Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 133
İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
Knock the crap out of 'em, would you? Seriously! | İyice benzetin, tamam mı? Cidden! | 13th-1 | 2016 | |
Get him out. Get him out of here! | Çıkarın onu. Çıkarın onu buradan! | 13th-1 | 2016 | |
In the good old days, this doesn't happen, | Eski güzel günlerde böyle bir şey olmazdı, | 13th-1 | 2016 | |
And when they protested once, | Bir kere protesto edecek olsalar | 13th-1 | 2016 | |
you know, they would not do it again so easily. | bir daha kolay kolay cüret edemezlerdi. | 13th-1 | 2016 | |
I'd like to punch him in the face, I'll tell you. | Yüzünü yumruklamak istiyorum. | 13th-1 | 2016 | |
I love the old days. | Eski günleri seviyorum. | 13th-1 | 2016 | |
You know what they used to do to guys like that in a place like this? | Böyle bir yerde onun gibilere | 13th-1 | 2016 | |
They'd be carried out on a stretcher, folks. | Sedyeyle götürürlerdi. | 13th-1 | 2016 | |
Knock the hell out of that mouth. | Gevezenin ağzını burnunu kırın. | 13th-1 | 2016 | |
The next time we see him, we might have to kill him. | Onu bir daha görecek olursak öldürmemiz gerekebilir. | 13th-1 | 2016 | |
In the good old days, | Eski güzel günlerde | 13th-1 | 2016 | |
they'd rip him out of that seat so fast... | onu o koltuktan kaptıkları gibi... | 13th-1 | 2016 | |
Shut up. Shut the hell up. No, fuck no. | Kapa çeneni. Sus ulan. Hayır. | 13th-1 | 2016 | |
No, I will not shut the hell up. | Hayır, susmayacağım. | 13th-1 | 2016 | |
Why are you even here? | Neden buradasın? | 13th-1 | 2016 | |
Get the fuck out of here, man. | Götürün onu buradan. | 13th-1 | 2016 | |
Be respectful! I care about my son's future! | Saygılı ol! Oğlumun geleceği için yapıyorum! | 13th-1 | 2016 | |
In the good old days... | Eski güzel günlerde, | 13th-1 | 2016 | |
law enforcement acted a lot quicker than this. | kanun kuvvetleri bundan çok daha hızlı tepki verirdi. | 13th-1 | 2016 | |
A lot quicker. | Çok daha hızlı. | 13th-1 | 2016 | |
and Americans should remember that, if we're going to have law and order. | Kanun ve nizam istiyorsak, Amerikalılar bunu hatırlamalı. | 13th-1 | 2016 | |
I am... the law and order candidate. | Ben kanun ve nizamın adayıyım. | 13th-1 | 2016 | |
We thought... I mean, they called the end of slavery "jubilee." | Düşünmüştük ki... Buna köleliğin sonu "jübilesi" deniyordu. | 13th-1 | 2016 | |
We thought we were done then. | O zaman işimiz bitti diye düşünmüştük. | 13th-1 | 2016 | |
And then you had 100 years of Jim Crow, terror and lynching. | Sonra 100 yıl boyunca Jim Crow, terör ve linçler devam etti. | 13th-1 | 2016 | |
Dr. King, these guys come on the scene, Ella Jo Baker, Fannie Lou Hamer, | Dr. King, Ella Jo Baker, Fannie Lou Hamer gibiler sahneye çıktı, | 13th-1 | 2016 | |
we get the bills passed to vote, | oy vermemizi sağlayan kanunlar kabul edildi, | 13th-1 | 2016 | |
Label you felon, you can't vote or get a job. | Suçlu olarak etiketlenirsen oy kullanamaz, işe giremezsin. | 13th-1 | 2016 | |
So, we don't know what the next iteration of this will be, | Bunun sonraki tekrarı ne olacak bilmiyoruz, | 13th-1 | 2016 | |
And we will have to be vigilant. | Ve tetikte olmalıyız. | 13th-1 | 2016 | |
♪ I'mma prison cell Six by nine ♪ | Altıya dokuzluk ufacık bir hücreyim Ben hapishanede | 13th-1 | 2016 | |
♪ My nickname, the can The slammer, the big house ♪ | Lakabım, kodes, delik, dam altı | 13th-1 | 2016 | |
The Bureau of Justice reported That one in three young, black males | Adalet Bakanlığı her üç genç siyah erkekten birinin | 13th-1 | 2016 | |
which is an unbelievably shocking statistic. | bu inanılmaz derecede dehşet verici bir istatistik. | 13th-1 | 2016 | |
Black men account for roughly 6.5% of the US population. | Siyah erkekler, ABD nüfusunun yaklaşık %6,5'unu oluşturuyorlar. | 13th-1 | 2016 | |
We now have more African Americans under criminal supervision | Artık cezai gözetim altındaki Afrikalı Amerikalıların sayısı | 13th-1 | 2016 | |
The prison industrial complex, uh... | Hapishane endüstriyel kompleksi | 13th-1 | 2016 | |
relies historically on the inheritances of slavery. | tarihsel olarak köleliğin mirası üzerine kurulu. | 13th-1 | 2016 | |
"No involuntary servitude except for those who have been duly convicted of a crime." | "Bir suçtan hüküm giymiş olanlar hariç kimse zorunlu hizmete tabi tutulamaz." | 13th-1 | 2016 | |
And so, while the 13th Amendment is hailed as this great milestone for freedom, | 13. Anayasa Değişikliği özgürlüğe doğru bir dönüm noktası olarak yüceltilirken | 13th-1 | 2016 | |
and abolitionists celebrate, and this is the end of a lifelong quest, | ve köleliğin kaldırılmasından yana olanlar kutlama yaparken... | 13th-1 | 2016 | |
Well, once that clause is inserted in there, it becomes a tool. | O madde oraya konduğu anda bir araç hâline gelir. | 13th-1 | 2016 | |
It's there. It's embedded in the structure. | Oradadır. Yapının içine yerleşmiştir. | 13th-1 | 2016 | |
And for those who seek to use this criminality clause as a tool, | Bu suçluluk unsurunu kullanmak isteyenler için de | 13th-1 | 2016 | |
Throughout American history, | Amerikan tarihinde | 13th-1 | 2016 | |
African Americans have repeatedly been controlled | Afrikalı Amerikalılar tekrar tekrar kontrol altına alındı, | 13th-1 | 2016 | |
through systems of racial and social control that appear to die, | ırksal ve sosyal kontrol sistemleri ölüyormuş gibi görünüyor, | 13th-1 | 2016 | |
but then are reborn in new form, | ama yeni bir formda yeniden doğuyordu, | 13th-1 | 2016 | |
You know, after the collapse of slavery, | Köleliğin çöküşünden sonra | 13th-1 | 2016 | |
which was a new form of slavery. | Bu, köleliğin yeni bir formuydu. | 13th-1 | 2016 | |
And once convict leasing faded away, a new system was born, | Hükümlü kiralama ortadan kalkınca yeni bir sistem doğdu, | 13th-1 | 2016 | |
a Jim Crow system, | Jim Crow sistemi | 13th-1 | 2016 | |
that relegated African Americans to a permanent second class status. | Afrikalı Amerikalılara daimi olarak ikinci sınıf statüsü veriyordu. | 13th-1 | 2016 | |
decades after the collapse of the old Jim Crow, | Jim Crow sisteminin çöküşünden onlarca yıl sonra | 13th-1 | 2016 | |
and a new system has been born again in America. | Amerika'da yeni bir sistem doğdu. | 13th-1 | 2016 | |
strips millions of poor people, | milyonlarca yoksul kişiyi, özellikle de beyaz olmayan yoksulları | 13th-1 | 2016 | |
of the very rights supposedly won in the civil rights movement. | vatandaşlık hakları hareketiyle sözüm ona kazanılmış haklardan mahrum ediyor. | 13th-1 | 2016 | |
And so instead of talking about it, | Bu konuda konuşmak yerine | 13th-1 | 2016 | |
we just tried to move on. | hayata devam etmeyi denedik. | 13th-1 | 2016 | |
After the Civil Rights Act was passed and after the civil rights laws, | Vatandaşlık Hakları Kanunu kabul edildikten sonra | 13th-1 | 2016 | |
we tried to play it off. | böyle devam etmeye çalıştık. | 13th-1 | 2016 | |
Because we didn't deal with it, | Üzerinde durmadığımız için | 13th-1 | 2016 | |
that narrative of racial difference continued. | ırk farklılığı söylemi devam etti. | 13th-1 | 2016 | |
that follows every black and brown person wherever they are. | tehlikelilik ve suçluluk varsayımına dönüştü. | 13th-1 | 2016 | |
You need to get out of the street immediately. | Sokağı boşaltmanız gerekiyor. | 13th-1 | 2016 | |
This is St. Louis County Police. | St. Louis İlçe Polisi konuşuyor. Yoldan çekilin. | 13th-1 | 2016 | |
It was also this pattern of mass criminalization and mass incarceration. | Aynı zamanda bu kitlesel suçlulaştırma ve topluca hapsetme örüntüsüyle ilgiliydi. | 13th-1 | 2016 | |
Back off. Back off. | Geri çekilin. | 13th-1 | 2016 | |
There was an average of three warrants per household in Ferguson. | Ferguson'da hane başına ortalama üç arama emri düşüyordu. | 13th-1 | 2016 | |
And so people rose up because they understood | Dolayısıyla insanlar başkaldırdılar, çünkü kendilerinin de | 13th-1 | 2016 | |
that they were also enemies of the state, seen as enemies of the state. | devlet düşmanı olduklarını, devlet düşmanı olarak görüldüklerini anladılar. | 13th-1 | 2016 | |
and black people have become seen as, um, enemy combatants, right, | ve siyahlar düşman savaşçılar gibi görülmeye başlandı. | 13th-1 | 2016 | |
and, you know, arrested and detained and questioned | tutuklanmaları, alıkonmaları, sorgulanmaları ve öldürülmeleri | 13th-1 | 2016 | |
and killed with impunity. | cezasız kalabilirmiş gibi. | 13th-1 | 2016 | |
the larger scale riots that we know of in, you know, our recent history, | büyük çaplı ayaklanmalara bakacak olursak, | 13th-1 | 2016 | |
from Rodney King, | Rodney King'den | 13th-1 | 2016 | |
to the Detroit riot in 1967, | 1967'deki Detroit ayaklanmasına, | 13th-1 | 2016 | |
That is the common thread. | Ortak özellik bu. | 13th-1 | 2016 | |
Fight back! Fight back! Fist up! Fist up! | SİYAH ÇOCUKLARI ÖLDÜRMEYİN! | 13th-1 | 2016 | |
It would be a mistake to say, as many do in the current context, | Mevcut bağlamda | 13th-1 | 2016 | |
that if you're against the police, then you're against law and order. | kanuna ve nizama da karşı olduğunu söylemek yanlış olur. | 13th-1 | 2016 | |
People who join the police do so, you know, to do these sorts of things. | İnsanlar böyle şeyleri yapabilmek için polis kuvvetlerine katılıyorlar. | 13th-1 | 2016 | |
But if you dismiss black complaints of mistreatment by police | Ama siyahların polisin kötü muamelesiyle ilgili şikâyetlerini | 13th-1 | 2016 | |
as being completely rooted in our modern context, | günümüz koşullarına bağlayarak görmezden gelirseniz | 13th-1 | 2016 | |
There has never been a period in our history | Tarihimizde hiçbir zaman | 13th-1 | 2016 | |
the freedoms, the liberties, the options, the choices | haklarına, seçeneklerine ve seçimlerine karşı işlemediği | 13th-1 | 2016 | |
And to ignore that racial heritage, to ignore that historical context, | Bu ırksal mirası ve bağlamı görmezden gelmek | 13th-1 | 2016 | |
means that you can't have an informed debate | siyahlarla polisin bugünkü ilişkisi hakkında | 13th-1 | 2016 | |
'cause this didn't just appear out of nothing. | Bu durum yok yere ortaya çıkmadı. | 13th-1 | 2016 | |
This is the product of a centuries long historical process. | Bu, yüzyıllar süren tarihi bir sürecin ürünü. | 13th-1 | 2016 | |
We may have lost the sheets of the Ku Klux Klan, | Ku Klux Klan'ın çarşaflarını kaldırmış olabiliriz, | 13th-1 | 2016 | |
For many of us, you know, | Aileleri bunları yaşamış olan, bu tür bir baskının uzantısı olan bizler | 13th-1 | 2016 | |
who are extensions of this kind of oppression, | neler olduğunu anlamak için | 13th-1 | 2016 | |
we don't need to see pictures to understand what's going on. | filmler görmeye gereksinim duymuyoruz. | 13th-1 | 2016 | |
It's really to kind of, like, speak to the masses | Bu aslında hayatları boyunca bunu görmezden gelmiş olan | 13th-1 | 2016 | |
But I also think there's trouble of just showing, | Ama aynı zamanda sadece | 13th-1 | 2016 | |
Too much of anything becomes unhealthy, unuseful. | Her şeyin aşırısı, sağlıksız ve faydasız hâle gelir. | 13th-1 | 2016 | |
I think they need to be seen, if the family is okay with it. | Bence aileleri onay veriyorsa bunlar görülmeli. | 13th-1 | 2016 | |
You have to shock people into paying attention. | Dikkat etmeleri için şok yaşamaları gerekiyor. | 13th-1 | 2016 |