Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 179043
İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
..bring everyone along for a visit. | Hepsiyle beraber ziyarete geleceksin. ..hep beraber ziyarete geleceksiniz. | Veer-Zaara-5 | 2004 | ![]() |
l'll take you for a ride on a cycle and show you a new village. | Ve ben de seni bisikletimin önüne oturtup, yeni köyümüzü göstereceğim. | Veer-Zaara-5 | 2004 | ![]() |
But after haνing eight to ten kids, l won't be able to sit on a cycle. | Ama 8 10 çocuk doğurduktan sonra, bisikletin önüne sığmam ki. | Veer-Zaara-5 | 2004 | ![]() |
Yes, you've got a point. | ve gizlice ülkeme Pakistan'ın sırlarını gönderiyorum...? Aynen öyle. Evet, haklısın… Evet, bunu söylediğin iyi oldu. | Veer-Zaara-5 | 2004 | ![]() |
Then l'll arrange for a tractor. | O zaman ben de bir traktör ayarlarım. | Veer-Zaara-5 | 2004 | ![]() |
"Was that you or was that just a fragrant wind?" | O sen miydin, yoksa rüzgârdaki mis koku mu? O sen miydin yoksa rüzgardaki mis koku mu? | Veer-Zaara-5 | 2004 | ![]() |
"Was that you or were there colours everywhere?" | O sen miydin, yoksa çevremdeki renkler mi? O sen miydin yoksa çevremdeki renkler mi? | Veer-Zaara-5 | 2004 | ![]() |
"Was that you or were those shinning pathways?" | O sen miydin, yoksa yolumdaki ışıltı mı? O sen miydin yoksa yolumdaki ışıltı mı? | Veer-Zaara-5 | 2004 | ![]() |
"Was that you or were those songs resounding in the atmosphere?" | O sen miydin, yoksa havada yankılanan bir şarkı mı? O sen miydin yoksa gökyüzünde yankılanan bir şarkı mı? | Veer-Zaara-5 | 2004 | ![]() |
"Was it you l found, or was it my destiny?" | Bulduğum sen miydin, yoksa kaderim mi? O sen miydin yoksa bulduğum kaderim mi? | Veer-Zaara-5 | 2004 | ![]() |
"Was it you or was there magic in the air?" | O sen miydin, yoksa ortalıkta dolaşan bir sihir mi? O sen miydin yoksa dokunan bir anlık bir sihir mi? | Veer-Zaara-5 | 2004 | ![]() |
"Just for two moments, the caravans of our dreams made a stop." | İki anlığına durdu, hayal kervanımız. İki anlığına durdu, hayal kervanımız | Veer-Zaara-5 | 2004 | ![]() |
"And then you went your way and l went mine." | Ve sonra gittik, sen yoluna, ben yoluma… Ve sonra gittik, sen yoluna, ben yoluma... | Veer-Zaara-5 | 2004 | ![]() |
"Just for two moments, existed the story of our hearts." | İki anlık yaşadı kalbimizin hikâyesi. İki anlıktı bu kalbin destanı | Veer-Zaara-5 | 2004 | ![]() |
"And then you went your way and l went mine." | Ve sonra gittik, sen yoluna, ben yoluma… Ve sonra gittik, sen yoluna ben yoluma... | Veer-Zaara-5 | 2004 | ![]() |
lt's my wedding day today, Abba. | Bugün nikâhım kıyılacak, Abbaji. Bu gün nikahım kıyılacak, Abbaji. | Veer-Zaara-5 | 2004 | ![]() |
Aren't you going to give me away? | Beni götürmeyecek misin? Beni onlara vermeyecek misin? | Veer-Zaara-5 | 2004 | ![]() |
Please forgive me, my dear. | Lütfen beni affet, canım kızım. Beni affedeceksin, değil mi canım kızım? | Veer-Zaara-5 | 2004 | ![]() |
l don't know whether this is my obligation or my weakness. | Bilmiyorum, bu benim görevim mi, yoksa zafiyetim mi? Bilmiyorum, bu benim zorunluluğum mu, yoksa zaafiyetim mi...? | Veer-Zaara-5 | 2004 | ![]() |
Please forgive me. | Lütfen beni affet… Beni affet. | Veer-Zaara-5 | 2004 | ![]() |
This is a holy amulet. This will protect you. | Bu kutsal bir muska, oğlum. Bu seni koruyacak. | Veer-Zaara-5 | 2004 | ![]() |
The moment you cross the border, take out the coins.. | Sınırı geçer geçmez düğümleri çöz. Sınırı geçer geçmez düğümleri çöz... | Veer-Zaara-5 | 2004 | ![]() |
..and give them to someone needy. | Ve onları ihtiyacı olan birine ver. ...ve onları ihtiyacı olan birine ver. | Veer-Zaara-5 | 2004 | ![]() |
My religion does not permit, but still, now onwards.. | İnançlarım buna izin vermiyor, ama yine de… İnançlarım buna izin vermiyor ama yine de... | Veer-Zaara-5 | 2004 | ![]() |
..l'll pray to Allah everyday and ask him.. | ...Allah'a sen ve Zaara için dua edeceğim... | Veer-Zaara-5 | 2004 | ![]() |
..to give you Zaara in every other birth. | Ve başka bir hayatında sana Zaara'yı vermesini isteyeceğim. ...her hayatında, Zaara senin olsun. | Veer-Zaara-5 | 2004 | ![]() |
l'm leaving. | Gitmek zorundayım. Ben gidiyorum. | Veer-Zaara-5 | 2004 | ![]() |
Listen. | Bakar mısınız? Dinle... | Veer-Zaara-5 | 2004 | ![]() |
Sign here. | İmzala buraya. Buraya imzanızı atın lütfen. | Veer-Zaara-5 | 2004 | ![]() |
lt says here that my name is Rajesh Rathore. | Burada benim adımın Rajeş Rathor olduğu yazıyor. Burada benim adımın Rajesh Rathore olduğu yazıyor. | Veer-Zaara-5 | 2004 | ![]() |
l work for the lndian lntelligence RAW. | Ve Hindistan İstihbarat Birimi için çalışıyorum… Hindistan İstihbarat Birimi için çalışıyor olduğum.. | Veer-Zaara-5 | 2004 | ![]() |
Critical.. political.. secrecy. | Tehlikeli… Politik… Gizli… ...tehlikeli... politik... gizli... | Veer-Zaara-5 | 2004 | ![]() |
Sending Pakistani secrets to lndia.. That's correct. | Pakistan'ın devlet sırlarını Hindistan’a gönderiyorum? Doğru. Pakistan'ın devlet sırlarını Hindistan'a götürdüğüm yazıyor? Doğru | Veer-Zaara-5 | 2004 | ![]() |
No way. My name is Veer Pratap Singh, ex lndian Air Force. | Kesinlikle hayır. Benim adım Veer Pratap Sing. Eski Hindistan Hava Kuvvetlerinden. Hayır. Benim adım Veer Pratap Singh Eski Hindistan Hava Kuvvetlerinden. | Veer-Zaara-5 | 2004 | ![]() |
l'd come here just two days ago to visit somebody.. | Buraya iki gün önce birini ziyaret için geldim ve şimdi geri dönüyorum. Buraya iki gün önce birini ziyaret için gelmiştim. | Veer-Zaara-5 | 2004 | ![]() |
My passport is in my bag, you can check. | Pasaportum çantamda, kontrol edebilirsiniz. | Veer-Zaara-5 | 2004 | ![]() |
We've found this in your bag. | Çantanızda bunu bulduk. | Veer-Zaara-5 | 2004 | ![]() |
Your name is written clearly as Rajesh Rathore. | Adınız açıkça yazıyor, Rajeş Rathor. Adınız açıkça yazıyor, Rajesh Rathore. | Veer-Zaara-5 | 2004 | ![]() |
We have witnesses too who can recognise you. | Ayrıca seni teşhis eden tanığımız da var. Ayrıca seni teşhis eden tanıklarımız da var. | Veer-Zaara-5 | 2004 | ![]() |
What's going on? Why are you doing this? | Neler oluyor? Bunları neden yapıyorsunuz? Bu olanlar da nedir? Bunları neden yapıyorsunuz? | Veer-Zaara-5 | 2004 | ![]() |
Okay. You were just saying that you were here to meet somebody. | Tamam… Diyelim ki buraya birini görmeye geldiniz. Tamam.. Diyelim ki buraya birini görmeye geldiniz. | Veer-Zaara-5 | 2004 | ![]() |
Tell us their names, we'll call them. | Bize adını söyleyin, onu buraya çağıralım. | Veer-Zaara-5 | 2004 | ![]() |
Yes.. l'm.. | Evet… Ben buraya… Evet.. Ben buraya... | Veer-Zaara-5 | 2004 | ![]() |
l'm here.. | Ben buraya… Ben buraya... | Veer-Zaara-5 | 2004 | ![]() |
Tell us. | Konuş… Konuş. | Veer-Zaara-5 | 2004 | ![]() |
l didn't come to meet anybody. | Buraya kimseyi görmeye gelmedim. Vay be, ne aşk… Buraya kimseyi görmeye gelmedim. | Veer-Zaara-5 | 2004 | ![]() |
Wow, what loνe! | Vay, ne aşk!... | Veer-Zaara-5 | 2004 | ![]() |
lf you take her name, she will be disgraced? | Eğer söylersen adını lekelemiş olursun… Eğer söylersen adını lekelemiş olursun. | Veer-Zaara-5 | 2004 | ![]() |
You'll ruin yourself, but won't let your love be cursed. | Kendin mahvolacaksın, ama aşkının lekelenmesine izin vermiyorsun. Kendin mahvolacaksın ama aşkının lekelenmesine izin vermiyorsun. | Veer-Zaara-5 | 2004 | ![]() |
Yes, Mr. Veer. This is exactly what l expected of you. | Vay, Bay Veer… Sizden de bunu beklerdim. Vay, Bay Veer... Sizden de bunu beklerdim. | Veer-Zaara-5 | 2004 | ![]() |
Mr. Veer, there's one thing that is very special about.. | Bay Veer, benim ve sizin ülkenizin çok büyük bir özelliği var. Bay Veer, benim ve sizin ülkenizin... | Veer-Zaara-5 | 2004 | ![]() |
..both our countries. | ...çok büyük bir özelliği var. | Veer-Zaara-5 | 2004 | ![]() |
On the basis of power and money, anything is possible. lsn't that so? | Gücün ve paranın yapamayacağı hiçbir şey yoktur… Değil mi? Gücün ve paranın yapamayacağı hiçbir şey yoktur... Değil mi? | Veer-Zaara-5 | 2004 | ![]() |
What were you thinking? That you could come here.. | Ne düşünmüştünüz? Buraya gelip, Ne düşünmüştünüz? Buraya gelip... | Veer-Zaara-5 | 2004 | ![]() |
..and declare your love for my wife to be.. | ..herkesin önünde karım olacak kadına... | Veer-Zaara-5 | 2004 | ![]() |
..in front of everyone and leave. | ...ilan ı aşk edecektiniz ve geri mi dönecektiniz ve ben... | Veer-Zaara-5 | 2004 | ![]() |
Mr. Veer, l'm about to live my life with a woman.. | Bay Veer, Bay Veer, ben bütün hayatımı, başka birine aşık... | Veer-Zaara-5 | 2004 | ![]() |
..who's in love with someone else. | ...bir kadınla beraber geçireceğim. | Veer-Zaara-5 | 2004 | ![]() |
And it's my bad luck that l can't even back off from this marriage. | Ve benim şanssızlığım, bu evlilikten vazgeçme imkânım yok. Ve benim şanssızlığım, bu nikahtan vazgeçme imkanım yok. | Veer-Zaara-5 | 2004 | ![]() |
Can you imagine? | Düşünebiliyor musunuz? Biraz düşünün... | Veer-Zaara-5 | 2004 | ![]() |
Can you imagine.. everyday of my life will be a living hell. | Düşünebiliyor musunuz? Hayatımın her günü cehennem olacak. Biraz düşünün... Kaderimde, her gün, her dakika cehennemde yaşamak var. | Veer-Zaara-5 | 2004 | ![]() |
You and Zaara were the ones who dared to love. | Sevmeye cüret eden, sen ve Zaara'sınız. Aşk, sizin ve Zaara'nın... | Veer-Zaara-5 | 2004 | ![]() |
Why should l be put to test? | Neden ben imtihan edileyim? Ama imtihan olan benim... | Veer-Zaara-5 | 2004 | ![]() |
Either your life should be a living hell.. | Ya sizin hayatınız cehennem olmalı, Cehennemde yaşaması gereken ya sizsiniz... | Veer-Zaara-5 | 2004 | ![]() |
Or Zaara's. | ya da Zaara'nın. ...ya Zaara. | Veer-Zaara-5 | 2004 | ![]() |
Not mine | Benimki değil. Ben değil. | Veer-Zaara-5 | 2004 | ![]() |
You take great pride in your love, right? | Aşkınızla gurur duyuyorsunuz, değil mi? Aşkınızla çok gurur duyuyordunuz. | Veer-Zaara-5 | 2004 | ![]() |
So, now you're being tested. | Öyleyse şimdi imtihan zamanı. Öyleyse aşkınız imtihan ediliyor. | Veer-Zaara-5 | 2004 | ![]() |
l can make Zaara's life heaven or hell. But it's all in your hands. | Ben Zaara'nın hayatını cennete de çevirebilirim, cehenneme de. Bu sizin elinizde. | Veer-Zaara-5 | 2004 | ![]() |
As long as you sit silently within the four walls of a prison.. | Siz sessizce bu hapishanenin dört duvarı arasında kaldığınız sürece… Siz burada sessizce oturduğunuz müddetçe, bir mahkum olarak... | Veer-Zaara-5 | 2004 | ![]() |
..Zaara's life will be more beautiful than heaven. | Zaara'nın hayatı cennetten bile güzel olacak. ..o zaman Zaara'nın hayatı cennetten bile güzel olacak. | Veer-Zaara-5 | 2004 | ![]() |
The moment you open your mouth, Zaara's life will.. | Ağzınızı açtığınız anda, Zaara'nın hayatı cehennemden de beter olacak. Ağzınızı açtığınız ilk anda Zaara'nın hayatı... | Veer-Zaara-5 | 2004 | ![]() |
..become worse than hell. | ...cehennemden de beter olacak. | Veer-Zaara-5 | 2004 | ![]() |
Veer Pratap Singh's identity has to be destroyed.. | Veer Pratap Sing kimliği yok olacak, Veer Pratap Singh'in adı ve ona ait herşey yok olacak... | Veer-Zaara-5 | 2004 | ![]() |
..in order to give Zaara a good life. | Zaara Hayaat Khan'ın hayatı güzel olması için. ..Zaara Haayat Khan'ın hayatın güzel olması için. | Veer-Zaara-5 | 2004 | ![]() |
Now, this.. is the true test of love. | Şimdi, bu bir gerçek aşk imtihanı. Bu sözü vermek, aşkınızın gerçek olduğunu gösterir. | Veer-Zaara-5 | 2004 | ![]() |
l'll take your leaνe. | Ben gidiyorum. Gitmeliyim. | Veer-Zaara-5 | 2004 | ![]() |
lt's time for the wedding. | Şimdi düğün zamanı. Nikah vakti gelmek üzere. | Veer-Zaara-5 | 2004 | ![]() |
Either you disgrace the names of Zaara.. | İster Zaara'nın ve ailesinin adını lekeleyin ve özgürlüğünüzü kazanın, Eğer Zaara'nın ve ailesinin adını... | Veer-Zaara-5 | 2004 | ![]() |
..and her family and buy your freedom.. | ...lekelerseniz, özgürlüğünüze kavuşmuş olursunuz. | Veer-Zaara-5 | 2004 | ![]() |
..or sign on those papers and.. | ister bu evrakları imzalayın ve Zaara'nın ömür boyu mutlu olmasını sağlayın. Ya da bu kağıtları imzalarsanız... | Veer-Zaara-5 | 2004 | ![]() |
..ensure a lifetime of happiness for Zaara. | ...Zaara'nın bir ömür boyu mutluluğunu garantilemiş olursunuz. | Veer-Zaara-5 | 2004 | ![]() |
The decision is in your hands. | Karar sizin. Karar sizin ellerinizde. | Veer-Zaara-5 | 2004 | ![]() |
"Why is there a tradition of cruelty?" | Bu zulüm töresi neden? | Veer-Zaara-5 | 2004 | ![]() |
"Why is the society the way it is?" | Düzen neden böyle? | Veer-Zaara-5 | 2004 | ![]() |
"These traditions of this world.. l am completely oνerwhelmed by them." | Dünyanın bu adetleri. Ben onlardan tamamen bunaldım. Bunlar dünyanın adetleri, ben de onlara boyun eğdim. | Veer-Zaara-5 | 2004 | ![]() |
"Do not ask what my complaints are.." | Bana şikâyetlerimi sormayın… Şikayetim ne diye sormayın | Veer-Zaara-5 | 2004 | ![]() |
"..or why l've been given this unhappiness." | Ya da neden mutsuz olduğumu. Neden kederle karşılaştım? | Veer-Zaara-5 | 2004 | ![]() |
"What can l tell you, why is love a crime." | Size nasıl söylerim? Aşk neden bir suçtur? Size nasıl söylerim Aşk neden bir suçtur... | Veer-Zaara-5 | 2004 | ![]() |
"Why does one cry? Why does this happen?" | Birileri neden ağlar? Neden böyle olur? | Veer-Zaara-5 | 2004 | ![]() |
"Why is everyone a stranger to his heart?" | Neden herkes kalbine yabancıdır? Neden herkes kalbe yabancıdır? | Veer-Zaara-5 | 2004 | ![]() |
"What turn has this story taken?" | Nasıl bir boyut aldı nu hikâye? Bundan sonra nasıl olacak hikaye? | Veer-Zaara-5 | 2004 | ![]() |
"What sort of world is this that we live in?" | Nasıl bir dünya bu, bizim yaşadığımız. Nasıl bir yerdeyiz? | Veer-Zaara-5 | 2004 | ![]() |
"Where sorrows wear the face of happiness? | Nerede acı mutluluğun yüzüne bürünür? Mutluluğun ülkesinde keder var. | Veer-Zaara-5 | 2004 | ![]() |
"What sort of world is this that we live in." | Nasıl bir dünya bu, bizim yaşadığımız. Nasıl bir yerdeyiz? | Veer-Zaara-5 | 2004 | ![]() |
"Where sorrows wear the face of happiness?" | Nerede acı mutluluğun yüzüne bürünür? Mutluluğun ülkesinde keder var. | Veer-Zaara-5 | 2004 | ![]() |
"Who do l call my own and who is a stranger?" | Kime 'benim' diyeceğim, kime 'yabancı'? Kime 'benim' diyeceğim, kime yabancı? | Veer-Zaara-5 | 2004 | ![]() |
"What turn has this story taken?" | Nasıl bir boyut aldı bu hikâye? Bundan sonra nasıl olacak hikaye? | Veer-Zaara-5 | 2004 | ![]() |
Ms. Zaara Hayaat Khan, daughter of Jehangir Hayaat Khan. | Zaara Hayaat Khan Hanım, Jehangir Hayaat Khan'ın kızı, Zaara Hayaat Khan Hanım, Jehangir Hayaat Khan'ın kızı... | Veer-Zaara-5 | 2004 | ![]() |
Your marriage has been fixed with Raza Shirazi. | Abdul Malik Şirazi’nin oğlu Raza Şirazi ile evliliğin, ..nikahınız, Raza Shirazi... | Veer-Zaara-5 | 2004 | ![]() |