Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 177990
İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
He'll be eligible for the draft next year. | Seneye askerliğini yapacak. | Ukikusa monogatari-1 | 1934 | ![]() |
He eats like a horse, doesn't he? | Bir at gibi yer şimdi, değil mi? | Ukikusa monogatari-1 | 1934 | ![]() |
No wonder we're old now. | Şaşmamak gerek, biz yaşlandık şimdi. | Ukikusa monogatari-1 | 1934 | ![]() |
It must have been hard raising him all these years. | Bunca yıl onu yetiştirmek zor olmuş olmalı. | Ukikusa monogatari-1 | 1934 | ![]() |
I don't mind hardship as long as it's for his sake. | 'Sake' içilir olduğu sürece sıkıntıları önemsemem. | Ukikusa monogatari-1 | 1934 | ![]() |
He still thinks his father's dead, doesn't he? | Hala babasının ölüsünü düşünüyor, değil mi? | Ukikusa monogatari-1 | 1934 | ![]() |
He thinks his father was a civil servant. | Babasının devlet memuru olduğunu düşünüyor. | Ukikusa monogatari-1 | 1934 | ![]() |
Aren't you Ionely? | Yalnızlıktan sıkılmıyor musun? | Ukikusa monogatari-1 | 1934 | ![]() |
No use complaining about Ioneliness. | Hayır, şikayetçi değilim yalnızlıktan. | Ukikusa monogatari-1 | 1934 | ![]() |
Let him go on thinking his father is dead. | Babasının ölüsünü düşünmesine izin ver. | Ukikusa monogatari-1 | 1934 | ![]() |
He wouldn't want a no good father like me. | Benim gibi bir babası olmasını istemezdi. | Ukikusa monogatari-1 | 1934 | ![]() |
He has a great future ahead of him. | Güzel bir gelecek bekliyor onu. | Ukikusa monogatari-1 | 1934 | ![]() |
Dace are in season. | Sazan mevsimi başladı. | Ukikusa monogatari-1 | 1934 | ![]() |
Want to go fishing with me? | Benimle balığa gitmek ister misin? | Ukikusa monogatari-1 | 1934 | ![]() |
Some fish move slowly, so you've got a chance. | Bazı balıklar çok yavaş hareket ediyor, yani bir fırsatın var. | Ukikusa monogatari-1 | 1934 | ![]() |
How long will you stay this time? | Bu kez ne kadar süre kalacaksın burada? | Ukikusa monogatari-1 | 1934 | ![]() |
It depends on the audience. I'd like to stay a year. | Seyirciye bağlı, bir yıl kalabilirim. | Ukikusa monogatari-1 | 1934 | ![]() |
I think I'll go to the show tonight. | Bu gece şova gitmeyi düşünüyorum. | Ukikusa monogatari-1 | 1934 | ![]() |
Our show isn't for you. | Senin için değil bizim şovumuz. | Ukikusa monogatari-1 | 1934 | ![]() |
You're a student. Your job is to study. | Sen öğrencisin. Senin işin ders çalışmak. | Ukikusa monogatari-1 | 1934 | ![]() |
If it were summer vacation, I'd travel with you. | Yaz tatili olsaydı seninle seyahat ederdim. | Ukikusa monogatari-1 | 1934 | ![]() |
Much in it? | Önemli bir şey var mıydı içinde? | Ukikusa monogatari-1 | 1934 | ![]() |
I doubt it. It's floating, so no heavy coins. | Zannetmem, bozukluklar yüzüyor baksana. | Ukikusa monogatari-1 | 1934 | ![]() |
Did you ever think it might be stuffed with bills? | Ivır zıvırlarla birlikte faturalar da olabilirdi, hiç düşündün mü? | Ukikusa monogatari-1 | 1934 | ![]() |
You never had any bills. | Asla fatura koymamalısın. | Ukikusa monogatari-1 | 1934 | ![]() |
Let's rehearse again before the boss comes back. | Hadi, patron geri gelmeden önce provaları tekrar edelim. | Ukikusa monogatari-1 | 1934 | ![]() |
No matter how great the actor, it's hard to play the horse. | Nasılsa büyük aktör için önemli değil, ata sağlam biniyor olmalı. | Ukikusa monogatari-1 | 1934 | ![]() |
Look, the woman seated in the second row isn't bad. | İkinci sırada oturan kadına bak, hiç fena değil. | Ukikusa monogatari-1 | 1934 | ![]() |
It's pouring. | Çiseliyor. | Ukikusa monogatari-1 | 1934 | ![]() |
Rain's really the end for traveling actors. | Yağmurlar seyahat eden aktörlerin sonu oluyor gerçekten. | Ukikusa monogatari-1 | 1934 | ![]() |
I'm sorry it's become such a mess. | Özür dilerim, böyle karışıklıklar her zaman olur. | Ukikusa monogatari-1 | 1934 | ![]() |
It's been raining for days. | Günlerdir yağmur yağıyor. | Ukikusa monogatari-1 | 1934 | ![]() |
We had long rains earlier, in Takasaki. | Takasaki'de uzun yağmurlara daha erken yakalandık. | Ukikusa monogatari-1 | 1934 | ![]() |
The radio says that | Yağmurların dört yada beş gün | Ukikusa monogatari-1 | 1934 | ![]() |
it'll rain for another four or five days. | süreceği söylendi radyoda. | Ukikusa monogatari-1 | 1934 | ![]() |
I wish I had some really good tempura. | Dilerim çok iyi 'tempura'lar yetişir. | Ukikusa monogatari-1 | 1934 | ![]() |
I want some sake with roasted eel. | Haşlanmış yılanbalığıyla biraz 'sake' istiyorum. | Ukikusa monogatari-1 | 1934 | ![]() |
You stole my money, didn't you, Pop? | Paramı sen çaldın, değil mi? | Ukikusa monogatari-1 | 1934 | ![]() |
My kitty bank was facing the other way before. | Kedi kumbaramın yüzü diğer tarafa dönüktü. | Ukikusa monogatari-1 | 1934 | ![]() |
The boss is really something. | Patronluk gerçekten iyi bir şey. | Ukikusa monogatari-1 | 1934 | ![]() |
We've got this crisis, and he's out drinking every day. | Biz krizdeyiz o ise her akşam dışarda içiyor. | Ukikusa monogatari-1 | 1934 | ![]() |
He has to, as long as he stays here. | O burada kaldığı sürece içer. | Ukikusa monogatari-1 | 1934 | ![]() |
You said an odd thing just now. | Çok tuhaf bir şey söyledin sen demin. | Ukikusa monogatari-1 | 1934 | ![]() |
It sounded like some kind of secret. | Bazı sırların varmış gibi görünüyor. | Ukikusa monogatari-1 | 1934 | ![]() |
I wouldn't mention your name. | Senin isminden bahsetmem. | Ukikusa monogatari-1 | 1934 | ![]() |
It's fun to checkmate. | Eğlenceli bir oyun oldu. | Ukikusa monogatari-1 | 1934 | ![]() |
Check the king, not the father. | Kralı kontrol et, babayı değil. | Ukikusa monogatari-1 | 1934 | ![]() |
You're finished, Uncle. | Bittin sen, amca. | Ukikusa monogatari-1 | 1934 | ![]() |
You've turned into a good chess player. | İyi bir satranç oyuncusu olarak geri döndün. | Ukikusa monogatari-1 | 1934 | ![]() |
When you play the hero of Konjiki, I'll lend you my cap. | Konjiki' nin kahramanını oynadığınız zaman size kepimi ödünç vereceğim. | Ukikusa monogatari-1 | 1934 | ![]() |
Give me a drink. | Bana bir içki ver. | Ukikusa monogatari-1 | 1934 | ![]() |
Thank you for taking care of the master every day. | Usta'ya her gün gözkulak olduğunuz için teşekkür ederim size. | Ukikusa monogatari-1 | 1934 | ![]() |
Somebody wants you. | Birisi sizi istiyor. | Ukikusa monogatari-1 | 1934 | ![]() |
What brings you here? | Sizin ne işiniz var burada? | Ukikusa monogatari-1 | 1934 | ![]() |
Is she the patron you had to see? | Senin görmeye geldiğin patron o mu? | Ukikusa monogatari-1 | 1934 | ![]() |
I should thank her too, then. | Öyleyse ona teşekkür etmeliyim. | Ukikusa monogatari-1 | 1934 | ![]() |
Go home, Otoki. | Defol buradan, Otoki! | Ukikusa monogatari-1 | 1934 | ![]() |
You must be happy to have such a nice son. | Böyle hoş bir oğlun olduğu için mutlu olmalısın. | Ukikusa monogatari-1 | 1934 | ![]() |
No need to get upset. | Keyfini bozmana gerek yok. | Ukikusa monogatari-1 | 1934 | ![]() |
I have something to tell the madame and her son. | Madam ve oğluna bir şey söyleyeceğim. | Ukikusa monogatari-1 | 1934 | ![]() |
What's wrong with me seeing my own son? | Kendi oğlumu görmekle hata mı yapıyorum? | Ukikusa monogatari-1 | 1934 | ![]() |
Have you forgotten what happened in Takasaki? | Takasaki' de neler olduğunu unuttun mu? | Ukikusa monogatari-1 | 1934 | ![]() |
Who do you think got you out of trouble back then? | Başına kötü bir şey gelirse kim düşünür seni? | Ukikusa monogatari-1 | 1934 | ![]() |
Who do you think asked the big shots in town for help? | Kasabadaki büyük atışa yardım etmek için kim düşündü seni, sor? | Ukikusa monogatari-1 | 1934 | ![]() |
Don't think you can just walk out on me. | Hemen beni terk etmeyi düşünme. | Ukikusa monogatari-1 | 1934 | ![]() |
All right, we're through as of now! | Doğru başından beri birlikteydik! | Ukikusa monogatari-1 | 1934 | ![]() |
Don't ever come here again, or I'll never forgive you. | Buraya bir daha sakın gelme, seni asla affetmeyeceğim. | Ukikusa monogatari-1 | 1934 | ![]() |
My son belongs to a better world than yours. | Oğlum sizinkilerden daha iyi bir dünyaya ait. | Ukikusa monogatari-1 | 1934 | ![]() |
Is that fuss during the day still bothering you? It's not like you. | Bugün yaptığın tartışma hala canını mı sıkıyor senin? | Ukikusa monogatari-1 | 1934 | ![]() |
The boss gets mad so easily. I thought you were used to it. | Patron çok kolay deliriyor. Senin ona alışkın olduğunu sanıyordum. | Ukikusa monogatari-1 | 1934 | ![]() |
I know. I'd already forgotten about it. | Biliyorum. Ben çoktan unuttum bile. | Ukikusa monogatari-1 | 1934 | ![]() |
I'm glad. I was worried because you seemed down. | Sevindim öyleyse. Sizi aşağıda görünce endişelenmiştim. | Ukikusa monogatari-1 | 1934 | ![]() |
I have a favor to ask you. | Senden bir şey isteyebilir miyim? | Ukikusa monogatari-1 | 1934 | ![]() |
Try to seduce that boy who was at the restaurant today. | Bugün restorantdaki o çocuğu baştan çıkarmaya çalış. | Ukikusa monogatari-1 | 1934 | ![]() |
I'm not interested in children. | Ben o çocukla ilgilenmiyorum. | Ukikusa monogatari-1 | 1934 | ![]() |
You'd be doing me a favor. | Bana hediye ediyor olmalısın. | Ukikusa monogatari-1 | 1934 | ![]() |
Take it or leave it. | Onu al ya da vazgeç. | Ukikusa monogatari-1 | 1934 | ![]() |
You really think I could? | Gerçekten yapabileceğimi düşünüyor musun? | Ukikusa monogatari-1 | 1934 | ![]() |
Bat your eyes and you could catch any man you wanted. | Bir göz kırpmayla istediğin erkeği elde edebilirsin. | Ukikusa monogatari-1 | 1934 | ![]() |
Just turn on the charm. | Sadece caziben yeter. | Ukikusa monogatari-1 | 1934 | ![]() |
We met yesterday. | Dün karşılaşmıştık. | Ukikusa monogatari-1 | 1934 | ![]() |
I'll be waiting here after the show tonight. | Bu geceki şovdan sonra burada bekliyor olacağım seni. | Ukikusa monogatari-1 | 1934 | ![]() |
I don't know if I can. | Gelebilir miyim, bilmiyorum. | Ukikusa monogatari-1 | 1934 | ![]() |
I'm going to take a walk, Mother. | Ben biraz dışarıya çıkacağım, anne. | Ukikusa monogatari-1 | 1934 | ![]() |
Are you angry because I asked you to meet me? | Seninle buluşmak istediğimi söylediğim için kızgın mısın bana? | Ukikusa monogatari-1 | 1934 | ![]() |
Don't you like talking with girls? | Kızlarla konuşmaktan hoşlanmıyor musun? | Ukikusa monogatari-1 | 1934 | ![]() |
I wish a peach would come bobbing downstream. | Keşke fıstık gibi bir kız çıksa birdenbire karşımıza. | Ukikusa monogatari-1 | 1934 | ![]() |
Bringing us good fortune, just like in the fairy tales. | Öyle iyi bir şans ancak peri masallarında olur. | Ukikusa monogatari-1 | 1934 | ![]() |
Otoki isn't around. | Otoki ortalıkta görünmüyor. | Ukikusa monogatari-1 | 1934 | ![]() |
She goes out a lot these days. | Bugün çok fazla dışarı çıktı. | Ukikusa monogatari-1 | 1934 | ![]() |
Where does she go, anyway? | Herneyse, nereye gider ki o ? | Ukikusa monogatari-1 | 1934 | ![]() |
We're going to have to part soon. | Yakında biz de gideceğiz. | Ukikusa monogatari-1 | 1934 | ![]() |
What will we be doing this time next year? | Seneye bu zamanlar ne yapıyor olacağız acaba? | Ukikusa monogatari-1 | 1934 | ![]() |
But let's not think about a silly thing like that. | Böyle aptalca şeyler düşündüğümü sanma sakın. | Ukikusa monogatari-1 | 1934 | ![]() |
Why don't we tell my mother about us? | Neden anneme bizim hakkımızda batsetmiyoruz? | Ukikusa monogatari-1 | 1934 | ![]() |
I'm sure she'll help us. | Eminim bize yardım edecektir. | Ukikusa monogatari-1 | 1934 | ![]() |
I'm not the girl you think. | Ben senin düşündüğün kız değilim. | Ukikusa monogatari-1 | 1934 | ![]() |
I'm not worthy of a man like you. | Ben senin gibi bir adama layık değilim. | Ukikusa monogatari-1 | 1934 | ![]() |
I tried to make a fool of you at first. | En başta seninle dalga geçmeyi düşündüm. | Ukikusa monogatari-1 | 1934 | ![]() |
It started that way, but... | Bunu O başlattı, fakat... | Ukikusa monogatari-1 | 1934 | ![]() |