Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 179579
İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
my daughter in law is serving you | benim gelinim sana servis ediyor. | Vivah-1 | 2006 | ![]() |
Papa, how about giving Poonam | Baba, Poonam’la ilgili... | Vivah-1 | 2006 | ![]() |
a tour of the house before she leaves? | o ayrılmadan önce bir ev turu vermek nasıl? | Vivah-1 | 2006 | ![]() |
Sure, take her | Tabii, götür onu. | Vivah-1 | 2006 | ![]() |
Come, Poonam | Gel, Poonam. | Vivah-1 | 2006 | ![]() |
Poonam, after our wedding, this will be our room | Poonam, bizim düğünden sonra, burası bizim odamız olacak. | Vivah-1 | 2006 | ![]() |
In Som Sarovar, I snapped the portraits of your uncle and aunt.. | Som Sarovar’de, ben senin amcanın ve yengenin fotoğrafını çektim.. | Vivah-1 | 2006 | ![]() |
especially for this side table. You know Poonam, sometimes I think.. | bilhassa bu yan masa için. Sen biliyorsun Poonam, bazen ben düşünüyorum.. | Vivah-1 | 2006 | ![]() |
Nothing | Hiç birşey. | Vivah-1 | 2006 | ![]() |
So, what were you thinking? | Yani, ne düşünüyordun sen? | Vivah-1 | 2006 | ![]() |
Must we speak always and only about what I think, what I feel? | Her zaman ve sadece benim ne düşündüğüm ve ne hissettiğimle ilgili konuşmak zorundamıyız? | Vivah-1 | 2006 | ![]() |
What you think, you feel, is also vital | Senin ne düşündüğün, hissettiğin, önemli üstelik. | Vivah-1 | 2006 | ![]() |
We're companions, Poonam | Biz eşitiz, Poonam. | Vivah-1 | 2006 | ![]() |
Today, while serving Uncle, I got so emotional, | Bugün, Amcam servis yaparken, ben çok duygulandım, | Vivah-1 | 2006 | ![]() |
I had to hold back my tears | Gözyaşlarımı tutmak zorunda kaldım. | Vivah-1 | 2006 | ![]() |
Poonam, I brought you here.. | Poonam, seni buraya getirdim.. | Vivah-1 | 2006 | ![]() |
to show you my new cupboard, my writing table, my new computer.. | sana benim yeni dolabımı göstermek için, benim yazı masamı, yeni bilgisayarımı.. | Vivah-1 | 2006 | ![]() |
without a thought, that your cupboard, writing table, even your surname.. | bir düşünce olmadan, senin dolabın diye, yazı masan, hatta senin soyadın.. | Vivah-1 | 2006 | ![]() |
you'll be leaving behind.. for my sake | sen arkada ayrılıyor olacaksın.. benim hatrım için... | Vivah-1 | 2006 | ![]() |
For our sakes | senin hatrın için. | Vivah-1 | 2006 | ![]() |
Poonam, I've just decided! Every year we'll spend one month in Madhupur | Poonam, ben karar verdim! Biz her yıl Madhupur’da bir ay geçiriyor olacağız. | Vivah-1 | 2006 | ![]() |
If anyone ridicules me for living with my in laws, I don't care | Eğer herhangi biri kayınbabamla yaşayacağım için benimle alay edecekse, umrumda değil. | Vivah-1 | 2006 | ![]() |
I hear.. | Duyuyorum.. | Vivah-1 | 2006 | ![]() |
in the countdown to the wedding date, girls go crazy about shedding weight? | düğün tarihinin geri sayımında, kızlar deli oluyorlarmış kilo vermek için. | Vivah-1 | 2006 | ![]() |
No crash diets for you. 10 15 kilos here or there, is no issue | Hızlı diyet yok senin için. 10 15 kilo orda veya burda, sorun değil. | Vivah-1 | 2006 | ![]() |
Can you imagine what will happen when you arrive riding a mare to wed me? | Sen benle evlenmek için bir kısrak sürerek ulaştığında neler olacağını hayal edebilir misin? | Vivah-1 | 2006 | ![]() |
The bread is likely to get burnt in the ovens of our neighbors' homes | Ekmek yanmaya uygun komşularımızın evlerinde ki ocaklarda. | Vivah-1 | 2006 | ![]() |
Every girl will be on her terrace, vying to take a peek at the bridegroom | Her kız onun terasında olacak, damat odasına bir göz atmak için yarışacaklar. | Vivah-1 | 2006 | ![]() |
Poonam, time to go | Poonam, gitme zamanı. | Vivah-1 | 2006 | ![]() |
Yes, Sister in law | Evet, Yenge. | Vivah-1 | 2006 | ![]() |
Sister in law, just two minutes.. please | Yenge, sadece iki dakika.. lütfen | Vivah-1 | 2006 | ![]() |
All right, make it quick | Peki, çabuk olun. | Vivah-1 | 2006 | ![]() |
How much will they talk? Shh.. come on | Onlar ne kadar konuşacak? Shh.. hadi gel. | Vivah-1 | 2006 | ![]() |
Poonam, my heart knows, l don't want to let you go | Poonam, kalbim biliyor, ben senin gitmene izin vermek istemiyorum. | Vivah-1 | 2006 | ![]() |
I want to show you around Delhi, to take you places with me | Sana Delhi'yi göstermek isterim, seni benimle mekanlara götürmek için. | Vivah-1 | 2006 | ![]() |
But we'll wait, as even you consider it proper | Ama biz bekleyeceğiz,hatta sen doğru dürüst düşünürsün. | Vivah-1 | 2006 | ![]() |
And in a way, what's proper is so right | Ve bir yolda, ne doğruysa uygun. | Vivah-1 | 2006 | ![]() |
The night, when you enter this room as my bride, will be so right.. | Gece, sen bu odaya benim gelinim olarak girdiğinde, çok doğru olacak. | Vivah-1 | 2006 | ![]() |
that the Moon, the stars out there will come down, to witness our union | Ay ve yukardaki yıldızlar aşağı gelecekler, bizim birliğimize tanıkıik etmek için. | Vivah-1 | 2006 | ![]() |
And they will carry our legend to every couple who marry after us | Ve onlar bizim destanımızı bizden sonra evlenen her çifte taşıyacak. | Vivah-1 | 2006 | ![]() |
On our perfect night, let only the Moonlight shine.. | Bizim mükemmel gecemizde, sadece ay ışığının parlamasına izin ver.. | Vivah-1 | 2006 | ![]() |
upon the world's prettiest girl, who by then, would be mine.. | yeryüzünde ki en güzel kız, kim sonra, benim olacak.. | Vivah-1 | 2006 | ![]() |
for ever | sonsuza dek. | Vivah-1 | 2006 | ![]() |
Is it true Poonam that you will always be so close to my heart? | Bu doğru mu Poonam senin her zaman kalbime böyle yakın olacağın? | Vivah-1 | 2006 | ![]() |
Am I really going to be the lucky one, you'll gift your days and nights to? | Ben gerçekten şanslı olacak olanmıyım, senin günlerin ve gecelerin bana armağan olacağı için? | Vivah-1 | 2006 | ![]() |
A few things for you, a few things for the household | Birkaç birşey senin için, eve ait birkaç birşey. | Vivah-1 | 2006 | ![]() |
Give it to Aunty, she'll understand. Sure, Sister in law | Bunu teyzeme ver, o anlayacaktır. Tabi, Yenge. | Vivah-1 | 2006 | ![]() |
Bless you | Çok yaşa. | Vivah-1 | 2006 | ![]() |
Return soon | Hemen geri dön. | Vivah-1 | 2006 | ![]() |
This household, all of us here.. are waiting for you | Bu ev halkı, burda hepsi bizden.. seni bekliyorlar. | Vivah-1 | 2006 | ![]() |
Uncle Bhagat.. | Bhagat amca.. | Vivah-1 | 2006 | ![]() |
isn't there a custom to escort the lady? Should be.. | Burada bir gelenek yok mu bayana eşlik etmek için? Olması gerek.. | Vivah-1 | 2006 | ![]() |
shall I ask your father in law? Let me.. No, what are you doing! | kayınpederine sormalımıyım? Bırak beni.. Hayır, ne yapıyorsun! | Vivah-1 | 2006 | ![]() |
Uncle.. for Aunty, a video disc of today's party | Amca.. Yengem için, bugünün partisinden bir video diski. | Vivah-1 | 2006 | ![]() |
My respects Uncle. Bless you, son | Hürmetlerimle amca. Çok yaşa, oğlum. | Vivah-1 | 2006 | ![]() |
Prem, isn't Uncle getting late? (ln chaste Hindi) | Prem, amca geç kalmadı mı? (sade hintcede) | Vivah-1 | 2006 | ![]() |
Turn the air conditioning vent sideways, not a direct blast | Havalandırma deliğini yana doğru çevir, dosdoğru rüzgar olmasın. | Vivah-1 | 2006 | ![]() |
Someone was once my little darling.. | Bir keresinde birisi benim küçük sevgilimdi.. | Vivah-1 | 2006 | ![]() |
she was like a soft jasmine bud | o yumuşak bir yasemin goncası gibiydi. | Vivah-1 | 2006 | ![]() |
Mama, look.. Sister is looking so radiant | Anne, bak.. Ablam ışıl ışıl görünüyor. | Vivah-1 | 2006 | ![]() |
Whose borders were from home to the street.. | Ki onun sınırlari evden yolaydı.. | Vivah-1 | 2006 | ![]() |
Is she the same girl.. | Bu aynı kız mı.. | Vivah-1 | 2006 | ![]() |
Rama, I was listing the items we'll give to Poonam, | Rama, Poonam’a vereceğimiz şeyleri listeliyordum... | Vivah-1 | 2006 | ![]() |
the things she will need, clothes, jewelry. And listen.. | ona lazım olacak şeyler, giysiler, mücevher. Ve dinle... | Vivah-1 | 2006 | ![]() |
half the jewelry I retrieved after I paid my.. | ben benim mücevherlerin yarısını ödedikten sonra aldım.. | Vivah-1 | 2006 | ![]() |
.. brother's debts, goes with Poonam | .. abimin borçları, Poonam’la gitti. | Vivah-1 | 2006 | ![]() |
Give it to me, I got to get it polished | Onu bana ver, parlatmak için aldım ben onu. | Vivah-1 | 2006 | ![]() |
There's no need to give away old jewelry | Eski mücevheri vermeye gerek yok. | Vivah-1 | 2006 | ![]() |
Here's the jewelry that Mr Bhagat made for this wedding. This is enough | Mr Bhagat'in bu düğün için yaptığı mücevher burada. Bu yeterli. | Vivah-1 | 2006 | ![]() |
Maybe you didn't notice that diamond set worth millions? | Belki sen fark etmedin bu elmas setinin milyonlar değerinde olduğunu? | Vivah-1 | 2006 | ![]() |
Your darling niece was made to wear it by her in laws for the party in Delhi | Delhi'deki parti için kayınları tarafından senin sevgili yeğenine giymesi için yapıldı. | Vivah-1 | 2006 | ![]() |
If she doesn't wear your jewelry worth some.. | Eğer senin mücevherini takmazsa birkaç bin.. | Vivah-1 | 2006 | ![]() |
.. thousands, her beauty won't be marred | .. değerinde, onun güzelliği bozulmaz. | Vivah-1 | 2006 | ![]() |
Leave the old jewelry for Chhoti | Eski mücevherleri Chhoti için bırak. | Vivah-1 | 2006 | ![]() |
Rama, do not forget.. that jewelry belonged to my brother | Rama, unutma.. bu mücevherin abime ait olduğunu. | Vivah-1 | 2006 | ![]() |
Not mere ornaments, they're symbolic of his blessings for her | Süsler katkısız değil, bunlar onun için iyi dileklerin simgesi. | Vivah-1 | 2006 | ![]() |
What he pawned, was his. What we retrieved, belongs to us | Onun rehine koyduğu, onundu. Bizim geri aldığımız, bize ait olanlar. | Vivah-1 | 2006 | ![]() |
Is Poonam not one of us? | Poonam bizden biri değil mi? | Vivah-1 | 2006 | ![]() |
I've said what I had to say | Ben söylemem gerekeni söyledim. | Vivah-1 | 2006 | ![]() |
You're going overboard with this wedding | Sen bu evlilikle bataklığa doğru gidiyorsun . | Vivah-1 | 2006 | ![]() |
About the jewelry, if you force your whim,.. | Mücevher hakkında, eğer sen hevesimi kırarsan... | Vivah-1 | 2006 | ![]() |
.. I'll have nothing to do with this wedding | .. bu düğünle ilgili yapacak hiçbir şeyim olmayacak. | Vivah-1 | 2006 | ![]() |
Rama, in this family we've two daughters.. | Rama, bu ailede bizim iki kızımız var.. | Vivah-1 | 2006 | ![]() |
.. and they have equal right to all we have | .. ve bizim olan herşeyde onların eşit hakkı var. | Vivah-1 | 2006 | ![]() |
And Poonam is my elder daughter, whether you like it or not | Ve Poonam benim büyük kızım, istesende istemesende. | Vivah-1 | 2006 | ![]() |
Then so be it | O zaman bu böyle. | Vivah-1 | 2006 | ![]() |
Here's the jewelry | Mücevher burda. | Vivah-1 | 2006 | ![]() |
Here are the keys. Do what you want | Anahtarlar burda. Ne istiyorsan yap. | Vivah-1 | 2006 | ![]() |
Rama! | Rama! | Vivah-1 | 2006 | ![]() |
Sorry Aunty.. some gifts from Delhi, if you'll take a look.. | Afedersin Yengecim.. Delhi’den bir kaç hediye, eğer bakacaksan.. | Vivah-1 | 2006 | ![]() |
I know! Your in laws are filthy rich and you needn't show it off in my face | Biliyorum! Senin kayınların çok zengin ve senin karşımda hava atmana gerek yok. | Vivah-1 | 2006 | ![]() |
Show it to the one who ought to know! I've nothing to do with this wedding | Bilmesi gerekene göster onu! Benim yapacak hiçbir şeyim yok bu düğünle ilgili. | Vivah-1 | 2006 | ![]() |
The florist is arriving from Delhi by the ten o'clock train | Çiçekçi saat on treniyle Delhi'den geldi. | Vivah-1 | 2006 | ![]() |
Get to the station to bring him here | Onu buraya getirmek için istasyona git. | Vivah-1 | 2006 | ![]() |
Welcome Bhagat | Hoşgeldin Bhagat. | Vivah-1 | 2006 | ![]() |
I'm here now, what can I do to help? Your presence is enough | Ben şimdi burdayım, yardım etmek için ne yapabilirim? Senin varlığın yeter. | Vivah-1 | 2006 | ![]() |
I've brought you Poonam's wedding dress from her in laws | Sana kayınlarından Poonam’ın gelinliğini getirdim. | Vivah-1 | 2006 | ![]() |
Here you are.. | Buyurun.. | Vivah-1 | 2006 | ![]() |
Two days from now, | Şimdiden iki gün sonra... | Vivah-1 | 2006 | ![]() |
as the clock strikes this hour, you'll be giving your daughter away | saat bu vakti çalarken, sen kızını veriyor olacaksın. | Vivah-1 | 2006 | ![]() |