Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 3009
| İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
| It will not be able to unify the Arab tribes. | Arap kabilelerini birleştirmek çok zordur. | Al Risalah-1 | 1976 | |
| The danger comes from there. | Asıl tehlike bu.. | Al Risalah-1 | 1976 | |
| "The neighbor is like oneself, neither malfaisant nor sinning. | " Komşunuz günahkar da olsa, kötü bir insan da olsa, ona kötülük etmeyiniz. | Al Risalah-1 | 1976 | |
| One see a woman only with the agreement of its family. " | Erkek, bir kadını ancak kadının ailesinin rızasıyla görebilir. " | Al Risalah-1 | 1976 | |
| It really think it. | Gerçekten de böyle düşünüyor. | Al Risalah-1 | 1976 | |
| For him, the Muslims and people of the Book are equal. | Ona göre müslümanlar ve kitap ehli, eşit. | Al Risalah-1 | 1976 | |
| Read what he says of the Jews of Medina. | Medine yahudileri hakkında ne dediğine bak. | Al Risalah-1 | 1976 | |
| "The Jews have their religion and the Muslims theirs, | " Yahudilerin kendi dinleri vardır, Müslümanların kendi dini, | Al Risalah-1 | 1976 | |
| themselves and their owners, | ... herkes kendi dinine göre... | Al Risalah-1 | 1976 | |
| except that which oppressed and sinned. " | ... yaşayacak ve ibadet edecektir. " | Al Risalah-1 | 1976 | |
| Look at. | Şuna bak. | Al Risalah-1 | 1976 | |
| The woman has rights, of which that of the heritage. | Kadınlara bile haklar tanımış, onlara miras bırakılabilirmiş. | Al Risalah-1 | 1976 | |
| And why not of the rights for the camels? | Develere bile hak tanıdığına göre. | Al Risalah-1 | 1976 | |
| Coran known as: "There is not an animal on the earth, | Kur'an der ki: " Yeryüzünde yürüyen hayvanlar ve (gökyüzünde) ... | Al Risalah-1 | 1976 | |
| nor a being that flies on its wings, but communities like you... " | ... iki kanadıyla uçan kuşlardan ne varsa, hepsi ancak sizin gibi topluluklardır. " | Al Risalah-1 | 1976 | |
| Mohammad upsets all, even the nature of my city. | Muhammed her şeyi tersine çeviriyor, şehrimin doğal yapısını bile. | Al Risalah-1 | 1976 | |
| Curse is it! | Lanet olsun! | Al Risalah-1 | 1976 | |
| He steal us our children and our lives. | Çocuklarımızı ve yaşamlarımızı çalıyor bizden! | Al Risalah-1 | 1976 | |
| He found what he calls the right, | Bizim geleceğimizi harcamak uğruna, | Al Risalah-1 | 1976 | |
| At the expense of our future. | ... doğru bildiği şeyi yapıyor. | Al Risalah-1 | 1976 | |
| That are enough! | Artık yetti! | Al Risalah-1 | 1976 | |
| He should be given to its place. | Ettiğini bulacak! | Al Risalah-1 | 1976 | |
| Whole that exiled left in Mecca, | Göç edenlerin geride bıraktığı ne varsa, | Al Risalah-1 | 1976 | |
| will confiscate we it. | ... el koyacağız. | Al Risalah-1 | 1976 | |
| Their houses, their camels, their horses, their money, | Evleri, develeri, atları, paraları, | Al Risalah-1 | 1976 | |
| and even their children belong to us. | ... hatta çocukları bile, artık bizim. | Al Risalah-1 | 1976 | |
| Exiled! | Ey sürgün edilenler! | Al Risalah-1 | 1976 | |
| I bring news of Mecca. | Mekke'den haberlerim var. | Al Risalah-1 | 1976 | |
| They stole all your possessions. | Bütün sahip olduğunuz şeyleri çaldılar. | Al Risalah-1 | 1976 | |
| Do not remain to you any more money. | Artık hiç paranız kalmadı. | Al Risalah-1 | 1976 | |
| The trade of Abu Bakr is sold, | Ebu Bekir'in dükkanı, | Al Risalah-1 | 1976 | |
| as well as the house of the Prophet. | ... hatta peygamberin evi bile satıldı. | Al Risalah-1 | 1976 | |
| They sold your goods to inflate their caravans. | Kervanlarını zenginleştirmek için sattılar sizin mallarınızı. | Al Risalah-1 | 1976 | |
| It remain to you nothing. | Hiçbir şeyiniz kalmadı. | Al Risalah-1 | 1976 | |
| You for your possessions do not fight? | Mallarınız için savaşmayacak mısınız? | Al Risalah-1 | 1976 | |
| Which speaks to fight? | Kim o savaştan söz eden? | Al Risalah-1 | 1976 | |
| You Have an alternative? | Başka seçeneğiniz var mı? | Al Risalah-1 | 1976 | |
| We will fight only with the orders of Allah and its Prophet. | Yalnızca Allah'ın ve peygamberinin izniyle savaşırız biz. | Al Risalah-1 | 1976 | |
| Include understand me well, | Beni sakın yanlış anlamayın, | Al Risalah-1 | 1976 | |
| you do not disturb us are our guests. | ... siz misafirimizsiniz, başımızın üstünde yeriniz var. | Al Risalah-1 | 1976 | |
| If there remained to us only one bread, | Eğer son bir ekmeğimiz kalsa, | Al Risalah-1 | 1976 | |
| we would give it to you. | ... onu size verirdik. | Al Risalah-1 | 1976 | |
| Turn over to work. | İşinizin başına dönün. | Al Risalah-1 | 1976 | |
| Will fight we them, I swear that we will fight them. | Savaşalım, çıkalım karşılarına! | Al Risalah-1 | 1976 | |
| Those which oppressed us, drove out our houses and plundered. | Bizi zulümle evimizden barkımızdan edenlerle savaşalım. | Al Risalah-1 | 1976 | |
| The good will not be overcome by the evil. | İyilik, kötülük karşısında boyun eğmeyecek, | Al Risalah-1 | 1976 | |
| We are protected by Allah and by you, we will overcome. | Bizi Allah ve Allah'ın peygamberi korur, yenilmeyiz. | Al Risalah-1 | 1976 | |
| O Messenger of Allah, I know that you call with peace. | Ey Allah'ın elçisi, bilirim, sen savaşı sevmezsin. | Al Risalah-1 | 1976 | |
| But if we let them make, we will lose our honor. | Ama yaptıkları yanlarına kar kalırsa, gururumuz kalmaz. | Al Risalah-1 | 1976 | |
| Let us fight them. | Bırak savaşalım. | Al Risalah-1 | 1976 | |
| Whole that we have finds in their caravans. | Sahip olduğumuz her şey o kervanlarda. | Al Risalah-1 | 1976 | |
| Their caravans are within reach, | Kervanları yakınımızdan geçecek, | Al Risalah-1 | 1976 | |
| let us recover our goods by the force. | ... bırak bize ait olanları geri alalım! | Al Risalah-1 | 1976 | |
| Forgiveness if I raised the voice your involved. | Affet, sana karşı sesimi yükselttim. | Al Risalah-1 | 1976 | |
| But it is an anger for Allah and his religion. | Ama kızgınlığımın sebebi, Allah'a ve dinine yapılan saygısızlıktır. | Al Risalah-1 | 1976 | |
| Engagements them. | Saldıralım onlara. | Al Risalah-1 | 1976 | |
| No battle, without the order of Allah. | Allah'ın emri olmadan savaşılmayacak. | Al Risalah-1 | 1976 | |
| Allah is great! 1 | Allah en büyüktür! | Al Risalah-1 | 1976 | |
| Bilal. Looks at the sun. | Bilal. Güneşe bak. | Al Risalah-1 | 1976 | |
| "I attest that there is of Allah only God. " | " Şehadet ederim ki Allah'tan başka ilah yoktu r" | Al Risalah-1 | 1976 | |
| It is not the hour of the prayer. | Ezan saati değil ki. | Al Risalah-1 | 1976 | |
| "I attest that Mohammad is the Messenger of Allah. " | " Şehadet ederim ki Muhammed, Allah'ın elçisidir. " | Al Risalah-1 | 1976 | |
| "Allah is great!" | " Allah en büyüktür! " | Al Risalah-1 | 1976 | |
| "It have there of Allah only God. " | " Allah'tan başka ilah yoktur. " | Al Risalah-1 | 1976 | |
| Listen to what Allah revealed with its Messenger. | Allah'tan peygambere vahiy geldi. | Al Risalah-1 | 1976 | |
| "In the name of Allah, Most Gracious, Most Merciful. " | " Esirgeyen ve bağışlayan Allah'ın adıyla. " | Al Risalah-1 | 1976 | |
| "Permission is given to those upon whom war is made because they are oppressed, | " Zulme uğrayanlara savaşmak için izin verilmiştir, | Al Risalah-1 | 1976 | |
| and verily, Allah is most powerful for their aid, | ... doğrusu kudret sahibi Allah, onlara yardım edecektir, | Al Risalah-1 | 1976 | |
| Those who have been expelled from their homes without a just cause except that they say: ‘Our Lord is Allah'... " | ... çünkü onlar, 'Rabbimiz Allah!' demekten başka bir şey yapmadıkları halde evlerinden sürülenlerdir. " | Al Risalah-1 | 1976 | |
| The sword of Ali, | Ali'nin kılıcı, | Al Risalah-1 | 1976 | |
| is the first sword of Islam. | ... İslam'ın ilk kılıcıdır. | Al Risalah-1 | 1976 | |
| Exiled and in favour! | Ey sürgünler (Muhacir) ve yoldaşlar(Ensar)! | Al Risalah-1 | 1976 | |
| Comply with the rules of war of the Prophet. | Peygamberin savaş kurallarını unutmayın. | Al Risalah-1 | 1976 | |
| Save the children, the old men, the women and the patients, | Çocuklara, yaşlılara, kadınlara ve hastalara dokunmayın, | Al Risalah-1 | 1976 | |
| do not cut down trees. | ... ağaçlara zarar vermeyin. | Al Risalah-1 | 1976 | |
| Do not make evil with the man who works with the field. | Yol üstünde çalışan insana denk gelirseniz, ona kötülük etmeyin. | Al Risalah-1 | 1976 | |
| Fight your oppressors and those which have stolen you. | Sadece size zulmeden ve malınızı çalanla savaşın. | Al Risalah-1 | 1976 | |
| Now, with the wells of Badr! | Şimdi, Bedir kuyularına! | Al Risalah-1 | 1976 | |
| Koraichians! | Kureyşliler! | Al Risalah-1 | 1976 | |
| You Arm! Defend your goods! Mohammad! | Silahlanın! Mallarınızı koruyun! Muhammed! | Al Risalah-1 | 1976 | |
| They attack your caravan. How much they are? | Muhammed kervanınıza saldırıyor. Kaç kişiler? | Al Risalah-1 | 1976 | |
| Three hundred of which some riders. | Üç yüz kadarlar, birkaç da atlı var. | Al Risalah-1 | 1976 | |
| We will have 200 riders. How many camels? | 200 atlı götürelim. Kaç develeri var? | Al Risalah-1 | 1976 | |
| Seventy. We will have 170 of them. | Yetmiş. Bizim yüz yetmiş tane olacak! | Al Risalah-1 | 1976 | |
| And twenties of my camels will carry the wine earthenware jars. | Benim develerimden yirmisi de şarap taşıyacak. | Al Risalah-1 | 1976 | |
| It will be a festival! | Bu bir kutlama olacak! | Al Risalah-1 | 1976 | |
| It is the war which I waited. | İşte beklediğim savaş buydu. | Al Risalah-1 | 1976 | |
| A war without losses. | Kayıpsız bir savaş. | Al Risalah-1 | 1976 | |
| The war! | Savaşa! | Al Risalah-1 | 1976 | |
| Go quickly to the caravan. | Çabuk kervana git. | Al Risalah-1 | 1976 | |
| Say to Abu Sofyan to go to the wells of Badr with its men. | Ebu Sufyan'a söyle, adamlarıyla birlikte Bedir kuyularına gitsin. | Al Risalah-1 | 1976 | |
| Koraichians left. | Kureyşliler yola çıktı. | Al Risalah-1 | 1976 | |
| Koraichians went to face the Muslims with Badr. | kureyşliler müslümanlarla çarpışmak için Bedir'e doğru yola çıktı. | Al Risalah-1 | 1976 | |
| They ask you to join them. | Senden de onlara katılmanı istiyorlar. | Al Risalah-1 | 1976 | |
| It is not reasonable to risk the richnesses of Mecca. | Mekke'nin zenginliğini risk etmek mantıklı değil. | Al Risalah-1 | 1976 | |
| I go to the west, far from the well of Badr. | Ben batıya gideceğim, Bedir kuyularından uzağa. | Al Risalah-1 | 1976 | |
| You must move towards Badr. | Bedir'e gitmelisin. | Al Risalah-1 | 1976 | |
| If I continue my walk the night, I will avoid Mohammad until the morning. | Eğer gece boyunca ilerlersem, sabaha Muhammed'in ulaşamayacağı kadar uzaklaşmış olurum. | Al Risalah-1 | 1976 | |
| And your row among your people? | İnsanlarının yanında olmak senin görevin! | Al Risalah-1 | 1976 | |
| My position depends on the safety of these camels. | Benim görevim bu develerin güvenliğini sağlamak. | Al Risalah-1 | 1976 |