Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 179617
İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
Title: Vodka Lemon (sub by oldman & sam) | Title: Vodka Lemon (altyazılar by zackum) V O T K A L İ M O N V O T K A L İ M O N | Vodka Lemon-1 | 2003 | ![]() |
Directed by Hiner Saleem | Yönetmen: Hiner Saleem | Vodka Lemon-1 | 2003 | ![]() |
My dear, I am living well, so is our son. | Cancağızım, ben çok iyiyim, oğlumuz da iyi. Canım, ben iyiyim, oğlumuz da iyi. Canım, ben iyiyim, oğlumuz da iyi. | Vodka Lemon-1 | 2003 | ![]() |
Guje is living in Malgandar. | Guje Malgandar'da yaşıyor. | Vodka Lemon-1 | 2003 | ![]() |
Kamo is in Alfevelli, France. He said he was living well there. | Kamo Fransa'da, Alfevelli'de. Orada iyi olduğunu söylüyor. Kamo Fransa'da, Alfevelli'de. Orada iyi olduğunu söyledi. Kamo Fransa'da, Alfevelli'de. Orada iyi olduğunu söyledi. | Vodka Lemon-1 | 2003 | ![]() |
Anyway, everything is just ok. | Herneyse, herşey iyi. Her neyse, her şey yolunda. Her neyse, her şey yolunda. | Vodka Lemon-1 | 2003 | ![]() |
The kids misses you very much, so do I. | Çocuklar seni çok özlüyor, ben de özlüyorum. Çocuklar seni çok özlüyor, ben de öyle. Çocuklar seni çok özlüyor, ben de öyle. | Vodka Lemon-1 | 2003 | ![]() |
Dilovan is well, too. | Dilovan da iyi. | Vodka Lemon-1 | 2003 | ![]() |
His wife always tells him not to drink, which makes him a little angry. | Karısı ona içmemesini söylüyor, bu da onu deli ediyor. Karısı ona sürekli, içki içmemesini söylüyor, çünkü bu onu biraz sinirli yapıyor. Karısı ona sürekli, içki içmemesini söylüyor, çünkü bu onu biraz sinirli yapıyor. | Vodka Lemon-1 | 2003 | ![]() |
Except this, everything is just ok. | Bunun dışında herşey iyi. Bunun haricinde, her şey yolunda. | Vodka Lemon-1 | 2003 | ![]() |
You have a rest. Don't worry about us. | Huzur içinde uyu. Bizim için endişelenme. Dinlenmene bak. Bizi merak etme. | Vodka Lemon-1 | 2003 | ![]() |
(telephone ringing) | (telefon çalıyor) | Vodka Lemon-1 | 2003 | ![]() |
Hello? Romic? It's Robert. | Alo? Romic? Ben Robert. | Vodka Lemon-1 | 2003 | ![]() |
Can you hear me? Hello! Hello! | Duyuyor musun? Alo! Alo! Beni duyuyor musun? Alo! Alo! Beni duyuyor musun? Alo! Alo! | Vodka Lemon-1 | 2003 | ![]() |
We will call Hamo at noon. You tell him. At noon. | Öğlenleyin Hamo'yu arayacağız. Ona söyle. Öğlenleyin. Öğlen Hamo'yu arayacağız. Söyle ona. Öğlen. Öğlen Hamo'yu arayacağız. Söyle ona. Öğlen. | Vodka Lemon-1 | 2003 | ![]() |
It's Illeva calling for Hamo. His son wrote him a letter from Paris. | Bu Hamo'yu arayan Illeva. Oğlu ona Paris'ten bir mektup yazmış. Illeva'dan arıyorlar. Hamo'yu. Oğlu ona Paris'ten mektup atmış. Illeva'dan arıyorlar. Hamo'yu. Oğlu ona Paris'ten mektup atmış. | Vodka Lemon-1 | 2003 | ![]() |
Asa, call Hamo to come. | Asa, Hamo'ya gelmesini söyle. Asa, Hamo'yu çağır gelsin. Asa, Hamo'yu çağır gelsin. | Vodka Lemon-1 | 2003 | ![]() |
Hamo | Hamo Hamo! Hamo! | Vodka Lemon-1 | 2003 | ![]() |
Avail! Hamo. | Müsait! Hamo. Avail! Avail! Hamo! Avail! Avail! Hamo! | Vodka Lemon-1 | 2003 | ![]() |
Avail | Müsait Avail! | Vodka Lemon-1 | 2003 | ![]() |
Go quickly, they are looking for your grandpa. | Çabucak git, dedeni arıyorlar. Çabuk ol, büyükbabanı arıyorlar. Çabuk ol, büyükbabanı arıyorlar. | Vodka Lemon-1 | 2003 | ![]() |
Grandpa! | Dede! Büyükbaba! Büyükbaba! | Vodka Lemon-1 | 2003 | ![]() |
My father isn't here, he's gone to the graveyard. | Babam burada değil, mezarlığa gitti. | Vodka Lemon-1 | 2003 | ![]() |
Isn't the telephone working well? | Telefon bozuk mu? Telefon düzgün çalışmıyor mu? Telefon düzgün çalışmıyor mu? | Vodka Lemon-1 | 2003 | ![]() |
There is sound of electric current. | Elektrik cızırtısı geliyor. | Vodka Lemon-1 | 2003 | ![]() |
How is the business going? | İşler nasıl gidiyor? | Vodka Lemon-1 | 2003 | ![]() |
Well. | İyi. Güzel. | Vodka Lemon-1 | 2003 | ![]() |
Yes, well. | Evet, iyi. Güzel. Güzel. | Vodka Lemon-1 | 2003 | ![]() |
Better and better. | Gitgide iyileşiyor. Her geçen gün daha iyi. Her geçen gün daha iyi. | Vodka Lemon-1 | 2003 | ![]() |
What really is Kamo doing? Kamo? | Kamo gerçekten ne yapıyor? Kamo? Kamo tam olarak ne yapıyor? Kamo mu? Kamo tam olarak ne yapıyor? Kamo mu? | Vodka Lemon-1 | 2003 | ![]() |
His is in Alfevelli, France. | Onunkisi Fransa Alfevelli'de. O, Fransa'da, Alfavelli'de. | Vodka Lemon-1 | 2003 | ![]() |
(telephone ring) | (telefon çalar) | Vodka Lemon-1 | 2003 | ![]() |
Hello, hello, hello! Is that Hamo? Hello, hello, hello! | Alo, alo, alo! Hamo sen misin? Alo, alo, alo! Alo! Alo! Alo! Hamo sen misin? Alo! Alo! Ao! Alo! Alo! Alo! Hamo sen misin? Alo! Alo! Ao! | Vodka Lemon-1 | 2003 | ![]() |
Hello, good day. This is Robert. I am calling from Illeva, I have a message from your son. | Merhaba, iyi gğnler. Ben Robert. Illeva'dan arıyorum, oğlunuzdan bir mesaj var. Alo, iyi günler. Ben Robert. Illeva'dan arıyorum, size oğlunuzdan mesajım var. Alo, iyi günler. Ben Robert. Illeva'dan arıyorum, size oğlunuzdan mesajım var. | Vodka Lemon-1 | 2003 | ![]() |
Oh, Robert, it's you! Can you hear me? I have a message from your son. | Oh, Robert, bu sensin! Beni duyuyor musun? Oğlunuzdan bir mesaj var. Robert, sen misin! Duyuyor musun? Oğlunuzdan bir mesajım var. Robert, sen misin! Duyuyor musun? Oğlunuzdan bir mesajım var. | Vodka Lemon-1 | 2003 | ![]() |
He came back from Paris? No, he just mailed back something. | Paris'den döndü mü? hayır, sadece birşey postaladı. Paris'ten döndü mü yoksa? Hayır, yalnızca size bir şey yolladı. | Vodka Lemon-1 | 2003 | ![]() |
Oh, Kamo is coming back from Paris. | Oh, Kamo Paris'den geri dönüyor. Ah, Kamo Paris'ten geri mi dönüyor? Ah, Kamo Paris'ten geri mi dönüyor? | Vodka Lemon-1 | 2003 | ![]() |
No, no, he mailed you something. You must take it back yourself. | Hayır, hayır, size birşey gönderdi. Kendiniz almalısınız. Hayır, hayır. Size bir şey yolladı. Onu kendiniz alacaksınız. Hayır, hayır. Size bir şey yolladı. Onu kendiniz alacaksınız. | Vodka Lemon-1 | 2003 | ![]() |
What's up? | Ne var? Neymiş? Neymiş? | Vodka Lemon-1 | 2003 | ![]() |
My son sent me something from Paris. I have to take it back myself. | Oğlum bana Paris'den birşey göndermiş. Gidip kendim almalıyım. Oğlum bana Paris'ten bir şey yollamış. Kendim almam gerekiyormuş. Oğlum bana Paris'ten bir şey yollamış. Kendim almam gerekiyormuş. | Vodka Lemon-1 | 2003 | ![]() |
(Motorcycle flame out) | (motosiklet çalışır) | Vodka Lemon-1 | 2003 | ![]() |
We are not sack of anything, leading by the USSR. | Sovyet yönetimi altında birşey kaybetmiyoruz. Sovyetler sayesinde hiçbir şeyden mahrum kalmıyorduk. Sovyetler sayesinde hiçbir şeyden mahrum kalmıyorduk. | Vodka Lemon-1 | 2003 | ![]() |
No even freedom? | Özgürlüğümüzü de mi? Özgürlükten bile mi? | Vodka Lemon-1 | 2003 | ![]() |
We don't have freedom, but we have anything else. | Özgürlüğümüz yok, ama ondan başka herşeyimiz var. Özgürlüğümüz yoktu, ama onun dışında her şeyimiz vardı. Özgürlüğümüz yoktu, ama onun dışında her şeyimiz vardı. | Vodka Lemon-1 | 2003 | ![]() |
The USSR pretends doing things for us. | Sovyetler bize iyilik yapıyormuş gibi davranıyorlar. Sovyetler her şeyi bizim iyiliğimiz için yapıyormuş gibi görünüyordu. Sovyetler her şeyi bizim iyiliğimiz için yapıyormuş gibi görünüyordu. | Vodka Lemon-1 | 2003 | ![]() |
We do a lot things for them too, but we lost freedom. | Biz de onlar için çok şey yapıyoruz, ama özgür değiliz. Biz de onlar için birçok şey yapıyorduk, ama özgürlüğümüzü kaybettik. | Vodka Lemon-1 | 2003 | ![]() |
Don't you feel good to be lead by USSR? | Sovyet yönetimi altında olmaktan memnun değil misin? Sovyetler tarafından yönetilmekten memnun değil miydin? | Vodka Lemon-1 | 2003 | ![]() |
I hope my son could marry a village girl. | Oğlumun bir köy kızıyla evlenmesini isterdim. Umarım oğlum köylü bir kızla evlenir. | Vodka Lemon-1 | 2003 | ![]() |
We will not live along well, if he married a USSR girl. | Eğer Sovyet bir kızla evlenirse iyi geçinemeyiz. Eğer sovyet bir kızla evlenirse, artık birlikte yaşayamayız. Eğer sovyet bir kızla evlenirse, artık birlikte yaşayamayız. | Vodka Lemon-1 | 2003 | ![]() |
That makes sense, brother. | Bu akıllıca, kardeş. Bu doğru, kardeşim. Bu doğru, kardeşim. | Vodka Lemon-1 | 2003 | ![]() |
(motorcycle start up) | (motosiklet çalışır) | Vodka Lemon-1 | 2003 | ![]() |
What are you? I am an Armenia. | Nesin sen? Ben Ermeniyim. Nesin sen? Ben Ermeni'yim. Nesin sen? Ben Ermeni'yim. | Vodka Lemon-1 | 2003 | ![]() |
And you? What are you? I am Jess. | Ya sen? Sen nesin? Ben Jess'im. Ya sen? Sen nesin? Ben Jess. Ya sen? Sen nesin? Ben Jess. | Vodka Lemon-1 | 2003 | ![]() |
This is for you. | Bu senin için. Bu sana. Bu sana. | Vodka Lemon-1 | 2003 | ![]() |
Help yourself. | Rahatına bak. Buyur. Buyur. | Vodka Lemon-1 | 2003 | ![]() |
Nothing else? | Başka birşey? Başka bir şey yok mu? Başka bir şey yok mu? | Vodka Lemon-1 | 2003 | ![]() |
Nothing else. | Hayır sağol. Yok. | Vodka Lemon-1 | 2003 | ![]() |
Lend me some money. | Bana para ver. bana biraz para versene. bana biraz para versene. | Vodka Lemon-1 | 2003 | ![]() |
I don't have money. | Hiç param yok. Param yok. Param yok. | Vodka Lemon-1 | 2003 | ![]() |
Doesn't Kamo, my brother, send back money? | Kardeşim Kamo para göndermiyor mu? Kamo, kardeşim, para yollamadı mı? Kamo, kardeşim, para yollamadı mı? | Vodka Lemon-1 | 2003 | ![]() |
Just a letter, nothing else. | Sadece mektup, başka birşey yok. Yalnızca bir mektup, başka bir şey yollamamış. Yalnızca bir mektup, başka bir şey yollamamış. | Vodka Lemon-1 | 2003 | ![]() |
(Knocking at the door. ) | (Kapı çalınıyor. ) | Vodka Lemon-1 | 2003 | ![]() |
No money? How could it be? | Para yok mu? Nasıl olur? Para yok. Para yok mu? Nasıl olur? Para yok. Para yok mu? Nasıl olur? | Vodka Lemon-1 | 2003 | ![]() |
Is it a letter? | Mektup mu o? Yalnızca mektup mu? | Vodka Lemon-1 | 2003 | ![]() |
(car horn) | (korna sesi) | Vodka Lemon-1 | 2003 | ![]() |
(car horn.) | (korna sesi.) | Vodka Lemon-1 | 2003 | ![]() |
My dear, I am living well. You sons are well, too. | Cancağızım, ben çok iyiyim. Oğulların da çok iyi. Canım, ben iyiyim. Çocukların da iyi. Canım, ben iyiyim. Çocukların da iyi. | Vodka Lemon-1 | 2003 | ![]() |
Kamo is in love with a French girl. | Kamo bir Fransız'a aşık. Kamo Fransız bir kıza aşık olmuş. Kamo Fransız bir kıza aşık olmuş. | Vodka Lemon-1 | 2003 | ![]() |
He wrote a letter to me. Listen. | Bana bir mektup yazmış. Dinle. Bana bir mektup yazdı. Dinle. | Vodka Lemon-1 | 2003 | ![]() |
Dear Papa, I miss you all. | Sevgili babacığım, hepinizi özlüyorum. "Babacığım, hepinizi çok özledim." "Babacığım, hepinizi çok özledim." | Vodka Lemon-1 | 2003 | ![]() |
Miss you, my brother, mom, and sister in law. | Seni, kardeşimi, annemi, yengemi özlüyorum. "Seni, kardeşimi, annemi, ve yengemi." | Vodka Lemon-1 | 2003 | ![]() |
Miss my hometown. | Memleketimi özlüyorum. "Memleketimi özledim." "Memleketimi özledim." | Vodka Lemon-1 | 2003 | ![]() |
Papa, you should go to see mom, | Baba, annemi görmeye gitmelisin, "Baba, gidip annemi gör." | Vodka Lemon-1 | 2003 | ![]() |
Telling her I am good, living happily. | Ona iyi olduğumu, mutlu olduğumu söylemelisin. "Ona iyi olduğumu, mutlu olduğumu söyle." "Ona iyi olduğumu, mutlu olduğumu söyle." | Vodka Lemon-1 | 2003 | ![]() |
I don't have vacation, due to the work. | Çok çalışıyorum, hiç tatilim yok. "İş dolayısıyla, tatilim yok." "İş dolayısıyla, tatilim yok." | Vodka Lemon-1 | 2003 | ![]() |
But I have a lovely baby girl. | Fakat çok tatlı bir kızım var. "Ama çok tatlı bir kız arkadaşım var." "Ama çok tatlı bir kız arkadaşım var." | Vodka Lemon-1 | 2003 | ![]() |
You should show mom her photo. And this is the photo. | Anneme onun resmini göstermelisin. İşte bu da resmi. "Anneme onun resmini göster." Aha işte resim. "Anneme onun resmini göster." Aha işte resim. | Vodka Lemon-1 | 2003 | ![]() |
I will never forget you, never. | Seni asla unutmayacağım, asla. "Sizi asla unutmayacağım, asla." "Sizi asla unutmayacağım, asla." | Vodka Lemon-1 | 2003 | ![]() |
Your son kamo, from Paris. | Paris'den Oğlun Kamo. "Paris'ten, Oğlun Kamo." "Paris'ten, Oğlun Kamo." | Vodka Lemon-1 | 2003 | ![]() |
Did you see? He is fine, very happy | Gördün mü? O iyi ve çok mutlu. Gördün mü? O iyi, çok mutlu. Gördün mü? O iyi, çok mutlu. | Vodka Lemon-1 | 2003 | ![]() |
But he is a ungrateful kid. | Ama nankör bir çocuk. Ama o nankör bir çocuk. Ama o nankör bir çocuk. | Vodka Lemon-1 | 2003 | ![]() |
He knows there is no job here. | Burada iş olmadığını biliyor. Burada hiç iş olmadığını biliyor. Burada hiç iş olmadığını biliyor. | Vodka Lemon-1 | 2003 | ![]() |
It's pity, I didn't receive the 10 dollars I was hoping for. | Çok yazık, beklediğim 10 doları göndermemiş. Ne yazık ki, umut ettiğim 10 doları bulamadım. Ne yazık ki, umut ettiğim 10 doları bulamadım. | Vodka Lemon-1 | 2003 | ![]() |
He didn't send a penny. | Tek kuruş bile göndermemiş. Bir kuruş bile yollamamış. | Vodka Lemon-1 | 2003 | ![]() |
But you don't have to be worried. | Ama endişelenmen gereksiz. Ama endişelenmen gerekmez. | Vodka Lemon-1 | 2003 | ![]() |
He is my son. I love him all the same. | O benim oğlum. Onu gene de seviyorum. O benim oğlum. Onu hep severim. O benim oğlum. Onu hep severim. | Vodka Lemon-1 | 2003 | ![]() |
I will pay next time. Can I get on the car? | Gelecek sefer öderim. Arabaya binebilir miyim? Bir dahaki sefere öderim. Binebilir miyim? Bir dahaki sefere öderim. Binebilir miyim? | Vodka Lemon-1 | 2003 | ![]() |
Music in the radio: it's snowing. | Radyodaki müzik: Kar yağıyor. | Vodka Lemon-1 | 2003 | ![]() |
(French ) it's snowing. | (Fransızca ) Kar yağıyor. | Vodka Lemon-1 | 2003 | ![]() |
You didn't come tonight. | Bu gece gelmedin. Gelmedin sen bu gece | Vodka Lemon-1 | 2003 | ![]() |
It's snowing. | Kar yağıyor. Her yerde kar var Her yerde kar var | Vodka Lemon-1 | 2003 | ![]() |
My heart is veiled by black. | Kalbim kara örtülere büründü. Kalbim karalar bağlar Kalbim karalar bağlar | Vodka Lemon-1 | 2003 | ![]() |
The scarves | Atkılar Giyindiğim atkılar Giyindiğim atkılar | Vodka Lemon-1 | 2003 | ![]() |
Keeps the white tear. | beyaz gözyaşlarımı taşıyor. Gözyaşlarımı saklar | Vodka Lemon-1 | 2003 | ![]() |
Even birds on the tree, | Ağaçtaki kuşlar bile, Daldaki kuşlar bile | Vodka Lemon-1 | 2003 | ![]() |
Also feel it pity | çok üzgün Benim halimden anlar | Vodka Lemon-1 | 2003 | ![]() |
You didn't come tonight. | bu gece gelmediğine. Gelmedin sen bu gece Gelmedin sen bu gece | Vodka Lemon-1 | 2003 | ![]() |
I'm deeply in despair. | Çok umutsuzum. Ümitsiz biçareyim | Vodka Lemon-1 | 2003 | ![]() |
It's snowing. | Kar yağıyor. Her yerde kar var | Vodka Lemon-1 | 2003 | ![]() |
I wander aimlessly. | Amaçsızca dolaşıyorum. Amaçsız gezinirim Amaçsız gezinirim | Vodka Lemon-1 | 2003 | ![]() |