• tr flag Türkçe
    • en flag İngilizce

Ara

İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 183239

İngilizce Türkçe Film Adı Film Yılı Ayrıntılar
Yes Your REALLY good friend? Evet! Senin ÇOK İYİ arkadaşın! Evet! Senin ÇOK İYİ arkadaşın! You Should Meet My Son!-1 2010 info-icon
My extra special bestest bud. Benim en iyi, en özel arkadaşım, kankam. Benim en iyi, en özel arkadaşım, kankam. You Should Meet My Son!-1 2010 info-icon
Gee why don't tell my mom all about that court case your working on? Gee, neden annemlere şu üzerinde çalıştığın davadan bahsetmiyorsun? Gee, neden annemlere ÅŸu üzerinde çalıştığın davadan bahsetmiyorsun? You Should Meet My Son!-1 2010 info-icon
Oh nobody wants to hear about tax law. Ay, kimsenin vergi kanunlarını dinlemek isteyeceğini zannetmiyorum. Ay, kimsenin vergi kanunlarını dinlemek isteyeceÄŸini zannetmiyorum. You Should Meet My Son!-1 2010 info-icon
No really it is fascinating, please enlighten us. Hayır aksine, çok etkileyici bu, bizi bu konuda aydınlat lütfen. Hayır aksine, çok etkileyici bu, bizi bu konuda aydınlat lütfen. You Should Meet My Son!-1 2010 info-icon
So why did Dennis move out? Peki, Dennis neden taşındı? Peki, Dennis neden taşındı? You Should Meet My Son!-1 2010 info-icon
He said he was tired of the furniture. Eee.. Şey, evdeki mobilyalardan çok sıkıldığını söyledi. Eee.. ޞey, evdeki mobilyalardan çok sıkıldığını söyledi. Eee.. Şey, evdeki mobilyalardan çok sıkıldığını söyledi. You Should Meet My Son!-1 2010 info-icon
But you have such nice things. Ama senin çok hoş şeylerin var. Ama senin çok hoÅŸ ÅŸeylerin var. You Should Meet My Son!-1 2010 info-icon
You know a lot of times men don't appreciate the furniture they have till they lose it Bilirsin bazı insanlar bazı şeyleri kaybedene kadar onların değerini bilmezler. Bilirsin bazı insanlar bazı ÅŸeyleri kaybedene kadar onların deÄŸerini bilmezler. You Should Meet My Son!-1 2010 info-icon
Yeah so...? Tax law? Evet! Aynen öyle... Vergi kanunları demiştim!? Evet! Aynen öyle... Vergi kanunları demiştin!? Evet! Aynen öyle... Vergi kanunları demiÅŸtim!? You Should Meet My Son!-1 2010 info-icon
So how long were you two room mating? Peki, ne zamandır ev arkadaşıydınız? Peki, ne zamandır ev arkadaşıydınız? You Should Meet My Son!-1 2010 info-icon
5 years! and can we move off the subject now. 5 yıldır! Ve lütfen bu konuyu kapatabilirmiyiz artık!? 5 yıldır! Ve lütfen bu konuyu kapatabilirmiyiz artık!? You Should Meet My Son!-1 2010 info-icon
You have to talk about it! it's therapeutic Bence bu konu hakkında içini dökmelisin! Sana iyi gelecektir! Bence bu konu hakkında içini dökmelisin! Sana iyi gelecektir! You Should Meet My Son!-1 2010 info-icon
It's annoying! It's entertaining! Bence rahatsız edici! Bence eğlenceli! Bence rahatsız edici! Bence eÄŸlenceli! You Should Meet My Son!-1 2010 info-icon
Aren't they cute? Çok şirin görünmüyorlar mı? Çok şirin görünmoyorlar mı? Çok ÅŸirin görünmüyorlar mı? You Should Meet My Son!-1 2010 info-icon
Yeah it's like they have there own little language. Evet, sanki kendilerine has bir lisanları varmış gibi konuşuyorlar. Evet, sanki kendilerine has bir lisanları varmış gibi konuÅŸuyorlar. You Should Meet My Son!-1 2010 info-icon
OK look just tell me... Peki bak, şöyle sorayım... Peki bak, şöyle sorayım... You Should Meet My Son!-1 2010 info-icon
was it because he wasn't sleeping well in the house? evde iyi "YATAMADIĞINDAN!" mı taşınmak istedi? evde iyi "YATAMADIĞINDAN!" mı taşınmak istedi? You Should Meet My Son!-1 2010 info-icon
He was sleeping just fine thank you! I dunno maybe the mattress was lumpy? Çok iyi "YATIYORDU!" Sorduğun için teşekkür ederim! Bilmem, belki de yattığı yatağın METRESİ! yeterli değildi? Çok iyi "YATIYORDU!" SorduÄŸun için teÅŸekkür ederim! Bilmem, belki de yattığı yatağın METRESİ! yeterli deÄŸildi? You Should Meet My Son!-1 2010 info-icon
The mattress goes to the gym three times a week. Yatağın METRESİ! gayet iyiydi. Haftada üç kez spora gidiyordu! Yatağın METRESİ! gayet iyiydi. Haftada üç kez spora gidiyordu! You Should Meet My Son!-1 2010 info-icon
Look I wasn't belittling your mattress. Bak, yatağın METRESİNİ! küçümsediğimi zannetme! Bak, yatağın METRESİNİ! küçümsediÄŸimi zannetme! You Should Meet My Son!-1 2010 info-icon
I am just saying that you might try changing the sheets. Sadece arada bir yatağın METRESİNİ! değiştirebileceğini söylüyorum. Sadece arada bir yatağın METRESİNİ! deÄŸiÅŸtirebileceÄŸini söylüyorum. You Should Meet My Son!-1 2010 info-icon
I have a nice variety of sheets that isn't the problem. Yatağım da, METRESİ! de gayet iyidir. Konumuz bu değil! Yatağım da, METRESİ! de gayet iyidir. Konumuz bu deÄŸil! You Should Meet My Son!-1 2010 info-icon
What if you two went out and bought a nice "end" table together? I have a nice variety of sheets that isn't the problem. Peki, diyelim ki dışarı çıktınız ve ikinizde aynı model bir sehpadan hoşlandınız?! Peki, diyelim ki dışarı çıktınız ve ikinizde aynı model bir sehpadan hoÅŸlandınız?! You Should Meet My Son!-1 2010 info-icon
Call me old fashioned but I don't like to share my furniture. İstersen bana eski moda diyebilirsin ama ben eşyalarımı paylaşmaktan hoşlanmam. İstersen bana eski moda diyebilirsin ama ben eÅŸyalarımı paylaÅŸmaktan hoÅŸlanmam. You Should Meet My Son!-1 2010 info-icon
I am just saying I know a couple of guys in New York, Sana sadece New York'da ev arkadaşı olan iki erkek arkadaşım olduğunu ve... Sana sadece New York'da ev arkadadaşı olan iki erkek arkadaşım olduğunu ve... Sana sadece New York'da ev arkadaşı olan iki erkek arkadaşım olduÄŸunu ve... You Should Meet My Son!-1 2010 info-icon
Who are very happy with a non traditional floor plan. ...gelenekselin dışında bir DEKORASYONA! sahip evlerinde çok mutlu olduklarını söylemek istiyorum. ...gelenekselin dışında bir DEKORASYONA! sahip evlerinde çok mutlu olduklarını söylemek istiyorum. You Should Meet My Son!-1 2010 info-icon
No offence but I don't need the decorating tips. Hakaret olarak algılama ama dekorasyon tavsiyelerine ihtiyacım yok. Hakaret olarak algılama ama dekorasyon tavsiyelerine ihtiyacım yok. You Should Meet My Son!-1 2010 info-icon
Oh I was just trying to be helpful. Ay, ben sadece yardımcı olmak istiyorumdum. Ay, ben sadece yardımcı olmak istiyorumdum. You Should Meet My Son!-1 2010 info-icon
Who would like some butter? Ay, biraz tereyağı istermiydin? Ay, biraz tereyağı istermiydin? You Should Meet My Son!-1 2010 info-icon
Thank you so much for coming, I hope you enjoyed yourself? Ay, geldiğin için çok teşekkür ederim, umarım iyi vakit geçirmişsindir. Ay, geldiÄŸin için çok teÅŸekkür ederim, umarım iyi vakit geçirmiÅŸsindir. You Should Meet My Son!-1 2010 info-icon
Oh yes I just had a GAY old time! Oh! Evet, oldukça RENKLİ! bir akşam oldu. Oh! Evet, oldukça RENKLİ! bir akÅŸam oldu. You Should Meet My Son!-1 2010 info-icon
Maybe the two of you would like to trade numbers, Ay, neden birbirinize telefon numaralarınızı vermiyorsunuz, Ay, neden birbirinize telefon numaralarınızı vermiyorsunuz, You Should Meet My Son!-1 2010 info-icon
you never know when you might like to talk again maybe grab a coffee Maybe the two of you would like to trade numbers, belki yeniden görüşüp konuşmak istersiniz, yada bir fincan kahve içmek... belki yeniden görüşüp konuÅŸmak istersiniz, yada bir fincan kahve içmek... You Should Meet My Son!-1 2010 info-icon
You know what Brian you and I should go dancing. Biliyor musun Brian, ikimiz bir gece mutlaka dansa gitmeliyiz. You Should Meet My Son!-1 2010 info-icon
I bet you know some great clubs. İddiaya girerim, sen çok iyi klüpler biliyorsundur. İddiaya girerim, sen çok iyi klüpler biliyorsundur. You Should Meet My Son!-1 2010 info-icon
Yep Mom we gotta go. Olduuu... Anne, bizim artık gitmemiz gerek. Tamam. Hoşçakalın. Olduuu... Anne, bizim artık gitmemiz gerek. Tamam. Hoşçakalın. You Should Meet My Son!-1 2010 info-icon
(Both sequels) We did it, we did it Başardık, başardık. BaÅŸardık, baÅŸardık. You Should Meet My Son!-1 2010 info-icon
This time they are getting married for sure. Bunlar kesin evlenirler. You Should Meet My Son!-1 2010 info-icon
I can't wait to have some little grand kiddies.... (Mae shushes Rose) Etrafta küçük torunlar görmek için sabırsızlanıyorum. Sshhhh... Etrafta küçük torunlar görmek için sabırsızlanıyorum. Sshhhh... You Should Meet My Son!-1 2010 info-icon
They are still out there. Hala kapının önündeler. Hala kapının önündeler. You Should Meet My Son!-1 2010 info-icon
(Charlotte talking outside) Oh come on it will be fun. Gel, dinleyip eğlenelim biraz. Gel, dinleyip eÄŸlenelim biraz. You Should Meet My Son!-1 2010 info-icon
My cousin Tony, Kuzenim Tony, You Should Meet My Son!-1 2010 info-icon
is looking for a room mate to and he plays rugby. bir ev arkadaşı arıyor, kendisi bir rugby oyuncusu. bir ev arkadaşı arıyor, kendisi bir rugby oyuncusu. You Should Meet My Son!-1 2010 info-icon
Thanks but I think I am going to be out of the room mate market for a little while. Teşekkür ederim ama bir süre ev arkadaşı falan düşünmüyorum. Teşekür ederim ama bir süre ev arkadaşı falan düşünmüyorum. TeÅŸekkür ederim ama bir süre ev arkadaşı falan düşünmüyorum. You Should Meet My Son!-1 2010 info-icon
OK fine. Peki, tamam. You Should Meet My Son!-1 2010 info-icon
Call you tomorrow to check on you? Thanks Yarın ararım seni? Teşekkürler. Yarın ararım seni? Teşekürler. Yarın ararım seni? TeÅŸekkürler. You Should Meet My Son!-1 2010 info-icon
Damn why are all the cute one's gay? Kahretsin, neden iyi erkeklerin hepsi gey? You Should Meet My Son!-1 2010 info-icon
She thinks..... I heard. Ay, kız duydun mu?... Duydum. Ay, kız duydun mu?... Duydum. You Should Meet My Son!-1 2010 info-icon
How could she think that? Nasıl böyle bir şey düşünür ki? Nasıl böyle bir ÅŸey düşünür ki? You Should Meet My Son!-1 2010 info-icon
Well, well he does dress awful nice... Ee tabii, bizimki bakımlı ve gayet iyi giyinmişti... Ee tabii, bizimki bakımlı ve gayet iyi giyinmiÅŸti... You Should Meet My Son!-1 2010 info-icon
Maybe but.... and he was living with a man.... Ay, belki öyle ama... Ve bir erkekle aynı evi paylaşıyor... Ay, belki öyle ama... Ve bir erkekle aynı evi paylaşıyor... You Should Meet My Son!-1 2010 info-icon
(Rose) in a house they restored themselves (Mae) but that doesn't mean (Rose)with all those really nice antiques. birlikte restore ettikleri bir evde... Ama bu bir şey ifade etmez ki Tüm o değerli ve güzel antikalar... birlikte restore ettikleri bir evde... Ama bu bir ÅŸey ifade etmez ki Tüm o deÄŸerli ve güzel antikalar... You Should Meet My Son!-1 2010 info-icon
and a cappuccino maker... ve cappuccino makinesi... You Should Meet My Son!-1 2010 info-icon
and all those pictures of Michaelangelo "David" all over the shower curtain..... ve şu duş perdesinin üstündeki Michaelangelo'nun "David" heykelinin resimleri... ve ÅŸu duÅŸ perdesinin üstündeki Michaelangelo'nun "David" heykelinin resimleri... You Should Meet My Son!-1 2010 info-icon
I can see how she might get the wrong idea. Kızın neden yanlış bir fikre kapıldığını anlayabiliyorum. Kızın neden yanlış bir fikre kapıldığını anlayabiliyorum. You Should Meet My Son!-1 2010 info-icon
What are we going to do? Ne yapacağız, ayol? Ne yapacağız, ayol? You Should Meet My Son!-1 2010 info-icon
This is terrible. Ay bilmiyorum, bu korkunç. Ay bilmiyorum, bu korkunç. You Should Meet My Son!-1 2010 info-icon
She is never going to marry him if she think he is "you know". Bu kız bizim oğlanın şey olduğunu düşünürse onunla asla evlenmez... Şey olduğunu... "anla işte" Bu kız bizim oÄŸlanın ÅŸey olduÄŸunu düşünürse onunla asla evlenmez... Şey olduÄŸunu... "anla iÅŸte" You Should Meet My Son!-1 2010 info-icon
Wait. Ay, dur! You Should Meet My Son!-1 2010 info-icon
I know just what we need. Ne yapacağımızı buldum! Ne yapacağımızı buldum! You Should Meet My Son!-1 2010 info-icon
Rose? what are you doing? Rose? Ne yapıyorsun? Rose? Ne yapıyorsun? You Should Meet My Son!-1 2010 info-icon
Glamour magazine? Glamour dergisi mi? You Should Meet My Son!-1 2010 info-icon
You always made fun of me for keeping the back issues. Eski sayıları sakladığım için benimle hep dalga geçerdin. Eski sayıları sakladığım için benimle hep dalga geçerdin. You Should Meet My Son!-1 2010 info-icon
July 1991. Temmuz 1991. You Should Meet My Son!-1 2010 info-icon
How to tell if your boyfriend is gay!! Erkek arkadaşınızın gey olup olmadığını nasıl anlarsınız!!! Erkek arkadaşınızın gey olup olmadığını nasıl anlarsınız!!! You Should Meet My Son!-1 2010 info-icon
Oh it's a little quiz? yes. Ay, bir test bu? Evet. You Should Meet My Son!-1 2010 info-icon
So we can fill it in and show her that Brian isn't gay. Testi yapalım ve kıza Brian'ın gey olmadığını kanıtlayalım. Testi yapalım ve kıza Brian'ın gey olmadığını kanıtlayalım. You Should Meet My Son!-1 2010 info-icon
That is very clever of you Rose. Çok akıllısın, Rose. Çok akıllısın, Rose. You Should Meet My Son!-1 2010 info-icon
Question number 1 Does he watch sports? Soru 1 Spor programları seyreder mi? Soru 1 Spor programları seyreder mi? You Should Meet My Son!-1 2010 info-icon
Of course he watches sports he never misses the Olympics. Tabii ki seyreder, özellikle olimpiyatları hiç kaçırmaz. Tabii ki seyreder, özellikle olimpiyatları hiç kaçırmaz. You Should Meet My Son!-1 2010 info-icon
It says that men's gymnastics doesn't count. Ama jimnastik sayılmaz diyor. Ama jimnastik sayılmaz diyor. You Should Meet My Son!-1 2010 info-icon
That would be a no then. O zaman "hayır" şıkkını işaretleyeceğiz. O zaman "hayır" şıkkını iÅŸaretleyeceÄŸiz. You Should Meet My Son!-1 2010 info-icon
Does he have a subscription to men's fitness? Erkek fitnes dergilerine aboneliği var mı? Erkek fitnes dergilerine aboneliÄŸi var mı? You Should Meet My Son!-1 2010 info-icon
Yes but only for the articles. Evet ama sadece makaleleri okumak için. Evet ama sadece makaleleri okumak için. Evet ama sadece makaleleri okumak için. You Should Meet My Son!-1 2010 info-icon
Does he have any pictures of Michaelangelo "David" in his house? Evinde hiç Michaelangelo'nun "David" heykelinin resmi var mı? Evinde hiç Michaelangelo'nun "David" heykelinin resmi var mı? You Should Meet My Son!-1 2010 info-icon
You are just making that one up. Bunu soruyu kesinlikle uydurdun. You Should Meet My Son!-1 2010 info-icon
You want me to finish this? Testi tamamlamayı istiyor musun? Testi tamamlamayı istiyor musun? You Should Meet My Son!-1 2010 info-icon
I think that might be best. Sanırım bir faydası olur. Sanırım bir faydası olur. You Should Meet My Son!-1 2010 info-icon
No..... No..... Hayır... Hayır... Hayır... Hayır... You Should Meet My Son!-1 2010 info-icon
Yes.....sometimes.... Evet... Bazen... You Should Meet My Son!-1 2010 info-icon
"Wonder Woman" and "Speedo". "Wonder Woman" ve "Slip mayo". You Should Meet My Son!-1 2010 info-icon
Right OK..... Tamamdır... Tamamdır... You Should Meet My Son!-1 2010 info-icon
42 points. so? 1... 5... 8... Toplam 42 puan. Yani? You Should Meet My Son!-1 2010 info-icon
Oh dear.... Ay, nasıl desem... Ay, nasıl desem... You Should Meet My Son!-1 2010 info-icon
Well you must have added it up wrong. Mutlaka puanları yanlış toplamışsındır. Mutlaka puanları yanlış toplamışsındır. You Should Meet My Son!-1 2010 info-icon
Oh no..... Ay hayır... Ay hayır... You Should Meet My Son!-1 2010 info-icon
Oh no.... Ay hayır... Ay hayır... You Should Meet My Son!-1 2010 info-icon
Oh..... Ay... You Should Meet My Son!-1 2010 info-icon
Oh I don't believe it. Oh I won't believe it Ay, inanmıyorum. İnanmak istemiyorum. Ay, inanmıyorum. İnanmak istemiyorum. You Should Meet My Son!-1 2010 info-icon
You don't believe it do you Rose? Sen de inanmıyorsun, değil mi Rose? Sen de inanmıyorsun, deÄŸil mi Rose? You Should Meet My Son!-1 2010 info-icon
It's Glamour Magazine. They know there stuff. Bu Glamour dergisi. Onlar her şeyi bilir. Bu Glamour dergisi. Onlar her ÅŸeyi bilir. You Should Meet My Son!-1 2010 info-icon
Where did I go wrong? what did I do? Nerede yanlış yaptım ben? Ben ne yaptım? Nerede yanlış yaptım ben? Ben ne yaptım? You Should Meet My Son!-1 2010 info-icon
Mae you didn't do anything. Mae, sen yanlış bir şey yapmadın. Mae, sen yanlış bir ÅŸey yapmadın. You Should Meet My Son!-1 2010 info-icon
Maybe I shouldn't have let him join the cub scouts. Belki de yavru kurt olmasına izin vermemeliydim. Belki de yavru kurt olmassna izin vermemeliydim. Belki de yavru kurt olmasına izin vermemeliydim. You Should Meet My Son!-1 2010 info-icon
You know with all those boys alone in the woods, Biliyorsun, izci kampında tüm erkek çocuklar ormanın içinde başbaşa kalıyorlar... Biliyorsun, izci kampında tüm erkek çocuklar ormanın içinde baÅŸbaÅŸa kalıyorlar... You Should Meet My Son!-1 2010 info-icon
Anything can happen. Her şeye müsait bir ortam. Her ÅŸeye müsait bir ortam. You Should Meet My Son!-1 2010 info-icon
Oh Mae.... Ay, Mae... You Should Meet My Son!-1 2010 info-icon
Maybe I shouldn't have let him watch the Wizard of Oz because... Belki de Oz'un Büyücüsü filmini seyretmesine izin vermemeliydim, çünkü... Belki de Oz'un Büyücüsü filmini seyretmesine izin vermemeliydim, çünkü... You Should Meet My Son!-1 2010 info-icon
You know.... that scarecrow is very likeable. Biliyorsun... Filmdeki korkuluğun biraz kırık halleri vardı... Biliyorsun... Filmdeki korkuluÄŸun biraz kırık halleri vardı... You Should Meet My Son!-1 2010 info-icon
  • ««
  • «
  • …
  • 183234
  • 183235
  • 183236
  • 183237
  • 183238
  • 183239
  • 183240
  • 183241
  • 183242
  • 183243
  • …
  • »
  • »»
Kısıtlı Mod:   
  • Katkıda Bulun
  • Hakkımızda
  • Sorumluluk Reddi
  • İletişim