• tr flag Türkçe
    • en flag İngilizce

Ara

İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 183242

İngilizce Türkçe Film Adı Film Yılı Ayrıntılar
The internet? İnternet? İnternet? You Should Meet My Son!-1 2010 info-icon
He met him at the internet. oh yes I heard. Arkadaşıyla internette tanışmış. Ay, evet duymuştum öyle bir şey. Arkadaşıyla internette tanışmış. Ay, evet duymuÅŸtum öyle bir ÅŸey. You Should Meet My Son!-1 2010 info-icon
Are there a lot of homosexual men at the internet? İnternette fazlaca eşcinsel var mıdır? İnternette fazlaca eÅŸcinsel var mıdır? You Should Meet My Son!-1 2010 info-icon
Oh yeah. Oh, elbette. You Should Meet My Son!-1 2010 info-icon
Brian gets me these like four Christmas's ago. Brian bunu bana 4 yıl önceki noelde getirmişti. Brian bunu bana 4 yıl önceki noelde getirmiÅŸti. You Should Meet My Son!-1 2010 info-icon
Says we can email each other, Birbirimize E MAIL! göndeririz dediydi, Birbirimize E MAIL! göndeririz dediydi, You Should Meet My Son!-1 2010 info-icon
It's not like he couldn't just pick up the phone and call. Sanki telefonun ahizesini kaldırıp arayamıyormuş gibi! Sanki telefonun ahizesini kaldırıp arayamıyormuÅŸ gibi! You Should Meet My Son!-1 2010 info-icon
That boy.... Şu çocuk!... ޞu Çocuk!... Şu çocuk!... You Should Meet My Son!-1 2010 info-icon
There sure are a lot of pieces. Ne kadar çok parçası var bunun böyle. Ne kadar çok parçası var bunun böyle. You Should Meet My Son!-1 2010 info-icon
I'll say.... Tam ben diyecektim... You Should Meet My Son!-1 2010 info-icon
Where do you suppose that goes? Bunu nereye sokacağız ki? Bunu nereye sokacağız ki? You Should Meet My Son!-1 2010 info-icon
The only people that understand these things are kids. Bunlardan bir tek... Çocuklar anlıyor. Bunlardan bir tek... Çocuklar anlıyor. You Should Meet My Son!-1 2010 info-icon
Hey Mrs Davis, my mom said you called about the lawn, Merhaba bayan Davis, annem çimler için aradığınızı söyledi... Merhaba bayan Davis, annem çimler için aradığınızı söyledi... You Should Meet My Son!-1 2010 info-icon
but I just cut it two days ago. ...ama 2 gün önce kesmiştim hepsini. ...ama 2 gün önce kesmiÅŸtim hepsini. You Should Meet My Son!-1 2010 info-icon
Oh I am so sorry I must have been mistaken. But as long as your here.... Ay çok özür dilerim, bir yanlışlık olmuş olmalı. Ama madem geldin... Ay çok özür dilerim, bir yanlışlık olmuÅŸ olmalı. Ama madem geldin... You Should Meet My Son!-1 2010 info-icon
And that is how you turn it on... Ve bu şekilde de açıyorsunuz. Ve bu ÅŸekilde de açıyorsunuz. You Should Meet My Son!-1 2010 info-icon
You are a very smart boy. Aaa... Sen çok zeki bir çocuksun. Aaa... Sen çok zeki bir çocuksun. You Should Meet My Son!-1 2010 info-icon
So what did you want to do with it? Peki söyleyin, bununla ne yapmak istiyorsunuz? Peki söyleyin, bununla ne yapmak istiyorsunuz? You Should Meet My Son!-1 2010 info-icon
We want to go on the internet. İnternete girmek istiyoruz. İnternete girmek istiyoruz. You Should Meet My Son!-1 2010 info-icon
OK what kind of connection do you have? Tamam... Ne çeşit bir bağlantınız var? Tamam... Ne çeÅŸit bir baÄŸlantınız var? You Should Meet My Son!-1 2010 info-icon
Connection? Bağlantı? BaÄŸlantı? You Should Meet My Son!-1 2010 info-icon
Yeah, are you using DSL or a cable modem? Evet, DSL'mi kullanıyorsunuz, yoksa kablosuz modem mi? Evet, DSL'mi kullanıyorsunuz, yoksa kablosuz modem mi? You Should Meet My Son!-1 2010 info-icon
I'll just piggy back you off my wireless network. Neyse... Ben sizi benim kablosuz ağımdan bağlayayım. Tamamdır. Neyse... Ben sizi benim kablosuz ağımdan baÄŸlayayım. Tamamdır. You Should Meet My Son!-1 2010 info-icon
And where would you like to go? Ve nereye gitmek istiyorsunuz? You Should Meet My Son!-1 2010 info-icon
What? On the internet where would you like to go? Ne? İnternette nereye gitmek isterdiniz? Ne? İnternette nereye gitmek isterdiniz? You Should Meet My Son!-1 2010 info-icon
Well..... My son Brian... Peki... Oğlum Brian... Peki... OÄŸlum Brian... You Should Meet My Son!-1 2010 info-icon
You remember Brain you met him at Christmas. Brian'ı hatırlarsın, noelde tanışmıştınız. Brian'ı hatırlarsın, noelde tanışmıştınız. You Should Meet My Son!-1 2010 info-icon
Well he has a best friend and he moved away. Onun iyi bir arkadaşı vardı ama şimdi taşındı. Onun iyi bir arkadaşı vardı ama ÅŸimdi taşındı. You Should Meet My Son!-1 2010 info-icon
And we want to find him another best friend. Biz de ona yeni bir iyi arkadaş bulmak istiyoruz. Biz de ona yeni bir iyi arkadaÅŸ bulmak istiyoruz. You Should Meet My Son!-1 2010 info-icon
But we have to have a very perticular type of..... OK... Ama biz özel tür bir insan arıyoruz... Ol duu... Ama biz özel tür bir insan arıyoruz... Ol duu... You Should Meet My Son!-1 2010 info-icon
I'll sign you up on Man Hunt. O zaman sizi "Erkek Avı" sitesine kaydediyorum. Nereye? O zaman sizi "Erkek Avı" sitesine kaydediyorum. Nereye? You Should Meet My Son!-1 2010 info-icon
How do you know that? Burayı nereden biliyorsun? Burayı nereden biliyorsun? You Should Meet My Son!-1 2010 info-icon
I've heard about it from a friend at school, OK! Okulda bir arkadaşımdan duymuştum, tamam mı? Okulda bir arkadaşımdan duymuÅŸtum, tamam mı? You Should Meet My Son!-1 2010 info-icon
Just don't tell my mom I know how to do this. Sadece bunu nasıl yaptığımı anneme söylemeyin. Sadece bunu nasıl yaptığımı anneme söylemeyin. You Should Meet My Son!-1 2010 info-icon
Here is some cookies for later, and here is a little something for the college fund. Bunlar yolda yemen için kurabiyeler... ve bu da okul için küçük bir katkı. Bunlar yolda yemen için kurabiyeler... ve bu da okul için küçük bir katkı. You Should Meet My Son!-1 2010 info-icon
Thanks. No you deserve it you were a big help. Teşekkürler. Hak ettin ama. Bize büyük yardımın dokundu. TeÅŸekkürler. Hak ettin ama. Bize büyük yardımın dokundu. You Should Meet My Son!-1 2010 info-icon
No problem. Call me any time you need tech support. Önemli değil. Teknik desteğe ihtiyacınız olursa, ne zaman isterseniz arayabilirsiniz. Önemli deÄŸil. Teknik desteÄŸe ihtiyacınız olursa, ne zaman isterseniz arayabilirsiniz. You Should Meet My Son!-1 2010 info-icon
Wow... Look at all of them. Vaaay... Şunlara bak! Vaaay... ޞunlara bak! Vaaay... Şunlara bak! You Should Meet My Son!-1 2010 info-icon
It's like a catalogue of men. Yeah. Burası erkek kataloğu gibi. Evet. Burası erkek kataloÄŸu gibi. Evet. You Should Meet My Son!-1 2010 info-icon
Oh my god. Aman tanrım. Aman tanrım. You Should Meet My Son!-1 2010 info-icon
Oh my god. GOD!! Aaman tanrım! Tanrııımm!!! Aaman tanrım! Tanrııımm!!! You Should Meet My Son!-1 2010 info-icon
That can't be real.... Bu gerçek olamaz ama... Bu gerçek olamaz ama... You Should Meet My Son!-1 2010 info-icon
Oh he must have a real hard time finding pants that fit. Ay, bu kendine uygun pantalon bulmak için çok zorlanmıştır. Ay, bu kendine uygun pantalon bulmak için çok zorlanmıştır. You Should Meet My Son!-1 2010 info-icon
How about this one? Bu nasıl? Bu nasıl? You Should Meet My Son!-1 2010 info-icon
A masseur? I was really hoping for a doctor. Bir masör. Aslında ben bir doktor bulabilmeyi umuyordum. Bir masör. Aslında ben bir doktor bulabilmeyi umuyordum. You Should Meet My Son!-1 2010 info-icon
How big are you? Huh what? Seninkinin boyu ne kadar? Ha? Ne? You Should Meet My Son!-1 2010 info-icon
I am just reading what he wrote... and he said how big are you? Sadece burada yazanı okuyorum... Ve adam "Seninkinin boyu ne kadar?" yazmış. Sadece burada yazanı okuyorum... Ve adam "Seninkinin boyu ne kadar?" yazmış. You Should Meet My Son!-1 2010 info-icon
Well that's a hell of a way to start a conversation. Oh he wrote it again. Ama bu bir sohbet başlatmak için çok uygunsuz bir giriş. Ay, adam gene yazdı... Ama bu bir sohbet baÅŸlatmak için çok uygunsuz bir giriÅŸ. Ay, adam gene yazdı... You Should Meet My Son!-1 2010 info-icon
How big are you? Seninkinin boyu ne kadar? You Should Meet My Son!-1 2010 info-icon
He is a fast typer. Oh my god, it's in caps now. Çok hızlı yazıyor. Ay tanrım, şimdide büyük harflerle yazmış... Çok hızlı yazıyor. Ay tanrım, şimdide büyükk harflerle yazmış... Çok hızlı yazıyor. Ay tanrım, ÅŸimdide büyük harflerle yazmış... You Should Meet My Son!-1 2010 info-icon
How big are you? He is just very impatient. Seninkinin boyu ne kadar? Bir de çok sabırsız. Seninkinin boyu ne kadar? Bir de çok sabırsız. You Should Meet My Son!-1 2010 info-icon
Well Brian is 6 foot 4. No Brian is 6 foot 2 Brian'ın boyu 1.90 cm Hayır, Brian 1.87 cm Hayır... 1.90... Brian'ın boyu 1.90 cm Hayır, Brian 1.87 cm Hayır... 1.90... You Should Meet My Son!-1 2010 info-icon
Just write I'm big... (Rose says sarcastically) I'm BIG. Aman, sadece büyük yaz geç. Benimki BÜYÜK. Aman, sadece büyük yaz geç. Benimki BÜYÜK. You Should Meet My Son!-1 2010 info-icon
Cut or Uncut? Kesik mi, değil mi? (Sünnetli mi, sünnetsiz mi?) Kesik mi, deÄŸil mi? (Sünnetli mi, sünnetsiz mi?) You Should Meet My Son!-1 2010 info-icon
How old are you? It is none of his business. Kaç yaşındasın? Bu onu hiç ilgilendirmez. Kaç yaşındasın? Bu onu hiç ilgilendirmez. You Should Meet My Son!-1 2010 info-icon
How old..... How old are you? Kaç yaş... Kaç yaşındasın? Kaç yaş... Kaç yaşıındasın? Kaç yaÅŸ... Kaç yaşındasın? You Should Meet My Son!-1 2010 info-icon
Tell him I am.... 52 (Mae repeats herself sternly) Yaz oraya, 52'yim diye... 52 yaz dedim! You Should Meet My Son!-1 2010 info-icon
Where did he go? Well I don't know. Nereye kayboldu bu? Bilmem vallaha. You Should Meet My Son!-1 2010 info-icon
Well get him back. What in the world make you think I know how to do that? Geri çağır o zaman. Bunun nasıl yapılacağını bildiğimi sana düşündüren nedir? Geri çağır o zaman. Bunun nasıl yapılacağını bildiÄŸimi sana düşündüren nedir? You Should Meet My Son!-1 2010 info-icon
There was a thing I saw on Opera I think it was called..... "Googling". Daha önceden bir yerde bir şey yapıldığını duymuştum, sanki "Googlamak" gibi bir şeydi. Daha önceden bir yerde bir ÅŸey yapıldığını duymuÅŸtum, sanki "Googlamak" gibi bir ÅŸeydi. You Should Meet My Son!-1 2010 info-icon
"Googling" Yeah how do you spell "google" "Googlamak" ha?! Evet, evet! "Google" nasıl yazılıyor? "Googlamak" ha?! Evet, evet! "Google" nasıl yazılıyor? You Should Meet My Son!-1 2010 info-icon
Well what do you know. You have a knack for this Rose!. Biliyor musun Rose... ...sen bu işten anlıyorsun vesselam. Biliyor musun Rose... ...sen bu iÅŸten anlıyorsun vesselam. You Should Meet My Son!-1 2010 info-icon
(giggles) What do we want to ask it? Peki ne arayacağız? Peki ne arayacağız? You Should Meet My Son!-1 2010 info-icon
Where can we find some nice gay men? Hoş ve nazik geyler nerede bulunur? HoÅŸ ve nazik geyler nerede bulunur? You Should Meet My Son!-1 2010 info-icon
Where do we find nice gay men in Birmingham? Birmingham'da geyler nerede bulunur? You Should Meet My Son!-1 2010 info-icon
Birmingham, Alabama You over rated toaster. Birmingham, Alabama yaz bakalım bu sefer. Birmingham, Alabama yaz bakalım bu sefer. You Should Meet My Son!-1 2010 info-icon
But Mae.... Mae that is down town. Ama Mae... Mae, burası şehir merkezinde. Ama Mae... Mae, burası ÅŸehir merkezinde. You Should Meet My Son!-1 2010 info-icon
Well we haven't been down town after dark in like 20 years. 20 yıldır akşam olduktan sonra şehir merkezine hiç gitmedik. 20 yıldır akÅŸam olduktan sonra ÅŸehir merkezine hiç gitmedik. You Should Meet My Son!-1 2010 info-icon
We just never had any reason to go till now. Sadece bu güne kadar gitmek için bir sebebimiz olmamıştı. Sadece bu güne kadar gitmek için bir sebebimiz olmamıştı. You Should Meet My Son!-1 2010 info-icon
He man I gotcha I gotcha it is right around the corner... Tamam yetiştim sayılır, hemen köşeyi dönünce ... Tamam yetiÅŸtim sayılır, hemen köşeyi dönünce ... You Should Meet My Son!-1 2010 info-icon
Ladies there's a line... Bayanlar, sırada orada... Bayanlar, sırada orada... You Should Meet My Son!-1 2010 info-icon
Mae... I don't think this is a very good idea. Mae... Bunun iyi bir fikir olduğunu zannetmiyorum. Mae... Bunun iyi bir fikir olduÄŸunu zannetmiyorum. You Should Meet My Son!-1 2010 info-icon
Seeing that I am sure they are personally nice people. Eminim ki, özlerinde hepsi iyi insanlar. Eminim ki, özlerinde hepsi iyi insanlar. You Should Meet My Son!-1 2010 info-icon
Lets go. That's gross... Ya, gidelim burdan. Rose! You Should Meet My Son!-1 2010 info-icon
We are not going anywhere until we find someone for Brian. Brian için uygun birini bulana kadar hiç bir yere gitmiyoruz. Brian için uygun birini bulana kadar hiç bir yere gitmiyoruz. You Should Meet My Son!-1 2010 info-icon
Are you a nice "dogman" (Man barks loudly at Mae and Rose) Uysal bir köpecik misin bakayım sen? Uysal bir köpecik misin bakayım sen? You Should Meet My Son!-1 2010 info-icon
Gregory Phillips..... what do you thin your doing? (Greg chokes on cigarette) Gregory Phillips... Ne yaptığını zannediyorsun sen? Gregory Phillips... Ne yaptığını zannediyorsun sen? You Should Meet My Son!-1 2010 info-icon
Mrs Davis???? (Mae) Does your mother know you are doing this? Bayan Davis!!! Bu yaptığından annenin haberi var mı? Bayan Davis!!! Bu yaptığından annenin haberi var mı? You Should Meet My Son!-1 2010 info-icon
I was just standing here honest I didn't know it was a gay bar. Eee... Ben sadece dikiliyordum burada, yemin ederim. Burasının bir gey bar olduğunu bilmiyordum bile. Eee... Ben sadece dikiliyordum burada, yemin ederim. Burasının bir gey bar olduÄŸunu bilmiyordum bile. You Should Meet My Son!-1 2010 info-icon
My friend lynette god rest her soul, She died of lung cancer. Huzur içinde yatsın, arkadaşım Lynette akciğer kanserinden öldü. Huzur içinde yatsın, arkadaşım Lynette akciÄŸer kanserinden öldü. You Should Meet My Son!-1 2010 info-icon
You are much to young to be starting such bad habits. Sen bu pisliğe başlamak için daha çok küçüksün. Sen bu pisliÄŸe baÅŸlamak için daha çok küçüksün. You Should Meet My Son!-1 2010 info-icon
Can I see some ID please. Oh... really you are so kind. (Both ladies giggle) Kimlik görebilir miyim, lütfen. Ay, sen gerçekten çok kibarsın. Kimlik görebilir miyim, lütfen. Ay, sen gerçekten çok kibarsın. You Should Meet My Son!-1 2010 info-icon
Oh god where is it? Ay aman, nerde şu kimlik? Ay aman, nerde ÅŸu kimlik? You Should Meet My Son!-1 2010 info-icon
Oh wait here it is. Hah, işte burda. Hah, iÅŸte burda. You Should Meet My Son!-1 2010 info-icon
There's my licence it has kind of expired but.... Bu benim ehliyetim, gerçi süresi dolmuş ama... Bu benim ehliyetim, gerçi süresi dolmuÅŸ ama... You Should Meet My Son!-1 2010 info-icon
There is my shopping card, library card and there's a calendar. O olmazsa bu da alışveriş kartım... kütüphane kartım da var istersen. O olmazsa bu da alışveriÅŸ kartım... kütüphane kartım da var istersen. You Should Meet My Son!-1 2010 info-icon
Mam..... go in. Bayan, bayan... tamam geçin içeri. Bayan, bayan... tamam geçin içeri. You Should Meet My Son!-1 2010 info-icon
You are a credit to your profession. Sen mesleğinin en iyilerindensin canım. Sen mesleÄŸinin en iyilerindensin canım. You Should Meet My Son!-1 2010 info-icon
Come on Rose lets go. Hadi Rose, girelim artık, hadi. Teşekkürler. Hadi Rose, girelim artık, hadi. TeÅŸekkürler. You Should Meet My Son!-1 2010 info-icon
Hi, how are you? That nice young man outside told us to come in here. Ay, merhaba! Dışarıdaki nazik genç girebileceğimizi söyledi. Ay, merhaba! Dışardaki nazik genç girebileceğimizi söyledi. Ay, merhaba! Dışarıdaki nazik genç girebileceÄŸimizi söyledi. You Should Meet My Son!-1 2010 info-icon
10 dollars (Mae) 10 dollars?? each? 10 Dolar. 10 Dolarmı? Kişi başı mı? 10 Dolar. 10 Dolarmı? KiÅŸi başı mı? You Should Meet My Son!-1 2010 info-icon
Do you offer a senior citizen discount? Yaşlılar için indiriminiz var mı? Sus, Rose! YaÅŸlılar için indiriminiz var mı? Sus, Rose! You Should Meet My Son!-1 2010 info-icon
Here you go. No, don't worry it is always good to ask. İşte buyrun. Tamam, tamam sorun değil. Sormak her zaman iyidir. İşte buyrun. Tamam, tamam sorun deÄŸil. Sormak her zaman iyidir. You Should Meet My Son!-1 2010 info-icon
(Really loud dance music playing in background) It's so LOUD. Ayy, sesi çok açmışlar! Ayy, sesi çok açmışlar! You Should Meet My Son!-1 2010 info-icon
(Mae) It's so dark, how am I meant to find a man in this place? Çok karanlık! Bu karanlıkta insan nasıl bulabilir ki birini?! Çok karanlık! Bu karanlıkta insan nasıl bulabilir ki birini?! You Should Meet My Son!-1 2010 info-icon
Sorry, oh god I am so sorry... Özür dilerim... Ah tanrım pardon... Ay, çok özür dilerim. Özür dilerim... Ah tanrım pardon... Ay, çok özür dilerim. You Should Meet My Son!-1 2010 info-icon
Does that hurt? Yaptırırken acıdı mı? Yaptırırken acıdı mı? You Should Meet My Son!-1 2010 info-icon
Hi my name is Mae... Merhaba, benim adım Mae... Merhaba, benim adım Mae... You Should Meet My Son!-1 2010 info-icon
Would you like to meet a nice.... (Mae sighs) Hoş bir geyle tanışmak istermiy... HoÅŸ bir geyle tanışmak istermiy... You Should Meet My Son!-1 2010 info-icon
I must be doing something wrong. Bir şeyleri yanlış yapıyor olmalıyım. Bir ÅŸeyleri yanlış yapıyor olmalıyım. You Should Meet My Son!-1 2010 info-icon
  • ««
  • «
  • …
  • 183237
  • 183238
  • 183239
  • 183240
  • 183241
  • 183242
  • 183243
  • 183244
  • 183245
  • 183246
  • …
  • »
  • »»
Kısıtlı Mod:   
  • Katkıda Bulun
  • Hakkımızda
  • Sorumluluk Reddi
  • İletişim