Search
English Turkish Sentence Translations Page 2279
English | Turkish | Film Name | Film Year | |
I've been thinking about it all day, | Sabahtan beri düşünüyorum. | Aenggeurimam-1 | 2015 | ![]() |
I think it's too early to act like a homeroom teacher. | Cenovalı Sendromu Sınıf öğretmeni gibi davranmak için çok erken olduğunu düşünmüyor musunuz? | Aenggeurimam-1 | 2015 | ![]() |
Mr.Park No Ah, you're the kind of style with no theme. | İyi bir üniversiteye girebilmek için Myeong Seong Lisesi gibi iyi bir lise yok. Öğretmen Park No Ah, özneliği olmayan bir tarzınız var. | Aenggeurimam-1 | 2015 | ![]() |
I'm sorry if I crossed the line. | Lütfen güzel bir okul yapın! Lütfen güzel bir okul yapın! Çizgiyi aştığım için özür dilerim. | Aenggeurimam-1 | 2015 | ![]() |
Since I am the homeroom teacher... It's too early to say that, but | Sınıf öğretmeni olduğumdan... Bunu söylemek için erken ama... | Aenggeurimam-1 | 2015 | ![]() |
That student wasn't intending to do that. I hope that you include this fact... | Öğrenci bunu bilerek yapmadı. Umarım bu gerçeği de göz önünde bulundurursunuz... | Aenggeurimam-1 | 2015 | ![]() |
Thousands of people live on with different intentions and objections. How can we think about all that? | Binlerce insan farklı niyet ve itirazlarla geçiniyor. Tüm bunları nasıl düşünebiliriz? | Aenggeurimam-1 | 2015 | ![]() |
Jo Bang Wool used violence in school, and she deserves to be disciplined. That's the law. | Jo Bang Wool okul içinde şiddet kullanmıştır ve... | Aenggeurimam-1 | 2015 | ![]() |
Principles are very important. The children go through many things to learn them. | İlkeler önemlidir. Bunları öğrenmek için çocuklar türlü zorluğa katlanırlar. | Aenggeurimam-1 | 2015 | ![]() |
But even before she realized that, I don't think we should take away the opportunity to learn. | Ancak bunu öğrenme şansı bile bulamadan... | Aenggeurimam-1 | 2015 | ![]() |
That... What if the victim hurts another weaker student to resolve his or her anger? | Bu... Ya şiddete uğrayan öğrenci hırsını... | Aenggeurimam-1 | 2015 | ![]() |
It's if the victim and the assailant have strength or not. | Kabadayı ile kurban arasındaki fark birinin güçlü olması diğerinin olamamasıdır. | Aenggeurimam-1 | 2015 | ![]() |
At least in school, as least when the teachers are looking, the students must feel like they are safe. | Hiç olmazsa okulda öğretmelerin gözetiminde kendilerini güvende hissetmelilerdir. | Aenggeurimam-1 | 2015 | ![]() |
Hey, Go Bok Dong! | Baksana, Go Bok Dong! Görüşemedik bayağıdır. Neler yapıyorsun? | Aenggeurimam-1 | 2015 | ![]() |
It's okay. You guys go alone. Okay, see you next time! | İstemez. Siz gidin. Peki sonra görüşürüz! Sonra görüşürüz! | Aenggeurimam-1 | 2015 | ![]() |
Go Bok Dong | Go Bok Dong | Aenggeurimam-1 | 2015 | ![]() |
Let's talk, Jo Bang Wool. | Hadi konuşalım, Jo Bang Wool. | Aenggeurimam-1 | 2015 | ![]() |
It's the first day for both you and me, and I could pass this over, but | İkimizin de ilk günü olduğundan bu olayı es geçebilirdim... | Aenggeurimam-1 | 2015 | ![]() |
Let's go to a nearby bakery and eat some bread Bread, my butt! | Yakındaki bir pastaneye gidip biraz ekmek Ekmekmiş! | Aenggeurimam-1 | 2015 | ![]() |
First of all, eat. After you eat... | Evvela, ye. Yedikten sonra... İstemez. Bana ne söylemek istiyorsunuz? | Aenggeurimam-1 | 2015 | ![]() |
It's about the problem this morning. | Sabahki meseleyle ilgili. | Aenggeurimam-1 | 2015 | ![]() |
I don't think you would do that without a reason. | Bunu sebepsiz yere yapacağını düşünmüyorum. | Aenggeurimam-1 | 2015 | ![]() |
I need to know why you did it in order to help you. | Nedenini bilmeliyim ki sana yardım edebileyim ve sen de cezalandırılmaktan | Aenggeurimam-1 | 2015 | ![]() |
Aren't you not supposed to use violence, no matter what the reason or situation is like? | "Sebebi ne olursa olsun şiddet kullanmamalısın" demeniz gerekmez mi bana? | Aenggeurimam-1 | 2015 | ![]() |
If you do something you're not supposed to do, getting punished is obvious. | "Yapmaman gereken bir şey yaparsan elbet cezalandırılırsın." | Aenggeurimam-1 | 2015 | ![]() |
The kids instinctively realize who is stronger. | Çocuklar içgüdüsel olarak kimin güçlü olduğunu anlarlar. | Aenggeurimam-1 | 2015 | ![]() |
But, your chances are all ruined, Teach. | Asıl ben kabalaşmadan beni takip etmesi gereken sensin. | Aenggeurimam-1 | 2015 | ![]() |
I can't tell people who are weaker than me to protect me. | Benden daha zayıf birine sırtımı yaslayamam. | Aenggeurimam-1 | 2015 | ![]() |
If the guardian does not protect, the kid can't do anything else but fight by herself. | Koruyucu korumuyorsa bir çocuğun tek başına... | Aenggeurimam-1 | 2015 | ![]() |
Park No Ah | Park No Ah | Aenggeurimam-1 | 2015 | ![]() |
Stop bothering me. | Şakalaşmayı bırakmalısın. | Aenggeurimam-1 | 2015 | ![]() |
If you keep bothering me, you could die by me. | Eşelemeye devam edersen canından olabilirsin. | Aenggeurimam-1 | 2015 | ![]() |
I'll see you tomorrow. | Yarın görüşürüz. | Aenggeurimam-1 | 2015 | ![]() |
Minister Kang! | Bakan Kang! | Aenggeurimam-1 | 2015 | ![]() |
It's been over ten years since your mother died. | Annenin ölümünün üzerinden on yıl geçti. | Aenggeurimam-1 | 2015 | ![]() |
That's right. They say that even mountains can change in ten years, but blood doesn't change. | Aynen öyle. On yıl içinde dağlar bile değişir ama kan değişmez derler. | Aenggeurimam-1 | 2015 | ![]() |
If I can't even do this, I have nowhere else to rely on. | Böyle olsa da gidecek başka bir kapım yok. Hâlâ babama ihtiyacım var. | Aenggeurimam-1 | 2015 | ![]() |
I'm not going to support you anymore. | Sana daha fazla arka çıkacak değilim. | Aenggeurimam-1 | 2015 | ![]() |
Next time, I will make it so that you will be searching for me, and not me looking for you. | Bir dahaki sefere benim ayağıma gelmeni sağlayacağım. | Aenggeurimam-1 | 2015 | ![]() |
Our fate became intertwined unnecessarily due to your mother's greed, anyhow. | Her nasılsa, annenin açgözlülüğü yüzünden kaderimiz lüzumsuz yere birbirine karıştı. | Aenggeurimam-1 | 2015 | ![]() |
It would be good if there was no reason for me to see you anymore. | Seni görmem için hiçbir gerekçe olmaması iyi olur. | Aenggeurimam-1 | 2015 | ![]() |
What? He even has connections to gangsters? | Ne? Gangsterlerle bağlantısı mı var? | Aenggeurimam-1 | 2015 | ![]() |
Hey, isn't the problem getting bigger? | Bu mesele giderek büyümüyor mu? | Aenggeurimam-1 | 2015 | ![]() |
Did you forget what happened seventeen years ago, | On yedi yıl önce ne olduğunu unuttun mu? O hergele müdahil oldu diye. | Aenggeurimam-1 | 2015 | ![]() |
because that rascal got involved last time? | Başından şansımızı elimize almazsak zaman geçtikçe zorlaşacaktır. | Aenggeurimam-1 | 2015 | ![]() |
Who's the father? | Babası kim? Babası yok onun. | Aenggeurimam-1 | 2015 | ![]() |
What about Ah Ran? | Peki ya Ah Ran nasıl? Durumu aynı. | Aenggeurimam-1 | 2015 | ![]() |
You know what Pavlov did to dogs, right? | Pavlov'un köpeklere ne yaptığını biliyorsun, değil mi? | Aenggeurimam-1 | 2015 | ![]() |
Just catch that bastard. I will make sure that he becomes scared of Ah Ran. | O piçi yakala yeter. O soysuzun Ah Ran'ın isminden bile korkmasını sağlayacağım. | Aenggeurimam-1 | 2015 | ![]() |
If you catch him, Ah Ran will start talking again. | O herifi yakalarsan Ah Ran yeniden konuşmaya başlayacaktır. | Aenggeurimam-1 | 2015 | ![]() |
Hey, it's going to burn. | Yanacak, yanacak, yanacak! | Aenggeurimam-1 | 2015 | ![]() |
Bang Wool. Is she very bold? | Bang Wool. Çok mu cesur? Evet. | Aenggeurimam-1 | 2015 | ![]() |
While I was listening to her, I couldn't say anything. | Onu dinlediğim süre boyunca ağzımı açıp da tek kelime edemedim. | Aenggeurimam-1 | 2015 | ![]() |
I keep remembering what that teacher said as well. | O öğretmenin dedikleri de aklıma gelip duruyor. | Aenggeurimam-1 | 2015 | ![]() |
I wonder if I should've come out tougher. | Daha sert mi görünmeliydim diye düşünmeden edemiyorum. | Aenggeurimam-1 | 2015 | ![]() |
It feels like the problem got bigger because I wasn't able to do anything. | Hiçbir şey yapma. Bir şey yapamadığım için sorun daha da büyüdü gibime de geliyor. | Aenggeurimam-1 | 2015 | ![]() |
While being a judge and punishing bad guys who committed sins | Hâkimlik yaptığım ve suç işleyen onca kötü adamı cezalandırdığım... | Aenggeurimam-1 | 2015 | ![]() |
no matter how strong the punishment is, those who do bad things continue to do so. | Ne kadar ağır cezalar alırsa alsınlar... | Aenggeurimam-1 | 2015 | ![]() |
After their hair gets shaven off by their parents, get scolded by teachers, get disciplined, | Aileleri tarafından saçları kazındıktan sonra, öğretmenlerinden... | Aenggeurimam-1 | 2015 | ![]() |
And then one time, because I was so hurt inside, I just cried while holding onto a person. | Ve o zaman bir kez, içim çok acıyordu çünkü, birine sarılıp zırıl zırıl ağlamıştım. | Aenggeurimam-1 | 2015 | ![]() |
Instead of asking students for money, he is taking advantage of a judge. | Öğrencilerden para koparacağına bir hâkimi tırtıklıyordu. | Aenggeurimam-1 | 2015 | ![]() |
After I bought him dinner for months, he told me this. | Ona bu şekilde bir ay boyunca yemek yedirmemden sonra, gelip bana: | Aenggeurimam-1 | 2015 | ![]() |
Now I'm a little full. Now I can live without stealing from others. | "Artık tıka basa doydum. Bundan sonra başka larından çalmadan yaşayabilirim" demişti. | Aenggeurimam-1 | 2015 | ![]() |
In this world, there are lots of people who don't get enough love. | Bu dünyada yeteri kadar sevgi görmeyen insanlardan sürüyle olsa da... | Aenggeurimam-1 | 2015 | ![]() |
Anyway, my job is to punish people, so it's hard for both me, who punishes people, and kids who get punished. | Her neyse, benim işim onları cezalandırmak. | Aenggeurimam-1 | 2015 | ![]() |
If it's my role to cut off eggplants that didn't grow well, | Benim vazifem iyi yetişmeyen patlıcanları kesip ayırmak. | Aenggeurimam-1 | 2015 | ![]() |
but the kind of work you're doing is like the sunlight and water. | Ancak senin vazifen onlara bir nevi güneş ve su vermek gibi. | Aenggeurimam-1 | 2015 | ![]() |
Because the tree isn't growing properly, is that something to get mad about? | Ağaç düzgün yetişmiyor diye güneş hiç sinirlenir mi? | Aenggeurimam-1 | 2015 | ![]() |
That's what a teacher has to do. | Bir öğretmen de öyle olmalıdır. | Aenggeurimam-1 | 2015 | ![]() |
I believe that a teacher like you does best for the kids. | Senin gibi bir öğretmenin çocuklar için... | Aenggeurimam-1 | 2015 | ![]() |
You know that I respect you, don't you? | Sana saygı duyduğumu biliyorsun, değil mi? | Aenggeurimam-1 | 2015 | ![]() |
Would the sun get mad or the cloud stop raining? | Güneş sinirlenir mi bulutlar yağdırmayı bırakır mı? | Aenggeurimam-1 | 2015 | ![]() |
I will prepare a man with long hair! | Uzun saçlı adamlarla işim var! Seni sonra ararım. | Aenggeurimam-1 | 2015 | ![]() |
Did you have a good meal? Yeah, please take her home safely. | Güzelce yemek yediniz mi, Hyungnim? Onu sağ salim eve götürün. Hoşça kal! | Aenggeurimam-1 | 2015 | ![]() |
Please rest well! Okay! | İyice dinlenin, Hyungnim! Peki! | Aenggeurimam-1 | 2015 | ![]() |
You... Yi Kyeong? | Sen... Yi Kyeong musun? | Aenggeurimam-1 | 2015 | ![]() |
Did you follow me from school? | Okuldan beri beni takip mi ediyordun? | Aenggeurimam-1 | 2015 | ![]() |
You know Ah Ran, right? | Ah Ran'ı tanıyorsun, değil mi? | Aenggeurimam-1 | 2015 | ![]() |
What's your relationship with Ah Ran? Do you know where she is right now? | Ah Ran ile ne gibi bir ilişkin var? Ah Ran'ın şu an nerede olduğunu biliyor musun? | Aenggeurimam-1 | 2015 | ![]() |
You know. Where is Ah Ran right now? | Biliyorsun, değil mi? Ah Ran'ın şimdi nerede olduğunu. | Aenggeurimam-1 | 2015 | ![]() |
I said where is Ah Ran? | Ah Ran nerede dedim. | Aenggeurimam-1 | 2015 | ![]() |
Are you like this because of Go Bok Dong? | Go Bok Dong yüzünden bu hâldesin, değil mi? | Aenggeurimam-1 | 2015 | ![]() |
That person ordered Go Bok Dong and did something, right? | O kişi Go Bok Dong'a emir verdi o da sana bir şey yaptı, değil mi? | Aenggeurimam-1 | 2015 | ![]() |
Can you really not talk? | Sahiden de konuşamıyor musun? | Aenggeurimam-1 | 2015 | ![]() |
I should have listened to you. | Seni dinlemeliydim. | Aenggeurimam-1 | 2015 | ![]() |
I should've done everything you told me to. | Bana ne dediysen onu yapmalıydım. | Aenggeurimam-1 | 2015 | ![]() |
There's nothing to be afraid of now, Ah Ran. | Artık korkacak bir şey yok, Ah Ran. | Aenggeurimam-1 | 2015 | ![]() |
I will do it. | Ben yapacağım. | Aenggeurimam-1 | 2015 | ![]() |
I will speak. I will protect you from now on. | Konuşacağım. Bundan sonra seni koruyacağım. | Aenggeurimam-1 | 2015 | ![]() |
Don't speak. | Konuşma. Sen... | Aenggeurimam-1 | 2015 | ![]() |
You and my mom, | Sen de annem de... | Aenggeurimam-1 | 2015 | ![]() |
are all going to be killed by him. | ...onun ellerinde öleceksiniz yoksa. | Aenggeurimam-1 | 2015 | ![]() |
Why Ah Ran is like this, | Ah Ran'ın neden böyle olduğunu bunu ona kimin yaptığını biliyorsun, değil mi? | Aenggeurimam-1 | 2015 | ![]() |
You said you were her closest friend! | En iyi arkadaşı olduğunu söylemiştin! Özür dilerim. | Aenggeurimam-1 | 2015 | ![]() |
No. | Önemli değil. Özür dilemeni gerektirecek bir şey yok. | Aenggeurimam-1 | 2015 | ![]() |
Even if it's later, if there's anything she tells you, you must tell me, okay? | Olur da daha sonra sana bir şey söyleyecek olursa... | Aenggeurimam-1 | 2015 | ![]() |
I will catch and punish whoever made my Ah Ran like this. | Ah Ran'ımıza bunu yapan her kimse onu mutlaka yakalayıp cezalandıracağım. | Aenggeurimam-1 | 2015 | ![]() |
About Bang Wool, Hyungnim, | Bang Wool'u düşünüyorum da, Hyungnim... | Aenggeurimam-1 | 2015 | ![]() |
If you're the same age as Noon nim, she would be 34. | Noon nim sizle aynı yaştaysa 34 yaşında olmalı. | Aenggeurimam-1 | 2015 | ![]() |
But still, thanks to that, she stopped being an Iljin (school bully) and became a good person. | Ama yine de bu sayede Iljin olmayı bırakıp iyi bir insan hâline gelmiş. | Aenggeurimam-1 | 2015 | ![]() |