Türkçe
İngilizceAra
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 9142
| İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
| I... She's not happy. | Ben... Nadia mutlu değil. | Brand New U-1 | 2015 |  |
| Let me tell you about identicals. | Sana özdeşlerden bahsedeyim. Hayır! Nerede o? | Brand New U-1 | 2015 | |
| Let me tell you about identicals. | Sana özdeşlerden bahsedeyim. | Brand New U-1 | 2015 | |
| What the fuck are you talking about? | Sen neden bahsediyorsun lan? | Brand New U-1 | 2015 | |
| Small things change lives. | Küçük şeyler hayatları değiştirir. Bu küçük bir şey. | Brand New U-1 | 2015 | |
| What's a small thing? | Küçük olan ne? | Brand New U-1 | 2015 | |
| They didn't know you were gonna be there. | Orada olacağını bilmiyorlardı. | Brand New U-1 | 2015 | |
| If all had gone well, if she had opened the door and not you, well, | Her şey yolunda gitseydi, kapıyı senin yerine o açsaydı... | Brand New U-1 | 2015 | |
| you'd now be happily living with a new Nadia. | ...şu anda yeni bir Nadia ile mutlu mesut yaşıyor olurdun. | Brand New U-1 | 2015 | |
| Yeah, okay, so there's a new Nadia. | Evet, tamam, demek yeni bir Nadia var. | Brand New U-1 | 2015 | |
| Do you... Do you hear what I'm trying to say? | Sen... Sen söylemeye çalıştığım şeyi duyuyor musun? | Brand New U-1 | 2015 | |
| I don't... I don't want a new Nadia, | Ben... Ben yeni bir Nadia istemiyorum. | Brand New U-1 | 2015 | |
| I didn't want a new Nadia. I want to know where my Nadia is. | Ben yeni bir Nadia istemedim. Nadia'm nerede onu bilmek istiyorum. | Brand New U-1 | 2015 | |
| Please. Please just tell me you have my Nadia. | Lütfen. Nadia'mın sizde olduğunu söyleyin bana. | Brand New U-1 | 2015 | |
| Two Nadias in the same life space, that's just not possible. | Aynı hayat alanında iki Nadia, bu mümkün değil. | Brand New U-1 | 2015 | |
| You have the dead Nadia now. | Şu an Nadia'n ölü. | Brand New U-1 | 2015 | |
| What the fuck is a life space? | Hayat alanı da ne lan? | Brand New U-1 | 2015 | |
| My girlfriend is not dead! | Benim sevgilim ölmedi! | Brand New U-1 | 2015 | |
| Police have identified the body of a young woman | Polis, bu sokaktaki evde bulunan kadının cesedini Nadia Seville olarak teşhis etti. | Brand New U-1 | 2015 | |
| They're also searching for a man believed to be her boyfriend. | Ayrıca, sevgilisi olduğuna inandıkları bir adamı da arıyorlar. | Brand New U-1 | 2015 | |
| His name's Slater Brenner. | İsmi Slater Brenner. | Brand New U-1 | 2015 | |
| We've spoken to neighbors here in the street, | Sokaktaki komşularla konuştuk ve bugün evden boğuşma sesleri geldiğini söylediler. | Brand New U-1 | 2015 | |
| Police are treating this as suspicious | Polis bu konuya şüpheyle yaklaşıyor ve bilgisi olan herkesin... | Brand New U-1 | 2015 | |
| to contact them in the incident room. | ...polisle konuşmasını istiyor. | Brand New U-1 | 2015 | |
| The number is 08081570570. | Numarası da 08081570570. | Brand New U-1 | 2015 | |
| Live at the scene, I'm Anthony Davis. Back to you. | Olay yerinden canlı aktardık, ben Anthony Davis. Yeniden sizdeyiz. | Brand New U-1 | 2015 | |
| That's... That's not my girlfriend. | Bu... Bu benim sevgilim değil. | Brand New U-1 | 2015 | |
| We believe your story. We're trying to help you. | Hikâyene inanıyoruz. Sana yardım etmeye çalışıyoruz. | Brand New U-1 | 2015 | |
| I didn't do anything! I didn't do anything. | Ben bir şey yapmadım! Ben bir şey yapmadım. | Brand New U-1 | 2015 | |
| You just met one tonight, briefly. | Biriyle daha bu gece tanıştın. | Brand New U-1 | 2015 | |
| That's not my girlfriend, that's... | O benim sevgilim değil, o... | Brand New U-1 | 2015 | |
| Let me explain our core service. | Öz hizmetimizden bahsedeyim sana. | Brand New U-1 | 2015 | |
| We help customers look for that person | Onlara benzeyen, onlar gibi konuşan, onlar gibi yürüyen birini arayan... | Brand New U-1 | 2015 | |
| who looks like them, talks like them, walks like them. | ...müşterilere yardım ediyoruz. | Brand New U-1 | 2015 | |
| Identicals. | Özdeşler. | Brand New U-1 | 2015 | |
| Identicals, but who are walking through | Özdeşler, ama daha zevkli olan, daha iyi yaşam durumu olan özdeşler... | Brand New U-1 | 2015 | |
| and then we support our customers | ...ve sonra da müşterilerimize bu daha iyi hayatı kazanmada destek oluyoruz. | Brand New U-1 | 2015 | |
| What the fuck are you talking about? | Sen neden bahsediyorsun? Evet, biliyorum. | Brand New U-1 | 2015 | |
| No. What the fuck are you talking about? | Hayır. Sen neden bahsediyorsun? Evet, anlıyorum. | Brand New U-1 | 2015 | |
| These are difficult concepts, | Bunlar zor konseptler... | Brand New U-1 | 2015 | |
| but try and listen. | ...ama dinlemeye çalış. | Brand New U-1 | 2015 | |
| Nadia took a new life, Slater, | Nadia yeni bir hayatı seçti, Slater... | Brand New U-1 | 2015 | |
| she's already moved forward without looking back. | ...arkasına bile bakmadan ilerlemeye devam etti bile. | Brand New U-1 | 2015 | |
| You now have a dead Nadia in your life space. | Şimdi hayat alanında ölü bir Nadia var. | Brand New U-1 | 2015 | |
| You will only ever have a dead Nadia in this life space. | Bu hayat alanında sadece ölü bir Nadia'n olacak. | Brand New U-1 | 2015 | |
| We can't roll back time. | Zamanı geri saramayız. Zamanı geri saramazsınız, evet. | Brand New U-1 | 2015 | |
| But we can try and help you. | Ama sana yardım edebiliriz. | Brand New U-1 | 2015 | |
| You could let me profile you, help you to move forward. | Senin profilini çıkartmama izin verirsen, ilerlemene yardım edebiliriz. | Brand New U-1 | 2015 | |
| Identity cleanse. | Kimlik temizliği. | Brand New U-1 | 2015 | |
| You could find love again. | Yeniden aşk bulabilirsin. | Brand New U-1 | 2015 | |
| And what if I don't want to do that? | Ya bunu yapmak istemiyorsam? | Brand New U-1 | 2015 | |
| Then you'll have to take your chances. | O zaman işini şansa bırakacaksın. | Brand New U-1 | 2015 | |
| Nobody will believe you, and you will be found guilty. | Kimse sana inanmayacak ve suçlu bulunacaksın. | Brand New U-1 | 2015 | |
| And will I find her? Will I find her? | Nadia'yı bulacak mıyım? Onu bulacak mıyım? | Brand New U-1 | 2015 | |
| You'll find everyone you truly need. | Gerçekten ihtiyacın olan herkesi bulacaksın. | Brand New U-1 | 2015 | |
| Take nothing with you, that's the rule. | Yanında hiçbir şey götürmeyeceksin. Kural bu. | Brand New U-1 | 2015 | |
| You don't have to make a choice yet, let me just profile you. | Henüz bir karar vermene gerek yok. Senin profilini çıkartmama izin ver. | Brand New U-1 | 2015 | |
| Just to see if our program will work for you. | Programımızın senin üstünde çalışıyor mu diye bakacağız. | Brand New U-1 | 2015 | |
| I'll leave you to think it over. | Düşünmen için seni yalnız bırakayım. | Brand New U-1 | 2015 | |
| Now, this is a very easy test. | Şimdi, bu çok kolay bir test. | Brand New U-1 | 2015 | |
| I make a statement and you say yes or no, | Ben sana bir durum okuyacağım ve durumun sana geçerliliğine göre... | Brand New U-1 | 2015 | |
| based on whether you believe that statement applies to you. | ...sen evet veya hazır diyeceksin. | Brand New U-1 | 2015 | |
| Remember there is no right answer, | Doğru bir cevap olmadığını, sadece sana doğru gelenin olduğunu unutma, tamam mı? | Brand New U-1 | 2015 | |
| I want to repeat that. | Bunu tekrar etmek istiyorum. Doğru bir cevap olmadığını, sadece... | Brand New U-1 | 2015 | |
| only what is right for you. Okay? | ...sana doğru gelenin olduğunu unutma, tamam mı? | Brand New U-1 | 2015 | |
| I'm being followed. | Takip ediliyorum. | Brand New U-1 | 2015 | |
| I'm not afraid of fire. | Ateşten korkmuyorum. Evet. | Brand New U-1 | 2015 | |
| I don't mind meeting strangers. | Yabancılarla tanışmakta bir sıkıntım yok. | Brand New U-1 | 2015 | |
| I like hurting animals. | Hayvanlara zarar vermeyi seviyorum. Hayır. | Brand New U-1 | 2015 | |
| I fall asleep easily. | Kolayca uyurum. Hayır. | Brand New U-1 | 2015 | |
| Easily I fall asleep. | Uyurum kolayca. Hayır. | Brand New U-1 | 2015 | |
| Easily I fall in love. | Kolayca âşık olurum. | Brand New U-1 | 2015 | |
| I fall in love quickly. | Aşık olurum hemen. | Brand New U-1 | 2015 | |
| Maybe if you fell in love more easily you'd sleep better. | Belki daha çabuk âşık olursan, daha iyi uyursun. | Brand New U-1 | 2015 | |
| I fall asleep easily. | Kolayca uyurum. | Brand New U-1 | 2015 | |
| Easily I fall in love. | Âşık olurum kolayca. | Brand New U-1 | 2015 | |
| I fall in love quickly. | Âşık olurum hemen. | Brand New U-1 | 2015 | |
| You are totally alone, Slater. | Tamamen yalnızsın, Slater. | Brand New U-1 | 2015 | |
| You are totally alone. | Tamamen yalnızsın. | Brand New U-1 | 2015 | |
| We are your only friends now. | Şimdi tek arkadaşın biziz. | Brand New U-1 | 2015 | |
| We want to help you. | Sana yardım etmek istiyoruz. Bunu başka kim yapar? | Brand New U-1 | 2015 | |
| There's a better life somewhere else. | Başka bir yerde daha iyi bir hayat ver. | Brand New U-1 | 2015 | |
| There's a better life for us somewhere else. | Başka bir yerde bizim için daha iyi bir hayat var. | Brand New U-1 | 2015 | |
| An almost perfect match to your profile results. | Profil sonuçlarına göre neredeyse kusursuz bir eşleşme. | Brand New U-1 | 2015 | |
| I think we can pass you along to the theater team. | Sanırım seni ameliyathane ekibine gönderebiliriz. | Brand New U-1 | 2015 | |
| First thing tomorrow. | Yarın ilk iş. | Brand New U-1 | 2015 | |
| Let's see how we've done then, shall we? | Sonuçlara bir bakalım o zaman, olur mu? | Brand New U-1 | 2015 | |
| Well, you've healed marvelously. | Fevkalade biçimde iyileşmişsin. | Brand New U-1 | 2015 | |
| We're very happy with you. | Senin adına çok sevindik. | Brand New U-1 | 2015 | |
| Now, | Şimdi, yeni yüzünü görmek ister misin? | Brand New U-1 | 2015 | |
| Strange. | Garip. Ee, ne düşünüyorsun? | Brand New U-1 | 2015 | |
| Seems so familiar. | Çok tanıdık geliyor. | Brand New U-1 | 2015 | |
| Good, that's a sign you're highly adaptive. | Güzel, bu çabucak adapte olabileceğinin bir işareti. | Brand New U-1 | 2015 | |
| Love your new face. | Yeni yüzünü sev. | Brand New U-1 | 2015 | |
| It's your passport to a brand new life. | Yepyeni bir hayata geçiş pasaportun. | Brand New U-1 | 2015 | |
| Most people find this last stage difficult. | Çoğu insana bu son aşama zor geliyor. | Brand New U-1 | 2015 | |
| All done? | Her şey tamam mı? | Brand New U-1 | 2015 | |
| I have your life transition agreement for you to sign. | Burada hayat geçiş anlaşman var. | Brand New U-1 | 2015 | |
| A contract that balances the needs | Bu durumda tüm hissedarların ihtiyaçlarını dengede tutan bir kontrat. | Brand New U-1 | 2015 | |
| The core of the contract is the new life that is on loan to you | Anlaşmanın özü, sana kiralanan yeni hayatın... | Brand New U-1 | 2015 | |
