• tr flag Türkçe
    • en flag İngilizce

Ara

İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 160668

İngilizce Türkçe Film Adı Film Yılı Ayrıntılar
he seems cooperative enough about getting us operable. Bize istediklerimizi vererek yeterince işbirlikçi görünüyor. Bir kurt her zaman kurt kalır ... Gördüğümüz hiçbir şey mantığımıza uymuyor. The Black Hole-1 1979 info-icon
A wolf remains a wolf... Bir kurt, hep kurt olarak kalır... Hiç koyun yemese bile. Bir kurt her zaman kurt kalır ... The Black Hole-1 1979 info-icon
even if it has not eaten your sheep. koyununu yemese bile. Doğru, Vincent. Çok şüpheli hareket ediyor. Hiç koyun yemese bile. The Black Hole-1 1979 info-icon
Correct, Vincent. The sooner we blast out of here, the better. Doğru, Vincent. Yakında buradan ayrılacağız, daha iyi. Vincent sence işlerini nasıl yapıyorlar? Doğru, Vincent. Çok şüpheli hareket ediyor. The Black Hole-1 1979 info-icon
Whatever you say. Let's snap it up, Vincent. Her ne dediysen. Hemen kaldıralım, Vincent. Bir bardak birayı, bir litre yapamam, Bay Pizer. Vincent sence işlerini nasıl yapıyorlar? The Black Hole-1 1979 info-icon
A pint cannot hold a quart, Mr Pizer. Yarım litre bir litreyi karşılamaz, bay Pizer. Ama sanırım onlar, Çok zor işleri başarıyorlar. Bir bardak birayı, bir litre yapamam, Bay Pizer. The Black Hole-1 1979 info-icon
If it holds the pint, it's doing the best it can. Şayet yarım litre yeterse, yapabileceğinin en iyisini yapar. Teşekkür ederim Vincent. Ama sanırım onlar, Çok zor işleri başarıyorlar. The Black Hole-1 1979 info-icon
Thank you, Vincent. Teşekkürler, Vincent. Büyüleyici. Ancak uzaktan bakıldığında. Teşekkür ederim Vincent. The Black Hole-1 1979 info-icon
Fascinating. From a distance. Harikulade görünüyor. Bu uzaklıktan. Kara Delik hiç ilginizi çekmiyor mu? Büyüleyici. Ancak uzaktan bakıldığında. The Black Hole-1 1979 info-icon
Are you interested in black holes? Kara deliklerle ilgileniyor musunuz? Evrenin en ölümcül gücü nasıl ilgimizi çekmez? Kara Delik hiç ilginizi çekmiyor mu? The Black Hole-1 1979 info-icon
How can one not be overwhelmed by the deadliest force in the universe? Nasıl olurda evrenin en öldürücü gücü birşeyi yok edemez? Bence sadece uzun ve karanlık bir tünel. Evrenin en ölümcül gücü nasıl ilgimizi çekmez? The Black Hole-1 1979 info-icon
That long, dark tunnel to nowhere. O hiçbir yere çıkmayan uzun, karanlık bir tünel. Ya da bir çıkış kapısı. Bence sadece uzun ve karanlık bir tünel. The Black Hole-1 1979 info-icon
Or somewhere. yada bir yerlere çıkan. Henüz keşfedilmeyi bekleyen bir sürü soru var. Ya da bir çıkış kapısı. The Black Hole-1 1979 info-icon
These are exactly answers yet to be explored. Bunlar yakında keşfedilerek yanıtlanmış olacak. Sizin Kara Deliğe karşı çekim teorilerinizi inceledik. Henüz keşfedilmeyi bekleyen bir sürü soru var. The Black Hole-1 1979 info-icon
You've defined the power of the black hole with your antigravity calculations. Antiyerçekimsel hesaplarla kara deliğin gücünü tanımlayacaksınız. Çok çarpıcı bir başarı, efendim. Sizin Kara Deliğe karşı çekim teorilerinizi inceledik. The Black Hole-1 1979 info-icon
A stunning achievement, sir. Olağanüstü bir başarı, efendim. Öyle mi düşünüyorsun? Evet. Öyle düşünüyorum. Çok çarpıcı bir başarı, efendim. The Black Hole-1 1979 info-icon
You think so? Yes. I do. Öyle mi düşünüyorsun? Evet, öyle. Teşekkür ederim. Öyle mi düşünüyorsun? Evet. Öyle düşünüyorum. The Black Hole-1 1979 info-icon
Thank you. Teşekkürler. Ben, Dr Durant’ı düşünüyordum ... Teşekkür ederim. The Black Hole-1 1979 info-icon
I think, Dr Durant... Sanırım, Dr Durant... Sanırım burayı keşfetmek için can atıyor ... Ben, Dr Durant’ı düşünüyordum ... The Black Hole-1 1979 info-icon
that you are a man who longs for a sense... siz onun büyüklük duygusuna... baksanıza ... Sanırım burayı keşfetmek için can atıyor ... The Black Hole-1 1979 info-icon
of his own greatness... imrenen bir adamsınız... Hala dönüş yolunu bulamadı. baksanıza ... The Black Hole-1 1979 info-icon
but has not yet found his true direction. ama onun doğru yönünü henüz bulamadınız. Değil mi? Hala dönüş yolunu bulamadı. The Black Hole-1 1979 info-icon
Right? Haklı mıyım? Belki ben onu bulabilirdim ... Değil mi? The Black Hole-1 1979 info-icon
Perhaps I could find it here... Belki burada bulabilirdim... Eğer hemen geminizi terk etmemizi isterseniz... Belki ben onu bulabilirdim ... The Black Hole-1 1979 info-icon
if you're in no hurry for us to leave. Eğer ayrılmamız için acele etmezseniz. Akşam yemeğinde görüşürüz bunları doktor. Eğer hemen geminizi terk etmemizi isterseniz... The Black Hole-1 1979 info-icon
Shall we discuss that over dinner? Akşam yemeğinden sonra bunu tartışır mıyız? Sadece yemek yiyeceğiz. Bence o uçan örümceğe çok dikkat edin. Akşam yemeğinde görüşürüz bunları doktor. The Black Hole-1 1979 info-icon
It's only dinner. "Said the spider to the fly." I should be with you. Sadece yemekte. "Uçmaya dedi örümcek." Seninle olacağım. Evet, bence de Max’tan uzak durmak bizim yararımıza olur. Sadece yemek yiyeceğiz. Bence o uçan örümceğe çok dikkat edin. The Black Hole-1 1979 info-icon
Yeah, we'll be safer without you and Max trying to knock heads. Evet, sensiz daha güvende oluruz ve Max kafana vurmayı dener. Bence onu halledebiliriz. Evet, bence de Max’tan uzak durmak bizim yararımıza olur. The Black Hole-1 1979 info-icon
I can handle that thing. Üstesinden gelebilirim. Bence başa çıkılamayacak bir şey değil. Bence onu halledebiliriz. The Black Hole-1 1979 info-icon
Well, far be it from you to admit there isn't anything you can't handle. Şey, ondan uzak dur, kabul et üstesinden gelemeyeceğin hiçbirşey yok. Üç temel tip insan vardır Bay Pizer. Dilerse,her işi başaran.. Bence başa çıkılamayacak bir şey değil. The Black Hole-1 1979 info-icon
There are three basic types, Mr Pizer. The wills, the won'ts and the can'ts. Üç temel çeşidi var, bay Pizer. İsteyenler, istemeyenler ve yapamayanlar. Her şeyi başaracağı halde başarmaya karşı olan... Üç temel tip insan vardır Bay Pizer. Dilerse,her işi başaran.. The Black Hole-1 1979 info-icon
The wills accomplish everything, the won'ts oppose everything... İstekliler herşeyi yaparlar, İsteksizler herşeye karşıdırlar... ve başarmak için hiçbir şey denemeyen. Her şeyi başaracağı halde başarmaya karşı olan... The Black Hole-1 1979 info-icon
and the can'ts won't try anything. ve yapamayanlar hiçbir şeyi denemezler. Tavsiyelerin için teşekkür ederim Vincent... ve başarmak için hiçbir şey denemeyen. The Black Hole-1 1979 info-icon
Well, do us all a favour, Vincent, and try to be a can't... Şey, bize bir iyilik yap, Vincent, yapamayan olmaya çalış... özellikle de o canavar ilgili olanlara. Tavsiyelerin için teşekkür ederim Vincent... The Black Hole-1 1979 info-icon
especially where that monster's concerned. özellikle o canavarın olduğu yerde. Benim sana ihtiyacım var, bir tirbuşon’a değil. özellikle de o canavar ilgili olanlara. The Black Hole-1 1979 info-icon
We need you, not another corkscrew. Sana ihtiyacımız var, başka bir ezik bükük bir elemana değil. Hey, hey, hey. Şuna bak. Benim sana ihtiyacım var, bir tirbuşon’a değil. The Black Hole-1 1979 info-icon
Hey, hey, hey. Look at that. Şuna bakın. Vincent, sende onlarla zaman geçirebilirsin. Hey, hey, hey. Şuna bak. The Black Hole-1 1979 info-icon
Vincent, you're gonna have the time of your life in there. Vincent, orada uzun bir zamanın olacak Kendimi üstün görmek istemem ama, şirket robotlarından nefret ediyorum. Vincent, sende onlarla zaman geçirebilirsin. The Black Hole-1 1979 info-icon
I don't mean to sound superior, but I hate the company of robots. Üstünlük taslamak açısından anlamayın, ama robotların arkadaşlığından nefret ederim. Çok çalıştın şimdi dinlen. Eğlen. Kendimi üstün görmek istemem ama, şirket robotlarından nefret ediyorum. The Black Hole-1 1979 info-icon
So try and relax. Have some fun. Gevşemeye çalış. Biraz eğlen. Bütün gün çalışanların hakkı değil mi bu? Çok çalıştın şimdi dinlen. Eğlen. The Black Hole-1 1979 info-icon
Remember what they say: "All work and no play"? Ne derler hatırla: "Hep çalış oyun oynama"? "Fazla güneş, çöl yapar" Araplar böyle söyler. Bütün gün çalışanların hakkı değil mi bu? The Black Hole-1 1979 info-icon
"All sunshine makes a desert," so the Arabs say. "Gün ışığının tamamı çöl yapar," Buda Arapların dediği. Eğer sorun olmazsa sizinle gelebilir miyim Kaptan? "Fazla güneş, çöl yapar" Araplar böyle söyler. The Black Hole-1 1979 info-icon
You'll alert me if you're in trouble, Captain? Başınız belaya girerse beni uyarın, kaptan? Neyse şimdilik oraya gitsen daha iyi olacak Vincent. Eğer sorun olmazsa sizinle gelebilir miyim Kaptan? The Black Hole-1 1979 info-icon
Why don't you go on in there and have some laughs, Vincent. Niye oraya gidip, biraz eğlenmiyorsun, Vincent. Biz, bu arada çevreyi keşfe çıkalım bakalım. Neyse şimdilik oraya gitsen daha iyi olacak Vincent. The Black Hole-1 1979 info-icon
We've been in some scrapes before, and we're gonna get out of this one. Sıkıntıya girmeden önce, bunlardan kurtulalım. Selam Dostum. Biz, bu arada çevreyi keşfe çıkalım bakalım. The Black Hole-1 1979 info-icon
As you were. Nasıl istersen. Kim bu gösterişli siyah kasklılar? S T A R. Selam Dostum. The Black Hole-1 1979 info-icon
Who's the flashy black hat? S T A R. Gösterişli kara şapkalılarda kim? S T A R. Özel Silahlı Askeri Alay.. Kim bu gösterişli siyah kasklılar? S T A R. The Black Hole-1 1979 info-icon
Special Troops Arms Regiment. Şeçkin Silahlı Askeri Alay. Reinhardt’ın düzenlediği Nöbetçi robot prototipleri. Özel Silahlı Askeri Alay.. The Black Hole-1 1979 info-icon
Reinhardt's prototype for the sentry robots. Reinhardt'ın nöbetçi robot ön çalışması. Reinhardt onları geliştirince, Maximilian ve bunlar bir numara oldular. Reinhardt’ın düzenlediği Nöbetçi robot prototipleri. The Black Hole-1 1979 info-icon
He was number one until Reinhardt built Maximilian. Reinhardt Maximilian'ı yapana kadar bir numaraydılar. O iyi, ama biz daha iyiyiz. Onlara hiç karşı çıkan olmadı mı? Reinhardt onları geliştirince, Maximilian ve bunlar bir numara oldular. The Black Hole-1 1979 info-icon
He's sharp, but we're sharper. Do you ever go up against him? O zeki, ama biz daha zekiyiz. Ona karşı geldin mi hiç? Bir kez. Ne oldu? O iyi, ama biz daha iyiyiz. Onlara hiç karşı çıkan olmadı mı? The Black Hole-1 1979 info-icon
Once. What happened? Bir kez. Ne oldu? Onu yendi. O yüzden çok acı çekti. Bir çok parçasını kaybetti. Bir kez. Ne oldu? The Black Hole-1 1979 info-icon
I beat him. He got so upset, he blew a fuse. Onu yendim. O kadar üzüldü ki, bir sigortası attı. Yeniden aynı hareketi yapsak. Başımıza neler gelebileceğini düşünmek bile istemiyorum. Onu yendi. O yüzden çok acı çekti. Bir çok parçasını kaybetti. The Black Hole-1 1979 info-icon
He had his revenge, though. He did things to me that I sure don't like to think about. Gerçi, onun intikamını aldı. Bana düşünmek istemediğim şeyler yaptı. Cygnus gemisinde bir çok deney yaptık, baylar ... Yeniden aynı hareketi yapsak. Başımıza neler gelebileceğini düşünmek bile istemiyorum. The Black Hole-1 1979 info-icon
A great many experiments are in progress aboard the Cygnus, gentlemen... Cygnus'da bir çok büyük deney gerçekleştirmekteyiz, beyler... bunlardan bazıları çok tehlikeliydi, ama ilerleme kaydettik. Cygnus gemisinde bir çok deney yaptık, baylar ... The Black Hole-1 1979 info-icon
some of them dangerous. Onların bir kısmı tehlikeli. Ancak kendi güvenliğiniz için ... bunlardan bazıları çok tehlikeliydi, ama ilerleme kaydettik. The Black Hole-1 1979 info-icon
I suggest in the interest of your own safety... Kendi emniyetiniz için önerim... Gemimde kaldığınız sürece bazı yerlere girmemeniz gerekir. Ancak kendi güvenliğiniz için ... The Black Hole-1 1979 info-icon
that there are no more unescorted excursions for the duration of your stay. burada bulunduğunuz sürece rehbersiz dolaşmamanızdır. Anlaştık mı? Tabii, tabii. Gemimde kaldığınız sürece bazı yerlere girmemeniz gerekir. The Black Hole-1 1979 info-icon
Agreed? Sure, sure. Katılıyor musunuz? Elbette, elbette. İyi. Lütfen oturun. Anlaştık mı? Tabii, tabii. The Black Hole-1 1979 info-icon
Good. Please, sit down. Güzel. Lütfen, oturun. Kaptan. İyi. Lütfen oturun. The Black Hole-1 1979 info-icon
Captain. Kaptan. Evet, Bay Booth, Dünyada ne gibi yenilikler var? Kaptan. The Black Hole-1 1979 info-icon
Well, Mr Booth, what's new on Earth? Evet, bay Booth, dünyada ne yenilikler var? Bıraktığınızdan beri değişen pek bir şey yok Doktor. Evet, Bay Booth, Dünyada ne gibi yenilikler var? The Black Hole-1 1979 info-icon
Well, I don't think it's changed very much since you left, Doctor. Şey, ayrıldığınızdan beri çok şeyin değiştiğini düşünmüyorum, doktor. Bir çok şey, hiç değişmiyor. Bıraktığınızdan beri değişen pek bir şey yok Doktor. The Black Hole-1 1979 info-icon
Nothing much ever changes. Bir çok şey, hiç değişmiyor. Aynı haber, ama farklı isimler. Bir çok şey, hiç değişmiyor. The Black Hole-1 1979 info-icon
Same news, different names. Aynı haberler, farklı isimler. Hala gazetede yazıyor musun? Aynen. Aynı haber, ama farklı isimler. The Black Hole-1 1979 info-icon
You still writing for the same paper? The same. Hala aynı kağıda mı yazıyorsun? Aynı. Hala grevler var mı? Hala gazetede yazıyor musun? Aynen. The Black Hole-1 1979 info-icon
Still on strike? Hala grev var mı? Ah, taze mantar çorbası. Hala grevler var mı? The Black Hole-1 1979 info-icon
Ah, fresh mushroom soup. Ah, taze mantar çorbası. Benim kendi bahçemin ürünlerinden hazırlanmıştır. Ah, taze mantar çorbası. The Black Hole-1 1979 info-icon
Prepared from my own personal garden. Kendi şahsi bahçemden hazırlandı. Geniş kitlelerin,uzayda yiyecek ihtiyacını karşılama.. Benim kendi bahçemin ürünlerinden hazırlanmıştır. The Black Hole-1 1979 info-icon
I remember writing about the extensive agricultural station. Kapsamlı tarım istasyonları hakkında yazdığınızı hatırlıyorum. Üzerine bir yazınızı hatırlıyorum, öyle değil mi Doktor? Geniş kitlelerin,uzayda yiyecek ihtiyacını karşılama.. The Black Hole-1 1979 info-icon
Large enough to supply the needs of the entire crew, wasn't it, Doctor? Tüm mürettabatın ihtiyaçlarını karşılamak için yeterince büyük, değil mi, doktor? Ancak burada ki küçük. Üzerine bir yazınızı hatırlıyorum, öyle değil mi Doktor? The Black Hole-1 1979 info-icon
These days it's tiny. Bu günlerde ufak kalıyor. Çünkü burada tek kişiydim. Ancak burada ki küçük. The Black Hole-1 1979 info-icon
Just enough for one person. Bir kişi için yeterli. Ah. Doğal olarak. Çünkü burada tek kişiydim. The Black Hole-1 1979 info-icon
Ah. Naturally. Ah. Doğal olarak. Kaptan yedek parçaları bulmuşsunuzdur umarım... Ah. Doğal olarak. The Black Hole-1 1979 info-icon
Our wine and our spare parts are vintage, Captain. Şarabımız ve yedek parçalarımız kalitelidir, kaptan. Ayrıca şarabımız da güzeldir. Kaptan yedek parçaları bulmuşsunuzdur umarım... The Black Hole-1 1979 info-icon
I hope they're satisfactory. Ümit ederim yeterince vardır. Gerekli parçaları bulduk Doktor... Ayrıca şarabımız da güzeldir. The Black Hole-1 1979 info-icon
We've had to modify a few of the parts, Doctor... Birkaç parçayı değiştirmek zorundayız, doktor... Değiştirmek fazla zamanımızı almaz. Gerekli parçaları bulduk Doktor... The Black Hole-1 1979 info-icon
but, uh, that shouldn't take long. ama ah, yani uzun sürmez. En kısa zamanda gemiden ayrılmaya hazır oluruz. Kendi adına konuş, Dan. Değiştirmek fazla zamanımızı almaz. The Black Hole-1 1979 info-icon
We'll be ready to leave soon. Speak for yourself, Dan. Yakında ayrılmaya hazır olacağız. Kendin için konuş, Dan. Ben, Dr Reinhardt’tan bir şeyler öğrenmek için can atıyorum. En kısa zamanda gemiden ayrılmaya hazır oluruz. Kendi adına konuş, Dan. The Black Hole-1 1979 info-icon
I, for one, believe I have a great deal to learn from Dr Reinhardt. Ben, benim için, Dr Reinhardt'dan bir hayli öğreneceklerimiz olduğuna inanıyorum. Teşekkür ederim. Ben, Dr Reinhardt’tan bir şeyler öğrenmek için can atıyorum. The Black Hole-1 1979 info-icon
Thank you. Teşekkürler. Bizim görevimiz bitti Alex. Teşekkür ederim. The Black Hole-1 1979 info-icon
Our mission's finished, Alex. Görevimiz bitti, Alex. Kadehimi... Bizim görevimiz bitti Alex. The Black Hole-1 1979 info-icon
A toast. Kadeh kaldıralım. Size ve arkadaşlarınıza kaldırıyorum, Dr Durant’ı görmeme ... Kadehimi... The Black Hole-1 1979 info-icon
To you and your companions, Dr Durant... Size ve yoldaşlarınıza, Dr Durant... Ve Cygnus’u ziyaretinize vesile olduğu için. Size ve arkadaşlarınıza kaldırıyorum, Dr Durant’ı görmeme ... The Black Hole-1 1979 info-icon
on the occasion of your visit to the Cygnus. Cygnus'a ziyaretinizin nedeniyle. Miss Kate aramıza hoş geldiniz. Ve Cygnus’u ziyaretinize vesile olduğu için. The Black Hole-1 1979 info-icon
Welcome aboard, Miss Kate. Güverteye hoşgeldiniz, bayan Kate. Bu kadar süreden sonra insan görmek çok hoş. Miss Kate aramıza hoş geldiniz. The Black Hole-1 1979 info-icon
The only Earth people to know of my existence. Varlığımı bilen tek dünya insanları. Bende sizin görkemli başarılarınıza içiyorum Efendim. Bu kadar süreden sonra insan görmek çok hoş. The Black Hole-1 1979 info-icon
And to you, sir, and your magnificent accomplishments. Ve size, efendim, ve sizin olağanüstü yeteneğinize. Dostlarım Eşsiz bir uzay manzarasının ... Bende sizin görkemli başarılarınıza içiyorum Efendim. The Black Hole-1 1979 info-icon
Tonight, my friends... Bu akşam, dostlarım... tam eşiğinde durduğumuz ... Dostlarım Eşsiz bir uzay manzarasının ... The Black Hole-1 1979 info-icon
we stand on the brink... Uzayı keşfetmede eşsiz... şu anda demek isterim ki.. tam eşiğinde durduğumuz ... The Black Hole-1 1979 info-icon
of a feat unparalleled in space exploration. bir başarının arifesinde bulunuyoruz. Sizler geminize döndüğünüzde ben tüm hesaplamalarını yaptığım... şu anda demek isterim ki.. The Black Hole-1 1979 info-icon
If the data on my returning probe ship matches my computerized calculations... Sondaların gönderdiği verilerin hesaplarına göre... Şimdiye kadar kimsenin cesaret edemediği yolculuğa çıkacağım. Sizler geminize döndüğünüzde ben tüm hesaplamalarını yaptığım... The Black Hole-1 1979 info-icon
I will travel where no man has dared to go. daha önce hiç bir insanın gitmeye cesaret edemediği yere gideceğim. Kara Deliğin içine mi? Şimdiye kadar kimsenin cesaret edemediği yolculuğa çıkacağım. The Black Hole-1 1979 info-icon
Into the black hole? Kara deliğin içine mi? İçine ... Kara Deliğin içine mi? The Black Hole-1 1979 info-icon
In... içine... tüneline... İçine ... The Black Hole-1 1979 info-icon
through... içinden... ve ötesine. tüneline... The Black Hole-1 1979 info-icon
and beyond. ve ötesine. Neden? Bu delilik. ve ötesine. The Black Hole-1 1979 info-icon
Why, that's crazy. Vay, çılgınca. Hah! İmkansız! Neden? Bu delilik. The Black Hole-1 1979 info-icon
Ha! Impossible! İmkansız! "imkansız" sadece aptalların sözlüğünde ... Hah! İmkansız! The Black Hole-1 1979 info-icon
The word "impossible," Mr Booth... "imkansız," kelimesi bay Booth... ..olan bir kelimedir Bayım. "imkansız" sadece aptalların sözlüğünde ... The Black Hole-1 1979 info-icon
  • ««
  • «
  • …
  • 160663
  • 160664
  • 160665
  • 160666
  • 160667
  • 160668
  • 160669
  • 160670
  • 160671
  • 160672
  • …
  • »
  • »»
Kısıtlı Mod:   
  • Katkıda Bulun
  • Hakkımızda
  • Sorumluluk Reddi
  • İletişim