırmak istemiyorum. Blackway-1 2015 info-icon
How do you think we're gonna Blackway'in seni rahat bırakmasını nasıl sağlayacağımızı düşünüyorsun? Blackway'in seni rahat bırakmasını nasıl sağlayacağız sence? Blackway-1 2015 info-icon
I don't know, I haven't gotten that far. Bilmiyorum. Hiç bu kadar ileriye gitmedim. Bilmiyorum, o kadar düşünmedim. Blackway-1 2015 info-icon
Do you think he's a reasonable man? Onunla konuşacak mısın? Sence o aklı başında bir adam mı? Sence konuşulabilecek bir adam mı? Blackway-1 2015 info-icon
want to go through with this, say the word now, Bunu yapmak istemiyorsan hemen söyle seni otogara bırakayım... Blackway-1 2015 info-icon
I'll drop you at the bus station, and, uh, Seni otogara bırakayım, sen de kasabadan ayrılan ilk otobüse bin. Blackway-1 2015 info-icon
get the next bus out of town. ...ilk otobüsle kasabadan git. Blackway-1 2015 info-icon
We threaten him with that? Onu bununla mı tehdit edeceğiz? Ve beni rahat bırakacak mı? Onu bunla mı tehdit edeceğiz? Sonra beni rahat mı bırakacak? Blackway-1 2015 info-icon
I don't know. Bilmiyorum. Bilmiyorum. Ben de senin kadar biliyorum, evlat. Blackway-1 2015 info-icon
Your guess is as good as mine, kiddo. Senin tahminin de en az benimki kadar iyi çocuğum. Blackway-1 2015 info-icon
Better know how to use it. Nasıl kullanacağını bilsen iyi olur. Umarım kullanmayı biliyorsundur. Blackway-1 2015 info-icon
Fasten your seatbelt. Kemerini bağla. Emniyet kemerini tak. Blackway-1 2015 info-icon
Afternoon, ladies. İyi günler hanımlar. Scotty! İyi günler, bayanlar. Blackway-1 2015 info-icon
Hey, just been talking about you, Scott. Biz de tam senden bahsediyorduk Scotty. Öyle mi? Scott. Biz de senden bahsediyorduk, Scott. Blackway-1 2015 info-icon
Oh, yeah? Öyle mi? Evet. Bu sabah bir kız geldi, seni arıyordu. Blackway-1 2015 info-icon
Girl come in here this morning looking for you. Evet. Sabah bir kız gelip seni sordu. Blackway-1 2015 info-icon
Blackway's been following her. Blackway kızın peşindeymiş. Blackway kızı takip ediyormuş. Evinin penceresini kırmış. Blackway-1 2015 info-icon
Bashed in her window. Camını kırmış. Kedisini öldürmüş. Blackway-1 2015 info-icon
Killed her cat. Kedisini öldürmüş. Blackway-1 2015 info-icon
What's that gotta do with me? Benimle ne alakası var? Benimle ne ilgisi var? Blackway-1 2015 info-icon
Well, Windgate sent her to find you, Windgate, kızı seni bulması için göndermiş. Senin geçmişte Blackway ile... Windgate seni bulması için buraya yollamış, senin Blackway ile geçmişte... Blackway-1 2015 info-icon
with Blackway in the past, and ...münakaşan olduğunu ve ona yardım edebileceğini söylemiş. ...yaşanmışlığın olduğunu ve ona yardım edebileceğini söylemiş. Blackway-1 2015 info-icon
Might have figured you'd want to even the score. Ödeşmek isteyebileceğini düşünmüş olabilir. Ödeşmek istersin diye düşünmüş olabilir. Blackway-1 2015 info-icon
you went against him, that time at the fort? Onunla ters düştüğünde kaç kişi sana destek çıkmıştı? O hisarda kaç kez karşı çıktın ona? Blackway-1 2015 info-icon
I seem to recall it being three. 3 kişi diye hatırlıyorum. 3 kez diye hatırlıyorum ben. Blackway-1 2015 info-icon
Don't remember. Hatırlamıyorum. Hatırlama. Blackway-1 2015 info-icon
Made my peace with Blackway. Blackway ile barıştım. Blackway ile aramı düzelttim. Blackway-1 2015 info-icon
I've got no score to settle. Ödeşecek bir şey yok. Ödeşecek bir şey yok. Blackway-1 2015 info-icon
You got anything else to say, Scotty? Diyeceğin başka bir şey var mı Scotty? Söyleyecek başka bir şeyin var mı, Scotty? Blackway-1 2015 info-icon
I didn't think so. Sanmıyorum. Bence de yok. Blackway-1 2015 info-icon
Fitz. Fitz. Fitz. Blackway-1 2015 info-icon
Fitz. Fitz. Fitz. Fitz. Blackway-1 2015 info-icon
Hey Fitz, Fitz, ben Les. Blackway-1 2015 info-icon
it's Les. Ben Les. Blackway-1 2015 info-icon
Fitz, come on, open up. Hadi Fitz, aç şunu. Fitz, aç kapıyı. Blackway-1 2015 info-icon
Can we talk? Konuşabilir miyiz? Kes sesini. Konuşabilir miyiz? Kapat çeneni. Blackway-1 2015 info-icon
We're looking for Blackway. Blackway'i arıyoruz. Neden? Blackway'i arıyoruz. Blackway-1 2015 info-icon
Well, we'll just looking for him, that's why. Arıyoruz işte, bu kadar. Neden? Arıyoruz işte, sebebi bu. Blackway-1 2015 info-icon
He was here. Buradaydı. Buradaydı. Blackway-1 2015 info-icon
This was, uh, my uncle Joe's. Bu Joe amcama aitti. Onu hatırlıyor musun? Bu, amcam Joe'nundu. Blackway-1 2015 info-icon
You remember him? Hatırlıyor musun onu? Yok. Blackway-1 2015 info-icon
He's been dead, 20 years. 20 yıl önce öldü. 20 yıl önce öldü. Ateş ediyor mu bilmiyorum bile. Blackway-1 2015 info-icon
I'm not sure if it even fires, anymore. Yangında falan mı ölmüştü ne, hatırlamıyorum artık. Blackway-1 2015 info-icon
What happened with Blackway? Blackway ile aranızda ne oldu? Blackway ile aranızda ne oldu? Blackway-1 2015 info-icon
What happened with Blackway, Fitz? Blackway ile aranızda ne oldu Fitz? Blackway ile aranızda ne oldu, Fitz? Blackway-1 2015 info-icon
It was a business thing. İş meselesi. Blackway iş teklifinde bulundu. İşle ilgili bir şeydi. Blackway-1 2015 info-icon
Blackway came in with a job. Blackway işle geldi. Blackway-1 2015 info-icon
A piece of land, over near the key mountain. Key Dağı'nın yanında bir arazi. Anahtar Dağı'nın orada bir ev. Blackway-1 2015 info-icon
Woman lives in Portland. Kadın Portland'da yaşıyor. Blackway onun vekaletini almış. Kadın Portland'da yaşıyor. Blackway-1 2015 info-icon
Blackway's got his side contract. Blackway ile anlaşma yapıldı. Blackway-1 2015 info-icon
So many feet, downs, roads, you know how it works. Bir sürü mesafe, tepe, yol falan var. İşlerin nasıl olduğunu bilirsin. O kadar yol falan, nasıl olduğunu biliyorsun. Blackway-1 2015 info-icon
Looks ok. İyi görünüyordu. Blackway-1 2015 info-icon
So, we give Blackway his broker's fee, Biz de Blackway'e komisyonunu verdi ve gittik. Blackway-1 2015 info-icon
Shut the fuck up! Sus amına koyayım! Kapat lan şu çeneni! Blackway-1 2015 info-icon
Sorry. Kusura bakma. Kusura bakmayın. Blackway-1 2015 info-icon
Not even my dog. Köpek benim bile değil. Benim köpeğim bile değil. Blackway-1 2015 info-icon
Anyway, we were in there, the house, six weeks. Her neyse, 6 hafta boyunca çalıştık. Neyse, oradaydık, evdeydik 6 hafta. Blackway-1 2015 info-icon
One day, I get a call from the job boss. Bir gün patronum beni aradı. Bir gün patron aradı. Blackway-1 2015 info-icon
Seems he's had a visit from the owner. Galiba arazi sahibi ve şerif yardımcısı onu ziyaret etmiş. Ev sahibi onu ziyaret etmiş. Şerif yardımcısıyla birlikte. Blackway-1 2015 info-icon
The owner was pissed. Arazi sahibi kızgındı. Ev sahibi çok kızmış. Blackway-1 2015 info-icon
He doesn't know anything about any logging jobs. Kesim işleri hakkında hiçbir şey bilmiyordu. Ağaç kesme işinden falan haberi yokmuş. Kontrattan falan haberi yokmuş. Blackway-1 2015 info-icon
He doesn't know anything about contracts. Sözleşmelerden de haberi yoktu. Blackway-1 2015 info-icon
What he does know, is that he's Bildiği şey ise, sandığından 40 dönüm daha az... Bildiği şey, 40 akre ağaçlığı olduğu. Olduğunu sanmış yani. Blackway-1 2015 info-icon
Than he thought he had. ...orman arazisine sahip olduğu. Blackway-1 2015 info-icon
I, uh... Blackway forged the owner's signature. Yani Blackway arazi sahibinin imzasını taklit etmiş. Blackway, ev sahibinin imzasını taklit etmiş. Blackway-1 2015 info-icon
Yep, says, I'm, um, gonna be hearing from his lawyer. Evet, avukatından duyacağımı söylüyor. Blackway-1 2015 info-icon
I expect I will. Ben de görüşeceğimi sandım. Umarım duyarım. Blackway-1 2015 info-icon
It was Monday. Bu pazartesi günüydü. Ertesi gün ise şerife gidecektim. Pazartesiyi. Blackway-1 2015 info-icon
The next day, I was gonna see the sheriff. Ertesi gün Şerif'i görmeye gidecektim. Blackway'i söyleyecektim. Blackway-1 2015 info-icon
Tell him about Blackway. Ona Blackway'den bahsedecektim. Blackway-1 2015 info-icon
That night, Cynthia and I, are in bed, O gece Cynthia ve ben uyurken... O gece, Cynthia ve ben yataktaydık... Blackway-1 2015 info-icon
sound asleep, I wake up. ...bir ses duyup uyandım. ...uyuyorduk, ben uyandım. Blackway-1 2015 info-icon
For a minute, I don't know why. İlk başta ne olduğunu anlayamadım. Sonra öğrendim ama. Bir anlığına işte, niye bilmiyorum. Blackway-1 2015 info-icon
Then I do. Sonra öğrendim. Blackway-1 2015 info-icon
Somebody's sittin' there. Yatağımızın yanında biri oturuyordu. Orada biri oturuyordu. Blackway-1 2015 info-icon
By our bed. Yatağımızın yanında. Blackway-1 2015 info-icon
Just sitting there in the dark. Karanlıkta öylece oturuyordu. Kızımız ondaydı. Karanlıkta oturuyordu. Blackway-1 2015 info-icon
Got our little girl. Küçük kızımız elindeydi. Blackway-1 2015 info-icon
I reached for the light. Heidi. Lambaya doğru uzandım. Işığı açmaya çalıştım. Blackway-1 2015 info-icon
"Leave it," he says. "Bırak onu." dedi. Blackway idi. "Açma" dedi. Blackway-1 2015 info-icon
It's Blackway. Blackway'di. Blackway-1 2015 info-icon
And, Cynthia, she's up. Sonra Cynthia da uyandı. Kim o? Ve Cynthia uyandı. Kim o? Blackway-1 2015 info-icon
He says, "shush her." Kim var orada? "Sustur onu." dedi. "Sustur onu" dedi. Blackway-1 2015 info-icon
  • ««
  • «
  • …
  • 7859
  • 7860
  • 7861
  • 7862
  • 7863
  • 7864
  • 7865
  • 7866
  • 7867
  • 7868
  • …
  • »
  • »»
Kısıtlı Mod:   
  • Katkıda Bulun
  • Hakkımızda
  • Sorumluluk Reddi
  • İletişim