Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 183706
İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
Mum, what are you saying? You caught him lying. | Anne, ne diyorsun sen? Onu yalan söylerken yakaladın. | Zero-1 | 2009 | |
I'm sure those "meetings" are dates. | O görüşmelerin "randevu" olduğunu düşünüyorum. | Zero-1 | 2009 | |
Oh, Mum please, that's just his job. | Anne Iütfen, bu onun mesleği. | Zero-1 | 2009 | |
I think we've found a donor for the little boy in room 3. | Sanırım 2. odadaki küçük çocuk için bir donör buldum. | Zero-1 | 2009 | |
I have to go, sweetie. | Gitmem gerek canım. | Zero-1 | 2009 | |
Alright. Bye. | Tamam. Hoşçakal. | Zero-1 | 2009 | |
A father and son. The son's chances are slim, so... | Babası ve oğlu. Çocuğun yaşama şansı düşük. | Zero-1 | 2009 | |
This is him. | O... | Zero-1 | 2009 | |
He's been here a month. He's not insured. | Bir aydır burada. Sigortası yok. | Zero-1 | 2009 | |
Fine. We'll need the agreement of the donor's parents. | Pekala. Bağışçının ailesiyle anlaşma yapmamız gerekecek. | Zero-1 | 2009 | |
His parents need 14,000. | Ailesine 14 bin gerekiyor. | Zero-1 | 2009 | |
But that's impossible. What do you mean? | Ama bu imkansız. Ne demek istiyorsun? | Zero-1 | 2009 | |
They're very poor... | Onlar çok fakir... | Zero-1 | 2009 | |
So is the hospital, dear. | Hastanemiz de öyle. | Zero-1 | 2009 | |
Can't something be done? | Birşey yapılamaz mı? | Zero-1 | 2009 | |
Well. I can speak to the director. | Şey, hastane müdürü ile görüşebilirim. | Zero-1 | 2009 | |
But half that sum is the minimum. Right, right. | Ama en azından yarısı gerekir. Tamam, tamam. | Zero-1 | 2009 | |
How's he doing? Not good. | Durumu nasıI? Pek iyi değil. | Zero-1 | 2009 | |
Are they ready? Yes. | Hazırlar mı? Evet. | Zero-1 | 2009 | |
You're not allowed in here. I lost myway. | Buraya giremezsiniz! Yolumu kaybettim. | Zero-1 | 2009 | |
How do I get out? There, down the stairs. | NasıI dışarı çıkabilirim? Oradaki merdivenlerden inin. | Zero-1 | 2009 | |
Where the fuck are you? | hangi cehennemdeydin? | Zero-1 | 2009 | |
I had to... had to sort something out... | Halletmem gereken... halletmem gereken bir iş vardı. | Zero-1 | 2009 | |
Get here! | Buraya gel! | Zero-1 | 2009 | |
I called her. Yeah? | Onu aradım. Evet? | Zero-1 | 2009 | |
Back to work. Spit roast her. | İşinize dönün. Şişe oturtun onu. | Zero-1 | 2009 | |
OK. I'm turning on the lights. | Tamam. Işıkları açıyorum. | Zero-1 | 2009 | |
After you. Thank you. | Önden buyurun. Teşekkürler. | Zero-1 | 2009 | |
Eleven fifty. | 11.50. | Zero-1 | 2009 | |
I'm not taking that. | İstemiyorum. | Zero-1 | 2009 | |
Why? It's ripped. | Neden? YırtıImış. | Zero-1 | 2009 | |
But I haven't got... I don't care. | Ama bende başka... Umurumda değil. | Zero-1 | 2009 | |
But it's fine, it's from another shop. Take it back then. | Ama bu iyi. Başka bir dükkandan. Geri götür o zaman. | Zero-1 | 2009 | |
Leave it! | Boşver! | Zero-1 | 2009 | |
Is this one good enough? | Bu yeterince iyi mi? | Zero-1 | 2009 | |
Thank you. All the best. | Teşekkürler. Çok iyi. | Zero-1 | 2009 | |
No problem. Good bye. | Önemli değil. Hoşçakal. | Zero-1 | 2009 | |
Have you got any more bags? | Başka çantanız da var mı? | Zero-1 | 2009 | |
This one's broken. | Bu bozuk. | Zero-1 | 2009 | |
Thank you. How much is that? | Teşekkürler. Ne kadar? | Zero-1 | 2009 | |
Careful, mind where you're going. | Dikkat et. Nereye gittiğine bak. | Zero-1 | 2009 | |
What are you doing? I'm so sorry. | Ne yapıyorsun? Afedersiniz. | Zero-1 | 2009 | |
Come on. | Hadi. Afedersiniz, burada mı yaşıyorsunuz? | Zero-1 | 2009 | |
Yes, on the top floor. | Evet, en üst katta. | Zero-1 | 2009 | |
On your own? | Tek başınıza mı? | Zero-1 | 2009 | |
No, with my husband and son. | Hayır, eşim ve çocuğumla birlikte. | Zero-1 | 2009 | |
My son's in hospital, we're just off to visit him. | Oğlum hastanede. Az önce yanındaydık. | Zero-1 | 2009 | |
What's the matterwith him? He's waiting for a transplant. | O hasta mı? Nakil olmak için bekliyor. | Zero-1 | 2009 | |
I don't know if he'll make it. | Başarabilecek mi bilmiyorum. | Zero-1 | 2009 | |
Even then it costs a lot of money. | Başarsa bile, çok fazla para gerekiyor. | Zero-1 | 2009 | |
I'm from the Our Children Foundation. | Ben Çocuklarımız Derneği'nden geliyorum. | Zero-1 | 2009 | |
Get your husband to call me today around 11 pm. | Kocanız beni 11 gibi arasın. | Zero-1 | 2009 | |
Maybe we can do something. | Belki birşeyler yapabiliriz. | Zero-1 | 2009 | |
Thank you very much. My husband will call for sure. | Çok teşekkürler. Kocam sizi arayacak. | Zero-1 | 2009 | |
Sorry, but have you got a cigarette? | Afedersiniz, sigaranız var mı? | Zero-1 | 2009 | |
I don't smoke. Goodbye. | Kullanmıyorum. Hoşçakalın. | Zero-1 | 2009 | |
Look out, stupid! | Dışarı bak, aptal' | Zero-1 | 2009 | |
But it's green. | Ama yeşil. | Zero-1 | 2009 | |
Morons. Jaywalkers. | Aptallar. Etrafa bakmadan yürüyorlar. | Zero-1 | 2009 | |
It's my right ofway too. | Yol benimdi! | Zero-1 | 2009 | |
She wasn't looking. | Bakmıyordu. | Zero-1 | 2009 | |
And with a kid. | Yanında çocuk da var. | Zero-1 | 2009 | |
I was strict with my boy and he turned out alright. | Çocuğuma sert davrandım ve... | Zero-1 | 2009 | |
He's at university. He's smart. | Üniversiteye başladı. Çok zeki. | Zero-1 | 2009 | |
Do you have any children? | Senin çocuğun var mı? | Zero-1 | 2009 | |
Here's thirty. | Otuz yaşında. | Zero-1 | 2009 | |
We're checking the electrics, there's a leak, can we come in? | Elektriklere bakıyoruz. Kaçak olabilir. Girebilir miyiz? | Zero-1 | 2009 | |
Will it take long? No. | Uzun sürecek mi? Hayır. | Zero-1 | 2009 | |
Go check that one. | Şuradakine bak. | Zero-1 | 2009 | |
Have you had any problems? | Hiç sorun yaşadınız mı? | Zero-1 | 2009 | |
No, not really. | Hayır, yaşamadık. | Zero-1 | 2009 | |
Are you the owner? No, I rent it. | Ev sahibi siz misiniz? Hayır kiracıyım. | Zero-1 | 2009 | |
I can't see anything here. | Birşey göremiyorum. | Zero-1 | 2009 | |
If you have any problems... | Eğer sorununuz varsa... | Zero-1 | 2009 | |
...call the owner. | ...ev sahibine söyleyin. | Zero-1 | 2009 | |
Nothing here, have you got anything? | Burada sorun yok, sende var mı? | Zero-1 | 2009 | |
Sorry to bother you. | Rahatsız ettiğimiz için üzgünüz. | Zero-1 | 2009 | |
That's all right. Goodbye. | Önemli değil. Hoşçakalın. | Zero-1 | 2009 | |
We're on. Record. | BaşIıyoruz. Kayıt. | Zero-1 | 2009 | |
They're talking. | Konuşuyorlar. | Zero-1 | 2009 | |
Have a listen. | Dinle. | Zero-1 | 2009 | |
Open the door please! | Lütfen kapıyı aç! | Zero-1 | 2009 | |
There's a leak! | Kaçak var! | Zero-1 | 2009 | |
You've got a leak. | Kaçak var! | Zero-1 | 2009 | |
We need to disconnect the mains. | Ana hattı kapatmalıyız! | Zero-1 | 2009 | |
Please sit down! We need room. | Lütfen oturun! Bize serbest alan lazım. | Zero-1 | 2009 | |
The socket! | Priz! | Zero-1 | 2009 | |
The plug! | Fiş! | Zero-1 | 2009 | |
Nowwhat? | Şimdi ne oldu? Halledildi. | Zero-1 | 2009 | |
We bypassed it. | Hallettik. | Zero-1 | 2009 | |
Sorry, but that's ourjob. Goodbye. | Üzgünüm ama bu bizim görevimizdi. Hoşçakalın. | Zero-1 | 2009 | |
What the fuck was that? | Ne oldu orada? | Zero-1 | 2009 | |
Electricians. | Elektrikçiler. | Zero-1 | 2009 | |
Theywere here earlier. | Buraya geldiler. | Zero-1 | 2009 | |
So why'd you let them in again? | Onları neden yine içeri aldın? | Zero-1 | 2009 | |
Say "Hi" from me. | Benden selam söyle. | Zero-1 | 2009 | |
No, I'm out walking with junior. | Hayır, ufaklıkla yürüyorum. | Zero-1 | 2009 | |
What about the nanny? It's her day off. | Bakıcıya ne oldu? İzin günü bugün. | Zero-1 | 2009 | |
Day off? You've only had her a week. | İzin günü mü? Daha bir haftadır çalışıyor sende. | Zero-1 | 2009 | |
She had something to do. | İşi varmış. | Zero-1 | 2009 |