Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 1741
| İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
| So, it'll all be yours someday, huh? | Öyle mi, bütün bunlar bir gün senin olacak değil mi? | A Plumm Summer-1 | 2007 | |
| The way he rides me, I'm lucky he lets me shop there. | Bana davranışına bakarsak, buradan alışveriş etmeme izin verirse şanslıyım. | A Plumm Summer-1 | 2007 | |
| Just the one entrance into the stage? | Sahneye sadece bir giriş mi var? | A Plumm Summer-1 | 2007 | |
| Yeah, the dressing room's in the back. | Evet, soyunma odası arkada. | A Plumm Summer-1 | 2007 | |
| How they could have gotten him out of there, case and all? | Onu o kutuyla buradan nasıl çıkarabildiler ki? | A Plumm Summer-1 | 2007 | |
| You'd have to be a magician to pull that off. | Bunu yapabilmek için sihirbaz olmanız gerekir.. | A Plumm Summer-1 | 2007 | |
| A magician, eh? Why is the FBI involved in this? | Sihirbaz mı? Neden FBI bu işe karıştı ki? | A Plumm Summer-1 | 2007 | |
| Extortion's a federal crime, son. Extortion? | Şantaj federal suçtur evlat. Şantaj mı? | A Plumm Summer-1 | 2007 | |
| Yeah, they sent Happy Herb a ransom note. | Evet, Mutlu Herb'e fidye mesajı göndermişler. | A Plumm Summer-1 | 2007 | |
| Even sent the little fellow's bow tie. Ransom? | Ufaklığın papyonuyla beraber. Fidye mi? | A Plumm Summer-1 | 2007 | |
| Listen, we're going to catch whoever did this. | Dinle, bunu yapanı yakalayacağız. | A Plumm Summer-1 | 2007 | |
| The FBI is on top of it, so don't you worry, okay? | FBI iş üstüde, bu yüzden endişelenme tamam mı? | A Plumm Summer-1 | 2007 | |
| Well then, I'll just walk back, guys. | Peki o zaman ben geri döneyim. | A Plumm Summer-1 | 2007 | |
| All righty. Thanks. | Tamamdır. Teşekkürler. | A Plumm Summer-1 | 2007 | |
| Okie dokie. | Tamam. | A Plumm Summer-1 | 2007 | |
| Don't you kids have some lawns to mow? | Sizin biçecek otlarınız... | A Plumm Summer-1 | 2007 | |
| Or dolls to play with? Dolls? You mean like Froggy Doo? | ...ya da oynayacak bebeğiniz yok mu? Bebek mi? Froggy Doo gibi mi? | A Plumm Summer-1 | 2007 | |
| This must be quite a case for you. | Bu dava sizi epeyi zorluyor olmalı. | A Plumm Summer-1 | 2007 | |
| Are you going to find Froggy Doo? | Froggy Doo'yu bulacak mısınız? | A Plumm Summer-1 | 2007 | |
| You can count on it, son. Me, too! | Emin olabilirsin evlat. Ben de. | A Plumm Summer-1 | 2007 | |
| Nice hat, kid. | Güzel şapka evlat. | A Plumm Summer-1 | 2007 | |
| Now why don't you two go home to your mommies? | Şimdi neden eve annenizin yanına dönmüyorsunuz? | A Plumm Summer-1 | 2007 | |
| We've got some work to do. | Yapılacak işlerimiz var. | A Plumm Summer-1 | 2007 | |
| Hey! The FBI is a public agency. That means you work for me. | Hey! FBI toplumsal bir kurum. Bu da benim için çalışıyorsunuz demektir. | A Plumm Summer-1 | 2007 | |
| So, did you come up with a motive yet? | Henüz sebebini bulamadınız mı? | A Plumm Summer-1 | 2007 | |
| People are driven by only one of two motives, kid, greed or revenge. | İnsanları harekete geçiren iki sebep vardır evlat, hırs ya da intikam. | A Plumm Summer-1 | 2007 | |
| It's human nature. | İnsanın doğası böyle. | A Plumm Summer-1 | 2007 | |
| Don't forget to brush your teeth, son. | Dişlerini fırçalamayı unutma evlat. | A Plumm Summer-1 | 2007 | |
| The last time we saw him, he was backstage. | Onu en son kuliste gördük. | A Plumm Summer-1 | 2007 | |
| And when you went back to your dressing room | Peki ne zaman soyunma odasına dönüp... | A Plumm Summer-1 | 2007 | |
| to get the puppet, it was gone? | ...kuklanın kaybolduğunu gördünüz? | A Plumm Summer-1 | 2007 | |
| Please, you don't call him that. Stop it, Herb, that's what it is. | Lütfen ondan böyle bahsetmeyin. Kes şunu Herb, o bir kukla. | A Plumm Summer-1 | 2007 | |
| No, he happens not to be a puppet, he happens to be... | Hayır, o sıradan bir kukla değil, o... | A Plumm Summer-1 | 2007 | |
| To be a marionette. | ...ipli özel bir kukla. | A Plumm Summer-1 | 2007 | |
| If you want him back, it'll cost you $500. | Onu geri istiyorsan, 500 dolar ödeyeceksin. | A Plumm Summer-1 | 2007 | |
| No, make it $1,000. You went to the Feds. | Hayır, 1000 dolar olsun. Federalleri aradın. | A Plumm Summer-1 | 2007 | |
| Well, where is he? What have you done with him? | Nerede o? Ona ne yaptın? | A Plumm Summer-1 | 2007 | |
| Just have the money ready by tomorrow night. | Yarın akşama kadar parayı hazırla. | A Plumm Summer-1 | 2007 | |
| We'll call back with the drop location. | Tekrar arayıp, bırakacağın yeri söyleyeceğiz. | A Plumm Summer-1 | 2007 | |
| Keep him on the line. | Oyala onu. | A Plumm Summer-1 | 2007 | |
| Okay. Sir, sir, could I talk with him, please? Just to tell him that... | Tamam. Bayım, bayım lütfen onunla konuşabilir miyim? Ona deyin ki... | A Plumm Summer-1 | 2007 | |
| Did you get it? Did you get it? | Buldunuz mu? Buldunuz mu? | A Plumm Summer-1 | 2007 | |
| Old Faithful's. Hi, Roxie. | Old Faithfuls. Selam Roxie. | A Plumm Summer-1 | 2007 | |
| Yeah, still here. | Evet, hâlâ burada. | A Plumm Summer-1 | 2007 | |
| Get over here! | Buraya gel! | A Plumm Summer-1 | 2007 | |
| Fix you... | Görürsün... | A Plumm Summer-1 | 2007 | |
| Hey, baby, how you doing? | Selam bebeğim, nasılsın? | A Plumm Summer-1 | 2007 | |
| No, no, I'll be out of here in about five minutes. | Hayır, hayır, beş dakikaya çıkıyorum. | A Plumm Summer-1 | 2007 | |
| That's what you said an hour ago. | Bir saat önce de böyle dedin. | A Plumm Summer-1 | 2007 | |
| I'm just gonna finish this beer and I'll, you know, be on my way. | Sadece şu birayı bitirip çıkacağım. | A Plumm Summer-1 | 2007 | |
| We have to talk. You promised. | Konuşmamız gerekiyor. Söz vermiştin. | A Plumm Summer-1 | 2007 | |
| Come on, baby, it's just five minutes. | Yapma bebeğim, sadece beş dakika. | A Plumm Summer-1 | 2007 | |
| How much have you spent? I... I don't know, a couple of bucks. | Ne kadar para harcadın? | A Plumm Summer-1 | 2007 | |
| We don't have a couple of bucks. | Bizim birkaç dolarımız yok. | A Plumm Summer-1 | 2007 | |
| Damn it, Mick, we can barely afford the mortgage. | Kahretsin Mick, ipoteğimizi zor ödüyoruz. | A Plumm Summer-1 | 2007 | |
| Quiet. | Sessiz ol. | A Plumm Summer-1 | 2007 | |
| Or your mama's going to scalp us. | Yoksa annen derimizi yüzer. | A Plumm Summer-1 | 2007 | |
| I miss Froggy Doo. Will you help me find him? | Froggy Doo'yu özledim. Onu bulmama yardım eder misin? | A Plumm Summer-1 | 2007 | |
| I gotta go to work, champ. | İşe gitmem gerek şampiyon. | A Plumm Summer-1 | 2007 | |
| Somebody's got to bring home the bacon. | Birinin eve ekmek getirmesi lâzım. | A Plumm Summer-1 | 2007 | |
| Mom does. She gets it at Spreen's. | Annem getiriyor. Spreens'den alıyor. | A Plumm Summer-1 | 2007 | |
| Don't you worry, pal. | Merak etme dostum. | A Plumm Summer-1 | 2007 | |
| He'll be back. | Geri dönecek. | A Plumm Summer-1 | 2007 | |
| Good night, pal. | İyi geceler dostum. | A Plumm Summer-1 | 2007 | |
| Trixie agrees with the Feds. Yeah, so do the Hardy Boys. | Trixie federallerle aynı fikirde. Evet, Sıkı Çocuklar da öyle.. | A Plumm Summer-1 | 2007 | |
| It always boils down to either greed or revenge. | Sonuçta hep hırs ya da intikam çıkıyor. | A Plumm Summer-1 | 2007 | |
| But the only problem is everybody loves Happy Herb. | Ama sorun şu ki, herkes Mutlu Herb'ü seviyor. | A Plumm Summer-1 | 2007 | |
| Are you sure? I mean, Happy Herb has no enemies? | Emin misin? Yani Mutlu Herb'ün hiç düşmanı yok mu? | A Plumm Summer-1 | 2007 | |
| I know, Binky's the enemy of Happy Herb. | Ben biliyorum, Binky Mutlu Herb'ün düşmanıdır. | A Plumm Summer-1 | 2007 | |
| Binky, I gotta ask you, | Binky, bir şey sormam gerekiyor. | A Plumm Summer-1 | 2007 | |
| where were you when Froggy was taken? | Froggy çalındığı zaman neredeydin? | A Plumm Summer-1 | 2007 | |
| You're as bad as the Feds. | Siz de federaller kadar kötüsünüz. | A Plumm Summer-1 | 2007 | |
| Like I told them, what makes you think I had anything to do with it? | Onlara da söylediğim gibi, bu işle bir ilgim olabileceğini nereden çıkardınız? | A Plumm Summer-1 | 2007 | |
| You had the motive. Eliminate the competition. | Bir sebebin var. Rakibini yok etmek. | A Plumm Summer-1 | 2007 | |
| I also have an alibi. I was right here prepping my show when it happened. | Ama kanıtım da var. Olay anında burada gösterime hazırlanıyordum. | A Plumm Summer-1 | 2007 | |
| You know, the truth is I've always admired Herb. | Doğrusunu isterseniz, Herb'ü hep takdir etmişimdir. | A Plumm Summer-1 | 2007 | |
| There's a guy, he's never been in it for the money. | Bu işi asla para için yapmıyor. | A Plumm Summer-1 | 2007 | |
| Well, maybe you had an accomplice. | Belki bir suç ortağın vardır. | A Plumm Summer-1 | 2007 | |
| Why? This is the worst thing that could have happened to my show. | Neden? Gösterimin başına gelebilecek en kötü şey buydu. | A Plumm Summer-1 | 2007 | |
| With Froggy Doo gone, the slicksters at the network, | Froggy Doo gidince o dönek yapımcılar... | A Plumm Summer-1 | 2007 | |
| they're going to be all over us. | ...üzerimize gelmeye başlayacak. | A Plumm Summer-1 | 2007 | |
| They're going to make Bublin and the bean counters | Kanal 8'deki Bublin ve muhasebecilere... | A Plumm Summer-1 | 2007 | |
| over at Channel 8 an offer they can't refuse, | ...reddedemeyecekleri teklifler götürecekler... | A Plumm Summer-1 | 2007 | |
| and in a matter of time, same thing's going to happen here. | ...kısa süre sonra burada da aynı şey olacak. | A Plumm Summer-1 | 2007 | |
| Kids, with Froggy Doo gone, | Çocuklar, Froggy Doo olmazsa... | A Plumm Summer-1 | 2007 | |
| you're looking at a dead man. | ...işim bitik demektir. | A Plumm Summer-1 | 2007 | |
| Maybe Froggy Doo's back? | Belki Froggy Doo dönmüştür. | A Plumm Summer-1 | 2007 | |
| Really, I wish I could do that. | Gerçekten bunu yapabilmeyi isterdim. | A Plumm Summer-1 | 2007 | |
| We had this show in Detroit. | Bu programı Detroit'te görmüştüm. | A Plumm Summer-1 | 2007 | |
| It's supposed to be Froggy Doo time. | Bu saatte Froggy Doo olması gerekiyordu. | A Plumm Summer-1 | 2007 | |
| Hey, look. The junior defectives. | Hey bakın, küçük dedektifler. | A Plumm Summer-1 | 2007 | |
| You guys couldn't find your own butts with a map. | Siz harita olmadan kendi kıçınızı bulamazsınız. | A Plumm Summer-1 | 2007 | |
| Yeah, you're a loser. Just like your old man. | Evet. tıpkı baban gibi zavallısın. | A Plumm Summer-1 | 2007 | |
| Froggy Doo is stupid and fake. | Froggy Doo aptal ve sahte bir şey. | A Plumm Summer-1 | 2007 | |
| He's not, he's not! He's not fakey! Shut up, spazmo! | O sahte değil! Kapa çeneni sersem. | A Plumm Summer-1 | 2007 | |
| Hey, don't call him that. Who's going to stop me, chicken? | Hey, ona öyle deme. Bana kim engel olacak ödlek? | A Plumm Summer-1 | 2007 | |
| You? That's what I thought. Only spazmos believe in Froggy Doo. | Sen mi? Ben de öyle düşünmüştüm. Sadece sersemler Froggy Doo'ya inanır. | A Plumm Summer-1 | 2007 | |
| Hey, I told you not to call him that. | Hey, öyle dememeni söyledim. | A Plumm Summer-1 | 2007 | |
| What are you going to do about it? | Ne yapacaksın? | A Plumm Summer-1 | 2007 | |
| What, are you crazy? | Deli misin sen? | A Plumm Summer-1 | 2007 |