Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 180633
İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
this bitch has these two poodles that she loves like her own children. | Bu kaltağın, kendi çocukları gibi sevdiği iki tane kanişi var. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
I want you to kidnap the female. | Dişi olanını kaçırmanızı istiyorum. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
Now, it has to be the female. I don't care what you do to the guy. | Şimdi, dişisi olmalı. Erkeğe ne yapacağınız umrumda değil. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
I'll pay you five grand. | Size beş bin öderim. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
Let me get this straight. You want us to kidnap a poodle? | Bakalım doğru anlamış mıyız? Bizden bir kanişi kaçırmamızı mı istiyorsun? | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
Do you think we're a couple of jerk offs? No, you're making fun of us. | Sen bizi iki salak mı sandın? Hayır, bizimle kafa buluyorsun. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
No, no, no! No, but you see... No, hey, hey! | Hayır, hayır! Ama bakın... Hayır! Hayır, hayır! Ama bakın... Hayır! | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
Giving a guy a beating is one thing, all right? But kidnapping a fucking dog... | Bir adamı biraz tartaklamak bir şeydir, tamam mı? Ama kahrolası bir köpeği kaçırmak... Bir adamı biraz tartaklamak birşeydir, tamam mı? Ama kahrolası bir köpeği kaçırmak... | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
No, no, but you don't understand. | Hayır, hayır, anlamıyorsunuz. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
She's the one that has to pay. She called my wife. | Bunu ona ödetmemin tek yolu bu. Karımı aradı. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
The guy's a fucking nut. Five grand is five grand, Paulie. | Adam lanet bir aptal. 5000, 5000'dir, Paulie. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
I'm not doing it. | Ben yokum. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
Come on, we'll get some kid for a C note. Hey, I'm not doing it. | Haydi ama, uyarı için birkaç ufaklık yakalayacağız. Ben yapmam. Hadi ama, uyarı için birkaç ufaklık yakalayacağız. Ben yapmam. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
Kidnap a fucking poodle. What are you, out of your mind? | Kaniş kaçırmak. Nesin sen, aklını mı kaçırdın? | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
I know you don't like this, | Bundan hoşlanmıyorsun biliyorum, | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
but I think we should seriously consider doing an armored car. | ...ama bir zırhlı araç işi yapmayı cidden düşünmemiz gerek. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
Don't start with that again. Don't start with that again. | Buna tekrar başlama. Tekrar başlama. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
Everybody gets caught. | Bu işte herkes yakalanır. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
You gotta do it in broad daylight. Everybody sees you. It's impossible. | Bunu gün ışığında yapacaksın. Herkes seni görecek. Bu imkansız. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
All right? Oh, shit. Oh, shit. | Tamam mı? Kahretsin, kahretsin. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
Brian! Brian! I got him. | Brian! Brian! Onu yakaladım. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
I got the motherfucker. Spread his legs. Let me see. | Piç kurusunu yakaladım. Bacaklarını aç. Bakayım. Piç kurusunu yakaladım. Bacaklarını aç. Bakayım. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
It's got balls. Go in there and get the other one. | Bunun topları var. Oraya git ve diğerini yakala. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
They're vicious maniacs! Get the fuck back in there. | Bunlar öfkeli manyaklar! Kahrolası yere geri dön. Bunlar öfkeli manyaklar! Kahrolası yere geri dön. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
It's not funny. It's a fucking poodle. It's not funny. | Hiç komik değil. Lanet bir kaniş. Hiç komik değil. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
It's kind of funny. Brian, it's not funny. | Bence eğlenceli. Brian, hiç komik değil. Bence eğlenceli. Brian, hiç komik değil. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
It's not funny. It's embarrassing. A little funny. | Komik değil. Bu utanç verici. Biraz komik. Komik değil. Bu utanç verici. Biraz komik. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
What are we gonna do? I got this kid, Anthony, all right? | Peki ne yapacağız? Bir çocukla tanıştım, Anthony, tamam mı? Peki ne yapacağız? Bir çocukla tanıştım, Anthony, tamam mı? | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
He's making a lot of money, and he don't answer to anybody. | Çok fazla para kazanıyor, ve kimseye hesap vermiyor. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
What about Pat? | Peki Pat ne olacak? | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
We gotta start making our own money. | Kendi paramızı kazanmaya başlamalıyız. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
That rat McGill is giving up everyone. | Mc. Gil denen sıçan herkesi ele veriyor. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
No wonder, with the deals they're giving today. | Şaşmamalı, bugün anlaşmalı olarak tahliye ediyorlar. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
I should've killed that prick when I had the chance. | Yakaladığım ilk fırsatta, o pisliği gebertmeliyim. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
Yeah. Definitely. We took care of that. | Evet. Kesinlikle. İşi hallettik. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
Yeah, he called. | Evet, haber verdi. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
Hey, Jackie. Hey, Jackie. | Hey, Jackie. Hey, Jackie. Hey, Jackie. Hey, Jackie. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
He said $5,000. | Beş bin demiştin. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
Yeah, that's your cut. You got a problem with that, Paulie? | Evet, bu sizin payınız. Bunla ilgili bir sorun mu var, Paulie? | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
Yeah, as a matter of fact, I do. You do? | Evet, aslına bakarsan var. Öyle mi? Evet, aslına bakarsan var. Öyle mi? | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
Yeah, yeah. You know what, Pat? Keep it. | Evet, evet. Bak ne diyeceğim Pat? Kendine sakla. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
Hey, come here. Come here. Come here! | Hey, gel buraya. Gel buraya. Gel! | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
Who the fuck you think you're talking to, some fucking punk? | Sen kiminle konuştuğunu sanıyorsun lanet herif, kahrolası bir serseriyle mi? | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
I've been lining your pockets since you were a kid! | Çocukluğunuzdan beri, ceplerinizi ben dolduruyorum! | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
If it wasn't for me, you wouldn't have shit! | Eğer bana çalışmasaydın, hiçbir bokun olmazdı! | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
That's not the point, Pat. | Konu o değil, Pat. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
The point is it's supposed to be getting easier. | Asıl konu şu; daha kolay olması gerekiyordu. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
You think you're the only one with problems? I got heat up my ass, | Bir tek senin mi sorunların var? Kıçımın dibindeler, Bu sorunu yaşayan tek kişi olduğunu mu sanıyorsun? Kıçımın dibindeler, | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
and you've been moping around here for months with this fucking attitude, | ...ve sen bu lanet tutumunla, aylardır etrafta yüzünü ekşiterek dolanıyorsun, | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
and I'm tired of it. You better work on that | ...artık sıkıldım. Bu konuda daha iyi çalışmalısın... | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
because I'm telling you, we're gonna have a fucking problem! You got that? | ...çünkü ben öyle istiyorum, kahrolası bir sorunumuz var! Anladın mı? | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
You better talk to him, Brian. | Onunla konuşsan iyi olur, Brian. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
You see what I'm talking about? You see what I'm fucking talking about? | Neden bahsettiğimi anlıyor musun? Bahsettiğim lanet şeyi anlıyor musun? | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
He treats us like we're a couple of fucking assholes! | Bize, lanet olası serserilermişiz gibi davranıyor! | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
Okay, relax, Paul. | Tamam, sakinleş, Paul. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
Come on. Let me in. Let me in! | Haydi, aç kapıyı, kapıyı aç! Hadi, aç kapıyı, kapıyı aç! | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
What'd he say to you, huh? | Sana ne dedi, he? | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
Then we drive off with the truck. That's it. It's that simple. | Sonra kamyonu boşaltacağız. Hepsi bu. Bu kadar basit. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
Who is this guy? George Shea. I've known him for years. | Kim bu çocuk? George Shea. Yıllardır tanırım onu. Kim bu çocuk? George Shea. Yıllardır tanırım onu. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
He's solid. | Güvenilirdir. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
He's not gonna try to fuck us on the price? | Para konusunda bize kazık atmaya çalışmaz yani? | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
No? No. | Değil mi? Hayır. Değil mi? Hayır. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
We get paid that night, and then we're on our way. | Gece payımız ödenecek, ve sonra kendi yolumuza gideceğiz. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
Does he have to know who we are? | Kim olduğumuzu biliyor muymuş? | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
He doesn't care how the TVs get there, as long as they get there. | Tv'leri nerden bulacağımız umrunda değil, yeter ki orada olsun. Tv'leri nerden bulacağımız umrunda değil, yeter ki orda olsun. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
All right, Anthony, we'll see you tonight. | Pekala, Anthony, bu gece görüşürüz. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
All right, cool. Call me. | Pekala, güzel. Arayın beni. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
Hey, Brian, why don't you go home? | Hey, Brian, neden evine gitmiyorsun? | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
Why don't you mind your business, Katie? You know, he's got a girl. | Sen neden kendi işine bakmıyorsun, Katie? Biliyorsun, bir kadının var. Sen neden kendi işine bakmıyorsun, Katie? Biliyorsun, bir kadının var. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
Hey, do me a favor, tell Paulie to come over here, will you? | Bana bir iyilik yap, Paulie'ye buraya gelmesini söyle, olur mu? | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
Oh, yeah? Yeah, and then go home. | Öyle mi? Evet, sonra da evine git. Öyle mi? Evet, sonra da evine git. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
Why don't you buy me a fucking drink? | Neden bana kahrolası bir içki ısmarlamıyorsun? | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
Hey, Paulie. Yeah, what? | Hey, Paulie. Ne var? Hey, Paulie. Ne var? | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
Brian wants to talk to you. | Brian seninle konuşmak istiyor. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
Okay. All right. Two seconds. So you got a place to... | Tamam. Pekala. İki saniye sürer. Eee kalacak bir yerin... | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
I gotta pay the bills. You gotta pay the bills? | Ödemem gereken faturalarım var. Ödemen gereken faturalar? Ödemem gereken faturalarım var. Ödemen gereken faturalar? | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
I'll pay your bills. You got a place to stay? | Faturalarını ben öderim. Kalacak bir yerin var mı? | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
You'll pay my bills? That's right, I'll pay your bills. | Faturalarımı sen mi ödeyeceksin? Evet, Ödeyeceğim. Faturalarımı sen mi ödeyeceksin? Evet, Ödeyeceğim. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
All right, well, I'm on a couch right now. You're on a... | Pekala, iyi, şimdilik bir kanepede yaşıyorum. Bir kanepede... Pekala, iyi, şimdilik bir kanepede yaşıyorum. Bir kanepede... | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
I'll go on the couch, you go... | Ben kendi kanepeme gideceğim, sen... | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
Why don't you stay at my house? What's your name? | Neden benim evimde kalmıyorsun? Adın ne? | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
How big is your couch? How big is my couch? | Senin kanepen ne kadar büyük? Kanepem ne kadar mı büyük? Senin kanepen ne kadar büyük? Kanepem ne kadar mı büyük? | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
My name is Lisa. My couch is big enough. | Adım Lisa. Kanepem yeterince büyük. Adım Lisa. Kanepem yeterince büyük. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
All right, Lisa, I'm gonna go talk to my friend. | Pekala, Lisa, arkadaşımla konuşmalıyım. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
I'm gonna come back, and I'm gonna talk to you. | Hemen dönerim, ve konuşmaya devam ederiz. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
We're gonna talk some more about my couch, all right? Holy fucking shit. | O zaman kanepemden daha çok konuşuruz, tamam mı? Lanet olsun. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
Deal me out. | Eli dağıt. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
Yeah, no problem. | Tamam, önemli değil. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
You know that kid Jay? What, the kid behind me? | Bu çocuğu tanıyor musun, Jay? Ne, arkamdaki çocuğu mu? Bu çocuğu tanıyor musun, Jay? Ne, arkamdaki çocuğu mu? | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
Yeah. He's making a lot of money with that coke. | Evet. Kokainden çok para kazanıyor. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
Yeah? How do you know? I just do. | Öyle mi? Nerden biliyorsun? Biliyorum işte. Öyle mi? Nerden biliyorsun? Biliyorum işte. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
We should get some from him. Who's he with? | Ondan pay almalıyız. Kiminle çalışıyor? Ondan pay almalıyız. Kiminle çalışıyor? | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
Nobody, that's my point. Let's go. | Kimseyle, anlattığım da bu. Gidelim haydi. Kimseyle, anlattığım da bu. Gidelim hadi. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
Hey, Jay, can we talk to you for a minute? Yeah, yeah. | Hey, Jay, bir dakika konuşabilir miyiz? Evet, tabii. Hey, Jay, bir dakika konuşabilir miyiz? Evet, tabi. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
Hey, cute girl. Yeah, I know her. | Merhaba, tatlı kızlar. Evet, onu tanıyorum. Merhaba, tatlı kızlar. Evet, onu tanıyorum. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
Hey, kid. Did you see Charlie? How you been? | Selam, evlat. Charlie'yi gördün mü? Nasıl gidiyor? Selam, evlat. Charlie'yi gördün mü? Nasıl gidiyor? | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
You know Paulie, right? Yeah. | Seni tanıyorum Paulie, değil mi? Evet. Seni tanıyorum Paulie, değil mi? Evet. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
How's it going? Good. | Nasıl gidiyor? İyi. Nasıl gidiyor? İyi. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
Hey, Jay, we want to talk to you tomorrow. Is that all right? | Hey, Jay, seninle yarın konuşmak istiyoruz. tamam mı? | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
What about? Everything okay? Yeah, yeah, everything's fine. | Ne konuda? Her şey yolunda mı? Evet, evet, sorun yok. Ne konuda? Herşey yolunda mı? Evet, evet, sorun yok. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |