Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 180643
İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
So what's it gonna take? When are you gonna let that go? | Bu ne kadar sürecek? Ne zaman peşimi bırakacaksın? | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
It was five years ago. | Bu 5 yıl önceydi. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
How about you toss me a beating for an hour or two, and then we call it even. | Peki bir iki saat beni sopalamaya ne dersin, böylece ödeşmiş oluruz. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
You see what I'm talking about, huh? | Neden bahsettiğimi anladın mı, ha? | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
We're gonna be dodging pricks like that for the rest of our lives. | Hayatımızın geri kalanında böyle pisliklerden saklanıp duracağız. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
Alls we need is a little bit of padding, and then we can do whatever we want. | Tek ihtiyacımız olan biraz teşvik, ve o zaman ne istersek onu yapacağız. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
Aren't there usually three? Yeah, that's why it's perfect. | Daima üç kişi olmaz mı? Evet, işte bu yüzden kusursuz. Daima üç kişi olmaz mı? Evet, işte bu yüzden kusursuz. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
All we have to do is get one of them, and we own them. | Tek ihtiyacımız olan adamlardan birini almak, sonra onlar bizim olacak. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
What? I don't know, Paulie. | Ne? Bilemiyorum, Paulie. Ne? Bilemiyorum, Paulie. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
What? This is some cowboy shit, man. | Ne? Bu biraz kovboy işi gibi, dostum. Ne? Bu biraz kovboy işi gibi, dostum. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
No. I know we can pull this off. | Hayır. Bunu başaracağımızı biliyorum. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
This is the spot. | Mekan burası. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
All right, we got three exits. It's their last stop. | Pekala, üç çıkışımız var. Burası son durakları. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
They'll be fully loaded. This is it. | Tamamen yüklü olacaklar. Burada. Tamamen yüklü olacaklar. Burda. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
Look, Brian, | Bak, Brian, | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
if you don't wanna do it, I'll understand. I'll get another guy. | Yapmak istemiyorsan, anlarım. Başka bir adam bulurum. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
Well, it's your call. | Pekala, bu senin sıran. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
Hey. Is Ma home? | Selam. Anne evde mi? Selam. Anne evde mi? | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
She went for a walk. | Yürüyüşe çıktı. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
Sorry about the blow up with Ma last week. | Geçen hafta annene bağırdığım için üzgünüm. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
I just been having a... | Ben sadece... | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
I've just been having a tough time adjusting. | Sadece zor bir alışma dönemi geçiriyorum. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
We haven't talked much. | Çok fazla konuşamadık. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
I been trying to give you a little time. | Sana biraz zaman ayırmaya çalışıyorum. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
You got every right to be mad. I just don't want you to hate me. | Bana kızmak için bir sürü haklı sebebin var. Sadece benden nefret etmeni istemiyorum. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
I don't hate you. You're my father. | Senden nefret etmiyorum. Sen babamsın. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
Sean, I'm really proud of you and the way you carry yourself | Sean, seninle gurur duyuyorum, bu şekilde kendi ayakların üzerinde durabilirsin... Sean, seninle gerçekten gurur duyuyorum, bu şekilde kendi ayakların üzerinde durabilirsin... | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
and what you've done in school and with your life, and... | ...Okulda yaptığın şeyler hayatın için gerekli. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
Sean, I guess I just wanna know what it's gonna take | Sean, benim sana saygı duyduğum şekilde, senin de bana saygı duyabilmen için... | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
to get you to respect me the way that I respect you. | ...ne yapmam gerekiyor, sadece bilmek istiyorum. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
Just stop drinking and don't leave us. | Sadece içki içmeyi bırak ve bizi terk etme. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
Yeah, yeah, just... | Evet, evet... | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
What's up, Sean? | N'aber, Sean? Naber, Sean? | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
Anyway, so I'll pop out, right? I get the drop on them. | Her neyse, sonra birden fırlayacağım, tamam mı? Ve onları etkisiz hale getireceğim. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
And what do you do? Pop the trunk. | Sen ne yapacaksın? Kamyonu boşaltırım. Sen ne yapacaksın? Kamyonu boşaltırım. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
Pop the trunk. Boom, there it is. | Kamyonu boşaltacak. işte bu. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
How you doing? Hey, Sully. | Nasılsın? Selam, Sully. Nasılsın? Selam, Sully. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
I haven't heard from you. | Senden haber alamadım. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
Yeah, me and Stacy had a beef, so I've been staying with Paul. | Evet, ben ve Stacy biraz tartıştık, bu yüzden ben de Paul'la kalıyordum. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
Yeah, yeah, she called me. | Evet, evet, eşin aradı beni. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
She called you? For what? She's worried. | Seni mi aradı? Ne için? Endişeliydi. Seni mi aradı? Ne için? Endişeliydi. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
Sorry about that. She's paranoid. | Bunun için özür dilerim. Bu ara biraz paranoyak. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
You been using? No. | Hiç kullandın mı? Hayır. Hiç kullandın mı? Hayır. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
She told me you're out making money. | Bana para kazanamadığını söyledi. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
I'm fucking broke. Making money? | Lanet bir çulsuzum. Para kazanmak mı? | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
You wanna go back to prison and abandon your kids again? | Hapishaneye geri dönüp, çocuklarını terk etmek mi istiyorsun? | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
'Cause that's where you're gonna go. | Çünkü gittiğin yolun sonu bu. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
Keep going down the same road, you end up in the same place. | Bu yolda yürümeye devam edersen, aynı yerde son bulacaksın. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
Yeah, well, maybe that's where I belong. Is that what you want? | Evet, güzel, belki de ait olduğum yer orasıdır. İstediğin şey bu mu? Evet, güzel, belki de ait olduğum yer orasıdır. İstediğin şey bu mu? | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
The easy way out? Prison, three squares a day, no responsibilities? | Kolay yol mu? Hapishane, günlük üç kere bahçe, sorumluluk yok, öyle mi? | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
Funny, you didn't strike me as a quitter. | Komik, bana dönek biri gibi görünmemiştin. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
I can't make it out here. | Dışarda yapamıyorum. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
You know, I sit in that... | Bilirsin, orada oturuyordum... Bilirsin, orda oturuyordum... | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
Sit in that cell with all these hopes and dreams of my life, | Hücremde tüm umudum ve hayallerimle oturuyordum, | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
and it's fucking bullshit. | ve bu kahrolasıca bir saçmalık. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
Who am I kidding? It's impossible for me. | Kimi kandırıyorum? Bu benim için imkansız. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
And nobody loves their kids more than I do. Nobody. | Kimse benim çocuklarımı sevdiğim kadar çocuklarını sevemez. Hiç kimse. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
But I look at them, I see nothing but victims. My victims. | Ama onlara bakınca, hiçbir şey görmüyorum, sadece benim yarattığım mağdurlar. Ama onlara bakınca, hiçbir şey görmüyorum sadece mağdurlar. Benim yarattığım mağdurlar. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
I can't give them anything, nothing, | Onlara hiçbir şey veremem, hiçbir şey, | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
let alone what they deserve. | ...sadece hak ettikleri yalnızlık. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
It's okay. Go ahead. Let it out. | Tamam. Devam et. İçini dök. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
It took me 50 years to learn real men cry. | Erkeklerin gerçekten ağlayabildiklerini öğrenmek 50 yılımı aldı. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
Today Sean asked me to stay sober and not ever go away again. | Sean bugün benden ayık kalmamı istedi ve bir daha asla uzağa gitmememi. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
It scared the fuck out of me because I don't think it's anything that I can do. | Lanet dışarısı beni korkutuyor, çünkü yapabileceğim hiçbir şey yok. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
A day at a time, you can. | Günün birinde, yapabilirsin. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
I'll tell you something, they'd be better off without me, really. | Sana bir şey söyleyeceğim, bensiz daha iyi olacaklardır, gerçekten. Sana birşey söyleyeceğim, bensiz daha iyi olacaklardır, gerçekten. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
They would. | Başaracaklar. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
I just screw everything up when I come around, anyway. | Ben etrafta olduğum zaman bir şekilde herşeyi mahvediyorum. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
Let's do it. Fuck this. | Yapalım şunu. Halledelim. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
Get down! Get down! Get your hands up. | Yere yat! Yere yat! Kaldır ellerini. Yere yat! Yere yat! Kaldır ellerini. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
Fuck! Nice and easy. Nobody gets hurt. | Kahretsin! Sessiz ve sakin. Kimsenin canı yanmayacak. Kahretsin! Sessiz ve sakin. Kimsenin canı yanmayacak. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
Freeze! Let's go! | Kımıldamayın! Gidelim haydi! Kımıldamayın! Gidelim hadi! | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
Fuck, fuck, fuck, fuck. | Lanet, lanet, lanet. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
Let's go! Drop your weapon! Now! I said now! | Gidelim! At silahını! Hemen! Hemen dedim! Gidelim! At silahını! Hemen! Hemen dedim! | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
What are you doing? Get in! | Ne yapıyorsun? Bin şu arabaya! | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
Get in the car! Let's go! Move! | Arabaya bin! Gidelim! Yürü! Arabaya bin! Gidelim! Yürü! | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
Go, go, go, go! | Bas, bas, bas! | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
Shit. Shit, shit, shit, shit. | Lanet olsun. Lanet, lanet. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
Where you been? | Nerdeydin? | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
I went for a walk. Yeah? You hungry? | Yürüyüşe çıktım. Öyle mi? Aç mısın? Yürüyüşe çıktım. Öyle mi? Aç mısın? | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
This chick I've been seeing is making these unbelievable pancakes, all right? | Bu fıstığın o krepleri nasıl yaptığını görmüştüm, tamam mı? | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
You're gonna want one of these suckers. All right. | O saksoculardan sen de bir tane bulmalısın. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
What's up? You all right? | N'aber? Sen iyi misin? Naber? Sen iyi misin? | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
I don't know what, she taught me a little something, but... | Ne olduğunu bilmiyorum ama, o kız bana küçük bir şey öğretti, ama... Ne olduğunu bilmiyorum ama, o kız bana küçük birşey öğretti, ama... | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
These fucking things are good. | O lanet şeyler güzeldi. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
I can't go, Paulie. | Ben yapamam, Paulie. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
I gotta take a pass for my boys. | Çocuklarım için bunu pas geçmeliyim. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
Don't worry, all right? I seen it coming. | Endişelenme, tamam mı? Bunu anlamıştım. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
You know, I got a guy ready. But I gotta tell you something. | Bilirsin, zaten bir adam ayarladım. Ama sana bir şey söyleyeceğim. Bilirsin, zaten bir adam ayarladım. Ama sana birşey söyleyeceğim. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
I'm getting away with it. There's not a doubt in my mind. | Bununla burdan uzaklaşacağım. Kafamda hiç şüpke yok. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
I'm retiring on this one. I'm not going back to prison for no one. | Bundan sonra emekli olacağım. Hiç kimse için hapishaneye dönmeyeceğim. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
You can bet on that. | Bundan emin olabilirsin. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
I guess there's no chance I could talk you out of it then. | Sanırım seni bundan caydırmak için hiç şansım yok. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
It's not gonna be the same. | Aynı şekilde olmayacak. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
I understand, Brian. Paul. | Anlıyorum, Brian. Paul. Anlıyorum, Brian. Paul. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
Come on, you got kids. It's good. It's good. | Haydi, çocukların var. Bu iyi. İyi. Hadi, çocukların var. Bu iyi. İyi. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
I understand, all right. | Anlıyorum, tamam. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
Topping today's news, a brazen broad daylight armored car robbery. | Günün haberinin başlığı, güpe gündüz zırhlı araç soygunu oldu. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
A shootout erupted after three men robbed a South Shore mall this morning, | Bu sabah, üç adam, bir South Store mağazasını soyup, | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
getting away with an undetermined amount of cash. | ...henüz miktarı belirlenemeyen bir parayla kaçarlarken silahlı çatışma çıktı. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |