Ara

İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 159839

İngilizce	Türkçe	Film Adı	Film Yılı	Ayrıntılar
It's a fur ball.	Tüy yumağı.	The Animal-1	2001
This officer's on probation. He obviously failed.	Bu memur deneme süresindeydi. Başaramadığı belli.	The Animal-1	2001
He's off the force as of now.	Şu andan itibaren polis değildir.	The Animal-1	2001
You scared your old man.	Babanı çok korkuttun.	The Animal-1	2001
...this is one fine cop here.	...bu çok iyi bir polis.	The Animal-1	2001
Hey, listen up! A toast.	Hey, dinleyin! Kadeh kaldıralım.	The Animal-1	2001
The newest cop on the force, baby!	Teşkilattaki en yeni polise!	The Animal-1	2001
To Mange!	Mange'e!	The Animal-1	2001
Go, Aqua Man.	Yaşa, Su Adamı.	The Animal-1	2001
Nice job. Outstanding.	İyi işti. Harikaydın.	The Animal-1	2001
You're all right, man. Right there.	Gayet iyisin, dostum. Gayet iyi.	The Animal-1	2001
You really heard that kid drowning?	Çocuğun boğulmasını duydun mu sahiden?	The Animal-1	2001
Yeah. All right.	Evet. Peki.	The Animal-1	2001
Then what am I saying now?	Ben şu an ne diyorum peki?	The Animal-1	2001
You were born with one testicle.	Doğuştan bir testisin olduğunu.	The Animal-1	2001
You keep that shit to yourself.	Bunu sakın kimseye söyleme.	The Animal-1	2001
I'm worried about my date with the tree girl.	Ağaç kızla olan randevum için endişeliyim.	The Animal-1	2001
I don"t know if it'll work. Is she a man?	Yolunda gider mi bilmiyorum. Erkek, değil mi?	The Animal-1	2001
You met in the men's room. No	Erkekler tuvaletinde tanıştınız. Hayır...	The Animal-1	2001
I have to tell you guys something.	Size bir şey söylemeliyim.	The Animal-1	2001
I got into a terrible car crash.	Feci bir araba kazası geçirdim.	The Animal-1	2001
Some scientist put me together with animal parts.	Bir bilimci içime hayvan parçaları koyarak beni kurtardı.	The Animal-1	2001
Now I can't control my sexual urges.	Seks dürtülerimi kontrol edemiyorum.	The Animal-1	2001
If you don't want to hang out because I'm black, tell me.	Zenci olduğum için benimle takılmak istemiyorsan söyle.	The Animal-1	2001
I hope you like vegetarian.	Umarım vejetaryen seversin.	The Animal-1	2001
And look at the disaster she's with. They make it so easy for us.	Bir de yanındaki uyuz herife. İşimizi kolaylaştırıyorlar.	The Animal-1	2001
Thanks for helping me with Sisk. No, it was no problem.	Sisk konusundaki yardımın için sağol. Rica ederim.	The Animal-1	2001
I wasn't sure if you meant it. Of course I did.	Sahiden istediğine emin değildim. Tabii ki istedim.	The Animal-1	2001
So, how are the animals doing over at the shelter?	Dernekteki hayvanlar nasıllar?	The Animal-1	2001
I feel bad about the lack of space, so I've brought some animals home.	Yeterli yer olmaması beni üzüyordu, ben de bazılarını evime aldım.	The Animal-1	2001
Maybe I'm crazy. I don't think so.	Belki de deliyim. Hiç sanmıyorum.	The Animal-1	2001
I think you're pretty amazing.	Bence olağanüstü birisin.	The Animal-1	2001
No, I'm not. Yes, you are.	Hayır, değilim. Evet, öylesin.	The Animal-1	2001
There's something about you I can't figure it out.	Seninle ilgili, anlayamadığım bir şey var.	The Animal-1	2001
How is your grilled eggplant?	Patlıcan ızgaranız nasıl?	The Animal-1	2001
Nice, huh? Yes, it's lovely. Thank you.	Güzel, değil mi? Çok güzel. Teşekkürler.	The Animal-1	2001
You are the lovely one.	Güzel olan sizsiniz.	The Animal-1	2001
The bathroom? Next to the bar.	Tuvalet nerede? Barın yanında.	The Animal-1	2001
Thank you. Excuse me for a second.	Teşekkür ederim. İzninle.	The Animal-1	2001
Do you smell that?	Kokuyu duyuyor musun?	The Animal-1	2001
It's kind of musty.	Küf kokusu gibi.	The Animal-1	2001
Asparagus, next table.	Yanda kuşkonmaz yiyorlar.	The Animal-1	2001
Oh, you have a little....	Yanağında küçük bir şey...	The Animal-1	2001
That's either the nicest thing that's happened...	Bu başıma gelen ya en güzel şeydi...	The Animal-1	2001
...or the grossest.	...ya da en iğrenç.	The Animal-1	2001
Will you excuse me? Of course.	Bana biraz izin verir misin? Elbette.	The Animal-1	2001
I ordered us some sorbet. Great.	Birer sorbe söyledim. Harika.	The Animal-1	2001
Will you excuse me again, please?	Tekrar izninle, lütfen.	The Animal-1	2001
That's such a beautiful necklace you have.	Kolyeniz ne kadar güzel.	The Animal-1	2001
Did you get that in ltaly?	İtalya'dan mı?	The Animal-1	2001
Yes, in Florence. I am from Firenze.	Evet, Floransa'dan. Ben oralıyım. Piazza della Signoria?	The Animal-1	2001
My family lives there.	Ailem orada.	The Animal-1	2001
Stay with them. I'll give you my number.	Onlarda kalırsın. Sana numaramı vereyim.	The Animal-1	2001
I'm gonna have a smoke.	Bir sigara içeceğim.	The Animal-1	2001
What happened to that waiter? He was done with his shift.	O garsona ne oldu acaba? Mesaisi bitti herhalde.	The Animal-1	2001
Thanks for the walk. Thanks for dinner. It was great.	Yürüyüş için sağol. Yemek için sağol. Harikaydı.	The Animal-1	2001
So, can I invite you in?	Şey, seni içeri davet edebilir miyim?	The Animal-1	2001
It's a perfect evening, I'd hate to ruin it by attacking you.	Harika bir akşamdı, üzerine saldırarak bunu mahvetmek istemem.	The Animal-1	2001
Well, that's honest.	Şey, dürüst bir cevap.	The Animal-1	2001
So I guess this is good night.	O halde, iyi geceler demeliyim.	The Animal-1	2001
Tomorrow we're releasing Molly, the turkey vulture.	Yarın hindi akbabası Molly'yi doğaya bırakıyoruz.	The Animal-1	2001
I wouldn't miss it.	Kaçırmam.	The Animal-1	2001
I've never seen anything like it.	Hiç böylesini görmedim.	The Animal-1	2001
There was blood, guts everywhere.	Kan vardı, bağırsakları her yerdeydi.	The Animal-1	2001
There was nothing left of that cow.	İnek paramparçaydı.	The Animal-1	2001
It even ate most of the hooves.	Toynakları bile yemiş.	The Animal-1	2001
I'm telling you, chief, there's some kind of a beast out there.	Size söylüyorum, şef, ortalıkta canavar gibi bir şey dolaşıyor.	The Animal-1	2001
All the other cows are too afraid to eat or shit.	Diğer inekler yemek yemeğe bile korkuyorlar.	The Animal-1	2001
And they ain't got nothing else.	Üstelik hiçbir hastalıkları da yok.	The Animal-1	2001
I'll have an officer drive you home.	Memurlardan biri sizi eve götürsün.	The Animal-1	2001
And all I want you to do is just take care of your cows.	Yapmanızı istediğim şey, ineklerinize göz kulak olmanız.	The Animal-1	2001
I'll put on a puppet show. Maybe that'll calm them down.	Kukla oynatacağım. Bu onları sakinleştirir belki.	The Animal-1	2001
Can I see you in my office for a minute?	Biraz ofisime gelir misin?	The Animal-1	2001
That was Bob Harris. A couple of his cows got torn up.	O Bob Harris idi. İneklerinden ikisi paramparça olmuş.	The Animal-1	2001
Looks to me like one of those satanic rituals.	Bana, şu satanist ayinlerinden biri gibi geldi.	The Animal-1	2001
Do you worship the Dark Lord?	Karanlıklar Prensi'ne tapar mısın?	The Animal-1	2001
Bob saw a man running away from the scene.	Bob, olay yerinden kaçan bir adam görmüş.	The Animal-1	2001
We made a composite...	Tarifine göre...	The Animal-1	2001
...from his description.	...bir çizim yaptık.	The Animal-1	2001
Do you recall...	Dün gece yarısıyla...	The Animal-1	2001
...where you were last night between midnight and 5 AM?	...sabah saat 5:00 arasında nerede olduğunu hatırlıyor musun?	The Animal-1	2001
I was sleeping, sir.	Uyuyordum, efendim.	The Animal-1	2001
Do you have anyone who can corroborate that?	Bunu doğrulayacak biri var mı?	The Animal-1	2001
Can you explain why that drawing...	Bu çizimin neden sana benzediğini...	The Animal-1	2001
...looks like you, Marvin?	...açıklayabilir misin, Marvin?	The Animal-1	2001
I'm gonna ask you to go on paid leave...	Bu olay aydınlanana kadar ücretli izine...	The Animal-1	2001
...until we figure this thing out.	...ayrılmanı isteyeceğim.	The Animal-1	2001
I'm also going to have to ask you to teach me how you do that.	Bir de bunu nasıl yaptığını bana öğretmeni.	The Animal-1	2001
Is that a beaver dam?	Şu bir kunduz barajı mı?	The Animal-1	2001
Look, you have to go.	Bak, gitmelisin.	The Animal-1	2001
Only an animal would do that.	Bunu ancak bir hayvan yapar.	The Animal-1	2001
There must be another explanation.	Başka bir açıklaması olmalı.	The Animal-1	2001
I know you and you wouldn't hurt anyone or anything.	Seni tanıyorum, sen hiçbir şeyi incitemezsin.	The Animal-1	2001
You can't stay here much longer.	Burada daha fazla kalamazsın.	The Animal-1	2001
You're not dangerous.	Tehlikeli değilsin.	The Animal-1	2001
I'll stay here tonight to prove it to you.	Bunu sana ispatlamak için bu gece burada kalacağım.	The Animal-1	2001
It's not safe.	Hiç güvenli olmaz.	The Animal-1	2001
...I lose control.	...kontrolümü kaybediyorum.	The Animal-1	2001
If you're going to stay here...	Eğer burada kalacaksan...	The Animal-1	2001
...at least tie me up. What?	...en azından bağla beni. Ne?	The Animal-1	2001