Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 3005
| İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
| I think of being his friend. | Doğrudur, evet. | Al Risalah-1 | 1976 | |
| Can you use this friendship? | Bu arkadaşlığı kullanamaz mısın? | Al Risalah-1 | 1976 | |
| I can bring back the runaways. | Gidenleri geri getirebileceğimi sanıyorum. | Al Risalah-1 | 1976 | |
| Go for Abyssinie. | O zaman Habeşistana git. | Al Risalah-1 | 1976 | |
| These people... Let us see how they will be humiliated. | Bu başlar birazdan nasıl eğilecek göreceğiz. | Al Risalah-1 | 1976 | |
| You do not incline yourselves? | Sizler krala saygı göstermez misiniz? | Al Risalah-1 | 1976 | |
| We prosternons ourselves only in front of Allah. | Biz Allah'tan başkasının önünde eğilmeyiz. | Al Risalah-1 | 1976 | |
| Mohammad said to us that he was the Messenger of Allah. | Muhammed bize, kendisinin Allah'ın elçisi olduğunu söyledi. | Al Risalah-1 | 1976 | |
| The Messenger of Allah? Where are his miracles, Jaafar? | Allah'ın elçisi mi? Peki onun mucizeleri nerde Cafer? | Al Risalah-1 | 1976 | |
| Had he a rise? Went he on water? | Göğe mi yükseldi? Suyun üstünde mi yürüdü? | Al Risalah-1 | 1976 | |
| Cured he the patients, gave again the sight or the life? | Hastaları iyi mi etti, körleri görür mü etti, ölüyü mü diriltti? | Al Risalah-1 | 1976 | |
| Where are his miracles, Jaafar? | Nerede onun mucizeleri Cafer? | Al Risalah-1 | 1976 | |
| The prophets make miracles, | Peygamberler mucizeleriyle bilinirler, | Al Risalah-1 | 1976 | |
| to prove that Allah sent. | Allah tarafından yetkilendirildiklerini ispat ederler. | Al Risalah-1 | 1976 | |
| The miracle of Mohammad is Coran. | Muhammed'in mucizesi Kur'an ı Kerim'dir. | Al Risalah-1 | 1976 | |
| Of the words? | Sözler mi yani? | Al Risalah-1 | 1976 | |
| Of the words written by illiterate, | Okuma yazma bilmeyen birinin, | Al Risalah-1 | 1976 | |
| and allotted to Allah. | ... Allah'a atfettiği sözleri! | Al Risalah-1 | 1976 | |
| Excuse you them now? | Şimdi anladınız mı kim olduklarını? | Al Risalah-1 | 1976 | |
| I know that Allah sent tongues of fire on the apostles, | Biliyorum ki Allah havarilere, | Al Risalah-1 | 1976 | |
| so that they can be expressed in all the languages, | ... daha önce hiç duymadıkları... | Al Risalah-1 | 1976 | |
| that they were unaware of before. | ... lisanları konuşabilme kabiliyeti bahşetmişti. | Al Risalah-1 | 1976 | |
| But I wonder, | Ama sanmıyorum ki... | Al Risalah-1 | 1976 | |
| if such miracles exist still nowadays. | ... günümüzde hala böyle mucizeler olsun. | Al Risalah-1 | 1976 | |
| I heard some enough. | Sizi yeterince dinledim. | Al Risalah-1 | 1976 | |
| Your argument is weak. | Savınız yeterince kuvvetli değil. | Al Risalah-1 | 1976 | |
| We came to flee the injustice and the suffering. | Biz haksızlıktan ve acılardan kaçıp buraya geldik. | Al Risalah-1 | 1976 | |
| Mohammad said to us: | Muhammed bize dedi ki: | Al Risalah-1 | 1976 | |
| 'Go in Abyssinie, | " Habeşistan'a gidin, | Al Risalah-1 | 1976 | |
| where the king does not treat anybody wrongfully. ' | ... orada kimseye haksızlık edilmez. " | Al Risalah-1 | 1976 | |
| What they call injustice is their right punishment. | Haksızlık dediği asıl hakettikleri cezalandırılmalarıdır! | Al Risalah-1 | 1976 | |
| Why you send to me? | Muhammed sizi bana neden gönderdi? | Al Risalah-1 | 1976 | |
| You form part of people of the Book. | Çünkü siz de bizim gibi bir kitaba inanıyorsunuz. | Al Risalah-1 | 1976 | |
| Since you believe in a God, you will protect us. | Siz de tek bir tanrıya iman ettiğiniz için bizi korursunuz. | Al Risalah-1 | 1976 | |
| Your Majesty, their speech is like a mirage, | Ey Melik, bu adamların sözleri illüzyon dolu, | Al Risalah-1 | 1976 | |
| that made thirsty, takes for water. | ... içtikçe daha çok susatan su gibi adeta. | Al Risalah-1 | 1976 | |
| They convinced me. I must listen to them, my friend. | Beni ikna ettiler. Onları dinlemeliyim, dostum. | Al Risalah-1 | 1976 | |
| Your Majesty, | Ey Melik, bizler... | Al Risalah-1 | 1976 | |
| we were people being unaware of, | ... kendi yaptığımız odundan ve taştan... | Al Risalah-1 | 1976 | |
| we venerated wood and stone idols, | ... putlara tapan, leş yiyen, fuhuş yapan... | Al Risalah-1 | 1976 | |
| eaten the carrion, made adultery and broken the blood ties. | ... kan bağlarını hiçe sayan, cahil bir topluluktuk. | Al Risalah-1 | 1976 | |
| We neglected our neighbors and the rich person oppressed the poor. | Kimse komşusunu gözetmez, zengin fakiri ezerdi. | Al Risalah-1 | 1976 | |
| Until Allah sends a prophet among us, | Ama Allah bize bir peygamber gönderdi, | Al Risalah-1 | 1976 | |
| we know the virtue, | ... erdem, samimiyet, | Al Risalah-1 | 1976 | |
| the sincerity, honesty and dignity. | ... doğruluk ve dürüstlüğü öğrendik. | Al Risalah-1 | 1976 | |
| It invited us to adore Allah, | Bu din bize Allah'a iman etmeyi, | Al Risalah-1 | 1976 | |
| and to give up our wood and stone gods. | ... ve tahtadan ve taştan yapılmış putlara tapmamayı öğütledi. | Al Risalah-1 | 1976 | |
| You calumniate our divinities! | Bizim kutsal değerlerimize hakaret ediyorsunuz! | Al Risalah-1 | 1976 | |
| We do not venerate the wood or the stone of the idols, | Biz putların tahtasına veya taşına değil, | Al Risalah-1 | 1976 | |
| but the spirit which resides at it and bring us closer Allah. | ... içlerinde barındırdıkları, bizi Allah'a yakınlaştıran ruha tapınıyoruz. | Al Risalah-1 | 1976 | |
| Everyone does not see the things in this way, Amr. | Putperestliği herkes senin gibi anlayamaz ya Amr. | Al Risalah-1 | 1976 | |
| That you your religion orders? | Peki ya dininiz ne emreder? | Al Risalah-1 | 1976 | |
| It order to us to venerate only one single Allah, | Dinimiz bize bir ve tek olan Allah'a iman etmeyi, | Al Risalah-1 | 1976 | |
| to request and say the truth, | ... doğruyu istemeyi ve söylemeyi, | Al Risalah-1 | 1976 | |
| to be honest and to respect the our neighbor and blood ties, | ... dürüst olmayı, komşumuza ve akrabamıza saygılı olmayı, | Al Risalah-1 | 1976 | |
| to avoid the taboos and blood. | ... töreden ve kandan uzak durmayı emreder. | Al Risalah-1 | 1976 | |
| It prohibit adultery and slanderings to us, | Fuhuşu ve iftira atmayı, | Al Risalah-1 | 1976 | |
| to steal the money of the orphan and to calumniate the pure women. | ... yetimden para çalmayı ve temiz kadınlara dil uzatmayı men eder. | Al Risalah-1 | 1976 | |
| Pure women? | Temiz kadınlar mı? | Al Risalah-1 | 1976 | |
| And women? | Kadınlar? | Al Risalah-1 | 1976 | |
| The woman is equalizes of the man. | Kadın, erkekle eşittir. | Al Risalah-1 | 1976 | |
| She have the same rights. Which rights? | Aynı haklara sahiptir. Hangi haklar? | Al Risalah-1 | 1976 | |
| Let us buy we them and the infants to be been useful, | Onları satın alır, dilediğimiz gibi kullanırız, | Al Risalah-1 | 1976 | |
| and let us sell them if they refuse to obey. | ... ve bize itaat etmelerini sağlarız. | Al Risalah-1 | 1976 | |
| Mistakes you the woman who carried you in her belly, | Yazık seni dokuz ay karnında taşıyan, ve seni... | Al Risalah-1 | 1976 | |
| and which nursed to you being small? | ... büyütmek için onca zaman emzirene. | Al Risalah-1 | 1976 | |
| Until you would be adult, Amr? | O da bir kadın değil miydi, Amr? | Al Risalah-1 | 1976 | |
| Why your gods are dumb? | Tanrılarının dili mi tutuldu? | Al Risalah-1 | 1976 | |
| Their single Allah it overpowered? | Onların tek bir Allah'ı sizinkileri alt mı etti yoksa? | Al Risalah-1 | 1976 | |
| Our Allah is that of all. | Bizim Allah'ımız hepsinin Allah'ıdır. | Al Risalah-1 | 1976 | |
| Allah of Abraham, Moses, Zacharie, John and Jesus Christ. | İbrahim'in, Musa'nın, Zekeriya'nın, Yahya'nın ve elbette İsa'nın. | Al Risalah-1 | 1976 | |
| They had a revelation, just like Mohammad. | Tıpkı Muhammed'e geldiği gibi, onlara da vahiy gelmişti. | Al Risalah-1 | 1976 | |
| Which taught you these names? | Sana bu isimleri kim öğretti? | Al Risalah-1 | 1976 | |
| Coran. | Kur'an ı Kerim. | Al Risalah-1 | 1976 | |
| It was revealed to Mohammad. Mohammad! | O Muhammed (s.a.v)'e indirildi. Muhammed! | Al Risalah-1 | 1976 | |
| He were only a one orphan shepherd. | O yalnızca yetim bir çoban. | Al Risalah-1 | 1976 | |
| And Christ were a ground carpenter of Allah. | İsa da yalnızca bir marangozdu. | Al Risalah-1 | 1976 | |
| To tell you the truth, the words of Mohammad, | Doğrusunu söylemek gerekirse, Muhammed'in sözleriyle, | Al Risalah-1 | 1976 | |
| and those of Christ come from the same light. | ... İsa'nın sözleri, aynı lambadan çıkan iki ışık gibiler. | Al Risalah-1 | 1976 | |
| Your Majesty, | Ey Melik, | Al Risalah-1 | 1976 | |
| what they say of Christ will displease you. | ... İsa hakkında söyleyecekleri hiç hoşunuza gitmeyecek. | Al Risalah-1 | 1976 | |
| That they of Christ say? They says... | İsa hakkında ne diyorlar? Diyorlar ki... | Al Risalah-1 | 1976 | |
| ...that it is a being like us. | ... o da tıpkı bizim gibi biriymiş. | Al Risalah-1 | 1976 | |
| Speak... What you of Christ say? | Söyle... İsa hakkında ne biliyorsunuz? | Al Risalah-1 | 1976 | |
| We say of him what Mohammad reported to us. | Muhammed (s.a.v) bize ne söylediyse onu; | Al Risalah-1 | 1976 | |
| He is spirit whose words inspired the Virgin Mary. | İsa, Meryem'e hediye edilmiş bir ruh idi. | Al Risalah-1 | 1976 | |
| And how was born Christ? | Meryem İsa'yı doğurdu mu yani? | Al Risalah-1 | 1976 | |
| Your Coran says something on the birth of Christ? | Sizin kitabınız İsa'nın doğumuyla ilgili ne diyor? | Al Risalah-1 | 1976 | |
| Yes. Can I quote it? | Kelime kelime tekrar edeyim mi? | Al Risalah-1 | 1976 | |
| Approach and speak. | Yaklaş ve söyle. | Al Risalah-1 | 1976 | |
| "In the name of Allah, Most Gracious, Most Merciful. " | " Esirgeyen ve bağışlayan Allah'ın adıyla; | Al Risalah-1 | 1976 | |
| "Relate Mary in the Book, | Kitap'ta Meryem'i de zikret. | Al Risalah-1 | 1976 | |
| when she withdrew from her family to a place in the East. | ... Hani o, ailesinden kopup doğu tarafında bir yere çekilmişti. | Al Risalah-1 | 1976 | |
| She placed a screen from them, | Sonra onlardan yana (kendini gizleyen) bir perde çekmişti, | Al Risalah-1 | 1976 | |
| then we sent to her our spirit, | ... böylece ona ruhumuzu (Cibril'i) göndermiştik, | Al Risalah-1 | 1976 | |
| and he appeared before her as a man in all respects. | ... o da, düzgün bir beşer kılığında görünmüştü. | Al Risalah-1 | 1976 | |
| She said: | Demişti ki: | Al Risalah-1 | 1976 | |
| 'I seek refuge from thee to Most Gracious, if thou dost fear Allah. ' | "Gerçekten ben senden, Rahman (olan Allah)'a sığınırım. " | Al Risalah-1 | 1976 | |
| It said: | Demişti ki: | Al Risalah-1 | 1976 | |
| 'I am only a messenger of your Lord, | " Ben, yalnızca Rabbinden (gelen) bir elçiyim; sana... | Al Risalah-1 | 1976 |