Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 1975
| İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
| Nothing. | Hiçbir şey. Mademki konuyu açtın. Seninle bir şey hakkında konuşmak istiyorum. | About a Boy-3 | 2014 | |
| Oh, buddy. It is on. | Dostum, başlıyor. Sahiden de onunla bir şey yapmayı düşünmüyorsun, değil mi? | About a Boy-3 | 2014 | |
| Milady. | Leydim. Bunu söylemek gerçekten eğlenceli. | About a Boy-3 | 2014 | |
| You guys, T.J. and Fiona, it's happening. | Millet. TJ ve Fiona yakınlaşıyor. Yakınlaşmıyor. Tamam mı? Aynen öyle. | About a Boy-3 | 2014 | |
| Andy, tiebreaker. What do you see? | Andy, eşitliği bozan oyuncu. Sen ne görüyorsun? | About a Boy-3 | 2014 | |
| I see love blossoming. | Bir aşkın filizlendiğini görüyorum. Tanrım, beni tahrik ediyor. | About a Boy-3 | 2014 | |
| I thought you were on my team, man. | Benim takımımda olduğunu zannediyordum. Biraz önce taraf değiştirdim. | About a Boy-3 | 2014 | |
| How old do you think he is? | Kaç yaşında olduğunu düşünüyorsun? | About a Boy-3 | 2014 | |
| I'm guessing he's a very pale nine. | Tahminime göre, çok açık renkli dokuz yaşında bir çocuk. | About a Boy-3 | 2014 | |
| Actually, I'm a slightly pale 11. | Açıkçası, biraz açık renkli ve on bir yaşındayım. Seninle konuşmuyoruz. | About a Boy-3 | 2014 | |
| We're talking about you. Right, right. | Senin hakkında konuşuyoruz. Doğru. Kusura bakmayın, hanımefendi. | About a Boy-3 | 2014 | |
| He's perfect. Perfect for? | Mükemmel birisi. Ne için mükemmelim? Pardon. | About a Boy-3 | 2014 | |
| Katie, get in here. | Katie, buraya gel. | About a Boy-3 | 2014 | |
| On the outside, I was rooting for Marcus, | Dışımdan, Marcus'u destekliyordum. | About a Boy-3 | 2014 | |
| but on the inside, I was sort of hoping | Ama içimden de Will'in oyunu kaybetmesini diliyordum | About a Boy-3 | 2014 | |
| I was inspired by my audience. | Seyircimden ilham alıyordum. Çok mükemmelsin. Öyle değil mi? | About a Boy-3 | 2014 | |
| Fiona, I think tonight we're gonna be unstoppable. | Fiona, bence bu gece durdurulamaz olacağız. Öyle mi? | About a Boy-3 | 2014 | |
| Oh, with your game skills and my willingness to do | Senin oyun becerilerin ve benim azmimle kazanmak için ne gerekiyorsa sahibiz. | About a Boy-3 | 2014 | |
| Hey, Fiona. Can I talk to you for a second? | Hey, Fiona. Bir saniye, seninle konuşabilir miyim? | About a Boy-3 | 2014 | |
| Fiona, could I get a woman's help in the kitchen? | Fiona, mutfakta bir bayanın yardımına ihtiyacım var. | About a Boy-3 | 2014 | |
| I need to talk to her. No. | Onunla konuşmam lazım. Hayır. Senin, sözde eşinin nerede olduğunu bulman lazım. | About a Boy-3 | 2014 | |
| Gaming starts in five minutes. | Oyun, beş dakika içinde başlıyor. Çift sayıya ihtiyacım var. | About a Boy-3 | 2014 | |
| Okay. Tell me what I'm seeing. | Pekala. Gördüğüm şeyi söyle. Seninle TJ arasında neler oluyor? | About a Boy-3 | 2014 | |
| Loving your boobs, by the way. | Bu arada, göğüslerine bayılıyorum. Çocuklar, benimkileri mahvetti. | About a Boy-3 | 2014 | |
| Oh, I thought we were coming in here to chop vegetables. | Buraya, sebze doğramaya geldiğimizi sanmıştım. | About a Boy-3 | 2014 | |
| No. No, no, no, no, no. | Hayır, hayır. Sen ve TJ'den bahsediyoruz. | About a Boy-3 | 2014 | |
| What are our chances? Oh, are we really gonna talk... | İhtimallerimiz ne kadar? Gerçekten de şey hakkında... Pekala. | About a Boy-3 | 2014 | |
| Um, well, what sort of a person do you think he is? | Nasıl birisi olduğunu düşünüyorsun? | About a Boy-3 | 2014 | |
| Do you think that he's caring, | Şefkâtli biri olduğunu mu ya da... | About a Boy-3 | 2014 | |
| that he's socially responsible? | ...sosyal bakımdan sorumlu biri olduğunu düşünüyor musun? Seksi biri. | About a Boy-3 | 2014 | |
| Let's pretend Andy's dead for a second. | Bir saniye, Andy ölmüş gibi davranalım. Tanrı esirgesin. | About a Boy-3 | 2014 | |
| I would mourn for a respectable month or two, | Bir ya da iki ay, yas tutardım. | About a Boy-3 | 2014 | |
| and then I would hit that... | Sonra, bunu götürürdüm. Sert bir şekilde. | About a Boy-3 | 2014 | |
| So hard. | Çok sert. Öyle mi? | About a Boy-3 | 2014 | |
| Don't know that he's the sort of person | Normalde seçeceğim türden birisi mi bilmiyorum. | About a Boy-3 | 2014 | |
| but I haven't been doing a lot of choosing recently. | Ama, yakın zamanda pek fazla seçim yapmadım. | About a Boy-3 | 2014 | |
| Does have a nice laugh, though, doesn't he? | Hoş bir kahkahası var, değil mi? Kahrolası arsız şey. | About a Boy-3 | 2014 | |
| This makes me so happy. | Bu, beni çok mutlu ediyor. Andy, biraz daha şarap. | About a Boy-3 | 2014 | |
| All right. How my ladies doing? | Pekala. Nasıl gidiyor, bayanlar? Güzel. Teşekkürler, bebeğim. | About a Boy-3 | 2014 | |
| That's... okay. That's a lot. | Yeterli. Çok oldu. | About a Boy-3 | 2014 | |
| All right, we can't do this with an odd number. | Bunu tek sayıyla yapamayız. Şunu söyleyeceğim. Will... | About a Boy-3 | 2014 | |
| You're out of here. Get out of my house. | Buradan çıkıyorsun. Evimden çık git. | About a Boy-3 | 2014 | |
| She's gonna be here soon. | Birazdan burada olacak. Hemen başlamamız gerekmiyor. | About a Boy-3 | 2014 | |
| I mean, we can wait a couple minutes, right? | Birkaç dakika daha bekleyemez miyiz? Aynen. | About a Boy-3 | 2014 | |
| Andy, I'm getting very tense. | Andy, geriliyorum. Will, lütfen defol git evimden. | About a Boy-3 | 2014 | |
| T.J., can I talk to you in the kitchen? | TJ, mutfakta seninle konuşabilir miyim? | About a Boy-3 | 2014 | |
| All right, here we go. | Pekala, işte böyle. Ne yapıyorsun? Hızlı, kısa bir konuşma. | About a Boy-3 | 2014 | |
| Dude, what the hell are you doing with Fiona? | Fiona'yla ne halt yiyorsun? | About a Boy-3 | 2014 | |
| I'm trying to literally charm the pants off of her. | Tavlayarak pantolonunu indirmeye çalışıyorum. Ne yapıyormuşum gibi gözüküyor? | About a Boy-3 | 2014 | |
| Well, don't. Why? | Yapma. Neden? | About a Boy-3 | 2014 | |
| Because I'm asking nicely and I'd appreciate it. | Çünkü güzelce soruyorum ve memnun olurum. | About a Boy-3 | 2014 | |
| I'm totally hitting that later. | Onu, sonra götüreceğim. TJ, hayır. Götürme. | About a Boy-3 | 2014 | |
| What is wrong with you, man? | Sorunun ne? Ondan hoşlanıyor falan mısın? | About a Boy-3 | 2014 | |
| Yes. | Evet. Ondan hoşlanıyorum. Çok feci bir şekilde tutuldum. | About a Boy-3 | 2014 | |
| Really? Yeah. | Gerçekten mi? Evet. Tamamen öyle hissediyorum. | About a Boy-3 | 2014 | |
| It's like... like, you know, I'm going crazy. | Şey gibi... Çıldırıyormuşum gibi. Kalbim, pıt pıt ediyor. Heyecan verici bir şey. | About a Boy-3 | 2014 | |
| So it's like I'd really appreciate it | Bu yüzden, eğer leydime sahip olmama... | About a Boy-3 | 2014 | |
| Do you remember that time in Tahoe | Tahoe'da, jakuzideki kız için ilk sıranın bende olduğunu söylediğimi hatırlıyor musun? | About a Boy-3 | 2014 | |
| You're gonna have to be more specific. | Daha kendine özgü biri olmalısın. | About a Boy-3 | 2014 | |
| You didn't let me have her, okay, | Ona sahip olmama izin vermedin ve ben de Fiona'ya sahip olmana izin vermeyeceğim. | About a Boy-3 | 2014 | |
| T.J. And if you want her... | TJ. Eğer, onu istiyorsan benim için hava hoş. Yeni bir yarışma. | About a Boy-3 | 2014 | |
| First one to bag Fiona gets the belt. | Fiona'yı ilk ele geçiren kemeri kapar. Ne? Çok saygısızca. | About a Boy-3 | 2014 | |
| That is the woman that I... that I love. | O, benim sevdiğim kadın. | About a Boy-3 | 2014 | |
| Okay, Marcus. Truth or dare. | Pekala, Marcus. Doğruluk mu cesaret mi? Doğruluk. | About a Boy-3 | 2014 | |
| Big fan of truth. Always have been. | Doğruluğun büyük hayranıyım. Her zaman da öyleydim. | About a Boy-3 | 2014 | |
| I'll tell you anything you want to know. | Bilmek istediğiniz her şeyi anlatacağım. En büyük korkun nedir? | About a Boy-3 | 2014 | |
| Besides this, I'd have to say it's a tie | Bunu bir yana bırakırsak, su yılanıyla fıstıkların... | About a Boy-3 | 2014 | |
| A single peanut could kill me. | Bir tane fıstık, beni öldürebilir. Gerçekten mi? Beni de. | About a Boy-3 | 2014 | |
| Like, instant throat closure. | Ani gırtlak tıkanması gibi. Çam fıstığı ve Brezilya fındığı da öyle. | About a Boy-3 | 2014 | |
| Dude, no way. Any sort of tree nut for me. | Mümkün değil. Herhangi bir ağacın fındığı yeterli benim için. | About a Boy-3 | 2014 | |
| If I'm even in the same room as a cashew... | Eğer, kaju ile aynı odadaysam bile... Aynen. Aniden ölüm. | About a Boy-3 | 2014 | |
| All right, my turn. Katie, truth or dare? | Pekala, benim sıram. Katie, doğruluk mu cesaret mi? | About a Boy-3 | 2014 | |
| I choose truth. I dare you to kiss Marcus. | Doğruluğu seçiyorum. Marcus'u öpme cesaretini göster. | About a Boy-3 | 2014 | |
| But... I dare you to kiss Marcus. | Ama... Marcus'u öpme cesaretini göster. | About a Boy-3 | 2014 | |
| Since we only have an odd number, | Tek sayı olduğumuz sürece, oynayabileceğimiz tek şey sessiz sinema. | About a Boy-3 | 2014 | |
| Squeeze in here. What? There's no room. | Şuraya sığışayım. Yer yok. Sığışmam lazım. | About a Boy-3 | 2014 | |
| There's actually not a seat here. | Oturacak yer yok burada. Hiçbir yerde yok. | About a Boy-3 | 2014 | |
| Will. It's all good. | Will. Sorun yok. | About a Boy-3 | 2014 | |
| First up is Will. Will. | İlk kalkan kişi, Will. Will... | About a Boy-3 | 2014 | |
| You're up. You're up. | Ayaktasın. Kalkman lazım. Daha şimdi oturdum. | About a Boy-3 | 2014 | |
| He called your name. | İsmini söyledi. | About a Boy-3 | 2014 | |
| Let's do this. Come on, Will. | Hadi başlayalım. Hadi, Will. | About a Boy-3 | 2014 | |
| What do we got? Um... | Ne varmış? | About a Boy-3 | 2014 | |
| Right. What have we got? | Evet. Ne varmış? | About a Boy-3 | 2014 | |
| Can't believe him sometimes. | Kaptan Phillips | About a Boy-3 | 2014 | |
| Here we go. All right, uh... | Başlıyoruz. Bu şekilde gidiyorum. Araba sürüyor. | About a Boy-3 | 2014 | |
| Shooting. Driving. | Ateş ediliyor. Araba sürüyor. Ateş ediliyor. | About a Boy-3 | 2014 | |
| No, no, just keep... Diving. | Hayır, hayır. Devam. Dalıyor. | About a Boy-3 | 2014 | |
| A very angry man. Color Purple. | Çok öfkeli bir adam. Mor Yıllar. Öfkeli adam. | About a Boy-3 | 2014 | |
| Make a signal. What? | Bir işaret ver. Ne? | About a Boy-3 | 2014 | |
| All right, T.J., get your hands off her, man. | Pekala. TJ, ellerini çek onun üzerinden. Gerçekten, kes şunu. Will. | About a Boy-3 | 2014 | |
| Fiona, I'm sorry. I'm so sorry, | Fiona, üzgünüm. Çok üzgünüm. Ama onunla yatmana engel oluyorum. | About a Boy-3 | 2014 | |
| Did you just forbid me to do something? | Bir şey yapmama engel mi oluyorsun? TJ'yi yapmana engel oluyorum. Evet. | About a Boy-3 | 2014 | |
| Oh, it's 'cause you don't want me in your world, | Kendi dünyanda beni istemediğin için, değil mi? | About a Boy-3 | 2014 | |
| Is it really so awful to be around me? | Benim etrafımda olmak gerçekten de çok mu korkunç? | About a Boy-3 | 2014 | |
| Nope, that's not it at all. He's in love with you. | Hayır, hiç de değil. Sana aşık olmuş. Ne? | About a Boy-3 | 2014 | |
| What? Oh. | Ne? Gelmişsin. | About a Boy-3 | 2014 | |
| So, uh... so what is this? | Bu ne böyle? Granit mi? Sabun taşı da olabilir. | About a Boy-3 | 2014 | |
| You know, whatever it is, | Her ne halt ise ustalığı kusursuz. | About a Boy-3 | 2014 | |
| I'm sorry, Marcus. | Üzgünüm, Marcus. Gerçekten öyleyim. Ama kardeşlerimi tanımıyorsun. | About a Boy-3 | 2014 |